Academia.eduAcademia.edu

Postmodernizm ve Türk öykücülüğündeki yansımaları

Abstract

Postmodernizmle birlikte okurun kurgu karşısındaki pasif konumu da değişikliğe uğrar. Okur, artık metnin anlamlandırılma sürecinin aktif ve vazgeçilmez bir ortağı olarak görülür. Bu yüzden ondan bir metni doğru ve makul düzeyde yorumlayabilecek bir entelektüel sermaye talep edilmektedir. 51 aralık-ocak-şubat 2 0 2 0 -2 1 İ şaret ettiği tarihsel-toplumsal koşulların çok çeşitli ve karmaşık bir görünüm sergilemesinden dolayı postmodernizm, sınırları belli bir akım veya ortak bir hareket olarak nitelendirilmeye direnç gösteren bir kavramdır. Bu yüzden postmodernizmin daha ziyade bir "durum" olarak değerlendirilegeldiğini işaretleyerek konuya giriş yapmak gerekir. Kültürel ve ulusal sınırların birbiri içinde eridiği, emperyalizmin ulusal sınırların dışına taşarak küreselleştiği, insanlığın tinselliğinin göz ardı edilerek salt bir tüketici derekesine düşürüldüğü bu tarihsel kesit, aydınlanmacı modernizmin mutlak doğrularının reddedilmesinden yola çıkar. Farklı anlayış ve değer yargılarının bir hiyerarşi olmadan, kendi özgül varlıklarını muhafaza ederek yan yana durabildiği bu insanlık durumu, "kitschle saygın denilen edebiyatın birlikte varolduğu, papyonla blucin pantolonun birlikte giyildiği bir dönemin adıdır" (Ecevit: 2002: 60). Dolayısıyla postmodernizm, modernizm karşıtlığından kökenlenen temel iddiası gereği, mutlak tanım ve sınırlamalara indirgenemeyen bir kavramdır. Kavrama ilişkin net ve kuşatıcı bir tanıma ulaşılamamış olması bu özelliğinden kaynaklanır.