Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, Türk Yurdu-Ölümünün 100. Yılında Ömer Seyfettin
…
8 pages
1 file
Tarihe ve edebiyat tarihine geçmiş bazı isimler zamanın eskitmesine direnirler ve gün geçtikçe daha fazla tanınır ve bilinir olurlar. Ömer Seyfettin böyle isimlerden birisidir. O, her ne kadar hikâye yazarı olarak bilinip tanınsa da aslında çok yönlü aydın bir kişidir. Kısacık ömrüne sayısız eser sığdıran yazar, bu eserleriyle adeta ölümsüzleşmiştir. Vefatının üzerinden yüz yıl geçmesine rağmen adı ve eserleri tazeliğini korumaktadır.
DergiPark (Istanbul University), 2020
Öz: Üslupbilim (stilistik, biçembilim), dilbilim ile edebiyat ele tirisi arasında bir ara tırma alanıdır. Üslupbilim çalı maları, metinleri hem edebîlik açısından ele tirir hem de dilbilimsel yapılarındaki düzenin tasviriyle ilgilenir. Bu çalı mada Türkçenin sadele mesi ve millî bir dil olması yönünde önemli kuramsal incelemeler yapılmı ve bu çerçevede kaleme alınmı ilk edebî ve fikrî metinlerin sahibi olan Ömer Seyfettin'in "A k ve Ayak Parmakları" adlı hikâyesi üslupbilimsel açıdan çözümlenmi tir. Çalı ma için Ömer Seyfettin tarafından yazılan ve 1914'te yayımlanan "A k ve Ayak Parmakları" adlı hikâyenin seçilmesinde metnin "Yeni Lisan" anlayı ının kabullerini yansıtmadaki niteli i göz önünde bulundurulmu tur. Türkçeyi kelime kadrosu ve söyleyi özellikleri açısından konu ma diline yakla tırarak yeni bir edebî dil kurmayı ba aran Ömer Seyfettin'in söz konusu hikâyesinde yer alan dil bilgisel kategoriler niceliksel üslup açısından analiz edilmi tir. Bu yönüyle çalı ma, Ömer Seyfettin'in kurmak istedi i edebî dili temsil etmesi anlamında nitelikli bir metnin biçimsel özelliklerini çözümlemeyi hedeflemektedir.
Türklük bilimi araştırmaları, 2020
Öz: Makalede Ömer Seyfettin'in Realizm ve Romantizm akımlarından hangisine daha yakın oldu u sorusu ele alınmı tır. Bunun için önce Avrupa edebiyatlarındaki Romantizm ve Realizm akımları hakkında kısa bilgi verilmi ; sonra Ömer Seyfettin'in hikâyeleri yazarın eseriyle ilikisi, olay örgüsü, karakterizasyon ve gerçeklik izlenimi yönlerinden incelenmi tir. Yazarın 130 küçük hikâyesinden 60'ı 1. ahıs a zından, 68'i 3. ahıs a zından anlatılmı tır. 1. ahıs a zından anlatılan hikâyelerde anlatıcılarla yazarın kendisi arasında büyük benzerlikler vardır. 3. ahıs a zından anlatılan hikâyelerde ise "her eyi bilen yazarın bakı açısı" kullanılmı tır. Bunlarda yazar-anlatıcı yorum ve açıklamalarıyla kendisini kuvvetle hissettirir. Ömer Seyfetin'in hikâyeleri vaka hikâyeleridir; yani olay örgüleri sık örgülüdür ve bütünlük ta ır. a ırtıcı ve beklenmedik geli meler içerir ve beklenmedik ekilde biterler. Bunlarda mantıkî temellendirmeye ve rasyonalizasyona fazla önem verilmez. Hikâyelerde anlatılan ki iler de ya abartılı ve gülünç ekilde tasvir edilir ya da ola anüstü ekilde yüceltilirler. Bunlar sıradan ki iler deildirler. Ömer Seyfettin bazı hikâyelerinde de gerçeklik izlenimini veya yanılsamasını bilerek yok eder. Hikâyenin kendisi tarafından uyduruldu u izlenimini yaratır. Bütün bu sebepler dolayısıyla yazar, Realizm akımından çok Romantik akımın temel özelliklerine daha yakındır. Ba ka bir ifadeyle hikâyelerinde kendi ça ının gerçekliklerinden söz etmek bakımından genel anlamda realist olmakla birlikte, daha çok Romantik hikâye anlatma yöntemlerini ve tekniklerini benimsemi tir.
2019
Omer Seyfettin 1884 – 1920 seneleri arasinda yasamistir. Bu seneler Osmanli Devleti’nin siyasi, askeri, iktisadi, sosyal buhranlarla calkalandigi; gucunu buyuk oranda yitirdigi ancak halen hukum surdugu bir doneme tekabul eder. Omer Seyfettin, asli meslegi askerlik olan bir sanatcidir. Faal askerlik hayati sona erdiginde ise vefatina kadar ogretmenlik yapmistir. Toplum hayatiyla yakindan ilgili bu iki vazifeyi icra ederken yaptigi gozlemlerin hikâyelerine aksetmesi, onun eserlerini daha nitelikli ve carpici kilar. Sanatcinin hikâyeleri edebi ve estetik yonu kadar sosyolojik ve psikolojik cepheleri ile de deger tasir. Bu hikâyelerden, Cumhuriyet’in ilanindan evvelki mevcut yapinin mahiyeti, meseleleri hakkinda bilgi edinmek mumkundur. Tarihi bir donemec noktasinda yasamis olan sanatcinin fikirlerinin olgunlasmasinda Trablusgarp’in isgali, Balkan bozgunlari, Cihan Harbi tesirli olmustur. Turk insanina yonelen tehditlerin farkindadir. Vatan mudafaasinda esir dusmus, memleket evlatlarin...
HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature), 2021
Religion and belief are one of the most important factors affecting people in many aspects (cognitive, affective, behavioral, etc.), as well as having a strong influence on the shaping of individual and social life. Religion, which has many sociological and psychological functions, varies regarding to the developmental stages of the individual. The religious development process, taking its place in the affective structure, which is one of the developmental stages, has its own characteristics. In this study, it is aimed to examine the conception of belief /god in the stories of Ömer Seyfettin, one of the pioneers of Turkish children's literature, in terms of child education. In this study, in which qualitative research method was used, the data were obtained by the documentation technique. Content analysis technique was applied for the analysis of the data.
Folklor Akademi Dergisi, 2024
Varlığın özünün ne olduğu sorusu Antik Yunan’dan itibaren üzerinde durulan konuların başında gelir. Aristo’yla birlikte sistemleştirilen varlığın özünü dört ana maddeye dayandırma düşüncesi, İslam felsefesinde ise anâsır-ı erbaa anlayışına dayanır. Doğada bulunan toprak, ateş, hava ve su varlığın oluşumundaki ana unsurlar olarak düşünülmüştür. Bununla birlikte dört unsur; birey ve toplum üzerindeki imgesel değerlerle de anlam kazanır. Dört ana unsurdan biri olan su da bilinçaltında olumlu ve olumsuz bir şekilde ortaya çıkar. Tarihî süreç içerisinde su, hem mitolojide hem de dinî inançlarda ona yöneltilen kutsiyet özelliğiyle kendisine yer edinir. Klasik mitolojide su kullanımı Tanrılarla birlikte düşünülürken ilahî dinlerde ise daha çok kutsallık özelliğiyle ön plandadır. Bu bağlamda Hıristiyanlıktaki vaftiz törenlerinde kutsama su aracılığıyla yapılırken Kur’an’da suyun kutsallığına dair pek çok ayet vardır. Suyun döngüselliği ve canlılar için hayatî öneme sahip oluşu Kur’an’la birlikte diğer metinlerde de ele alınır. Su, bu tarz metinlerde hem görünen özellikleriyle hem de bilinçaltında oluşturduğu imgesel değerlerle ortaya çıkar. Metin içerisinde var olan su imgesi, sanatçının kendisine ve içinde bulunduğu sosyal ortama dair birtakım verileri de bünyesinde barındırır. Bu açıdan bakıldığında edebî metinlerdeki su imgesinin yorumlanması, sanatçıya ait kavram haritalarının ortaya çıkarılmasına yardımcı olur. Türk edebiyatında önemli bir konumda bulanan Ömer Seyfettin, kaleme aldığı hikâyelerinde imgesel değerlere yer veren sanatçılardandır. Eserlerindeki söz konusu bu imgesel değerlerden biri de sudur. İmge değeri açısından suyun kullanımı tesadüfi olmayıp sanatçının bilinçli bir tercihidir. Millî duyuş ve düşünüş tarzını yansıttığı hikâyelerinde suya yüklenen anlam, Türklük taraftarları ile Türklüğe karşı olanların imgesel ve sembolik değerleri etrafında şekillenir. Benzer şekilde bireyin merkeze alındığı eserlerde su imgesi karakterlerin ruhsal ve kişisel özellikleriyle ortaya çıkarılır. Bütüncül bir bakış açısıyla bakıldığında suyun kullanımı yıkıcılık ve besleyicilik şeklinde ortaya çıkar. Suyun eserlerdeki kullanımı aynı zamanda Ömer Seyfettin’in dil ve üslubunda önemli bir konumda bulunan ironiyi de etkiler. Su bu tarz hikâyelerde ironiyi destekleyen unsurlardan biri hâline getirilir. Yapılan bu çalışmada da Ömer Seyfettin’in hikâyelerindeki su imgesi incelenerek yazara ait kavram haritalarının belirlenip yorumlanması amaçlandı.
2021
Yeni Hayat ideali, Meşrutiyetle başlayan ve daha sonra Cumhuriyet'e inkılap olarak intikal eden bütünüyle bir değişim sürecinin kavramsallaştırmasıdır. Yeni Hayat, Osmanlı modernleşmesinde değer inşa sürecinde Tanzimat'tan sonraki ikinci kavramsallaştırmadır. Tanzimat, Jön Türkleri hazırlamış, Jön Türkler de Meşrutiyet süreçlerini hazırlamıştır. Tanzimat'ı daha çok siyasal inkılap ile ilişkilendirirsek Yeni Hayat'ı siyasi inkılap sürecinde ortaya çıkan toplumsal sorunları tadil etmeyi merkeze alan ve yeni dönemin ruhunu içtimaî inkılaba dönüştürmek isteyen hareket olarak tanımlayabiliriz. Bu açıdan bakıldığında İttihat Terakki kadroları içinde bulunan bu grubun sosyal ve kültürel inkılabın yürütücüsü oldukları söylenebilir. Bir hikâyeci olarak Ömer Seyfettin bu sürecin bir taraftan âdeta vakanüvisliğini yapmış, diğer taraftan yeni hayatın yeni kıymetlerinin yerleşmesi ideali etrafında da hikâyelerini kaleme almıştır. Bu açıdan, Ziya Gökalp'in tedrici bir tekâmül olarak nitelediği Yeni Hayat'ın değişim/değiştirim sürecini Ömer Seyfettin hikâyeleri üzerinden okuyacağız.
International Journal of Language Academy, 2022
Bu çalışmada, Ömer Seyfettin'in "Kaşağı" hikâyesi, metindilbilimsel açıdan incelenmek üzere ele alınmıştır. Hikâye incelenirken, Halliday ve ile Torusdağ ve Aydın (2015)'dan hareketle metnin temel unsurlarına yönelik örnek bir model oluşturulmuş ve bu model dâhilinde metin çözümlenerek yorumlanmaya çalışılmıştır. Metin çözümlenirken, yüzey ve derin yapı unsurları incelenmiş, ulaşılan bulgulardan hareketle bir bütüncül okuma yapılarak hikâyenin anlam katmanları yorumlanmıştır. Bu çalışma temelde üç kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda hikâye 'küçük ölçekli' (yüzey) yapı unsurları bakımından değerlendirilirken ikinci kısımda 'büyük ölçekli' (derin) yapı ölçütleri bakımından ele alınmış, üçüncü kısımda ise Dilidüzgün (2005) ve Turna'nın (2020) çalışmalarından hareketle metnin derin yapıdaki anlam katmanlarına yönelik bütüncül bir okuma yapılarak Kaşağı öyküsü çözümlenmeye çalışılmıştır. Çözümlemede Alangu (1968) tarafından yapılmış araştırmalar çalışmaya ışık tutmuş, Ömer Seyfettin'in hayatına dair veriler öykünün anlam katmanlarıyla ilişkilendirilerek nesnel bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmanın amacı; Türkçe derslerinde sıklıkla kullanılan, özellikle değerler eğitiminde sıkça başvurulan Ömer Seyfettin'in "Kaşağı" hikâyesini metindilbilimsel açıdan incelemek, bütüncül okuma yaparak çözümlemek ve derin anlamına ulaşmaya çalışmaktır. Bu sayede hem öğretmenlerin metni daha iyi anlamlandırması, amaca uygun kullanması ve çocuğa görelik ilkesi açısından karara vararak düzey seçimini iyi yapması hem de yetişkinlerin özellikle de ebeveynlerin çocukları yetiştirirken disiplin adı altında sergiledikleri tutumlara ilişkin bir farkındalık oluşturmasına yardımcı olması hedeflenmektedir.
HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature), 2020
Yayımlanan makalelerde Araştırma ve Yayın Etiğine riayet edilmiş; COPE (Committee on Publication Ethics)'un Editör ve Yazarlar için yayımlamış olduğu uluslararası standartlar dikkate alınmıştır.
KARE, 2021
Yazar: Süheyla YÜKSEL * ÖMER SEYFETTİN'İN TRAJEDİSİ VE HİKÂYELERİNDE 'TRAJİK OLAN' Özet: Anlatım esasına bağlı eser incelemelerinin meselelerinden olan 'trajik' kavramının çerçevesi, Aristoteles'in Poetika'sında çizilmiş ve genellikle o kitaptaki bilgiler etrafında düşünülmüş, yorumlanmıştır. 'Trajik olan'; trajik hata', 'trajik çatışma', 'trajik keder', 'trajik bilgi' gibi kavramları içerir. Trajik olan bu anlamıyla Ömer Seyfettin'in millî bilinç vermeyi hedeflediği hikâyelerinde görülmektedir. Makalenin birinci kısmında yazarın "Ferman" ve "Primo Türk Çocuğu Nasıl Doğdu? Nasıl Öldü?" hikâyeleri; trajik hata', 'trajik çatışma', 'trajik keder', 'trajik bilgi' kavramları etrafında değerlendirilmiştir. 'Trajik olan', bünyesinde değerler çatışmasını barındırmaktadır. Bir çatışmanın trajik olabilmesi için, çatışan değerlerin her ikisinin de 'pozitif/yüksek' değerler olması gerekmektedir. Ömer Seyfettin'in trajik kahramanlarından birisinin tercih ettiği yüksek değer, devletin bekası diğerininki ise ve Türk kimliği olmuştur. Bu tercihler; yazarın düşünce dünyasını yansıtır. Trajik kelimesi sözlükteki 'çok acıklı' anlamıyla günlük hayatta sıkça kullanılmaktadır. Ömer Seyfettin'in meslek, edebiyat, aile hayatına bakıldığında kelimenin bu manasıyla örtüşen birçok olay görmek mümkündür. Ömer Seyfettin'in otuz altı yıllık kısa ömrünü geçirdiği dönemin trajik olayların yaşanmasına elverişli; kargaşa, bilinmezlik, entrikalarla dolu siyasi, ekonomik, askerî ve sosyal ortamı, Ömer Seyfettin'in trajedilerine de zemin hazırlamıştır. Ayrıca yazarın özellikle çocukluk hatıralarından hareketle kaleme aldığı hikâyeleri trajik kelimesinin 'çok acıklı' anlamını karşılayan anlatımlarla doludur. "And" ve "Kaşağı" bu konuda hemen akla gelen ilk iki hikâyedir. Makalenin ikinci bölümünde, trajik kelimesinin 'çok acıklı' anlamı çerçevesinde Ömer Seyfettin'in hayatından kesitler verilmiştir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Uluslararası Dil Edebiyat ve Kültür Araştırmaları Dergisi (UDEKAD), 2021
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2018
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Yayınları, 2020
Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD), 2021
Akademik dil ve edebiyat dergisi, 2021
ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2017
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2015
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, 2005
The Bulletin of Legal Medicine, 2019
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı YL Tezi, 2022
International Journal of Social Sciences
AKADEMİAR Akademik İslam Araştırmaları Dergisi, 2018
DergiPark (Istanbul University), 2019