Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020
…
8 pages
1 file
Dergâh Yayınları, 2019
Roman, öykü, mensur şiir, anı türünde eserler veren Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Nirvana, Veda, Sağanak ve Mağara adlı dört tiyatro oyunu da kaleme almıştır. Tek perdelik kısa oyunlar olan ve 1909 yılında yazılan Nirvana ve Veda, konuları çok derinleştirilmeden, tartışılmadan aktarılmış birer sahne kesiti özelliği taşırken, 4 perdelik Sağanak adlı oyun, Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte toplumda yaşanan kırılmaları, ev/aile metaforu üzerinden tartışır. 1929 yılında yazılan oyun, reform sürecini ve bu süreçte yaşanan çatışmaları, ağırlık merkezini çatışmanın herhangi bir tarafına kaydırmadan sorgulaması bakımından, yazarın sadece tiyatro eserleri içinde değil, tüm eserleri arasında ilginç ve önemli bir yer tutar. 1934 yılında yazılan 3 perdelik Mağara oyunu ise masalsı, büyülü atmosferi ve romansa yakın kurgusuyla dikkat çeker. Oyunlarda meseleler, kuvvetli bir karşıtlıklar ilişkisi içinde ve yer yer imgesel bir düzleme taşınan bir anlatım diliyle ele alınır. Önemli bir ortak özellik de, metinlerde mutlaka belirleyici bir kadın-erkek çatışmasının kurulması ve tartışılan mesele her ne olursa olsun kadın karakterlerin, erkek karakterler için bir engel-fenalık-felaket sebebi olarak gösterilmesi, nihayetinde uzak durulacak-vazgeçilecek-feda edilecek bir varlık olarak sunulmasıdır. Bu yazıda, Nirvana, Veda ve Sağanak oyunlarında ne tür meselelerin, nasıl bir kurguyla tartışıldığını incelemeye çalışırken, asıl olarak oyun içinde kadın karakterlerin nasıl çizildiğine yakından bakmayı deneyeceğim. İnsanın, kendi kaderi karşısındaki çaresizliğini ve onu yenmek için verdiği mücadelenin yersizliğini aşk konusu merkezinde, zamanın ve mekânın muğlak bırakıldığı fantastik bir düzlemde ele alan Mağara oyununu, açık-örtük düzlemde bir kadın meselesini ele almamasından, konuyu insanın kaderiyle mücadelesi ekseninde kurmuş olmasından dolayı bu incelemenin dışında bırakacağım.
ÖZ: Nasıl ki özne kendini tanımlarken en az bir ötekine ihtiyaç duyuyorsa toplumlar da kendilerini tanımlarken öteki/ötekilere ihtiyaç duyacaktır. Batı için bu öteki Doğu'dur. Yüzyıllarca öteki olarak konumlandırılan Doğu için ise Batı karşı-öteki olacaktır. Yakup Kadri Karaosma-noğlu'nun Bir Sürgün adlı romanı öteki ve karşı-öteki kavramlarını ortaya sermesi açısından oldukça önemli bir eserdir. Romanda Batı için öteki olan Doğunun gizemli ve egzotik görülen doğası aralarına girmeye çalışan bir Doğulu ile nasıl alt üst olup tehlike arz eden, aşağılanan, hor görülen bir duruma geldiği okura gösterilmeye çalışılır. Bunun yanı sıra romanın asıl meselesi olan Doğunun kendini ve kendi kültürünü tanıması meselesi öteki durumuna düşmesinden hemen sonra geliştirdiği karşı-öteki kavramıyla birleşir. Bu anlamda öteki ve karşı-öteki açıklanırken şarkiyatçılığın (oryantalizm) ve garbiyatçılığın (oksidentalizm) görüşlerinden yararlanılacaktır. Fakat bu akımlardan yararlanırken temel çıkış noktamız öteki olmaya devam edecektir.
The aim of this study is to analyze the concept of body in Yakup Kadri Karaosmanoğlu‟s novel: Ankara. The novel tells the process from the period of Millî Mücadele (the Turkish national struggle) to the 1940s. In the novel, the process is divided into three periods. There is a remarkable relation between the psychologies of the characters and the developments of the period with the bodies of the characters. This relation surfaced in the description of the bodies, the perception of characters and the alterations of the bodies. The concept of body in the novel is used as an important element to tell the change, the maturation and the corruption.
Öz: Roman türünün önemli unsurlarından biri mekândır. Eserin kurgusal akışına yardımcı olan mekân, olayları ve kişileri etkileyen ve niteleyen bir özelliğe sahiptir. Bu etki, romanın yazılış amacı, mahiyeti ve dönemiyle ilintilidir. 19. yy ortaları ile 19. yy sonları arasında geçen Hep O Şarkı romanında, mekânlar, dönemin toplumsal ve mimari özelliklerini taşımaktadır. Yakup Kadri'nin son romanı olan eserde, mekânlara işlevsel özellikler yüklenmiştir. Bu bildiride Hep O Şarkı romanındaki açık ve kapalı mekânlar incelenecek; mekânların hangi işlevlerde kullanıldığına, roman karakterlerine etkilerine, bireylerin ve toplumların değişiminin mekânların değişimindeki etkilerine dikkat çekilecektir.
9.ULUSLARARASI ATATÜRK KONGRESİ, 2021
ÖZET Edebiyatçı, gazeteci ve siyasetçi gibi pek çok yönü ile dikkat çeken Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, Resimli Gazete ve Son Telgraf gazetelerinde gündelik ve politik konularda yazılar yayınladı. Özellikle Son Telgraf Gazetesinde dönemin iktidarını ve yöneticilerini eleştirdiği yazıları ile dikkat çekti. Karaosmanoğlu’nun muhalefet ettiği konuların başında; basın üzerindeki baskılar, mebusların halkın sorunlarına kulak tıkadığı ve ellerindeki yetkiyi kötüye kullandıkları ve CHF’deki bürokratik zümre egemenliği geliyordu. Karaosmanoğlu’nun CHF’ye muhalif olması onun geniş anlamda Cumhuriyet idealleri ve ideolojisine de muhalif olması anlamına gelmiyordu. CHF’yi sert bir şekilde eleştirmesi, dini-geleneksel değerler ile o değerleri benimsemiş kitleye daha saygılı olması ve sosyal siyasal dönüşümlerde daha ılımlı bir yaklaşımı savunması, Karaosmanoğlu’nu dönemine muhalif kılmıştır. Karaosmanoğlu’nun CHF temelinde şekillenen yaklaşımı, onun Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk muhalefet fırkası olan TCF’yi desteklemesini sağladı. Son Telgraf Gazetesi’nde TCF lehine yazdığı bir yazı sebebiyle Elazığ İstiklal Mahkemesinde idam talebiyle yargılandı. Bu davada suçsuz bulunup serbest bırakılsa da uzun süre yazılarına ara verdi. Karaosmanoğlu’nun muhalefeti, 1940’lı yıllardan sonra yeniden kendini göstermiş, CHP yönetimine eleştirileri devam etmiştir. Bu muhalefet onun çok partili hayata geçişle birlikte DP saflarında yer almasına sebep olmuştur. Ancak bir süre sonra DP’den ihraç edilen Karaosmanoğlu, partiden ayrılan arkadaşlarıyla birlikte 1955 yılında Hürriyet Partisini kurdu. 1958 yılında partisiyle birlikte CHP’ye katıldı. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Kurucu Meclise seçilen Karaosmanoğlu, 1961 seçimlerinde CHP Manisa milletvekili oldu. CHP yöneticileri ile yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle 4 Mart 1962’de hem milletvekilliğinden hem de partiden istifa etti. Karaosmanoğlu’nun her dönemde muhalefetine devam etmesi, onun doğru bulduğu çizgilerinden ayrılmadığını göstermektedir. Bu çalışmada, gazeteci kimliği ile tanınan ve ardından siyasetçi olarak dönemin en önemli muhalefet partilerinde kendini gösteren Karaosmanoğlu’nun çok yönlü hayatı ele alınacaktır.
TÜRÜK Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, 2019
Muhafazakârlık, değişim olgusu ile ilişkili bir kavramdır ve modernleşmenin geleneksel değerlerle uyum içerisinde sürdürülmesi gerektiğini savunur. Batı’da Aydınlanma ve onun akılcılığına tepki olarak ortaya çıkan muhafazakârlık, modernleşme sürecindeki toplumlarda geleneksel alışkanlıklarla yeni değerler arasındaki karşıtlıkta işlevsel hale gelir. 18. yüzyılda başlayıp Cumhuriyet’e uzanan Türk modernleşmesinde de değişime uyum sağlama bakımından muhafazakâr düşünme biçimi etkin bir rol oynar. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Osmanlı Devleti’nin fiilen yıkılmasına, yeni devletin kuruluşuna ve getirdiği inkılaplara gazeteci, romancı ve siyasetçi kimliğiyle şahit olmuştur. Romanlarında modernleşmeye dair problemleri konu edinen Yakup Kadri, sürecin getirdiği değerlere sahip çıkmakla beraber değişimin gerçekleşme koşullarına eleştirel bir tavırla yaklaşır. Bu çalışmada incelenen Ankara romanında da Kemalist ideolojinin öğretileri sorgulanarak ideal modernleşmenin koşulları araştırılmaktadır. Üç bölümden oluşan romanda Cumhuriyet’in kuruluş ve erken dönem yılları ile yirminci yılına uzanan süreç, Selma Hanım’ın çevresi ve üç farklı evliliği üzerinden anlatılır. Cumhuriyet’le birlikte gelen yeni toplum düzeni, gündelik alışkanlıklar, şehirleşme yapısı, aile ilişkileri, geçim yolları, eşitlik fikri, yönetim anlayışı, gelenek ve gelecek karşıtlığı romanda modernleşme ekseninde gündeme getirilen hususlar arasındadır. Bu çalışmada toplumun Cumhuriyet’le beraber yaşadığı hızlı değişim sürecine karşı üretilen alternatifler ve idealize edilen koşullar romandaki üç bölüm üzerinden değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Türk modernleşmesi, Milli Mücadele, Cumhuriyet, muhafazakârlık, Kemalizm, Yakup Kadri, Ankara.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
7.TLÇK (Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi) Bildiriler Kitabı, 2019
international journal of interdisciplinary and intercultural art, 2019
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2008
LÛT KISSASINA KİTAB-I MUKADDES VE KUR'ÂN PERSPEKTİFİNDEN KARŞILAŞTIRMALI BİR YAKLAŞIM, 2005
ULUSLARARASI HZ. NUH VE CUDİ DAĞI SEMPOZYUMU , 2013
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2013
Toplumsal Tarih, 2019
YILDIZ ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ, 2019
MİTOLOJİ Anadolu Mitolojisi, 2024
ANADOLU ARKEOLOJİSİYLE HARMANLANMIŞ BİR ÖMÜR MEHMET KARAOSMANOĞLU'NA ARMAĞAN, 2021
acikarsiv.gazi.edu.tr
The Journal of Academic Social Science, 2014
Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 2019