Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, ÇAĞDAŞ HADİS TARTIŞMALARI VE MUVATTA'
…
14 pages
1 file
Modern dönemde giderek daha fazla çalışmaya konu edilen hadis ve fıkıh tarihinin ilk yüzyılları, Muvatta’ı pek çok konu bağlamında tartışmaların odağına yerleştirmiş ve zengin bir literatürün ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kitabî ve şifâhî rivâyet ile isnadın teşekkülü söz konusu olduğunda referans kaynağı haline gelen Muvatta’ın yazılma süreci ve tarihlendirilmesi ile ilgili farklı görüşlerin ele alındığı bu kitapta, oryantalist çalışmalarda ön plana çıkan isnadlardaki bazı kusurların zamanla giderildiği iddiası, hem oryantalist hem de klasik hadis literatürünün imkânlarından istifade edilmek suretiyle tartışılmaktadır. Söz konusu iddia, mürsel rivâyet açısından zengin olan İmâm Mâlik’in Muvatta’ının Yahyâ b. Yahyâ el-Leysî nüshasındaki bir grup mürsel rivâyetin isnad-metin analizi yapılarak tetkik edilmektedir. Mürsel rivâyetler analiz edilirken, sened ve metin farklılıklarını gösteren tablolara ek olarak rivâyete ait tespit edilebilen tariklerin bir araya getirildiği isnad şemalarına da yer verilmiştir. Hadis ilminin önemli meselelerinden ‘irsâl-ittisâl’ ve ‘vasl olgusu’ konularının ele alındığı bu araştırma; rivâyet tarihi, isnadın teşekkülü ve râvi-rivâyet ilişkisi hakkında önemli değerlendirmelerin yapılmasına imkân sağlamaktadır.
2018
Giriş M uvatta'ın fıkıh tarihindeki yerine temas edebilmek için Hz. Peygamber'den itibaren gelişen fıkıh yazımına kısaca da olsa temas etmemiz gerekir. Ancak bu şekilde İmâm Mâlik'in (ö. 179/795) Muvatta ile neyi amaçladığını ve nasıl bir yöntem takip ettiğini anlamamız mümkün olacaktır.
ÖZET Roman, çoğunlukla her ne kadar kurguya dayanıyor olsa da eşyanın ve insanın tarihini yazmaya kalkışanlar için önemli yazılı kaynaklardan, tanıklardan biridir. Geçmişte farklı şekiller içinde okura kendini takdim etmiştir. Ancak biz burada modern romandan bahsetmek istiyoruz. Modern anlamda romanın başlangıcı Don Kişot olarak kabul edilir. Bu anlamda sonraki devirlerin her romanında Cervantes’ten, her roman kahramanında da Don Kişot’tan mutlaka bir şeylerin olması beklenir. Türk edebiyatında da bu etki romanın bir tür olarak girmesi ile görülmeye başlar. Bahsedilen dönemde bu Don Kişot etkisi bir yazı makinesi durumunda sosyal görev üstlenen Ahmet Mithat Efendi’nin eserlerinde görülür. Cervantes ve Ahmet Mithat Efendi dünya edebiyatının iki önemli romancısıdır. Çünkü her iki yazar da kalemlerini sanatın olduğu kadar hatta daha fazlasıyla toplumun hizmetine sunmuştur. Bu çalışmada her iki yazar, onları ortak bir paydada buluşturan Don Kişot tipi etrafında karşılaştırılacaktır. Don Kişot hayallerinin peşinden giden bir maceraperesttir. Karşılaştırmada Cervantes’in Don Kişot adlı romanı ile Ahmet Mithat Efendi’nin İstanbul’da Don Kişot romanları tanıtılarak kısa bir özet verilecek ve her iki romanın ana karakteri birebir yönleriyle mukayese edilecektir. Bu karşılaştırmada amacımız yalnız benzer tiplerin kullanılmış olması değil aynı zamanda yazarların kendi döneminin sosyal yaşantısını nasıl değerlendirdikleridir. Mukayese öncesinde Türk edebiyatına romanın giriş sürecine de kısa bir şekilde değinilecektir. Anahtar Kelimeler: Cervantes, Ahmet Mithat Efendi, Don Kişot, Daniş Çelebi, metinlerarasılık
Tarihi bir geçmişe sahip olan Şavşat, Kanunî Sultan Süleyman döneminde Osmanlı topraklarına katılmıştır. Zaman zaman Erzurum ve Çıldır eyaletine tabi olmuştur. Elviye-i Selâse (Batum, Ardahan ve Kars sancakları) içinde yer alan Şavşat, 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’ndan sonra imzalanan Berlin Anlaşması gereğince savaş tazminatı olarak Rusya’ya bırakılmıştır. 1878-1918 yılları arasında Rus işgali altında kalan Şavşat’ta Osmanlı topraklarına doğru göçler yaşanmıştır. Ruslar 1918’de Brest-Litovsk Anlaşması’yla bölgeden çekilince Şavşat 17 Aralık 1918-Nisan 1920 tarihleri arasında İngilizlerin işgali altında kalmıştır. İngilizlerden sonra Artvin ve Şavşat, 25 Temmuz 1920’de Gürcülerin işgaline uğramıştır. Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir 23 Şubat 1921 tarihinde ordusuyla Şavşat’a girmiş ve burasını Türk hâkimiyeti altına almıştır. Böylece Şavşat 43 yıllık esaretten kurtulmuştur. Osmanlı döneminde Tanzimat’ın ilanından sonra devlet memurlarının biyografik bilgileri ve özlük hakları konusunda birçok yenilikler yapılmıştır. Bu kapsamda 1879-1922 yılları arasında 200 bini aşkın devlet memurunun biyografik bilgileri kaydedilmiştir. Devletin ilmiye sınıfına ait görevlilerin sicil bilgileri ise Meşihat Arşivi’nde toplanmıştır. Bu arşiv günümüzde İstanbul Müftülüğü bünyesinde bulmakta ve araştırmacıların hizmetine sunulmaktadır. Meşihat Arşivi’nde Şavşat ulemasıyla ilgili sicil dosyaları da bulunmaktadır. Bu çalışmanın konusu Meşihat Arşivi’nde bilgileri olan Şavşatlı beş âlim hakkındadır. Bunlar Şavşat müftüsü Ahmet Fevzi Efendi, Ergani Müftüsü Hüseyin Hilmi Efendi, Fatih Camii dersiâmı Bilal Efendi, Süleymaniye Camii kürsi şeyhi Hasan Hilmi Efendi ve Bafra nâibi Mehmed Emin Efendi’dir. Çalışmada Meşihat Arşivi’ndeki bilgiler ışığında Şavşatlı âlimlerin eğitimleri, hocaları, icazetleri, görevleri, görev yerleri ve hizmetleri hakkında bilgilere yer verilmiştir. Çalışma Osmanlı son döneminde Şavşat tarihinde ulemanın yeri konusuna bazı yeni bilgiler sunması ve bu konudaki arşiv bilgilerin analiz edilmesi açısından önem arz etmektedir. Çalışma; dönemsel, nitel ve deskriptif bir araştırmadır. Çalışmada konu Osmanlı arşiv belgelerini analiz etmeye ve değerlendirmeye dayalı doküman incelemesi yöntemiyle ele alınmıştır. Konuyla ilgili bulunan belgeler, dönemin ve yerel teşkilatın idari ve sosyal yapısı çerçevesinde yorumlanmaya ve değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın, spesifik konusu ve kapsamı itibariyle Şavşat bölgesi tarihi alanına katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.
Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2023
Bektaşi geleneği ve bu geleneğe bağlı olarak gelişen sistematik kurumsal yapı İslâm düşünce ekollerinden biridir. Bektaşi öğretisi Mâveraünnehir merkezli olarak Hoca Ahmet Yesevî anlayışı ve ananesi çerçevesinde XIII. yüzyılda Hacı Bektâş-ı Velî ile birlikte Anadolu ve Balkan coğrafyasında etkili olmuş bir tarikat formudur. Tarikat, zamanımıza kadar dönem dönem Osmanlı Devlet idarecilerinden aldığı destek sayesinde yüksek seviyede bir ilgi görmüş, Sultan II. Mahmut döneminde de ilga edilmiştir. Her tarikat formunda olduğu gibi bu teşekkülde de belirli ritüeller, evrat ve rükünler, tarikat geleneğinin gelişmesinde ve müntesiplerinin itikadî, ictimaî ve ahlakî bütünlüğünü sağlayabilmek için önemli misyona sahip olmuştur. Bektaşilik düşüncesinin işlendiği yazılı kaynaklarda yer alan bu ritüellerden birisi de Hz. Peygamber'e, Ehl-i Beytine ve Bektaşilerce takdis edilen On Dört Mâsûmân-ı Pâk ile On Yedi Kemer-Best'e yapılan salatüselamlardır. Bu çalışmamızda Anadolu'da yaşayan Dedegân (Çelebi) koluna ve çoğunlukla da Balkanlarda yerleşik Bâbâgân Bektaşi topluluklarının yazılı literatüründe sıkça görülebilen salavatlar ve çağrıştırdığı dinî-sosyal işlevleri hakkında bilgi vereceğiz. Ayrıca konuyu doğrudan ifade eden Türkiye kütüphaneleri yazma koleksiyonlarının bir parçası Milli Kütüphane 461 Numarada kayıtlı yazma eserin 33a-34b varakları arasındaki salavat-ı şerifenin transkripsiyonunu ve orijinal metnini çalışmamızın sonuna ekleyeceğiz.
Özet Kitab-ı Mukaddes yapısı itibariyle birçok konuyu ele alır. Ele aldığı konular-dan biri de ilginç varlıklardır. Kitap bu varlıklardan olan Lilith, Nefiller, Lucifer hakkında yeterli sayıda bilgiye yer verir. Böylece Kitab-ı Mukaddes'te bu varlıkların izleri aranabilir. Nitekim ele aldığımız konu bunu kapsamaktadır.
Abdullah Rüştü KİŞİ Bu lügatçe, Meşîhat makamından İstanbul Müftülüğü'ne ka-dar kullanılan kurum, unvan ve bazı kavramları açıklamayı amaç-lamaktadır. Maddeler seçilirken, Meşîhat ve İstanbul Müftülüğü ile geçmişte bir şekilde ilgili olmalarına dikkat edilmiştir. Sıralama; bi-rim ve unvanların birbirlerini tamamlar nitelikte olmasından dolayı, tekrara veya muğlaklığa mahal vermemek için alfabetik olarak de-ğil, birimlerin ve unvanların kendi aralarındaki ilişkileri gözetilerek düzenlenmiştir. Günümüzde farklı isimlerle devam eden kurum ve unvanların bugünkü karşılığı verilmiş, devam etmeyenler veya başka görevlere dâhil edilenler ise ayrıca belirtilmiştir. 62 SAYI ŞUBAT 2015 24
Erken Tunç Çağı’nda MURAT HÖYÜK, 2021
White Oaks of Murat Höyük in Early Bronze Age Due to Aşağı Kaleköy Dam Project, the salvage excavations were carried out in Murat Höyük in 2019. Taxonomic identifcation of the wood charcoal samples dating to the Early Bronze Age and their interpretation based on vegetation history was the subject of the study. Reflected light microscopy showed that all of the wood charcoal samples belong to the Quercus L. (oak) genus, section Quercus (White Oak Group) from the Fagaceae family. The wood charcoal samples have the following wood anatomical traits: growth ring boundaries distinct, wood ring-porous, the transition from earlywood to latewood abrupt, vessels of latewood in a radial to the dendritic pattern, uniseriate and multiseriate rays, multiseriate rays very large, ray height > 1mm. It can be assumed that the woods belonging to the White Oak Group, which were understood to be used both as a building material and as fuel, were obtained from timber or frewood trees in the oak forests in the relatively close vicinity of the Murat Höyük settlement at that time. In the Solhan region where Murat Höyük is located, coppice oak forests constitute the current woody vegetation type today. Keywords: White Oak Group, Early Bronze Age, Eastern Anatolia, Wood Charcoal
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
FINE ARTS e-Journal of New World Sciences Academy, 2021
FSM Scholarly Studes a Journal of Humantes and Socal Scences, 2013
SİSTEMATİK YAKLAŞIMLA KELÂM ARAŞTIRMALARI I-II
BiLDiRiLER. 2. U/uslararas" znd lnternational. Archive Congress on. Osmanlı Coğrafyası, 2019
FETİH VE MEDENİYET, 2021
AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ 2020 (S.20) c.8 , 2020
Tayyareci Vecihi Hürkuş'un Sakarya Meydan Muharebesi Hava Harekâtındaki Yeri: Arşiv Belgeleri Işığında Bir Değerlendirme", Sakarya Meydan Muharebesinin 100. Yılı: 1921 Yılının Askeri ve Siyasi Gelişmeleri Uluslararası Sempozyumu, Ankara Üniv. Basımevi, Ankara, 2022, s.255-276.
VAKʽANÜVÎS AHMED LUTFÎ DÎVANÇE VE MÜNŞEÂT-I TÜRKİYYE, 2022
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 2023
ÇAĞDAŞ ARAP DİYALEKTLERİNDE TÊTA SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE BİR İNCELEME, 2023
TARİHSEL COĞRAFYA AÇISINDAN TEMETTUAT DEFTERLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE AŞAĞI AKÇAY HAVZASI ÖRNEĞİ, 1999