Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, Beyond Istanbul
Mekanda Adalet ve Mültecilik, 2019
Mekanda Adalet ve Mültecilik sayısında çıkan yazı
Sanat ve göç insan varlığının yaşamsal süreci içerisinde sürekli varolan olgulardır. Göç olgusu temelinde sosyal bir hareket olmasına karşın ekonomik yaşamdan kültüre kadar yaşamın her yönünü etkileyen temel değişim aracıdır. Sanat olgusu ise insan varlığının öznel bir tavrı olmasına karşın, o öznel tavrın oluşmasında toplumsal yapının etkisi rededilemez bir gerçekliktir. Dolayısıyla toplum yapısının biçimlenmesinde etkisi olan göç olgusunun doğrudan ya da dolaylı olarak sanat olgusu üzerinde etkisi sözkonusudur.
Göç, Kültür ve Yazın, 2019
Bu ortak yapıtta, 26-28 Haziran 2018 tarihleri arasında Portekiz’in en önemli üniversitelerinden birisi olan Universidade de Lisboa’da çok geniş ve alanda disiplinlerarası bir katılımla gerçekleşen TMC2018 Lizbon (The Migration Conference-Göç Konferansı) sunulan birbirinden özgün çalışmalar, izleksel olarak bir araya getirilmiş ve hakem kurulu tarafından yeniden gözden geçirilerek, yapıt yayıma hazırlanmıştır. Yapıtta roman, öykü, sinema ve kültür incelemelerinden oluşan ve geniş bir yazınsal evreni kapsayan bir editör yazısı ile birbirinden ilginç on tane bölüm yer almaktadır.
Göç Dergisi, 2021
Ulusal sınırlar içinde yaşanan ortak kültürün homojenleşmesiyle oluşan ulusal sinemanın sınırları dışında açılan yeni bir alandaki harekete dayalı olan göç sineması, merkezine genellikle kültürel karşılaşmaların yarattığı etkileşimi almaktadır. Çıkılan anavatan ve ulaşılan yeni ülke arasındaki geçiş ve karşılaşmalar temelinden hareket edildiğinde öncelikli ülke sınırına, ardından kültürel etkileşime dayandırılan göç sinemasını kuramlaştırma çalışmaları da bu iki kavrama dayanarak çeşitlendirilmiştir. Ulus-aşırı, ulus-ötesi, kültürler-arası, çok-kültürlü, çok-dilli ya da aksanlı, melez, hibrit şeklinde nitelendirmelerle genişleyen bu alanı, temellindeki sosyolojik olguya dayanarak toplumsal anlamda göç, bireysel anlamda da göçmen sineması altında toplamak mümkündür. Günümüzün küresel sisteminde kökeni ve gelişim sürecinden bağımsızlaşarak, teknolojik gelişmelerin de etkisiyle sinema endüstrisinin üretim, dağıtım, gösterim aşamalarını da içerir hale dönüşen bir anlamlandırmayı rağmen; ulusötesi (transnational) sinema kavramı göç ve göçmen sinemasını nitelemektedir.
Toraks Bülteni, 2019
Musical thoughts on Sound, Body and Soul
MÜZİK VE ZAMAN 18.yy'ın sonuna kadar birçok düşünür müziğin diğer sanat dallarından aşağı bir yerde olduğunu ileri sürmüş, taşıdığı değerler bakımından şiir, tiyatro, resim gibi büyük sanatlarla kıyaslanamayacağını kabul etmişlerdir. Sanat dalları bu süreçte, zaman ve mekan sanatları olarak ayrılmışlardı. Bu sınıflandırmayı kabul edecek olursak, müziğin elbette zaman sanatlarına dahil olduğunu söylemek mümkündür. Öte yandan, tam olarak zaman sanatlarından olan söz sanatlarıyla karşılaştrıldığında müziğin ilişkileri fazlasıyla kısıtlıdır.
Migration Letters, Vol.9, No.4, pp.297-302, 2012
Türkiye tarihsel olarak göç gerçeği ile iç içe olmuştur. Geçen yüzy?l?n ortas?nda başla-yan kitlesel işçi göçleri bir köken ülke olarak Türkiye’yi öne ç?karm?ş olsa da göç alan bir ülke özelliği son y?llardaki ekonomik gelişmelere ve küresel değişimlere paralel olarak güçlenmektedir. Bu göç ak?mlar?nda ekonominin d?ş?nda, siyasi etkenler ve et-nik çat?şma da rol oynam?şt?r. Göç çal?şmalar? alan?ndaki aç?k bu alandaki gereksinim-ler artt?kça daha da ortaya ç?kacakt?r. Bu özel say?da, Migration Letters dergisinde son y?llarda yay?nlanm?ş bir dizi Türkiye ve Türk göçleri üzerine eseri Türkçe olarak sunu-yoruz
X. ULUSLARARASI HİSARLI AHMET SEMPOZYUMU 10th INTERNATIONAL HİSARLI AHMET SYMPOSIUM "İNSAN YAŞAMINDA MÜZİK" "MUSIC IN HUMAN LIFE" BİLDİRİ KİTABI, 2019
In the musicology/ethnomusicology literature, migrant communities’ production and performance of music are usually related to which musical elements are sustained, “preserved” or transformed after migration. The experience of exile and “forced migration” that has a small place in this literature is usually discussed within the concept of “traumatic social memory” in terms of transformation of the traumatic past that is experienced before and during the migration process into a narration through music. The general characteristic of this literature is that a certain time has passed after the migration experience of the studied communities, so, they have become communities that are perpetuated. Temporary/transit migrant communities and “those who newly arrive” are completely outside this picture. In temporary and newly arrived migrant communities, however severe the reason of migration or the migration process may be, the absence of a trauma narrative is noticeable, and in this process, music shows the characteristic of being a symbolic language that replaces verbal narrative. Moreover, in the experience of these communities, music has a significant role in reestablishing their destroyed past, sustaining cultural practices and rebuilding these practices by repetition. This presentation will discuss the relationship established by temporary and newly arrived migrant communities, who are pushed to the side in the ethnomusicological migration literature, with music through the examples of the Chaldean-Iraqi and Syrian migrant communities in the context of the concept of cultural memory, which is one of the theoretical instruments of memory studies.
Sığınma ve göç insanlık için yeni bir kavram değildir. Her insan hayatının belirli bir döneminde bulunduğu yerden ayrılmak zorunda kalmıştır. İnsanlar zorunlu kaldıkları için ya da daha güzel bir yaşam için kendi istekleriyle bulundukları yerden ayrılmaktadır. Göç eden insan, yeni gelinen yer ile bırakılan yerin arasında sıkışıp kalmıştır. Bunun yanında yaşadığı yerde ırkı, dini, bir toplumsal gruba mensubiyeti, siyasi görüşü yüzünden hayatı tehdit altında olan kişiler doğdukları, büyüdükleri yerden ayrılmak zorunda kalmış fakat yüreğinin bir kısmını terk ettikleri yerde bırakmıştır. Artık hayatının geri kalanını gittiği yerde mülteci olarak geçirecektir. Buna sığınma, iltica, göç ya da sürgün denebilir. Bu yazıda 1980 askeri darbesinden sonra siyasi görüşleri yüzünden ülkelerini terk etmek zorunda kalan müzik sanatçılarının gözünden mülteci kavramı ele alınacaktır. Bunun yanında 1980’den sonra müzik piyasasının ‘özgün müzik’ diye nitelediği protest müzik sanatçılarının göç olgusuna bakışına yer verilecektir.
Göç ve Müzik: Blues ve Arabesk Üzerinde Göçün Etkileri, 2016
Özet Atlantik Köle Ticareti sürecinde, XVI. ve XIX. Yüzyıllar arasında milyonlarca Afrikalı tanımadıkları yepyeni bir dünyaya, Amerika'ya getirilmişlerdir. Yeni gelen-ler, tanımadıkları bu dünyada kültürlerini muhafaza edebilmenin çeşitli yollarını geliştirmişlerdir ve müzik de bunlardan biridir. Anavatana duyulan özlem, sosyal ve ırksal ayrımcılık gibi konuların yarattığı yabancılaşmanın en önemli temasını oluşturduğu blues, nam-ı diğer köle müziği kendilerini ait olmadıkları bir toplum-sal yaşantının ortasında bulan insanların çığlığı olarak ortaya çıkmıştır. 1950'li yıl-larda Türkiye'de yaşanan yoğun kırdan kente göçün ortaya çıkardığı yabancılaş-ma durumunun dışavurumu da yine müzik olmuştur: Arabesk.
Öz: İnsanlığın ortak kültür mirasını oluşturan duygu ve düşüncenin "paylaşımcı ve etkileşimsel işbirliği"nin ortaya çıktığı alanlardan biri olarak müzik; barış ve özgürlüğün birleştiği bir faaliyet alanıdır. Ancak müzik bu işlevin de ötesine geçen işlevlere sahiptir. Uyum, işbirliği, ahenk, uzlaşı, aklın ve duygunun işbirliği, ortak değerleri yaşatmanın, madde ve mananın birlikte üretim yaptığı, söz ve ezgi olarak somutlaştığı bir faaliyet alanıdır. Bu özellikleri taşıyan diğer bir toplumsal faaliyet olan siyaset ile ortak özelliklere sahiptir. Siyaset hem birlikteliği hem de farklı olmayı ortaya koymanın mekanizmalarını ve değerlerini temsil etmektedir. Çağdaş devletlerde demokratik toplumun gerekleri arasında yer alan müzik ve siyaset kültürel bir gösterge oluşturmanın ötesinde toplumun gelişiminde iki önemli katalizör olma potansiyeline sahiptir. Her ikisi de işbirliği ve uyumun işlevsel ve kültürel malzemelerinin üretildiği ve toplumsal hayata kazandırıldığı alanlardır. Bu çalışmanın temel hipotezini; müzik ve siyasetin toplumu özgürlük ile besledikleri oranda demokrasinin yaşamasına ve gelişmesine pozitif katkı sağlayacakları yaklaşımı oluşturmaktadır. Anahtar kelimeler: Müzik, Siyaset, Demokrasi, Etkileşimsel işbirliği. Giriş Yaratılanlar içinde duygu ve düşüncenin "aklın" yönetiminde koordineli olarak iş-birliği yaptığı tek yaratık insandır. İnsanın bu özelliğinin tipik olarak ortaya çıktığı alanlardan biri müzik diğer de siyasettir.Tarihten günümüze insan yaşamının de-ğişiminde etkin bir rol oynayan müziğin modern toplum yaşamında sosyo-politik etkileşimin kurulmasındaki rolü ve bunu nasıl gerçekleştirdiği siyasal kurumların oynadığı işlev-rol kadar önemlidir. Çağdaş katılımcı ve müzakereci demokrasilerde siyaset kadar müziğin de toplum-daki siyasal değerlerin dağılım ve mobilizasyonun da taşıdığı değer en az görünen parametreler kadar önemlidir.
Göç dergisi, 2021
Göç, sinemanın her zaman ilgilendiği konulardan biri olagelmiştir. Dünyanın içinden geçtiği tüm toplumsal meselelerde olduğu gibi, yaşanan göçlerin yol açtığı toplumsal değişimler de bireysel hikâyelerle birlikte sinemaya yansımaya devam etmektedir. Göç olgusu; iç göç, ulusötesi göçmenlik, mültecilik, işçi göçü, mübadele, vatan hasreti, gurbet, eve dönüş gibi konularla kurmaca ve belgesel sinemada geniş yer bulmuştur. Yeni kıtaların keşfiyle birlikte göç etmeye başlayan toplulukların hikayeleri sinemaya konu olmaya başlamıştır. Sanayi Devrimi sonrasındaki kentleşme hareketleriyle birlikte artık anlatının ayrılmaz bir parçası haline gelen göç olgusu, bu toplumsal değişimlerin yanı sıra savaşlar, politik veya etnik çatışmalar, iş-geçim kaynağı, yeni yaşam arayışları, iklim değişiklikleri-kuraklık-kıtlık gibi doğa kaynaklı yoksunluklar, eğitim ya da günümüzde küreselleşme ile birlikte önemli sayılara ulaşan nitelikli göçmenlik sinemanın ilgilendiği alanlardır.
Felsefi Düşün , 2020
'a 18.yy'ın pek çok önemli filozofunun içinde bulunduğu bu dönemin kendisi kadar yarattığı etkilerin büyüklüğü de tartışmasızdır. Epistemolojiden tarihe, ekonomiden dile, dinden siyasete pek çok alanın orijinal fikirlerle kuşatıldığı bu dönemin çeşitliliği ve zenginliğini yansıtan, özellikle de filozofların ve öğretilerinin mümkün olduğunca İskoç Aydınlanması'nın genel bağlamı içinde ele alındığı yetkin akademik çalışmaların bu sayının içeriğini oluşturması beklenmektedir.
1. Uluslararası Göç ve Kültür Sempozyumu, 1-3 Aralık 2016 Amasya Türkiye, 2016
Bu bildiri kitabının her hakkı saklıdır. Bu yayının tümü veya hiçbir bölümü önceden izin alınmaksızın çoğaltılamaz, basılıp yayınlanamaz, kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.
Büyeynay Yayınları, 2016
set Bilimi alanında doktor unvanını aldı. Çifci'nin siyasal ve sosyal teori alanında yayınlanmış ve yayınlanmamış pek çok eseri bulunmaktadır.
Journal of Turkish Research Institute, 2014
Göç etmek, alışılan yaşam şekillerinden uzaklaşıp başka diyarlarda hayat kurmak, insanoğlunun yaratılışından günümüze kadar kendini göstermektedir. İster maddi nedenlerden dolayı ya da daha iyi bir hayat kurmak amaçlı olsun, göçün tek bir ortak sonucu vardır; o da kişi kendini artık ne terk ettiği yere ne de her şeyi ardında bırakıp gittiği yere ait hissedeceği gerçeğidir. Bu ikilem arasında kalan insan, giderek hem yeni bir yaşama başlama heyecanını içinde yaşayacak hem de bırakıp gittikleri adına pişmanlık duyacaktır. Zamanla göç ettiği yere uyum sağlayacak olsa da derinlerde bir yerde o kırsal ruhu hep taşıyacaktır. Çalışmada, göçü işleme bakımından farklı bakış açılarına sahip olan ve farklı toplumları nitelendiren iki yazar, Emine Sevgi Özdamar"ın ve Latife Tekin"in eserleri ele alınmış ve eserler göç açısından incelenmiştir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.