Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
5 pages
1 file
Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2023
XIX. Yüzyılda Türkistan (Orta Asya) Türk Topluluklarında Kölelik ve Köle Ticareti, 2016
Özet Hürriyetine sahip olmayan, başkalarının hüküm ve kontrolünde olan kişiler anlamına gelen köle tabirinin kullanımı Türk toplumunda oldukça eskiye dayanmaktadır. Tarihte kurulmuş olan bütün devletlerde kölelik müessesi mevcuttur. Nitekim Türkistan Hanlıklarında da kölelik, gerek ekonomik hayat gerekse toplumsal hayatta varlığını uzun yıllar sürdürmüştür. Özellikle toprağın işlenmesinde önemli bir yere sahip olan köleler, ayrıca ev hizmetçiliği, tamircilik, bekçilik gibi farklı işlerde de ön plana çıkmışlardır. Yaşam standardı düşük olan kölelerin, toplum içindeki konumuna bakıldığında gerek ekonomik gerekse dini açıdan bir baskı altında oldukları anlaşılmaktadır. Kölelerin Türkistan Hanlıkları içerisindeki sayılarının fazla oluşu köleliğin yaygın oluşunu göstermesi bakımından önemlidir. Çalışmamızda XIX. yüzyılda Buhara, Hive ve Hokand gibi Türkistan Hanlıklarında, kölelerin ne şekilde elde edildiği, durumu, toplumun kölelere olan tutumu, köle ticareti ve köleliğin ekonomik yaşamdaki yeri ele alınacaktır. Abstract The use of slaves in Turkish society is based on fairly old which means do not have the liberty, people with others in the provision and control. The institution of slavery in the entire State has been established in history. Indeed, slavery in the Turkestan khanates have continued for many years the existence in both economic life and social life. Slaves who have an important place, especially in the processing of land, have come to the fore different jobs such as domestic servants, tinker, guard. The low standard of living of the slaves, both considering the position in society, are understood to be under pressure from the economic as well as religious. The slaves made up of many within the Khanates of Turkestan is important to show the widespread nature of slavery. In our study, In Turkestan Khanate such as Bukhara, Khiva and Hokand will be discussed what is obtained in the form of a slave, situation, the attitude of society to the slave, the slave trade and slavery in the place of economic life at the XIX. century.
JOTS, Vol. 3/2, 2019
Tanıtacağımız çalışma, ilk Türk-İslâm devletlerinden birini kuran ve Tür-kistan'da İslâmiyet'in kalıcı olmasını sağlayan Karahanlıların üstün savaşçı nite-liklerinin yanı sıra sufî kimliğine sahip "savaşçı-veli" hükümdarlarına dair efsanelerin ve menkıbelerin derlendiği bir XVIII.-XIX. yüzyıl yazma eserini ilim âle-mine kazandırmıştır. Lund Üniversitesi arşivinde Jarring Prov. 413 olarak kayıtlı yazma eser, geç dönem (XVIII. yüzyıl) Çağatay Türkçesi ile Uygur Türkçesi arasında ara bir dönem arz eden Doğu Türkçesi ile yazılmıştır.
İran Çalışmaları Dergisi, 2019
İran kültür ve sanat hayatına genel okur kitlesinin ilgisinin yıldan yıla arttığı Türkiye’de, Farsçadan yapılan çevirilerin çoğalmasının da etkisiyle, son yıllarda bilhassa edebi eserler önemli bir okuyucu çevresine ulaşmaktadır. Bununla birlikte, nitelikli eserlerin tespit edilip belli bir program dâhilinde çevrilmesi başta olmak üzere, çeşitli sorunların mevcut olduğu göze çarpmaktadır. Bu çerçevede, önemli bir sorun da, geniş bir çerçeveye sahip olan İran edebiyatının değerlendirilmesinde yol gösterici mahiyette referans kaynakların yeterince bulunmamasıdır. Hasan Mir Abidini’nin siyasi ve toplumsal düzlemdeki temel belirleyici gelişmeler üzerinden, İran edebiyatının son yüzyılını tahlil eden bu kapsamlı çalışması; tarihsel sınıflandırma, sosyo-politik tahlil perspektifi ve yazar-eser incelemeleri bakımından nitelikli bir panoramik bakış sunmaktadır.
Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi, 2018
Sinema bireyler üzerindeki yadsınamaz etkisiyle, toplumsal yeniden üretimin en etkili araçlarından bir tanesidir. Sinemanın bu özelliği tarihsel süreçte iktidarın egemen ideolojisinin üretildiği ve yeniden üretildiği, eleştirildiği ve/veya meşrulaştırıldığı bir mecra olmasına neden olmuştur. Erkek egemen toplumlarda, ataerkil yapının mevcudiyetini sürekli kılmak adına egemen ideoloji çerçevesinde bireyleri baskı ve dolayısıyla kontrol altında tutan unsurlardan bir tanesi, törelerdir. Bireyler arasında hiyerarşi yaratan ve körü körüne itaat yoluyla egemen ideolojiye hizmet eden töreler, bireylerin bir kısmını efendi konumuna yükseltirken, bir kısmını da köle durumuna düşürmektedirler. Bu noktada Hegel'in Efendi-Köle diyalektiğinde belirttiği gibi, giydirilmiş, kabullendirilmiş rolleri çerçevesinde efendi de aslında köle gibi tutsak ve itaatkâr durumdadır. Köle karşısındaki güçlü konumunu korumak için, efendi de egemen ideolojiye boyun eğmektedir. Bu çalışma, Türk sinemasında 2000 sonrası çekilen töre konulu filmleri (ulaşılabilenleri) Hegel'in Efendi-köle diyalektiği çerçevesinde ele almayı amaçlanmaktadır. Bu çerçevede filmlerde töre kisvesi altında yaratılan efendi-köle kimliklerinin sunum biçimleri, A. J. Gremias'ın göstergebilimsel dörtgen yöntemi aracılığıyla ortaya konulmuştur. Çalışmada, toplumsal yapı içerisinde egemen olana itaat ettirme araçlarından biri olan törelerin, bireyleri tahakküm altına alma sürecinde uyguladığı baskı sonucu ortaya çıkan itaat ve direniş biçimlerinin, sinemamızdaki yansımaları nasıl yansıdığı incelenmiştir. Bu amaç çerçevesinde Mutluluk (Abdullah Oğuz/2007), Saklı Yüzler (Handan İpekçi/2007) ve Ateşin Düştüğü Yer (İsmail Güneş/2012) adlı filmler çalışma kapsamında ele alınmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda filmlerde Hegel'in Efendi-Köle diyalektiğinin yansımalarına rastlanmıştır.
Abbasiler Döneminde Kâdı'l-kudâtlık, 2020
İslâm devletlerinin adalet teşkilatında meydana gelen önemli değişikliklerden birisi, kâdı’l-kudâtlık makamı/kurumunun ihdas edilmesidir. Devletin başı olan halifelerin, adalet teşkilatı üzerindeki yetkilerini devretmesiyle, 170/786 yılında ortaya çıkmış olan kurum, Abbâsî devlet idaresi içerisinde önemli bir yer edinmiştir. Bu tarihten başlayarak, halifeler, adalet teşkilatına ilişkin yetkilerini kademeli bir şekilde kâdı’l-kudâtlara devretmişlerdir. İlk dönemlerde sınırlı olan bu yetki devri, zamanla genişlemiştir. Halifelerin siyasî gücü ve devletin içerisinde bulunduğu durumun yanı sıra, toplumda meydana gelen mezhepsel değişiklikler de bu kurumun gücünü doğrudan etkilemiştir. İslâm devletinin adalet teşkilatında ortaya çıkan kâdı’l-kudâtlık kurumunun, devlet ve toplumdaki yansımalarının tespiti, çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu amaçla, İslâm Tarihi kaynakları başta olmak üzere, tabakât, terâcim kitapları ve hukuk kurumunu ele alan eserler incelenerek, kâdı’l-kudâtların devlet ve toplum nezdindeki yerleri tespit edilmiştir. Sonuç olarak, kâdı’l-kudâtlık kurumunun ilk kurulduğu dönemde daha dar yetkilere sahip olduğu, halifenin danışmanı gibi görev yaptığı fakat Abbâsî devletinin son dönemlerine doğru daha geniş yetkilere sahip olduğu görülmektedir. Bununla birlikte kâdı’l-kudât, toplum nazarında saygın bir yere ve bağımsız bir hareket alanına sahip olmuştur. Diğer taraftan, bazı aile ve mezhep mensuplarının, kâdı’l-kudâtlık görevinde daha fazla bulundukları da göze çarpan hususlardan birisidir. Araştırmanın, başta İslâm Tarihi olmak üzere, İslâm Hukuku, İslâm Kurumları Tarihi, İslâm Medeniyeti Tarihi gibi alanlarda çalışma yapan araştırmacılara katkı sağlaması beklenmektedir. Anahtar Kelimeler: Adalet, Abbâsîler, Kadı, Kâdı’l-kudât, Halife.
Milli Folklor Dergisi, 2021
Mavi Yeşil Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisi, 2017
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Artuklu Akademi , 2020
Türk Dünyası Yenileşme Dönemi Fikir Hareketleri Uluslararası Sempozyumu, 2024
Vakanüvis - Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi 6(2): 972 - 984, 2021
İran Çalışmaları Dergisi, 2020
http://www.gusips.net/news/9435-cerkes-gec-donem-osmanli-isyancisi-ve-ajani-esref-beyin-hayati.html
Türkiyat Mecmuası, 2017
Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi, 2022