Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, Erken Bizans Sanatında Mandorla Tasvirleri
…
22 pages
1 file
i ÖZET ERKEN B ZANS SANATINDA MANDORLA TASV RLER Erken Bizans döneminin ilk yıllarında Hristiyanlı ın kabulüyle sanatsal anlayı ta Hristiyanlık ö retisini açıklayan dini tasvirler kullanılmaya ba lamı tır. Bu dönemde Tanrı'nın karakteri, sa'nın ilahi kimli ini ve Meryem'in kutsal bakireli ini vurgulama problemi ortaya çıkmı tır. Pagan kültlerin etkisi, konsül sonuçları ve bir takım bilimsel ara tırmaların Hristiyan felsefesi üzerindeki etkisi sonucu mandorla tasvirleri yüksek ilahi mesaj içeren bir tasvir olarak yorumlanmaya ba lamı tır. Orta Ça 'dan itibaren vesica piscis olarak bilinen ve geometrik açıdan bademe benzemesinden dolayı adını talyan dilindeki mandorla kelimesinden almı tır. Orta ve Geç Bizans döneminde farklı biçimlerle sık görülen bu tasvirin Erken Bizans döneminden önce Pagan ikonografilerinde kullanıldı ı anla ılmı tır. Pagan ikonografiden itibaren dini anlatılara uygun biçimde geli me gösteren mandorla, Erken Bizans döneminde mozaik, fresko ve ta ınabilir eserlerde kar ımıza çıkmı tır. Ula ılabilen ara tırmalarda dil birli inin olmadı ı fakat ça da ara tırmaların yo un olarak mandorla terimini kullandı ı tespit edilmi tir. Erken Bizans dönemine tarihlenen sanat eserleri üzerindeki mandorla tasvirlerini inceleyen kapsamlı bir çalı ma bugüne kadar yapılmamı tır. Bu nedenle mandorla tasvirinin kökenini ve Erken Bizans dönemine tarihlendirilen eser türleri üzerindeki mandorla tasvirlerini inceleyen detaylı bir katalog çalı ması yapılmı tır. Biçimsel özelliklerinin sundu u geometrik ekle göre sekiz farklı tip tespit edilmi tir. Tespit edilen tipler mandorlayı tanımlayan di er unsurlarla beraber incelenerek ikonografik açıklaması yapılmaya çalı ılmı ve dört farklı ikonografik anlam içerdi i tespit edilmi tir.
Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 12. Ulusal Sanat Sempozyumu, 2018
Özellikle 17. yüzyıldan başlayarak sanatçı, kendi çoğul varoluşlarını, doğayı ve doğanın içindeki anlık dönüşümümleri keşfetmek adına atölyesini terketmiştir. Bir çanta içine sığdırılan atölyenin mahremiyetini ortadan kaldıran bu anlayış, aynı zamanda sanat kurumlarıyla olan ilişkinin değişmesi ve koruma altındaki sanatçının özerkliğine ilişkin belki de ilk adımlar olarak kabul edilebilir. Aynı süreçte, düşünme pratiği olarak yürümenin, Jean-Jacques Rousseau, Henry David Thoreau, Arthur Rimbaud, Friedrich Nietzsche gibi yazar ve düşünürlerin yaşamında önemli bir rol aldığı gözlemlenebilir. Sanatçılar da aynı düşünürler ve yazarlar gibi yürüme ile çıktıkları yolda, o zamana kadar evrensel bir anlayışla betimlenen manzara resminin bireyselliğini keşfetmişlerdir. Atölyenin korunaklı duvarları ötesine çıkmayı başaran sanatçının bu eylemi, bugünün performans sanatının oluşumuna katkı sağlayan bir adım olarak düşünülebilir.
A. Osman UYSAL İslam dünyasında inananları günde beş vakit camiye davet eden ezan, ilk olarak Medine'deki mescidin damından okunmuştu. Zamanla, ezanı daha uzaklara duyurabilmek için; bu amaca yönelik yüksek ku lelere ihtiyaç duyulmuş ve sonuçta caminin ayrılmaz bir parçası olarak "minare" 2 adı verilen mimarî birim ortaya çıkmıştır. İlk minarelerin kilise çan kulelerinden esinlendiği ya da deniz fenerleri ve benzeri kule ler örnek alınarak yapılmış oldukları düşünülmektedir. 3 Fakat, ilk il ham kaynağı neresi olursa olsun, ezanı daha fazla kişiye ve daha uzağa duyurmanın en akılcı yolu olarak şekillenen minare elemanının, İslam Dünyasının her yanında aynı biçimsel özellikleri göstermediği bilin mektedir.
A. Osman UYSAL İslam dünyasında inananları günde beş vakit camiye davet eden ezan, ilk olarak Medine'deki mescidin damından okunmuştu. Zamanla, ezanı daha uzaklara duyurabilmek için; bu amaca yönelik yüksek ku lelere ihtiyaç duyulmuş ve sonuçta caminin ayrılmaz bir parçası olarak "minare" 2 adı verilen mimarî birim ortaya çıkmıştır. İlk minarelerin kilise çan kulelerinden esinlendiği ya da deniz fenerleri ve benzeri kule ler örnek alınarak yapılmış oldukları düşünülmektedir. 3 Fakat, ilk il ham kaynağı neresi olursa olsun, ezanı daha fazla kişiye ve daha uzağa duyurmanın en akılcı yolu olarak şekillenen minare elemanının, İslam Dünyasının her yanında aynı biçimsel özellikleri göstermediği bilin mektedir.
Özet Bu çalışmada erken Hıristiyan ve Bizans sanatındaki tasvirlerdeki figürlerin başı çevresine yapılan tanımlayıcı ve vurgulayıcı nitelikteki halenin ortaya çıkışından başlayarak kullanımı ve gelişimi mevcut sanat eserleri ile açıklanmaktadır. Başlangıçta sadece Hz. İsa için yapılan daire biçimindeki hale formunun zamanla nasıl başkalaştığı, dini ve siyasi karakterler için nasıl tercih edildiği örneklerle ele alınmaktadır. Halenin azizler, peygamberler, martirler ve bağış yapanlar için ne zaman ve hangi biçimlerde kullanılmaya başlandığı irdelenmiş ve buradan hareketle halenin sanat eserlerini tarihlendirmede katkı sağlayabileceği ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Nimbus, hale, Bizans, sanat
Erken Osmanlı Dönemi'nde kadın bânîlerin Bursa ve çevresinde yaptırdıkları eserlerin araştırıldığı bu çalışmada, Bursa'nın başkent olma sürecinde kadınların mimari alandaki etkinliği konu edilmiştir. Kadınların sahip olduğu statü, toplumdaki konumu, babalarının veya eşlerinin onlara sağlamış olduğu ekonomik bağımsızlığının, inşa ettirdikleri yapılar üzerinde, etkin bir gücünün olduğu görülmüştür. Ayrıca yapı yaptıran kadınların çoğunluğunun saray mensubu oldukları ve saray dışından kadınlarında, zaman zaman bu imar faaliyetlerine katıldığı görülmüştür. Özellikle saray dışından olan kadınların daha çok toplumda tanınmış önemli şahsiyetlerin kızları, eşleri olduğu da tespit edilmiştir. Bu çalışmada kadınların, Bursa ve çevresinde inşa ettirmiş olduğu yapılar, tablo üzerinde sınıflandırılarak hangi yapıları inşa ettirmede daha fazla söz sahibi oldukları tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca kadınların biyografilerine de kısaca değinilerek, yaptırdıkları eserlerde, statülerinin yapılar üzerinde ne derece tesir ettiği tespit edilmeye çalışılmış ve kadının toplumdaki konumunun, siyasetteki otoritesinin ve ekonomik gücünün bânîyapı ilişkisine nasıl yansımış olabileceği üzerinde de durulmuştur.
Bursa kenti, tatlı su kaynaklarının çokluğu düz ovalık alanları, genişliği yüksek bir dağın korunaklığı sayesinde kent kurulumuna elverişli bir yapıdadır. Kent erken tarihten bu yana Keşiş Dağı'nın (Uludağ) ve volkanik kayaların arasında geçişi zor bir doğal sur içinde kurulmuştur. Bursa'nın kent olma hikayesi çok eski tarihlere dayandırılmaktadır. M.Ö 561-546 yıllarında Lidyalı Kroisos döneminde Lidya egemenliğine girmiş daha sonra Pers egemenliği altında kalmıştır. Daha sonra Dadaldes, Perslere karşı savaşarak Kesiş Dağı (Uludağ) eteklerinde Bağımsız Bitinya Krallığını 1 kurmuştur. Bursa'nın ilk kent olarak oluşumunu Strabon, "Prusa, Mysia Olimposu eteklerinde kurulmuş ve Mysialılar ile sınır komşusu olan bu kent Krosios'a karşı savaşan Prusias tarafından kurulmuştur. 2 " şeklinde açıklamıştır. Yunan Coğrafyacısı olan Bizanslı Etien'e göre de Bursa'nın kuruluşu şu şekildedir; Kartacalı Kumandan Hannibal'ın Bitinya krallığına sığındığı dönemde yaptığı öneri üzerine Kral Prusias, tarafından Nilüfer çayı ile Keşiş Dağı arasında bulunan Atusa yerleşkesini önce yerle bir edip üzerine bir "castronkale kent" inşa ettirmiştir. Kuruluş şekilleri arasında pek bir fark olmasa da kaynakların verdiği tarihler değişkenlik göstermektedir. Strabon kentin kuruluşunu M.Ö 550'ler de olduğunu söyler fakat Etien M.Ö 185 yılına kadar kentin kuruluş tarihini öne çekmektedir. Bitinya Krallığı, M.Ö 74 yılında IV. Nikomedes'in ölümü sonrasında vasiyetine uygun olarak Roma İmparatorluğunun egemenliği altına girmiştir. Artık Bursa bu dönemden itibaren M.S 395 yılına kadar
IV. Uluslararası Aksaray Sempozyumu (24-26 Ekim 2019), 2019
After the Battle of Malazgirt in 1071, Anatolia entered a process of rapid Turkification and Islamization. During the Seljuk period and after the period of the principalities, many mosques, masjids, lodges, zaviye, madrasah and bedesten were built and a rapid zoning activity was experienced in Anatolia. These buildings are important for the formation of the architectural identity of Anatolia, while contributing to the socio-cultural life. The madrasahs have a special place among the buildings built in order to be the center of scientific and cultural life. When the Ottoman Ottoman cadastral books were examined, it can be seen that there were six madrasahs that were inherited from the Seljuk and Principalities. These are: Zincirli, Beramuni (Beramuniye), Ebubekriyye, Bedriyye, Seyfiyye, mülkiye madrasas. Beramuni (Beramuniyye) Madrasah was the subject of this research. The study of early works has its own difficulties. Particularly, there are problems in determining the place of the works and sometimes the current position of the works. The emergence of different views as a result of lack of resources leads to confusion of information. Similar problems were observed in the studies dealing with Berâmûni Madrasa. There are various opinions on the dating of the building. These views Madrasa XIII. the first quarter of the XIII century. It may have been built between the end of the century
SUTAD, 2018
Öz Destanlar, değerli birer edebî eser olmalarının yanı sıra, ait oldukları milletin tarihini, geçirdiği büyük olayları ve kültürel değerleri yansıtmaları bakımından da büyük öneme sahiptirler. Bir milletin kültürel zenginlikleri içinde en önemli yapı taşlarından olan müzik de, destanlarda yer bulur. Destanlar, ait oldukları milletin müzik tarihi açısından önemli ipuçları sunar. Literatür taramasına dayalı betimsel karakter taşıyan bu araştırmada, tüm Türk dünyasının ve dünyanın en kapsamlı destanı olan Manas Destanı'nın çeşitli varyantları incelenerek, destanda yer alan müzik türleri, bu türlerin kullanım yerleri saptanmıştır. Bulgular Türk tarihinden çeşitli örneklerle ilişkilendirilmiştir. • Abstract Epics are very valuable literary works, at the same time they are very important for reflect to national history, great events and cultural values. Music, one of the most important parts of cultural wealth of a nation, includes in epics and offers important clues to the history of music. This descriptive research based on literature review, aimed to investigate to various variants of the Manas Epic, the most comprehensive epic in Turkish World and the World; have been determined musical types in the Epic. Results have been associated with several examples of Turkish history. •
VAKIF RESTORASYON YILLIĞI, 2011
Tarihi yapıların restorasyonunda doğru malzemelerin seçimi, yapıda kullanılan orjinal malzemelerin bilimsel analiz sonuçlarına bağlı olarak yapılmalıdır. Bu amaçla yapılan çalışmada, İstanbul'da yer alan bazı Erken Bizans Dönemi dini yapılarında kullanılan tarihi harçlar fiziksel, kimyasal, mekanik ve petrografik özellikleri ile agrega boyut dağılımlarını gösteren elek analizi ve suda çözünen tuz analizleriyle birlikte incelenmiştir. Yapılan deney sonuçlarına gore, bu harçların iyi basınç dayanımına sahip, kalsiyum silikatlı bileşikler içeren, Roma harçlarının bir karakteri olan puzolanik özellikli, sağlam bağlayıcı kompozisyonlu, iyi bağlayıcı-agrega ara yüzeyine sahip horasan harçları olduğu görülmüştür.
2016
Ankyra was the capital of Galatia Province of Roman Administration since 25 BC. As a result, there are monumental structures which date back to the early Imperial period. Besides the Temple of Roma and Augustus, there are many official and civil structures as well as a couple of necropolis areas which were mainly discovered during the improvement works in early Turkish Republican period. This paper presents the results of the rescue excavations conducted in the Maltepe district of Ankara. The area was a construction site for the Gazi University's Faculty of Engineering. Unfortunately, the major part of the archaeological site was damaged by the foundation diggings of the construction activity. A hypogeum grave structure with burials was found during the rescue excavations as well as some walls of a building which probably belonged to a small church in ancient times.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
BENDEREĞLİ İLE HIZIRBEYLİ ARASINDA: ERKEN MODERN DÖNEM’DE ZONGULDAK’I ARAMAK, 2022
Anadolu Üniversitesi Sana ve Tasarım Dergisi, 2023
Otuzyedi Sanat ve Tasarım, 2024
Sanat&Tasarım Dergisi, 13 (1), 2023: 253-269, 2023
MARDİN MERKEZDE BULUNAN OSMANLI DÖNEMİ MEZAR TAŞLARI, 2017
NEHİR TANRISI UYANDI: KÜÇÜK MENDERES VADİSİ’NDE MUSON YAĞMURLARI
Empresyonizm (izlenimcilik) ve Claude Oscar Monet , 2020
Akademik Sayfalar, 2022
Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni, 2016
Erken çocukluk ve Montessori yaklaşımı
The Opportunity of Understanding Victims of Virtual Violence: Bingöl Example, 2024
PROCEEDINGS OF THE XXth INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF THE MEDIEVAL AND TURKISH ERA EXCAVATIONS AND ART HISTORY RESEARCHES (02-05 NOVEMBER 2016), 2017