İLAHİYAT FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN İLETİŞİM BECERİ DÜZEYLERİ

2017

Bu calisma, universite ogrencilerinin iletisim becerilerinin ve empati duzeylerinin belirlenmesi icin gerceklestirilmistir. Calisma grubu, 2016-2017 bahar doneminde Kirikkale Universitesi Saglik Bilimleri Fakultesi Hemsirelik, Saglik Yonetimi, Cocuk Gelisimi ve Fizyoterapi Bolumlerinin 1., 2., 3. ve 4. sinifta ogrenim goren ve arastirmaya katilmayi kabul eden 755 ogrenciden olusmaktadir. Calismada ogrencilerin iletisim becerilerini olcmek adina Korkut (1996) tarafindan gelistirilen Iletisim Ilkeleri ve Temel Beceriler, Kendini Ifade Etme, Etkin Dinleme ve Sozel Olmayan Iletisim ve Iletisim Kurmaya Isteklilik alt olceklerden olusan 25 soruluk besli likert tipte “Iletisim Becerileri Olcegi” (IBO) ve ogrencilerin empati duzeylerini belirlemek icin Topcu vd., (2010) tarafindan Turkce ‘ye uyarlanan 11 sorusu duygusal empatiyi ve 9 sorusu bilissel empatiyi olcen toplam 20 soruluk ‘’Temel Empati Olcegi’’ kullanilmistir. Verilerin analizi SPSS 22 programi kullanilmistir. Elde edilen veriler...

II. International British Congress on Interdisciplinary Scientific Research & Practices, 2025

Bu araştırmanın amacı eğitim fakültesi öğrencilerinin iletişim becerilerinin çeşitli değişkenler açısından incelemektir. Araştırman nicel araştırma yöntemine göre yürütülmüştür ve ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi eğitim fakültesinde öğrenim gören 211 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak "iletişim becerileri değerlendirme ölçeği" ile iletişim bilgi ve demografik form kullanılmıştır. Araştırmada verilerin normal dağılmadığı tespit edildiğinden nonparametrik testler kullanılmıştır. Veriler Mann-Whitney Testi ve Kruskal-Wallis Testine göre çözümlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, kız öğrencilerin iletişim beceri puanları, erkek öğrencilere göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Demokratik ailelerin çocuklarında iletişim becerilerinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Anne-baba birlikteliği açısından iletişim becerilerinin etkilenmediği belirlenmiştir ve bu durumun diğer araştırma sonuçlarıyla örtüşmediği görülmüştür. Kardeş sayısı ve yaş değişkeni bağlamında iletişim becerilerinin etkilemediği belirlenmiştir. Sonuç olarak öğretmen yetiştirmesi nedeniyle eğitim fakültelerinde iletişim becerisi çok önemli bir durumdur. Çünkü, öğretmenlik mesleğinin en önemli özelliklerinden biri iyi bir konuşmacı olmak ve doğru iletişim kurma kabiliyetine sahip olmaktır. Bu sebeple eğitim fakültelerinde, iletişim becerisi ile ilgili eğitimler üzerine yoğunlaşmalı, iletişim becerilerini geliştiren etkinliklere önem verilmeli, geleceğin öğretmenlerinin iletişim becerileri geliştirilmelidir. Anahtar kelimeler: İletişim, iletişim becerileri, eğitim fakültesi öğrencileri ABSTRACT The purpose of this research is to examine the communication skills of education faculty students in terms of various variables. The research was conducted according to the quantitative research method and the relational screening model was used. The sample group of the study consists of 211 teacher candidates studying at the Faculty of Education of Istanbul Sabahattin Zaim University. In the study, "communication skills assessment scale" and communication information and demographic form were used as data collection tools. Since it was determined that the data were not normally distributed in the study, nonparametric tests were used. The data were analyzed according to the Mann-Whitney Test and Kruskal-Wallis Test. According to the research results, communication skill scores of female students were found to be higher than male students. It was seen that communication skills were higher in children of democratic families. It was determined that communication skills were not affected in terms of mother-father togetherness and this situation was not consistent with other research results.

Dil öğreniminde kişilik özelliklerinin öğrenci başarısına etkisi, eğitim alanında oldukça sık araştırılan bir konudur. Özellikle yabancı dil eğitiminde performansı ve başarıyı etkileyen kişilik özellikleri, öğrenme stilleri ve stratejileri, özgüven, özsaygı, öz denetleme becerisi gibi birçok unsur vardır. Dilbilimciler ve eğitimcilerin en çok üzerinde durduğu konulardan olan motivasyon ve iletişim kurma istekliliği ise, yabancı dil öğrenimini direkt olarak etkileyen unsurlar arasındadır. Motivasyon ve Dil Öğrenimi Dörnyei (2005)'e göre motivasyon, dil öğrenme sürecini başlatmak ve devam ettirmek için gerekli olan itici güçtür. Eğer öğrencide motivasyon varsa, bir bilgiyi edinmek veya bir aktiviteyi başlatıp tamamlamak için daha isteklidir. Genel anlamda bakıldığında motivasyonun öğrencinin derse katılımını, derse karşı tutumlarını ve akademik başarısını etkilediği görülür.

Araştırmada N.E.Ü. A.K.E.F. Güzel sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğrencilerinin iletişim beceri düzeylerinin belirlenmesi ve iletişim becerileri düzeyleri arasında cinsiyet, sınıf, yaş ve bireysel çalgı değişkenlerine göre istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olup olmadığının ortaya konulması amaçlanmıştır. Veri toplama aracı olarak 1998 yılında Ersanlı ve Balcı tarafından geliştirilen "İletişim Becerileri Envanteri" kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Necmettin Erbakan Üniversitesi A.K.E.F. Müzik Eğimi Anabilim Dalı'nda öğrenimine devam eden 127 müzik öğretmeni adayı oluşturmaktadır. Araştırmanın sonucunda kız öğrencilerin erkek öğrencilere, 20 yaş ve altındaki öğrencilerin 21 yaş ve üzerindeki öğrencilere, ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinin dördüncü sınıf öğrencilerine göre iletişim becerilerinin daha yüksek olduğu bireysel çalgı değişkenine göre ise öğrencilerin iletişim becerileri düzeyleri arasında herhangi bir farkın olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın sonuçları önceki çalışmalar ile karşılaştırmalı olarak tartışılmış ve bu doğrultuda öneriler geliştirilmiştir. Anahtar Kelimeler: İletişim becerileri, Müzik Eğitimi, İletişim becerileri Envanteri

ÖZET Bilgi ve iletişim çağı, teknolojik gelişmelerin bilgisayara bağlı olarak ivmelendiği 1970'lerden itibaren hissedilmeye başlanan bir dönem olarak ele alınmıştır. Bu gelişmelerin insana olan yansımaları her onyılda bir değişim göstermiştir. Yeni teknolojinin getirdiği hız, iletişimde, bilgi arşivlenmesinde hassas kayıtlara ve üretim aşamasında kesin sonuçların alınmasına yol açmıştır. Özellikle mimarlık ve tasarım alanında ortaya çıkan akımlar ve hareketlerin içeriği yeni malzemeler, yeni ekipmanlar, yeni şekillendirme yöntemleri ve yeni ifade ortamlarının doğuşuna bağlı olmuştur. Yeni estetik anlayış iç mekan tasarımlarında, hem mimarlık akımlarının hem de obje tasarımlarının etkileriyle oluşmuştur. Yeni çağda iç mekan estetiği giderek dijital ortamların etkisinde gelişmektedir.

2019

Özet: İletişim; duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her yolla başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme, komünikasyon olarak tanımlanmaktadır. İletişimin sözlü ve sözsüz olmak üzere iki çeşidi vardır ve her iki tür iletişim de bireyin hem kendisiyle hem de diğer insanlarla olan ilişkisini belirleyen ve kişinin sosyalleşmesinde temel rol oynayan unsurlardır. İletişim becerilerinin gelişimi anne karnında başlayıp yaşam boyunca devam eden bir süreç olarak değerlendirilebilir. Doğumun hemen ardından bebeklik ve ilk çocukluk dönemi bireyin temel iletişim becerilerini geliştirdiği ve çok hızlı öğrendiği bir dönemdir. Okul döneminden itibaren ise çocuk yeni bir sürece dahil olur ve ailesi dışında öğretmen ve akranları ile iletişim kurarak yeni bir öğrenme alanı geliştirir. Bireyin hayatında önemli bir sosyalleşme ortamı olarak yer bulan okulda geliştirilen iletişim becerileri yaşamın sonraki yıllarında oldukça etkili ve önemlidir. Öğretmenlerin öğrencileriyle kurduğu iletişim öğrencilerin hem bireysel gelişimine hem sosyalleşmesine hem de ders başarısına etki eden bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu süreçte öğrencilerin bireysel farklılıklarını da göz önünde bulundurarak kurulan sağlıklı bir iletişim öğrencinin eğitimden üst düzey fayda sağlayarak kendini gerçekleştirmesine zemin hazırlayacaktır. Sağlıklı bir iletişim ile öğrencilerin hem kişiler arası ilişkilerde kendilerini geliştirmeleri hem de kendine güven, kendini ifade edebilme, eleştirel düşünme, iş birlikçi çalışma gibi beceri ve yetkinlikleri geliştirebilecekleri söylenebilir. İletişim karşılıklı bir şekilde işletilen bir süreçtir ve öğretmenler bu süreçte kilit bir rol oynarlar. Sınıf ortamında öğrencilerin yönlendiren ana unsur olarak öğretmenler iletişim biçimini, iletişim kanallarını ve iletişimin derinliğini de belirleyen en önemli unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma ilköğretim ve lise düzeylerinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ve İmam-Hatip okullarında Meslek Dersi öğretmeni olarak çalışan öğretmenlerin öğrencilerle iletişim biçimleri ile ilgili görüşlerini tespit etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın alt amaçları; öğretmenlerin iletişim biçimlerinin yaşlarına, cinsiyetlerine ve kıdem yıllarına göre değişiklik gösterip göstermediğini belirlemektir. Araştırma karma yöntem ile gerçekleştirilmiştir. Genel tarama modelinin işe koşulduğu araştırmada örneklem kartopu yöntemiyle belirlenmiştir. Araştırma verileri 37 maddeden oluşan ve tek boyutlu 'Öğretmenlerin Öğrencilerle İletişim Biçimlerinin Belirlenmesi' ölçeği ve araştırmacı tarafından oluşturulan görüşme soruları aracılığıyla toplanmış ve analiz edilmiştir. Abstract Communication can be described as transferring emotions, thoughts or knowledge in different ways to others. There are two different types of communication verbal and non-verbal. Both are very important elements on relationship with self and other people. Development of communication skills starts in mother's womb and continues throughout the life. Right after birth babyhood and early childhood are important terms for development of basic communication skills. From the school term the child starts to involve a whole new process where he/she starts to communicate actively with peers and teachers and creates a new learning environment. The communication skills which developed in the school are very efficient and important for rest of the life.

Arap Baharı sonucu Kilis'e gelen Suriyeli sığınmacılar şehirde büyük bir demografik değişime yol açmıştır. Kilis merkez nüfusu 90.000 olup, AFAD verilerine göre (Mayıs 2015), Kilis'te yaşayan Suriyeli sığınmacıların sayısı il merkezinde 100.000'in üzerindedir. Ayrıca, il merkezinde yaşayıp da kayıtlı olmayan Suriyeli sığınmacıların da olduğu bilinen bir gerçektir. Bu verilere göre Kilis, nüfusundan daha fazla Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapmaktadır. Bu açıdan bakıldığında sığınmacıların etkisinin en fazla hissedildiği şehrin Kilis olduğunu söylemek mümkündür. Suriyeli sığınmacıların Kilislilere, ekonomik, sosyal ve kültürel bazı etkileri olmuştur. İki toplum arasındaki dil, kültür ve yaşam tarzı farklıkları toplumsal uyumu güçleştirmektedir. Dil, sığınmacılar için toplumsal uyum, eğitim, ekonomi gibi alanlarda en çok ihtiyaç duyulan konuların başında gelmektedir. Sığınmacıların Kilis'te bulunması dil eğitimi alanında ciddi bir hareketlilik getirmiştir. Kilis'te faaliyet gösteren farklı Sivil Toplum Kuruluşları sığınmacıların dil sorununu çözmek için Türkçe eğitimi veren kurslar açmışlardır. Açılan bu kurslarda aynı zamanda Kilisliler için Arapça kurslar da verilmektedir.

Bu araştırmada saldırganlık, kişilerarası problem çözme becerileri, kişilerarası ilişki tarzları ve iletişim becerileri arasındaki ilişkileri belirlemek amaçlanmaktadır. Araştırmanın örneklemi 2013-2014 öğretim yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin çeşitli fakültelerinde öğrenim gören toplam 403 (242 kadın, 161 erkek) katılımcıdan oluşmaktadır. Katılımcıların yaşları 18 ile 25 arasında değişmektedir. Araştırmada katılımcılara Kişisel Bilgi Toplama Formu, Kişilerarası Problem Çözme Envanteri, Kişilerarası İlişkiler Ölçeği, İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeği ve Saldırganlık Ölçeği uygulanmıştır. Araştırma verilerinin analizinde, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Tekniği ve yol analizi (path analysis) teknikleri kullanılmıştır. Yapıcı problem çözmenin iletişim becerileri üzerinden yıkıcı saldırganlık ve atılganlıkla dolaylı ilişkisi anlamlı düzeydedir. Yine kendine güvensiz yaklaşımın yıkıcı saldırganlık ve atılganlıkla dolaylı ilişkisinin anlamlı olduğu bulunmuştur. Kişilerarası ilişki tarzlarından besleyici ilişki tarzının iletişim becerileri üzerinden atılganlık ve yıkıcı saldırganlıkla dolaylı ilişkisi anlamlı bulunmuştur. Zehirleyici ilişki tarzının ise iletişim becerileri üzerinden atılganlık ve yıkıcı saldırganlıkla dolaylı ilişkisi anlamlı bulunmuştur. Yenilenen kısmi aracılı modeldeki doğrudan ve dolaylı yollar birlikte değerlendirildiğinde, modelin atılganlığın %30’unu, yıkıcı saldırganlığın %35’ini açıkladığı görülmüştür. Atılganlık ve yıkıcı saldırganlık ile diğer değişkenler arasındaki korelasyon katsayıları incelendiğinde, en yüksek ilişkinin atılganlık ile besleyici, yıkıcı saldırganlık ile zehirleyici kişilerarası ilişki tarzı arasında olduğu görülmektedir. Araştırma bulguları kişilerarası problem çözme becerileri, kişilerarası ilişki tarzları ve iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik eğitim programları ve uygulamalarının, saldırganlığın önlenmesindeki önemini ortaya koymaktadır. This study aims to determine the relationships between aggression and interpersonal problem-solving skills, interpersonal relationship styles, and communication skills.The sample of the study was consisted of 403 participants (242 females and 161 males) attending various faculties of Ondokuz Mayıs University in the 2013-2014 academic year. The participants were 18 to 25 years old. The Demographic Information Form, the Interpersonal Problem-Solving Inventory, the Interpersonal Relationships Scale, the Communication Skills Assessment Scale, and the Aggression Scale were administered to the participants. In order to analyze the data, Pearson’s correlation coefficients were calculated, and path analysis was made. Constructive problem-solving was seen to have a significant indirect relationship with hostile aggression and assertiveness through communication skills. Insecure approach was found to have a significant indirect relationship with hostile aggression and assertiveness. Among interpersonal relationship styles, nutritive relationship style was detected to have a significant indirect relationship with assertiveness and hostile aggression through communication skills. Poisonous relationship style was determined to have a significant indirect relationship with assertiveness and hostile aggression through communication skills. When direct and indirect ways in the partially-mediated model were considered, the model was seen to explain 30% of assertiveness and 35% of hostile aggression. The correlation coefficients between assertiveness and hostile aggression and other variables indicate that the highest relationships are seen between assertiveness and nutritive relationship style and between hostile aggression and poisonous relationship style. The research findings indicate the importance of training programs and practices for improving interpersonal problem-solving skills, interpersonal relationship styles, and communication skills to prevent aggression.

AN EVALUATION OF THE STUDENTS STUDYING DEPARTMENT OF TURKISH LANGUAGE AND LITERATURE IN TERMS OF COMMUNICATION AND VERBAL EXPRESSION SKILLS (SAMPLE OF GAZIANTEP UNIVERSITY) ABSTRACT The purpose of this study is to determine communication and verbal expression skills levels of the students studying Turkish Language and Literature and to investigate the relationship between the two. It was used the relational search model in this study. The participants of the study totalled 112 students were selected by the convenience sampling technique and enrolled in Gaziantep University Faculty of Arts and Sciences Department of Turkish Language and Literature. “Communication skill inventory” and “Self-assessment Grid for Verbal Expression” were used in collecting data. In the study, the answers were sought to search levels of communication skills and verbal expression skills of the students studying at Department of Turkish Language and Literature; whether or not any significant difference on the levels of their communication skills and verbal expression skills by gender; whether or not any significant relationship on their communication skills and verbal expression skills. Descriptive and relational statistics techniques were utilized in data analysis. It was concluded in the study that the students had the high levels of general, mental and behavioural communication skills but intermediate at verbal expression skills; there were a significant difference among their general communication skills but insignificant difference among their verbal expression skills by gender and there was a relationship developing in positive direction between their communication and verbal expression skills.

Asos Yayınları, 2016

In this study, the attitudes towards the Arabic courses of the students of the Faculty of Divinity have been examined. In This study, aiming to determine the attitudes of Faculty of Divinity students towards the Arabic courses, "Attitude Scale for the Arabic Course" is used. Sample of research includes 470 male and 365 female, total 835 students in 2014-2015 academic years from İnönü University Faculty of Divinity. The students' demographic characteristics and the attitudes toward the Arabic courses have been introduced through survey method. As a result of research, general average of Faculty of Divinity students' attitude towards the Arabic course being at a medium-level and the average for the sub-factors of the scale varying is decided. Also, overall average of the scale and the average for the sub-factors are cleared up to differ in accordance with the demographic characteristics .