Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
15 pages
1 file
Özet Resim gerçekliği kopya etme telaşından sıyrılarak, kendine yeni diller yaratma çabasına girerken, fotoğraf ise resme öykünme ve onun gibi olma sevdasını, kendi mekanik üretim dinamiklerini keşfetmeye başladığında bırakmıştır. Sanat dünyasına girmeyi başaran fotoğraf, milyon dolarlık müzayedelerde, koleksiyonerlerin gözdelerine dönüşmüştür. Fotoğraf, sanat AŞ'nin elinden tüketim dünyasına yani reklam piyasasına atlamış ve insanın içindeki arzuyu gidermek ve arzunun yarattığı boşluğu tamamlamak için hayali ve fantastik bir dünya kurmanın yollarını, satılabilecek her şeyi estetize ederek çizmiştir. Günümüzde ise fotografik imgeler dijitalleşmiş (post-fotoğraf), kendine yeni mecralar ve diller yaratmıştır. Bu mecralardan biri olan Stok fotoğraf ajansları, fotoğrafçısına bir 'nickname-kullanıcı adı', fotoğrafa ise 1 dolar fiyat biçerek, dünyanın hiç gitmediğiniz bir ülkesinde fotoğrafınızı kredi kartı ya da tişörtlerde görebilme ihtimalinizi arttırmıştır. Abstract Painting has moved on to create new ways of representation for itself, whereas photography could set itself free from the ambition to be like painting only after the dynamics of its own mechanical production were discovered. Photography now is the favorite of collectors in million-dollar-auctions. Photography's journey found its way from the hands of "Art Inc." to the world of consumption, the market of advertisement. It is now a powerful means of aesthetization of everything that can be solved, and construction of an imaginary and fantastic realm in which human desires are compensated. Recent digitalization of photographic image (post-photography) has improved new media and languages. Stock photography companies buy digital images of nicknamed photographers for a dollar per each and distribute them all over the world.
“Estetik nedir?” sorusu bu konuda araştırma yapan birçok araştırmacı tarafından cevaplanmaya çalışılmıştır. Estetik kelimesi karşılığı tanımlamanın iki farklı boyutundan söz etmek mümkündür. a)Nesnel boyutu b)Teori boyutu Estetiği nesnel boyutu ile betimlemek doğrudan nesnenin nesnel özelliğiyle ilişkilidir ve bu özellikleri belirleyen ve nesneyi oluşturan unsurların uyumu olarak tanımlanabilir.
Sanat Yazıları, 2024
Öz: Resim, yüzyıllar boyunca gerçeklik ve güzelliğin önemli temsilcilerinden biri olmuştur. 19. yüzyıl sonlarına doğru modern fotoğraf makinesinin yaygınlaşması, bu temsiliyetleri resimden fotoğrafa doğru kaydırmıştır. Çalışma, fotoğrafın icadının resmi özgürleştirdiği gibi, resmin de fotoğrafı mimesisten kurtardığı savıyla hareket eder. Çalışmada, Edward Weston'un "Pepper" (1929) fotoğrafı ile René Magritte'in "Lovers" (1928) adlı tablosu, 20. yüzyılın başında değişmeye başlayan estetik normlar ışığında ele alınmıştır. Joel Peter Witkin'in eserleri, ölümün estetik ve güzellikle olan bağı kapsamında değerlendirilerek, Robert Wiles'in "Evelyn McHale" (1947) ve Sir John Everett Millais'ın "Ophelia" (1851) yapıtlarıyla birlikte yorumlanmıştır. Otto Dix'in "Portrait of the Journalist Sylvia von Harden" (1926) tablosu ile Brassaï'nin "A Couple at Le Monocle" (1932) fotoğrafları karşılaştırılarak sarsılan cinsiyet rollerine vurgu yapılmış ve birbirinden habersizce benzer çalışmalara imza atan sanatçıların eserleri arasında dolaylı bağlamlar kurulmuştur. Doküman analizi yöntemi kullanılan çalışmada, 20. yüzyılın ilk yarısında dönüşmeye başlayan estetik, güzel, ölüm ve cinsiyet kavramlarının serüveni imgeler aracılığıyla sunulmuştur.
Fotoğraf gelişkin teknolojik boyutuna karşın bir sanatçının yapıtı olduğunda bir sanat ürünüdür, estetik kavramının konusudur.
Yeni E, 2019
Sanatçıdan beklentimizin, sanat piyasasına dahil olmadan özgür iradesiyle üretmesi olan çağımızda, sanatçının yalnızca sanat üreterek geçinme koşullarını oluşturabilmesine verilebilecek cevap tektir; 'Devletin sanatçıyı desteklemesi'. Halihazırda böyle bir durumdan bahsedemezsek, üretilen işlerin bağımsızlığından hiç söz edemeyiz. O halde, bugün sanat üretilmemektedir. Düz mantığın meyvelerinin iştahla yendiği coğrafyaların birinde, 'kurtla yiyip, çobanla ağlaşan' bir takım sanat severlerin çözümü de tektir; 'sanatçının emeğini sömürmek, sanatçıymış gibi yapanı piyasada yüceltmek' Bazı tekil örnekler bir yana geçim sıkıntısından başka sıkıntısı olmayan sanat üreticileri (özellikle emek vurgusu yapılmaktadır!) şartlarını zorlayarak ve bir biçimde bu ilişki ağında olabildiğince temiz kalabilmiş ve samimi piyasadarlarla ilişkilenmek gibi bir ara çözüme yönelirler. Oysa ki kötünün iyisi olarak tanımlanabilecek bu çember sanatçıyı 'olabildiğince' geçimini sağlamaya hapsedecek ve üretiminden ödün vermesine neden olacaktır. Son günlerde sosyal medyada hayli konuşulmaya başlayan bir sanat eleştirmeninin feryadı ise özellikle tartışılmalıdır. Meksika doğumlu Avelina Lesper, sanat tarihi eğitimi almış bir eleştirmen olarak bugün yapılan sanatın, piyasaya dahil olan 'büyük' sanatçıların hiçbirinin sanatçı olmadığını savlıyor 1 , hatta Lucien Freud'dan sonra sanatçı gelmediğini de ekliyor. Youtube'da yayınlanan röportajının başlığı 'Modern sanat bir kandırmacadan mı ibaret?' Üzerine konuştuğu, sanatsal olmadığını savladığı üretim ise çağdaş ve günümüz sanatı. Terminolojik olarak genel geçer izleyicinin çok da ayrımını hissedemeyeceği ancak modernist, çağdaş ve güncel sanat arasındaki süreç bu tespitleri yeniden değerlendirmek açısından önemli. Lesper'in üzerinde durduğu özellikle müzeler, müzayede evleri ve sanat fuarlarında oluşmuş kemik yapının piyasayı beslediği ve hiç bir denetim mekanizması olmadan fiyatların belirlendiği, yalnızca bir sertifika karşılığında doğadan iki dalı alarak yerleştirme vaadiyle binlerce dolara satıldığı vd… tespitleri oldukça doğru. Ancak günümüzde sanat yapılmıyor olduğu savını haksızlık olarak nitelemek gerek. Yaklaşık yirmibeş dakikalık bir konuşmaya sığdırdığı için özetleyerek feryat etmesi de anlaşılabilir. Haksızlık olan nokta yalnızca kendi işinde gücünde, olabildiğince kendi ifadesini oluşturmaya çalışan sanatçıya değil aynı zamanda üzerinde çok tartışılan ve ne menem birşey olduğu konusunda uzlaşılamayan küratöre de. TDK Sözlüğü'nün küratör açıklaması ilgi çekici; "Müze, kütüphane, sergi, hayvanat bahçesi vb.ni yöneten ve etkinliklerini düzenleyen yetkili kimse 2 ." Koleksiyon, kitap, sanatsal üretim ve hayvanlar alemi arasında bir fark olmadığını öngören sözlük, zihin açıcı bir biçimde yukarıda sayılan dört nesnenin(!) yöneticiliği ve etkinlik düzenleyicisi olarak nitelemekte. Bu nokta sanat piyasasının da yukarıda onunla birlikte sayılan kurumlarla birlikte fark gözetmeden yönetilmesi gerekliliği. Yönetim ve etkinlik düzenleme yanyana anıldığında şirket oluşumunu çağrıştırıyor. Demek oluyor ki resmi bakış, müzenin ve kütüphanenin işleyişinden hatta varlığından bi haber, aynı zamanda sanat nesnesiyle egzotik hayvanların sergilenmesinin eş tutulması da tesadüf olmasa gerek. Lesper, konuşmasının bir bölümünde güncel sanatı anlamayan izleyicinin haklı olduğunu çünkü zaten anlamsız bir üretimle karşılaştıklarını dile getiriyor. Buradan çıkan sonuç; 'sokaktaki insanın' sergideki herhangi bir işe bir egzotik hayvana bakarken duyduğu 'yabancı olanla ilgilenmek ve onunla tarif edemediği bir ilişki kurmak'la yetiniyor olduğu. Fakat mesele bu kadar basit olmasa gerek, sanat tarihi ya da güzel sanatlar eğitiminde öğretilenler belli sınıfların üretimleridir, folklorik üretimler pek konu edilmez. Dil kullanımına benzer bir durumdur;
2019
Günümüz teknolojilerinin gelişmesi, yaşadığımız dünyada farklı tür gezintiler ile keşifler yapmaya olanaklar sağlamaktadır. Yazılımlar ve bunların oluşturduğu algoritmalar ile yeni sanal dünyalar yaratılmaktadır. Bu dünyalarda sanal gezginler kendi deneyimlerini gerçek (real) dünyadan sanal (virtual) dünyaya aktarırlar. Sanal dünyanın yaratımı ve oluşumu yeni medyanın ana yapısından beslenir. İnternet ve anlık iletişim ile birey buradaydı, şimdi burada konumunun izlerini görmek mümkün olmaktadır. Anlık iletişim ve hız sanal dünyalar için önemlidir. Bir birey bilgisayar başındayken sanal turlara çıkabilir veya tamamen soyut yaratılmış bir dijital platformu gezebilir. Bu anlamda tezimin çerçevesinde biz sanal gezginliğimizi popülaritesi ve harita olasılıkları zenginliği ile günümüzde en geniş alana sahip olan Grand Theft Auto (GTA) oyunu üzerinden keşiflerde bulunduk. Gelişen teknolojiler ile sanal gezginlikler bir bilgisayar başından, telefonlara indirgenmiştir. Yeni medyanın yakınsama ilkesi ile de bir araç birden çok işlev kazanmaya başlamıştır. Sanal dünyalarda ve oraya ulaşım araçlarında bu çok net gözükmektedir. Artık bu yapılara Virtual Reality (VR) ve Augmented Reality (AR) teknolojileri ile daha gerçekçi ve dış dünyadan soyutlanmış biçimde içerisinde bulunulur. Gelişen VR ve AR teknolojileri sanal gerçekliğin gerçeklini bizlere sunar. Gerçeklik ile sanallık artık bir bütün oluşturmaya başlar. Gerçek ve sanallığın birleşimiyle Mixed Reality dediğimiz iki dünyanın birleştiği görüntüler oluşur. Gerçek ile sanallığın gün geçtikçe birbirine daha fazla yaklaştığı ve iç içe geçtiği günümüz koşullarında, gerçekliği İzmir çevresinde sanallığı ise GTA oyunun Los Santos şehrinde gezginliğimiz gerçekleşir. Los Santos şehrindeki gezintiler sırasında İzmir’deki yapıların uyabileceği yerler araştırılır. Burada kültürel farklılıkların olması ve oyunun sanal karaktere bakış açısı, gerçek dünyadaki bakış açımızdan farklıdır. Oyunda çektiğimiz mekan açıları ile uyabilecek yapıları İzmir’de sanal gezginin açısına uygun real bir göz ile çekilir. Oluşan sanal ve real fotoğraf birleştirilerek Mixed bir fotoğrafa dönüşür. Oluşan görseller yapısına da uygun olarak hem gerçekte hem de sanal olarak yaratılmış sergi mekanında izleyicilere VR teknoloji ile sunulur.
ÖZ Aristotelesçi sistemde bilgi üç tür olarak tasnif edilir: İnsanlı-ğın çıkarına sonuçlar üretmenin aracı olan üretici bilgi, dav-ranışlara rehberlik eden pratik bilgi ve hiçbir amacın aracı kılınamayan teorik bilgi. Bu bilgi türleri genelde birbirleriyle ilişkisiz, kendi içlerinde bağımsız bilgi alanları olarak görül-mektedir. Bu makale bu anlayışın doğru olmadığını iddia et-mekte ve zikredilen bilgi alanlarının arasındaki ilişkiyi teorik bilgi ile üretici bilgi arasındaki ilişkinin kurallılığını ortaya koyarak açıklamaya çalışmaktadır. Bunun için öncelikle fizi-ğin konusu belirlenmeli, buradan hareketle doğal sanatların (pratik olmayan sanatların) fizik ile ilişkisi tespit edilmelidir. Bu kurallılığın açıklanmasıyla " üretici bilgi, " " üretici sanat " ve " teorik bilgi " kavramlarının ve bu kavramlar arasındaki ilişkinin açık ve seçik kılınması hedeflenmektedir. Bu kav-ramların ve aralarındaki ilişkinin belirginleştirilmesi, modern bilimler sınıflandırmasının Aristoteles'e olan borcunu da göstermiş olacak; günümüzdeki mühendislik bilimleriyle temel bilimler (fizik, kimya ve biyoloji) arasındaki ilişkinin anlaşılmasına yönelik teorik bir çerçeve sağlayacaktır.
Sosyal Bilimler Dergisi, 2013
Bu araştırmada amaçlanan, Resim-İş Eğitimi Anabilim Dallarında, lisans düzeyinde fotoğraf dersini alan öğretmen adaylarının, dersin işlenişine, müfredatı ve kapsamına ilişkin tutumları ile beklentilerini ortaya koymak ve sadece ders işlenişi boyutunu dikkate alarak, Resim-İş Eğitimi Anabilim Dallarındaki fotoğraf derslerinin bilimsellik seviyesini belirlemektir. Bu amaca ulaşabilmek için YÖK çatısı altında faaliyet göstermekte olan 9 üniversite ile irtibata geçilmiştir. Araştırmanın evrenini Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümleri, örneklemini ise seçkisiz yöntem ile belirlenmiş 9 üniversiteye ait Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı oluşturmaktadır. Araştırmaya dahil olan öğrencilere ilişkin demografik bilgiler tablo halinde yüzde ve frekans olarak sunulmuştur. Uygulanan ölçme aracından alınan sonuçların cinsiyet, üniversite, anasanat atölye türü ve sınıf gibi bağımsız değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediği hem bağımsız örneklemler testi için (t) testi ve tek yönlü varyans analizi, hem de non parametrik testlerden Mann Whitney U testi ve KruskalWalls testleri ile ölçülmüştür. Verilerin analizinde yüzde, frekans, aritmetik ortalama, standart sapma istatistikleri değerlendirilmiştir. Araştırma sürecinde elde edilen verilerin çözümlemeleri için SPSS 15 ve ITEMAN paket yazılımlarından faydalanılmıştır. Araştırma sonucunda, uygulanan ölçme aracına verilen tepkilerde, cinsiyet bakımından anlamlı bir fark olduğu gözlemlenmiştir. Bununla birlikte Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalları'nda fotoğraf dersini alan görsel sanatlar öğretmeni adaylarının, fotoğraf derslerinin işlenişine ilişkin tutum ve beklentilerinin üniversite, anasanat atölye ve sınıf düzeyi değişkenlerine göre farklılık gösterdiği görülmüştür. Fotoğraf dersini alan öğrencilerin, genel manada ders işlenişinin yetkinliğinden memnun olmadığı söylenebilir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
İdil Sanat Dergisi, 2019
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2015
Sanat Tasarim Dergisi, 2016
Basın Fotoğraflarında Sanatsal Kaygı / Ölümün ve Şiddetin Kutsanması ve Yüceltilmesi, 2020
ARTS: Artuklu Sanat ve Beşeri Bilimler Dergisi, 2021
ULAKBilge Sosyal Bilimler Dergisi, 2015
OTOPSİ FOTOĞRAFÇILIĞI, 2020
Artvin'in Tıbbi-Aromatik Bitkileri, 2023
BİR ART GÖNDERİM ÖGESİ OLARAK ZAMİR VE İŞARET SIFATLARININATEBETÜ’L-HAKAYIK’TAKİ GÖRÜNÜMLERİ, 2022
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2001
Zeynep İnankur Armağanı , Modernizmin Başkentleri, 2021