Modernleşmenin Osmanlıcası 03.01.2020-Bilal Can Bazı kitaplar hayat denilen o macerada insanı insana çağırır. Bu çağrıya kulak verenler o kitabın çağrısıyla şehre koşarak gelir, çünkü kitap iyiye, doğruya ve insanî ve vicdanî olana çağrıdır. Kadim kültürümüzde kitap bu bakımdan doğrunun asli unsuru olarak görülmüş ve öylece süregelmiştir. Fakat zaman geçtikçe, insan insandan uzaklaştıkça birbirinin kurdu olmuş, birbirine olan itimat ve güvenini yitirmiş, iyi hasletlerini yitirmiş ve modern çağın debdebe ve şaşaası karşısında dumura uğramış ya da uğratılmıştır. Dumura uğrayan insanın bu gün bütün azalarıyla bağlandığı bu dünyanın onu gittikçe silikleştirdiğini, kendisinden geçirdiğinin altını çizmemiz lazım. Kendinden geçen insanın sığınacağı başka bir "kendiliği" olamayacağı gerçeği bu gün bir ikaz olarak zihnimizde yankılanıp durmalı. Kendimiz olabilmek ve kendimiz kalabilmek için aslî gayeye yönelmenin gerekliliği bu gün ayan beyan ortadadır. Çünkü yitirdiğimiz gerçekliğin bu gün hangi kulvarda olduğunu unuttuğumuzdan, neye nasıl tutunacağımızı da kestiremeyecek durumdayız. Tam bir paranoyaklık, tam bir şizofreni durumu… Bizi bize unutturan tüm unsurlar, bize bizi düşman eden unsurlardır. İnsanlığın bu gün geldiği sanal gerçeklik çağı, ona hayali bir cennet ütopyası sunmakta, onu tüm yönleriyle bu dünyanın bir insanı haline getirmeye çalışmış, bu çalışmasında da başarılı olmuştur. Artık bu günü düşünen, bu günü yaşayan, bu günün sınırsızlığına kitlenip kalmış cemiyetler, bir güruh haline gelmiş, sosyolojik olarak toplumsallığını yitirmiştir. Hayal edilmiş bir ütopya olarak küresel ölçekte etkili olan modernizmin serüveni bu bakımdan insanı insanlığından soyutlayarak ortaya çıkmış, gelişmiş, serpilmiş ve bugün sağlam köklerle dünyaya tutunmuştur. Gelenekten Modernliğe Osmanlı'ya Kısa Bir Bakış Prof. Dr. Bedri Gencer'in Osmanlı Modernleşmesi, kavramsal boyuttan kuramsal boyuta doğru uzayan bir serüvenin adı olarak tarih, sosyoloji, ilahiyat ekseninde okumalara yönelten disiplinler arası bir yaklaşım tarzı olarak belirginleşmektedir. "Keşf-i kadim projesi" dediği Osmanlı modernleşmesi incelemesi, içeriğinde "sünnet, töre, devlet, millet, mülk nizam" gibi hem teolojik hem de sosyolojik açıklamalara uygun kavramları barındırmaktadır. Bu bakımdan disiplinler arası bir okuma olarak ele alınmalı, bu şekilde değerlendirilmelidir. Osmanlı'da Modernleşme eseri tıpkı İslâm'da Modernleşme eserinde olduğu gibi kavramsal çerçevesini oluşturarak anlatıma geçmektedir. Kavramsal çerçeveyi oluştururken yine tarih, ilahiyat ve sosyoloji temelli argümanlardan yola çıkarak kendi alanını belirleme, disiplinler arasılık, eseri farklı bakış açılarıyla ele alınabilirliğini arttırmaktadır. Günümüzün tasnifçi/Aristo yaklaşımı bilimlerin parçalanmasına, genel bakışın gittikçe minimalize edilerek özel bakışa yönlendirilmesine sebep olmuştur. Disiplinlerarasılık, bu gün elzem bir bakış açısı olarak geniş