2019, BİLİMLER ALANINDA ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRMELER -2019 / Haziran CİLT 1
Sinemada tür olarak melodram, gerçeklikle olan zayıf bağı ve romantik bir anlayışı benimsemesiyle, farklı ulusal sinema ve farklı kültürel aidiyetlerinde var olmayı başarmış bir anlatı biçimidir. Bu anlatı biçimi Yeşilçam sinemasında çekilen melodramlar içinde geçerlidir. Türk sinemasında Tiyatrocular Dönemi’nden Sinemacılar Dönemi’ne geçiş ile birlikte melodramatik öğelerin kullanıldığı filmler çekilmeye başlandığı görülmektedir. Gelişen süreçle birlikte Yeşilçam sinemasının belirleyici, hatta tanımlayıcı bir tür olarak yerleşen melodram, Türk Sineması’nda uzun yıllar hâkimiyetini sürdürecek bir dönemi başlatmıştır. Türk sinemasında Yeşilçam tarzı öykü anlatma başlangıç evresi, 1950’li yıllara rastlar. Bu sinema anlayışı her geçen zamanla birlikte kendisini geliştirmiş ve her yıl bir önceki yıla oranla film sayısını arttırmıştır. Bu artış 1960’larda yılda iki yüzden fazla filmi bulmuştur. Film üretim sayısının fazla olduğu bu dönemde Yeşilçam sineması kendisine özgü bir film üretim sistem oluşturmuş olduğu söylenebilir. Oluşturulan bu sistemin egemen söylemi, Yeşilçam’ın ticari sinema kalıplarına ve yıldız sistemine göre çalışan bir olguya sahip olmasıdır. Bu olgular Yeşilçam’ın ekonomik yapısı, yıldız oyuncu sistemi ve içerikle ilgilidir. 1960’lı yıllarda en parlak dönemini yaşayan bu sinema yapısı, ülkedeki ekonomik canlanmayla birlikte, sermayedarlarıyla sinemayı besleyen ve film yapma pratiğini etkileyen bir duruma gelmiştir. Yeşilçam film sektörüne sağlanan ekonomik girdinin çoğunluğu, yapım şirketlerinden ziyade, bir tür taşeron işlevi gören sinema salon işletmelerinden sağlanmıştır. Bu kuruluşların ticari öncelikleri Yeşilçam’ın film üretim koşullarını doğrudan etkilemiştir. Yeşilçam sineması için oluşturulan bu sistem, ticari sinema kalıplarına ve yıldız sistemine göre çalışan bir sektörün yaratılmasına neden olmuştur. Yeşilçam sineması denildiğinde onun bireyde yaptığı çağrışımların başında melodramlar gelmektedir. Melodramın Yeşilçam sinemasıyla bu kadar özdeş tutulması, dönemin sinema anlayışından kaynaklanmaktadır. Modern toplum idealinin ön çıktığı toplumsal dönüşüm ve değişimlerin yaşandığı dönemde melodram, geçmişten gelen değerleri yeniden işleyerek, yeni bir yaşam tarzı oluşturmuştur. Melodramların bu yaşam tarzında çekilen acılar, yaşanan mutluluklar, mağdur oluşlar, ayıran, birleştiren söylem biçimleri vardır. Bu nedenle, melodram sadece bir tür olarak değil, bir “yaşam tarzı” bir “bilinç” olarak ta tanımlanabilir. “Yeşilçam Sinemasında Melodramatik Anlatı Yapısı: İtham Ediyorum Film Örneğ” adlı bu çalışma, Yeşilçam sinemasının melodram yapısının incelenmesi üzerine kurulmuştur. Bundan dolayı çalışmada öncelikle tür kavramı üzerinde durulmuş, melodramların genel yapısı ve bunun Yeşilçam sinemasına yansıyış biçimi incelenmiştir. Bu incelemeden sonra dönemin filmlerinden olan ve türün özelliklerini taşıdığı düşünülen 1972 yapımı “İtham Ediyorum” filmi üzerinden melodram yapısının içerik ve biçim açısından analizi yapılmıştır. Çalışmanın yöntemi ise içerik analizi üzerine kurulmuştur. Bu yöntem ile eldeki veriler, çalışmanın yaklaşım düzlemine göre düzenlenmiş ve yorumlanmıştır.