Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, 21. yüzyılda Konut Tartışmaları Kongresi
Öz Modern dünyada hizmetlere erişim ve hareketliliğin artması insanların üst kimlikler edinme ve bu kimlikler üzerinden cemiyet hayatına katılımlarını sağlamaktadır. Artık "mecra" yerden bağımsız, özelleşmiş gruplar içerisinde kurulmaktadır. Modernleşme ile iş, bilgi, nesne ve hizmetler mecraya uyacak şekilde temin edilmektedir. Tüm bu unsurlar hareketli ve yer değiştirmeye uygun şekilde gelişmiştir. Mobilite, sadece fiziksel değil, teknolojik, sosyal ve ekonomik olgu ve durumlar ile bu durumlara ilişkin hareketlilik ve bu hareketlilikten kaynaklı yaşam biçimlerinden doğar. Endüstrileşme ve kapitalizmin doğurduğu modern dünyada insanın 'yer' ve 'çevre' ile ilişkisi sorgulanır. Modernlik sonrası dönemde "mobilite" ve "yersizleşme" kavramları önemli sorunsallar olarak gündem oluşturmuştur. Günümüz küresel kapitalizmi "yer"i değil, dolaşımın ve tüketimin hâkim olduğu "mobilite" mekanlarının üretimini yaygınlaştırmıştır. Bu çalışma, insan, hareket, yaşam ve çevre kurguları üzerinden 'y' kuşağı olarak tanımlanan 1983 ile 1995 yılları arasında doğan kitlenin değerleri, gereksinim, beğeni ve alışkanlıklarının nasıl biçimlendiği konusundaki tespitleri, konut arzı bağlamında irdelemektedir.
2021
Genç yaştaki bireyler, ileri yaşta olan bireylere benzer bir şekilde nostaljiye eğilim duyabilmektedir. Bu varsayımdan hareketle gerçekleştirilen bu çalışmada, postmodern tüketiciler olarak ele alınan Y Kuşağı tüketicilerinin olası nostalji eğiliminin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda çalışmanın verileri, nitel veri toplama tekniklerinden yüz yüze görüşme tekniği ile elde edilmiştir. Görüşmeler, 10.04.2019 ile 20.04.2019 tarihleri arasında Eskişehir’de nostalji temalı bir kafeyi ziyaret eden 23 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların görüşlerini belirleyebilmek için yarı yapılandırılmış görüşme formundan yararlanılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen bulgular, katılımcıların Y Kuşağı tüketicilerini temsil eden görece genç bireylerden oluşmasına rağmen nostalji eğilimlerinin mevcut olduğu sonucunu ortaya koymuştur. Yapılan çalışmanın sonuçları, Y Kuşağı tüketicilerinin nostaljiye eğilimli tüketim tercihlerinin ortaya çıkarılması açısından önemlidir.
SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL, 2019
ÖZ Toplumların kültürel yapısı yıllar içerisinde birçok faktör nedeniyle dönüşüm geçirmektedir. Ekonomik, sosyal, siyasi nedenler gibi pek çok faktör tarafından belirlenen kuşaklar; yaşandığı dönemin insanlarının tutum ve davranışlarını, değerlerini, iletişim ve etkileşimlerini, yaşam stillerini, algı ve yargılarını değiştirmekte ve farklılaştırmaktadır. Farklılık gösteren bu değerler nedeniyle kuşaklar birbirleri ile etkileşim ve iletişim bozuklukları, çatışmalar ve anlaşmazlıklar yaşamakta, meydana gelen bu tür sorunların çözülebilmesi içinde kuşakların birbirlerini anlamaları gerekmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, X ve Y Kuşağı bireylerinin mobbing algıları arasında farklılık olup olmadığını incelemektir. Bu amaçla, Akdeniz Bölgesinde yer alan bir ilde faaliyet gösteren beş yıldızlı iki otelde görev yapan 130 çalışan üzerinde bir anket uygulanmıştır. Anket sonucu elde edilen veriler SPSS kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada veri elde etmek adına; Leymann (1990) tarafından geliştirilen, 5 alt boyuttan ve 42 ifadeden oluşan "psikolojik şiddet envanteri (LIPT)" kullanılmıştır. ABSTRACT The cultural structure of societies has undergone transformation over the years due to many factors. Generations identified by many factors such as economic, social, political reasons; it changes and differentiates the attitudes and behaviors, values, communication and interactions, life styles, perceptions and judgments of the people of the period of their lives. Because of these different values, generations interact with each other and have communication disorders, conflicts and disputes, and generations must understand each other in solving such problems. The main purpose of this study is to examine whether there is a difference between mobbing perceptions of X and Y generation individuals. For this purpose, a questionnaire has been applied to 164 employees working in two five stars hotel operating in the Mediterranean region. The data obtained from the questionnaires have been analyzed by using the SPSS. In order to obtain data in the research, "Psychological violence inventory" composed of 5 sub-dimensions and 42 expressions developed by Leymann (1990) was used.
Bilge Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2017
Teknoloji ve birey ilişkisi günümüzün en önemli konusu veya sorunu haline gelmiştir. İnsanların, hızla gelişen teknolojiyi takip edebilmesi ve ona hakim olabilmesi önemli bir süreç olarak değerlendirilmelidir. Bireylerin doğum zamanlarına göre sınıflandırma esasından hareket edildiğinde, Y ve Z kuşağında bulunanlar teknoloji ile yakından ilgili olduğu bilinmektedir. Araştırmaya konu olan örneklem grubu 2016-2017 öğretim yılındaki ön lisans öğrencileridir. Bu örneklem grubunun Y kuşağındaki son bireyler olduğu ifade edilebilir. Bu bireylerin teknolojiyi kullanabilen, yeni gelişmeleri takip edebilen bireyler olup olmadığının bilinmesi meslek yüksekokullarında öğretim yaklaşımı için önemli bir veridir. Bu bağlamda çalışma y kuşağı teknoloji ilişkisi üzerine kurulmuştur. Çalışma y kuşağının özelliklerini yansıtan Y Kuşağının Temel Özellikleri Anketi vasıtasıyla araştırılmıştır. Bu ölçekte 8 soru demografik yapıyı, 32 soru ise y kuşağı özelliklerini ölçmektedir. Çalışmanın sonucunda öğrencilerin teknolojiyi takibi yüksek düzeyde (%91,5) olduğu görülmüştür. Bir başka sonuç ise internet kullanarak alışveriş yapma düzeyinin %59,4 seviyesinde olmasıdır.
Bu çalışma ile 1980-1999 yılları arasında doğanları kapsayan ve Türkiye'nin geleceğinin şekillenmesinde etkin bir rol oynayacağı düşünülen Y kuşağının siyasi liderlik tarzı ve iletişim bağlamı beklentisi araştırılmıştır. Çalışma Süleyman Demirel Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitelerinde öğrenim gören 1220 öğrenciye anket formu üzerinde bulunan liderlikle ilgili 30 ifadeye ve iletişimle ilgili 16 ifadeye siyasi liderden beklentileri açısından katılıp katılmadıklarını değerlendirmek suretiyle gerçekleştirilmiştir. Analizler sonucunda araştırmaya katılan öğrencilerin karizmatik liderlik tarzına sahip ve düşük bağlamlı iletişim kuran siyasi liderleri tercih ettiği, kendilerini lider olarak görmelerine rağmen mevcut şartlarda politika yapmayı düşünmedikleri ve siyasetle aktif olarak ilgilenmedikleri tespit edilmiştir. Katılımcılar referans aldıkları en önemli siyasi lider olarak Atatürk'ü görmektedir. İlk 6 siyasi lider arasında kadın liderin olmaması dikkat çekmektedir. Çalışmadan elde edilen bulguların siyaset let ş m ve l derl onularında alışan a adem syenler a ısından oldu u adar s yas l derler s yas part ler a ısından da oldu a faydalı olaca ı d ş n lme te ve ayrıca gen lerin ba ış a ısından hare etle gelene sel siyasetin e si li lerinin tespit edilere siyasetin ve l e gelişimine at ı sa laması beklenmektedir. Anahtar Sözcükler: Y Kuşa ı Liderli Siyasi Lider İletişim Y se-D ş Ba lam İletişim Leadership and Communication Styles Expected From Political Leaders: A Research on Generation Y Abstract This research seeks to find out the leadership and communication styles expected from political leaders by generation Y, consisting of people born between the years 1980 and 1999 and who is expected to play a significant role in the creation of Turkey's future. As part of the study, a questionnaire has been administered to a total of 1220 students from Süleyman Demirel University, Akdeniz University and Mehmet Akif Ersoy University. In the questionnaire, the subjects have been asked to rate 30 statements concerning leadership styles and 16 statements related to communication styles in the light of their point of view on how a leader must be like. It has been found out through the analysis that the subjects prefer leaders who own a charismatic leadership style and who uses low context communication. It has also been shown that although subjects think that they have a leadership potential, they do not intend to assume a role in politics under the existing circumstances. For the subjects, Ataturk is the ultimate example of a political leader. In addition, it is striking that there are no women political leaders among the top six. It is believed that the findings obtained will be useful for not only political leaders and parties but also for academicians who study on politics, communication and leadership.It is also expected that identifying shortcomings in conventional style of politics through the determination of what young people think about it will positively contribute to the development of politics and the country itself.
PPAD PAZARLAMA KONGRESİ 2019, 2019
Her dönem için ―yeni nesil‖ kavramı kullanılmaktadır. Bu kavram her neslin sosyal yaĢamı, tüketimi, alıĢkanlıkları ve dünya görüĢü farklılığından kaynaklıdır. Nesillerin dikkat çekici olarak bölündüğü dönemler için çeĢitli Ģekilde adlandırılan kuĢak tanımları (sessiz, baby bommers, X, Y ve Z kuĢakları) kullanılmaktadır. Ġçinde bulunduğumuz dönem ise daha çok Y kuĢağının hâkim olduğu dönemdir. Son 50 yılda dünya genelindeki nüfusun hızlı artıĢı, Y kuĢağının büyük ölçüde artmasına ve bu durum da Y kuĢağının dünyanın en büyük nüfus payına sahip olmasına neden olmuĢtur. Buna karĢılık, dünya nüfusu yaklaĢık %21 X kuĢağı ve %18‘de Baby Boomers'lardan oluĢmaktadır (http://www.generationy.com). 1981-1997 arasında doğanların toplam nüfus içindeki payı %27‘dir (http://www.atkearney.co.uk). Y kuĢağının nüfus içerisindeki payının bu derece yüksek olması pazarlama açısından da ayrı bir yer elde etmesine sebebiyet vermektedir. Bu araĢtırma Y kuĢağının alıĢveriĢ yönelimine etki eden faktörleri, faktörlerin kuĢak içinde sosyo-demografik değiĢkenler açısından farklılık gösterip göstermediğini ortaya koyabilmek amacıyla yapılmıĢtır. Kadınların erkeklere göre popüler tüketim, rekreasyonel ve özgüvenli alıĢveriĢ eğiliminde olduğu belirlenmiĢtir. Gelir düzeyinde de marka sadakati ve popüler tüketimde farklılıklar ortaya çıkmıĢtır.
İzmir Akdeniz Akademisi bu toplantısında, Akdeniz olgusunun mobilite boyutunu ön plana alarak Akdeniz olgusunu kavrayabilmek açısından açılımı olan, verimli bir alana el atmış oluyor. Akdeniz sözcüğü genellikle iki farklı anlamda kullanılıyor. Bunlardan birincisi bir deniz olarak Akdeniz'dir. Kapsamı ve içeriği nesnel olarak belirlenmiştir. Bu fiziki coğrafyanın bir terimidir. İkincisi ise bir bu denizi ve çevresindeki karayı içeren, bir havzayı ifade etmek için kullanılmaktadır. Bu daha geniş olan kavram daha çok beşeri coğrafyanın bir terimidir. Bu kavram bir " construct " tır. Değişik yazarların Akdeniz'i farklıdır. Braudel'in1 ve Abulafia'nın2 Akdeniz'i bir birinden farklıdır. Fiziki coğrafyanın Akdeniz'i son buzul çağı sonrasında buzların erimesi ve okyanusların 120 metre yükselmesi üzerine Cebelitarık'tan akan sular varolan bir kapalı havzayı doldurarak MÖ .8000'lerde Akdeniz'i oluşturmuştur. Bir beşeri coğrafyacı fiziki coğrafyanın bu nesnel olarak belirlenmiş olan Akdeniz'e çevresindeki karadaki yaşam alanlarını ekleyerek kendi Akdeniz kavramını inşa edecektir. Böyle bir Akdeniz kavramı oluşturmaya çalıştığınızda çıkış noktasında bu havzada bir yaşam bütünlüğünün oluştuğu biçiminde bir ön kabulünüz vardır. Akdeniz'in sınırlarını bu kabülü gerçekleştirecek biçimde tanımlarsınız. Örneğin kuzey sınırını zeytinin ağacının üst sınırıyla, güneyini palmiye tarımının kuzey sınırı ile tanımlarsınız. Bu halde inşa edilen Akdeniz havzasının sınırı iklim ve tarımsal arazi kullanmayla belirlenmiştir. Ama Akdeniz çevresindeki karasal kesimin derinliği insanların mobilite kapasitelerine bağlı olarak tanımlanırsa, mobilitenin gelişmesine paralel olarak genişleyen bir Akdeniz kavramı inşa edilmiş olacaktır. Günümüzde Akdeniz çalışmalarında, Akdeniz kavramının kullanılmasında iki farklı bakış açısının yarıştığı söylenebilir. Bunlardan birincisinde beşeri coğrafyaya uygun olarak inşa edilen Akdeniz kavramını kullanarak Akdeniz'in bir tarihi-coğrafyası yazılmaktadır. İkincisinde ise geliştirilmek istenilen bir tarihi coğrafya anlatısı değildir. Yönelinen bu coğrafyada ortaya çıkan bütünlüğü ve farklılığı bulunulan " Akdenizliliği " orta çıkarmak, onun varlığını hissettirmektedir. Bunu salt bir nostalji arayışı olarak değil, 21.nci Yüzyıl Akdeniz'ini bir çatışmalar alanı/denizi olarak değil bir barış ve işbirliği alanı/denizi olarak görmek arzusunun bir yansıması olarak da değerlendirmek gerekir. Akdenizlilik salt nesnel olanlar üzerinden değil, aynı zamanda da özneller arasının sağlanabilmiş olması üzerine dayandırılmaktadır. Deniz ve karanın bütünleştiği bu kavramda iki farklı durumla karşılaşabiliriz. Eğer bu Akdenizlilik farkında olunmadan yaşanıyorsa, ortaya çıkması için bir ön koşuldan söz edemeyiz. Ama bu farkında olarak bilinçli bir kavram halinde ele alınıyorsa, bundan söz edilebilmesi için burada yaşayanların Akdeniz'in tümünü algılayabilmesi, hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Bu da sistemdeki mobilitenin belli bir düzeye ulaşmış olmasını gerektirir. Bir başka deyişle Akdeniz'deki uygarlıkların bunu sağlayacak bir düzeye gelebilmesi için MÖ.1400'lere gelinmiş olması gerekecektir. Ben bu konuşmada salt Akdeniz'in tarihi coğrafyaya ilişkin bir üst anlatı kurulmasıyla ilgilenmeyeceğim. Akdenizlilik kavramının olanaklarını da araştırmaya çalışacağım. İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Akdeniz Akademisinin düzenlediği bir toplantıda bu sorunun görmezden
Özet Dünyada ve ülkemizde ekonomik refah düzey yükseldikçe deniz turizmi ve buna bağlı olarak lüks yat ve gezi teknesi kullanımı yaygınlaşmaktadır. Kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap verebilmek için özenle tasarlanan yat/teknelerde ileri teknoloji ve malzemeler kullanılmaktadır. Yat/tekne iç mekânlarına uygun form ve özellikte özel tasarlanan mobilyalar üretilmektedir. Bu çalışmada, yat ve teknelerde kullanılmak üzere tasarlanan mobilyalar hakkında genel bilgiler verilerek mobilyaların konstrüksiyon, malzeme, ölçü, montaj, üretim ve teknolojilerine ait bilgilere yer verilmiştir. Türkiye Denizcilik Müsteşarlığı verilerine göre Türkiye'de belirlenen toplam 512 adet yat/tekne imalatçısı faaliyet göstermektedir. Firmaların birçoğu küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşmakta ve mobilya ürünlerini kendi tecrübe ve birikimlerinden yararlanarak tasarlamaktadırlar. Sonuç olarak yat/tekne mobilyasına ait karakteristik özellikler taşıyan mobilyaların farklı yapım teknikleri tartışılacaktır. Abstract As economic wealth level increase in the world and in our country, sea turism and accordingly luxurious yatch and flybridge using becomes popular. In order to satisfy the needs of users, advance technology and materials are used in elaborate yatches/boats. Forms suitable for yatch/boat indoors as well as specially designed furniture are produced. In this study, general information concerning furniture
There are big developments in mobile technologies today. Considering these developments, utilizing different training environments are being created in this distance learning innovations. In this study, Yeni Yüzyıl University distance learning system provides opportunities for students of education and provided with mobile learning what do with the related topics are discussed. The use of distance learning system is fairly new with mobile learning although with Moodle training and learning, in the time of need; by giving a new potential training need everywhere learning is provided. Keywords: Mobile learning, Distance Learning, Moodle, Moodle Mobile
GÜNÜMÜZDE TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE MOBBING VE KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ
Mevzuatımızda ve toplu iş sözleşmelerinde mobbing ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi
2018
Bu çalışma, ‘sürdürülebilirlik’ ve ‘yeşil’ yaklaşımlarının öneminden yola çıkarak, Y kuşağının yeşil ve sürdürülebilirlikle ilgili farkındalığını anlamaya odaklanmıştır. Çalışmada, onların bu kapsamdaki satın-alma davranışları bir anket çalışması aracılığı ile incelenmiş ve ülkemizdeki güncel duruma dair veriler elde edilmiştir. Elde edilen veriler sonucunda, Y kuşağına dahil bireylerin, her ne kadar tüketim odaklı yaşasalar da içinde bulundukları çevreye duyarlı oldukları ve bunu satın-alma davranışlarına da yansıttıkları görülmüştür.
Bu araştırma, Y kuşağını bugünün pazar ortamında hediye vermeye iten güdüleri ortaya çıkarmak ve bu güdülerin medya araçlarındaki reklamlarla arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla hazırlanmıştır. Adana ve Mersin’de yaşayan toplam 267 öğrencinin vermiş oldukları cevaplar istatistik programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Hediye verme davranışını tetikleyen ifadeler üç boyut altında toplanmış olup bu boyutlar deneyimsellik, zorunluluk ve pratiklik olarak belirlenmiştir. Her bir faktörün dijital ve geleneksel medya araçlarıyla arasındaki ilişki için korelâsyon analizi yapılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde, dijital medya araçlarının deneyimsellik (haber siteleri, mobil uygulamalar, kullanıcı blogları ve eposta) ve zorunluluk (mobil uygulamalar, özel şirket web siteleri, e-posta) faktörleri arasındaki ilişkilere dayanan hipotezler kısmen kabul edilmiş olup pratiklik faktörü ile olan ilişkiler tamamen reddedilmiştir. Geleneksel medya araçlarıyla deneyimsellik (gazete ve dergi) faktörü ve zorunluluk (dergi) faktörü arasında anlamlı ama zayıf bir ilişki çıkmıştır. Geleneksel medya ve pratiklik faktörü arasında ise anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
Bu araştırma, Y kuşağını bugünün pazar ortamında hediye vermeye iten güdüleri ortaya çıkarmak ve bu güdülerin medya araçlarındaki reklamlarla arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla hazırlanmıştır. Adana ve Mersin'de yaşayan toplam 267 öğrencinin vermiş oldukları cevaplar istatistik programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Hediye verme davranışını tetikleyen ifadeler üç boyut altında toplanmış olup bu boyutlar deneyimsellik, zorunluluk ve pratiklik olarak belirlenmiştir. Her bir faktörün dijital ve geleneksel medya araçlarıyla arasındaki ilişki için korelâsyon analizi yapılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde, dijital medya araçlarının deneyimsellik (haber siteleri, mobil uygulamalar, kullanıcı blogları ve eposta) ve zorunluluk (mobil uygulamalar, özel şirket web siteleri, e-posta) faktörleri arasındaki ilişkilere dayanan hipotezler kısmen kabul edilmiş olup pratiklik faktörü ile olan ilişkiler tamamen reddedilmiştir. Geleneksel medya araçlarıyla deneyimsellik (gazete ve dergi) faktörü ve zorunluluk (dergi) faktörü arasında anlamlı ama zayıf bir ilişki çıkmıştır. Geleneksel medya ve pratiklik faktörü arasında ise anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
The Academic Elegance, 2022
Kuşaklar arası farklılıklar, bireylerin hem çalışma hayatında hem de günlük hayatında farklı yönde karar almalarına neden olabilmektedir. Öyle ki bir bireyin lüks bir mal veya hizmeti satın alırken, onu işlevselliğine göre mi yoksa statü kazandırmasına göre mi satın aldığını belirlemek için ait olduğu kuşağın özelliklerine bakmak yararlı olacaktır. Bunun yanı sıra yaşanan teknolojik gelişmelerle birlikte Y ve Z kuşağının teknolojiye ve online platformlara olan bağımlılık düzeylerinin farklılaşması, "Çok kanallı satın alma davranışlarından showrooming ve webroomingi bu iki kuşak arasında farklılaştırabilir mi?" sorusunu da beraberinde getirmektedir. Bu doğrultuda çalışmanın temel amacı, Y ve Z kuşağının lüks marka ürünlerini satın alma sürecinde showrooming ve webrooming yönelimlerinin farklılaşıp farklılaşmadığının incelenmesidir. Buna ek olarak Y kuşağı ve Z kuşağı katılımcıların demografik özelliklerine (yaş, cinsiyet, aylık gelir, medeni durum, meslek) göre showrooming ve webrooming yönelimlerinin farklılaşıp farklılaşmadığı da araştırmanın diğer hipotezlerini oluşturmaktadır. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye'de yaşayan 251 Y ve Z kuşağı bireyin showrooming ve webrooming tercihleri analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda; Y ve Z kuşaklarının lüks marka ürünlerini satın alma sürecinde showrooming ve webrooming yönelimlerinin farklılaşmadığı tespit edilmiştir. Demografik özelliklere göre showrooming ve webrooming yönelimleri analiz edildiğinde ise sadece eğitim durumlarına göre Y ve Z kuşağı webrooming davranışlarının gruplar arası farklılık gösterdiği tespit edilmiştir.
Yeditepe Üniversitesi, 2013
Kadınların emeklerine, bedenlerine kimliklerine el konularak erkek egemenliğinin iktidarı tüm dünya üzerinde devam etmektedir. Özellikle sınıflı toplumların karakteristik özelliği olan kadınlar değersizleştirilip, itibarsızlaştırılması şiddete başvurularak gerçekleşmektedir. Kadına yönelik şiddetin toplumsal bir sorun olması bu sorunun politikayla doğrudan ilişki kurmakta oluşudur. Ayrıca bilim, sanat ve ekonomiye yaratılan ortamlar da kadınları şiddetin pek çok türüyle karşı karşıya bırakmaktadır. Cinsel istismar şiddetin en bilinen, en yaygın haliyken aslında kadınlar bundan daha fazlasını günlük hayatlarının her anında yaşamaktadır. Kadınların düşünceleri önemsizleştirilip, giyim kuşamları belirli yönetim ve yönlendirmeye tabi tutularak kalıp rollerle sınırlandırılmaktadır. Toplumsal cinsiyet rolleri aynı zamanda şiddetin meşrulaşmasının ve yinelenmesinin de önünü açmaktadır. Bugün dünyanın pek çok yerinde milyonlarca kadın normal olarak konumlandırılan şiddet ekseninde yaşamaktadır. Amerika’da tecavüze, İran’da idama, Afganistan’da kurşuna, Tayland’da fuhuşa zorlanmısıyla, Mısır’da Tahrir meydanına alınmamasıyla şiddetin farklı yönleri göz önüne çıkmaktadır. Türkiye’de ise kadın bedeni üzerinden politika uygulanarak kadınlara beden özgürlük hakkı tanınmamaya adım atılmaktadır. Fas’ta kadın bedeninin kürtaj yasağı ile kontrol edilmesi, Çin’deyse zorunlu doğum kontrolü uygulaması Türkiye’nin yolunu izlediği ülkeler olarak gösterilebilmektedir. Bahsedilen mağduriyetler sadece duyarlı bir kısım insanın dışında kimsenin ilgisini çekmemektedir. Makalede bu ilginin çekilmesinde yazılı basın organı olan Milliyet Gazetesi’nin izlediği rolü sunmak amaç edinilmiştir. Yapılan literatür taraması sonucu konu ile ilgili yeterli düzeyde akademik çalışmalara ulaşılmamıştır. Bu sebeple çalışmanın amacı, ana kaynak (gazete) taraması yaparak günümüze kadar kadına yönelik şiddet vakalarını inceleyip konu hakkında genişletilmiş çalışmalara kaynak oluşturmaktır.
Kutadgu Bilig, written by Yusuf Has Hacib and presented to Tabgaç Buğra Han, promising that one of the reasons for writing is to achieve fortune and happiness of the two worlds which means the material and the spiritual existences, by "350. beyit kitab adı urdum ķutađġu bilig/ ķutađsu oķıġlıķa tutsu elig 351. beyit sözüm sözledim men bitidim bitig/ sunup iki ajunnı tutġu elig" couplets, is one of the important works in our cultural history. In this study, it is aimed to make an examination on the four basic characters of Kutadgu Bilig (Kün Togdı, Ay Toldı, Ögdilmis and Odurmış) and the concepts they represent (justice, fortune/joy, reason and fate). The main aim to be achieved with this study is to determine how the four concepts with which the heroes of the work are associated describe "Yusuf Has Hacib's ideal person / perfect person". This is to reveal how the ideal person should achieve the happiness of the two worlds. Each heroe of the text represents one of these concepts of justice, fortune, reason and fate. Main question to be answered in this work is whether there are any other hidden concepts or symbols these characters represent. In order to achieve the aim stated in the study, the hero depictions in the surface structure of the work, the dialogues of the heroes and the event flow in the work will be taken into consideration.
Sosyoloji Divanı, 2019
Modern dönemle başlayarak günümüzde söz konusu yeni teknolojilerle devam eden insan ve teknoloji ilişkisinde yapısal dönüşüme zorlanan en önemli hususlardan biri hiç kuşkusuz kuşaklar arası iletişim kavramının durumudur. İnsan ilişkileri ve iletişimine dair geleneksel bütün davranış kodlarını ve biçimlerini değişime zorlayan insan ve teknoloji ilişkisi, kuşakların birbirleri ile iletişim kurmaları ve konuşabilmelerini de paradoksal biçimde zorlaştırmaktadır. İletişim kurmayı, iletişimi geliştirmeyi teknoloji kullanımına refere eden bu durum, iletişimin mahiyetini ve derinlikli içeriğini boşaltmaktadır. Bu nedenle kuşaklar arası iletişim performansını artırması beklenen teknoloji kullanımı, paradoksal biçimde iletişimsizliği artırmaktadır. Bu anlamda çalışma iletişim kavramının teknik/mekanik bir sürece evirilmesinin tarihsel arka planı ile, bu arka planın günümüzde kuşaklar arası iletişiminde nasıl tezahür ettiğine odaklanmaktadır.
Bu çalışmada 1980-1999 arası doğanları içeren Y kuşağının iletişim sorunları ele alınmıştır. Süleyman Demirel Üniversitesi Isparta Meslek Yüksekokulu‟nda öğrenim gören öğrencilerin görüşlerine göre bu sorunlar “Beyin Fırtınası” yöntemiyle belirlenmiş ve “Balık Kılçığı Diyagramı”yla analiz edilmiştir. İletişim sorunları aile, arkadaş, üniversite, sosyal medya ve toplum olarak sınıflandırılmıştır. “Neden Nasıl Ağaç Diyagramı” aracılığıyla çözüm önerileri sunulmuştur. Türkiye‟nin geleceği ve sürekliliği için bu grubun iletişim problemlerine değinilmesi önem taşımaktadır.
İNİF - E Dergi, 2016
Mobil teknoloji alanındaki gelişmeler, pazarlama ve özellikle reklam mecrası için yeni iletişim kanalları ortaya çıkarmıştır. Bunlardan biri olan mobil reklam uygulamaları günümüzde özellikle genç tüketicilerin satın alma kararlarını etkilemektedir. Çalışmanın literatür bölümünde mobil pazarlama, mobil reklam ve tüketici davranışı üzerindeki mobil reklamların etkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Araştırma bölümünde ise mobil telefon kullanan ve kolayda örneklem yöntemiyle belirlenen 120 üniversite öğrencisi üzerinde reklam içerikli SMS (Kısa Mesaj Servisi)’lere yönelik tutumlarını belirleyen anket çalışması yapılmıştır. Mobil reklamlara ilişkin tutumlar, eğlendirme, bilgilendirme, sinirlendirme, güvenilirlik, sağlanan fayda, ödüllü reklamcılık ve izinli reklamcılık değişkenleri üzerinden belirlenmiştir. Bunlara ilişkin olarak araştırmaya katılan öğrenciler, güvenilir kaynaklardan gelen SMS reklamlarına olumlu tutum geliştirirken fayda ve ödül sağladığını vaat eden reklamlara düşük tutum göstermektedir. Genel tutum olarak ise reklam içerikli mobil reklamlara ilişkin tutumların olumsuz olduğu sonucuna varılmıştır. Genç tüketicilere yönelik farklı pazarlama stratejileri geliştirmek tüketici davranışında mobil reklamların etkisini artırabilir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.