Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Öz Teknolojinin durmadan geliştiği bir dünyada insanlar, birbirleriyle rahat ve hızlı bir şekilde iletişim sağlayabilmelerini, eğitime borçludurlar. Bunun için toplumlar, bireylerine daha iyi bir hayat tarzı sağlamak için, eğitim sistemlerini diğer ülkelerin eğitim sistemleriyle karşılaştırarak sürekli geliştirmek istenmektedir. Her ülke, toplumun çağdaş gelişimlere uyabilmesi için eğitim sistemini geliştirmek zorundadır. Bu gelişim için eğitim politikasını tahlil etmek ve eğitime yönelik yaklaşımları geliştirmek durumundadır. Bunun içinde diğer ülkelerin eğitim sistemleri ile karşılaştırma yapılmadan önce ülkemizde Türkçe eğitim sisteminin gelişimini irdelemek amaçlanmaktadır. Bu bakımdan Türkçe eğitim programlarını ve sistemini karşılaştırmayı uygun görerek amacım eğitim programları arasındaki benzerlikleri, farklılıkları ortaya koymak, sistemi etkileyen faktörlere ulaşmaktadır. Makedonya Cumhuriyeti'nde Türkçe Eğitimin gelişimi açısından 1945 yılından günümüze nasıl bir gelişim gösterdiği Türçe eğitimin gelişimi ve ilerlemesi için çok önemlidir.
Türk dünyası dil ve edebiyat dergisi, 2005
Türkçenin uzun süredir konuşulduğu coğrafyalardan biri de Balkan coğrafyasıdır. Bu da Balkanlarda Türkçe olarak sözlü ve yazılı geleneğin oluşmasını sağlamıştır. Osman Devleti döneminden günümüze kadar bu coğrafyada pek çok Türkçe eser verilmiştir. Çalışmamızda 1970 sonrası Makedonya Türk edebiyatından seçtiğimiz örneklerde kullanılan dili, söz varlığı ve söz dizimi açısından inceledik. Elde ettiğimiz bulguları Türkiye Türkçesi ile karşılaştırıp ortak ve farklı yönleri saptamaya çalıştık.
2016
Turkish language teaching in Poland was initiated with diplomatic relations between the Turks and Poles. It is also possible to start with Turkish words taking place in Polish. It can also start with the settlement of Tatar and Karay Turks in Polish territory. Turkish language learning started in Poland palace after 16 th century and as tradition it continued until the division. We learn from sources that the kings of Poland Stefan Batory and Jan Sobieski III could speak Turkish. It should be added that other oriental languages and Turkish language were learned in Dominican and Jesuit sects. 2016, 64-2 204 Polonya'da Türkçe Öğretiminin Tarihî Gelişimi We also know that aristocrats learned Turkish language and particularly Dzierżka, Otwinowski, Zamoyski, Sobieski, Czartoryski and Potocki families encouraged learning Turkish language. Turkish language has been taught in the academies with other oriental languages since the beginning of the 19 th century. It should be noted that Polish Turcologists have had significant contribution to Turcology science in 20 th century. In this study, we will try to mention all aspects of the history of Turkish language teaching from past to present in Poland.
Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi
Türkçenin Balkan coğrafyasındaki komşularından biri Makedoncadır. Balkanlar içinde Türkçe ile Makedoncanın beraber yaşayıp etkileşimde olduğu bir saha söz konusudur. Slav dillerinin güney kısmında yer alan Makedonların ana dili olan Makedoncanın dil coğrafyasında Balkanlar yer alır. Dilin adı Türkçede "Makedonca" veya "Makedon dili" olarak kullanılır. Bunla ilgili olarak kullanılan "Makedon" ve "Makedonyalı" sözlerinin kapsamları farklıdır ve bu farklı kapsamlarına dikkat edilerek kullanılmaları önemlidir. En büyük nüfus Kuzey Makedonya devletindedir. Bu devlet çevresindeki bazı devletlerde de Makedon dilinin konuşurları vardır. Kuzey Makedonya’dan sonraki en büyük Makedon nüfusu Sırbistan’da yaşamaktadır. Bu ülkelerin ardından daha düşük nüfus rakamlarına sahip ülkeler görülür. Makedoncanın Balkan sahasında birkaç devletteki konuşurlarıyla sıralanabilen coğrafyasında milyonun üzerinde bir toplam nüfusu vardır. Anılan yerler içinden Makedoncan...
Anı Yayıncılık, 2021
Osmanli Bilimi Arastirmalari, 2012
Osmanlı İmparatorluğu, ondokuzuncu yüzyıla gelindiğinde siyasî, ekonomik ve askerî alanda eski gücünü kaybetmiş; bu gücü tekrar yakalayabilmek adına yeniden yapılanma süreçlerine girmiştir. Osmanlı tahtına geçen III. Selim (1789-1807), II. Mahmud (1808-1839) gibi padişahların Batılı devletlerin hızlı ilerleyişlerini yakından takip etmeleri ve yenilik yanlısı olmaları ise, bu yeniden yapılanma süreçlerini daha etkin kılmıştır. II. Mahmud döneminde Mekteb-i Harbiye'nin kuruluşu, eğitim alanındaki modernleşme sürecinde geçmişten farklı olarak yeni yöntemlerin benimsendiğinin bir kanıtıdır.
The journal of international lingual social and educational sciences, 2017
Özet Dil, bir toplumun ve o toplumun meydana getirdiği en üst siyasi örgüt olan devletin aynasıdır. Bu ayna, toplumun ve devletin hem kültürel boyutta gelişmişliğini hem siyasi hem de ekonomik anlamda uluslararası arenadaki yerini yansıtır. Bir dilin bilinirliği, yayılma alanı ve o dile gösterilen rağbet bir ülkenin uluslararası konumunu ve gücünü de ifade eder. Nitekim İngilizcenin dünyanın ortak dili olarak kabul edilmesinde üzerinde güneş batmayan imparatorluk olarak addedilen İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nin son yüz yılda süper güç haline gelmesi yadsınamaz bir gerçektir. Diğer taraftan tarihi süreç içerisinde yayılmacı ve sömürgeci bir politika izleyen Fransa ve İspanya gibi ülkelerin dillerinin özellikle Afrika coğrafyasında yaygın olarak konuşulması, hatta resmî dil olarak kabul edilmesi bu duruma örnektir. Günümüzde de Fransızca, Almanca gibi dillerin yaygın olarak öğrenilmesi bu dillerin konuşulduğu ülkelerin ekonomik ve siyasi anlamda güçlü olduğunun bir diğer göstergesidir. Diğer yandan bugün Orta Asya'nın çok geniş bir bölümünde ve Doğu Avrupa'da konuşulan Rusça dünyanın bir diğer süper gücü olarak kabul edilen Rusya'nın dünyadaki rolünü de yansıtmaktadır. Peki yaklaşık 600 yıl boyuna üç kıtada hüküm süren döneminin süper gücü Osmanlı Devletinin dili, neden yayıldığı coğrafyalarda yaygınlaşmamış ve konuşulmamıştır? Tabi bu sorunun birçok cevabı, birçok farklı boyutu vardır. Bunula birlikte günümüzde Türkçeye ilginin git gide artmasına rağmen istenilen düzeyde bir eğitim politikası oluşturulamamıştır. Bu araştırmada bu durumun farklı boyutları irdelenmiş ve günümüzdeki problemlerle bağlantılanmıştır.
Bayburt Eğitim Fakültesi Dergisi, 2021
21. yüzyılın başlarından itibaren dünyada Türkçe öğretimi faaliyetleri hız kazanmıştır. Özellikle Balkanlarda yaşayan halkların Türkçe öğrenmeye yönelik motivasyonları yüksektir. Bu çalışmada, günümüzde Bosna Hersek’te Türkçe öğretimini yürüten kurumlar ve bunların etkinlikleri, üniversiteler bünyesindeki Türkoloji bölümlerinin tanıtılıp incelenmesi ile Türkçenin orta ve uzun vadedeki geleceğinin tartışılması amaçlanmıştır. Çalışmanın, Bosna Hersek’te Türkçenin güncel durumu hakkında genel bir perspektif sunacağı; araştırma yapacak konunun uzmanlarına ayrıntılı bilgiler vereceği düşünülmektedir. Bu bağlamda TİKA, Saraybosna Yunus Emre Enstitüsü, Mostar Yunus Emre Enstitüsü, Fojnica Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Koleji ile Saraybosna, Zenica, Tuzla, Mostar Džemal Bijedić ve Uluslararası Saraybosna Üniversitelerinin Türkoloji bölümleri incelenmiştir. Çalışmanın yöntemi betimsel tarama modelidir. Çalışmanın sonuç bölümünde Bosna Hersek'te Türkçe öğretiminde görülen eksikliklere yer verilmiştir. Ayrıca Türkçenin yaygınlaşması ve kalıcılığını arttırmaya yönelik önerilere değinilmiştir.
Journal of International Social Research, 2018
Öz Güney Slav dilleri içinde yer alan Makedonca, Türkçenin etkisinin bütün yönleriyle incelenip takip edildiği önemli dillerden biridir. Türkçe 14. yüzyıldan günümüze Makedoncaya 4.500'e yakın kelime vermesinin yanında gramatikal yapılar da kazandırmıştır. Türkçeden Makedoncaya geçen kelime, ek, fiil şekli, kelime grubu, deyim, atasözü gibi yapılar bugün bile kullanılmaya devam etmektedir. Türkçenin Makedonca üzerindeki gramatikal tesiri iki dilin etkilenme derecesini ve derinliğini göstermektedir. Gramatikal tesirin içinde özellikle Türkçe fiillerin kullanışları büyük önem taşımaktadır. Makedoncaya geçen Türkçe fiiller bazı değişikliklere uğrayarak kullanılmışlardır. Bu değişikliklerden biri Yunancadan Makedoncaya geçmiş "-sa" ekini alarak kullanılmalarıdır: sevdi +sa (севдиса) < sevdi, kаskandi+sa (каскандиса) < kıskandı, sardi+sa(сардиса) < sardı. Bu yapının üzerine-(ува)uva eki eklenerek fiillere süreklilik fonksiyonu yüklenmektedir. каскандисува(kaskandisuva)< kıskanıyor , сардисува(sardisuva) < sarıyor, каскандисува (kaskandisuva) < kıskanıyor, сардисува (sardisuva) <sarıyor. Türkçenin birleşik fiil yapısının Makedoncaya geçtiği ve kullanım alanı bulduğu tespit edilmiştir. Bu iki şekilde olmuştur. I. yardımcı fiilin kopyalanmasıyla kabul etmek > кабул стори(kabul stori) "et-" yardımcı fiili Makedoncaya "stori (etmek)" anlamıyla kopyalanmış ve kullanılmıştır. seyir bakmak > сеир гледа (seyir gleda) "bak-" yardımcı fiili Makedoncaya "gleda (bak-)" anlamıyla kopyalanmıştır. II. yardımcı fiilin fonksiyon bakımdan Makedonca ekle karşılanmasıyla: Bu tür kopyalarda "есапи (esapi) < hesap et-" { isim + y.f. } Türkçe birleşik fiilin isim kısmı bazı fonetik değişiklikler geçirerek olduğu gibi kopyalanmakta, yardımcı fiilin fonksiyonu Makedonca isimden fiil yapan "-и (-i)" ekiyle sağlanmaktadır. Türkçe fiillerin Makedoncada kullanım alanı bulması dil ilişkileri açısından son derece önemlidir. Özellikle kopyalama yoluyla Makedoncaya geçen Türkçe birleşik fiil yapısı iki dilliliğin (bilingualism) varlığını açık şekilde göstermektedir. Türkçenin bu mirası, derinlemesine incelenip ortaya konulmak zorundadır. Ancak ne yazık ki Türkiye'de yapılan çalışmalarda Türkçenin gramatikal tesiri bütün yönleriyle ortaya konulmamıştır. Kelime temelinde yapılan çalışmalarda sayı fazla olmasına rağmen gramatikal tesir çalışmaları yetersizdir. Bu konuda yapılacak çalışmalar Türkçenin tarihi gelişimine ve etkilediği dillerin derecesine ışık tutacaktır. Çalışmada, Makedoncada kullanılan Türkçe fiillerin yapıları hakkında bilgi verilerek kullanışlarından örnekler gösterilecektir.
TÜRKÇENİN YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETİMİNDE YÖNTEM VE UYGULAMALAR -2, 2016
Journal Of History School, 2014
Özet Ders kitaplarının içerikleri genellikle hazırlandığı ülkelerin resmi eğitim politikalarıyla paralellik göstermiştir. Bu yüzden kitaplarda yer alan bilgiler, bağlı bulundukları devletlerin hem coğrafi hem siyasi hem de iktisadi stratejileri çerçevesinde oluşturulmuştur. Ancak bu tarzda hazırlanmış kitapların hitap ettiği kesimin, o ülkenin geleceğinde üstlendiği rol dikkate alındığında ise ders kitaplarının verilerinin ve aktarılış biçimlerinin ne denli önemli olduğu daha iyi anlaşılabilir. Kaldı ki tarih ilmi kesinlikle ön yargı ve farklı stratejik fikirlerin oluşturduğu sübjektiflikten uzak olarak ders kitaplarına yansımalıdır. Ayrıca dünya siyasi sahnesindeki devletlerin, milletlerin ve hatta dinlerin bile gelecek inşasının başlangıcının bu ders kitapları tarafından kurgulandığı bilinmektedir. Böylelikle bu çalışmanın amacı Balkan coğrafyasında mühim bir rol ifa eden Makedonya Cumhuriyetinin son yıllarda Türkçe olarak hazırlattığı altı, yedi ve sekizinci sınıf tarih ders kitaplarındaki Osmanlı algısı olup, bu amaç doğrultusunda kitaplardaki konu anlatımları ve sunuş şekilleri de eleştirisel bir yaklaşımla değerlendirilmeye çalışılmıştır. Yine çalışmaya temel teşkil eden bu maksat doğrultusunda ayrıca hedeflenen ise ders kitaplarında sunulan bilgilerin doğruluğunun ve Osmanlı algısının aktarılış şeklinin günümüz normlarına uygunluğunu ortaya koymak olmuştur. Çalışmanın amacına ulaşmak için kullanılan yöntem ise belgesel tarama ve doküman analizidir. Böylelikle kitaplarda yer alan bilgilerin geçerliliğini ve aktarım şekillerinin çocukların zihinlerinde oluşturabileceği sübjektif tarih algısının ileride oluşturacağı karmaşık sonuçlara da dikkat çekilmek istenmiştir.
Turk Dunyasi Dergisi
Öz Ana dili, her toplum için önemlidir. Çünkü ana dili toplumların kültürünü, geçmişini içeren ve bireyin düşünce dünyasının şekillenmesini sağlayan temel unsurlardandır. Bu nedenle ana dili hâkimiyeti hem düşüncelerimizin şekillenmesinde hem de ait olduğumuz toplumla bütünleşmemizde etkili olmaktadır. Kimlik, kim olduğumuz ve hangi aileye, soya mensup olduğumuzu göstermesi bakımından önemli olduğu için kimliği oluşturan unsurlara karşı olumlu bir tutuma sahip olmak da önem kazanmaktadır. Bu unsurlarda biri, hatta en önemlisi ana dilidir. Ana dili farkındalığı ise, dilin kurallarına uygun şekilde kullanılmasının yanı sıra ana dilinin önemini bilip dilin yozlaşmasının ve unutulmasının önüne geçmek çabasında olmaktır. Tarih boyunca Balkan coğrafyasında farklı siyasi, dinî ve kültürel unsurların baskın olmasının etkisiyle farklı diller dolayısıyla farklı kimlikler ortaya çıkmıştır. Coğrafyadaki baskın unsurlar Balkan Türklerini de etkilemekte ve mensup oldukları kimlikten uzaklaşmalarına sebep olmaktadır. Bu uzaklaşmanın artması ile adı geçen coğrafyada Türklerin geçmişlerini, dillerini ve kültürlerini unutmaları; zamanla asimilasyonu doğuracaktır. Balkan Türkleri ile aramızdaki bağlar; ana dili, din, kültür ve örf-adet vb. unsurlardır. Bu unsurların devamı söz konusu coğrafyada
HİKMET ULUSLARARASI HAKEMLİ İLMİ ARAŞTIRMA DERGİSİ, 2014
Teknolojinin durmadan geliştiği bir dünyada insanlar, birbirleriyle rahat ve hızlı bir şekilde iletişim sağlayabilmelerini, eğitime borçludurlar. Bunun için toplumlar, bireylerine daha iyi bir hayat tarzı sağlamak için, eğitim sistemlerini diğer ülkelerin eğitim sistemleriyle karşılaştırarak sürekli geliştirmek istenmektedir. Bu gelişim için eğitim politikasını tahlil etmek ve eğitime yönelik yaklaşımları geliştirmek durumundadır. Bunun için de diğer ülkelerin eğitim sistemleri ile karşılaştırma yapılmadan önce ülkemizde Türkçe eğitim sisteminin gelişimini irdelemek amaçlanmaktadır. Makedonya Cumhuriyeti’nde Türkçe Eğitimin gelişimi açısından 1945 yılından günümüze nasıl bir gelişim gösterdiği Türçe dilinin ve eğitimin gelişimi ve ilerlemesi için çok önemlidir. Araştırmada, Makedonya Cumhuriyeti 1945’ten günümüze kadar Türkçe eğitimin ve Türkçe dersinin gelişimi için yapılan çalışmalar, ders programlarındaki değişim ve gelişmeleri belirlemek amacıyla tarihsel yöntem kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde döküman incelemesine dayalı olarak elde edilen veriler karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir. Araştırma, 1945’ten günümüze kadar Makedonya Cumhuriyeti, Yugoslavya Sosyalist Federasyonu’na bağlı, 1991’den bu yana da uluslararası sistemde bağımsız bir devlet olarak yerini alan Makedonya Cumhuriyeti’ndeki Türk toplumunun eğitim-öğretiminde ne gibi ve ne yönde değişikliklerin, gelişmelerin meydana geldiğini ortaya çıkarmaktır.
Kosova'da Türkçe Öğretimi, 2020
In Kosovo, a considerable number of students receive Turkish education in their mother tongue. Although there are publications about Turkish education in Kosovo, there is a lack of a holistic and comprehensive study in the literature. The aim of this study is to determine the opinions of Turkish teachers in Kosovo on Turkish education, the success levels of Turkish-educated secondary school students in Kosovo in Turkish skills, their attitudes towards Turkish and Turkish lessons and to reveal their relations with various variables. These variables are gender, bilingualism, having Turkish books at home, where the student lives, and the parents' occupation and education status. The study uses mixed method, due to its qualitative and quantitative data analysis. Scoping review and case study were preferred in the study. The population of the study is 953 secondary school students studying in Turkish classes in Kosovo and 18 Turkish teachers who teaching Turkish in these classes. The sample was composed of 7th grade students who were assumed to reflect the universe with the criterion sampling method. Working group, 163, 7th grade student; It consists of 9 Turkish teachers. Among the data collection techniques, observation, interview and questionnaire; Document analysis was used as a research method. Data collection tools which was used in research; 5 Turkish skills scales and 1 attitude scale. The data obtained from these scales were analysed in accordance with the quantitative data analysis process. In order to understand whether the quantitative data obtained from the scales show normal distribution or not, data tested. As a result, data obtained from all scales are normally distributed. Independent sample t-test was used in the analysis of variables consisting of two independent groups, and one-way ANOVA was used for comparisons with three or more groups. Scheffe test, one of the multiple comparison tests, was used for paired comparisons relationships between variables. In the interpretation of the findings, α = 0.05 significance level was taken as basis. In the qualitative dimension of the research, teachers and experts with data obtained from semi-structured interviews conducted, content analysis was analysed. The discourses were coded separately, all codes were brought together and categories were created, and the themes were determined as the top heading as a result of the groupings made between the categories. According to the findings of the study; Listening skill success rate is 63%, speaking skill success rate is 64%, reading skill success rate is 61%, reading comprehension skill success rate is 65%, writing skill success rate is 26 %. Female students are more successful in understanding what they read; no significant relationship was found in other skills. No significant relationship was found between bilingualism and any language skills. Students living in urban settlements are more successful in listening skills than those in rural areas, there is no significant relationship in other skills. The language skills of those whose father and mother are high-income professions are significantly higher. The increase in parental education level positively affects all language skills. Having Turkish books at home is significantly correlated with the success level of reading comprehension skills, there is no significant relationship between other skills. As the positive attitudes towards Turkish and Turkish lessons increased, there was a significant relationship between the achievement of speaking, reading and reading comprehension skills, while no such relationship was found between other skills. Students' attitudes towards Turkish and Turkish lessons are at a positive level. According to the results regarding the relationship between Turkish and Turkish lessons with various variables, students' attitudes in urban settlements are more positive. A significant relationship could not be found in the case of bilingualism and having Turkish publications at home. These findings are the results of quantitative data analysis. According to result of qualitative data analysis, there are problems with additional resources and Turkish textbooks. Positive opinions predominate on the issues of student attitudes towards Turkish and Turkish lessons, the multilingual environment and the future of Turkish education. According to the findings of the document analysis, there are some inconsistencies between Turkish textbooks and teaching programs. Students are successful in listening, reading, reading comprehension and speaking skills. On the other hand, students are insufficient in writing skill. Among the variables that can affect students' language skills, the parents' profession and education, attitude towards Turkish and Turkish lessons and gender stand out. The attitude towards Turkish and Turkish lessons is affected by the variable of place of residence. As a result of the study, it may be suggested to concentrate on writing activities, update the textbooks, and make them compatible with the curriculum. It is recommended that Turkey and Kosovo institutions which regard with Turkish education in Kosovo and Turkish Teachers benefit from the results of this study and review their Turkish education activities in Kosovo.
Macarların Türkçe Öğrenmesinin Dünü ve Bugünü üzerine bir Etüt. Türkçenin Coğrafyaları Birleştiren Kimliği – III ve Gençliğin Türkçe Kurultayı – II. Ankara 2007 Mayıs 7–8., 2007
yerleştiklerinde, yerli halkla, ister Slav olsun ister Bulgar olsun, herhangi bir şekilde konuşup anlaşmak zorunda kalmışlar. Demek ki çok eski çağların insanı da yabancı dil öğrenme gereksinimiyle karşılaşmış ve öğretmensiz, kitapsız ve çeşitli yöntemlerden habersiz olduğu halde bu sorunu başarı ile çözmüştür. Ama nasıl? O zamanlardan beri yabancı dil öğrenmek daha zor mu oldu? Sanmıyorum. Macaristan'da Türkçe öğreniminin başlangıçları Türkçe öğretimi Osmanlı'nın Orta Avrupa'ya yayılmasıyla artan ticarî, siyasî ve kültürel ilişkilerin doğurduğu bir ihtiyaç ile zaruret haline gelmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nda birçok Avrupalı elçi hizmette bulunmuştur. İletişim sorunlarını tercümanların çalıştırılmasıyla çözmüşlerdir. Şu amaçla 1551'de Venedik'te, 1669'da Fransa'da, 1674'te ise Avusturya'da tercüman okulları açılmıştır. Varlıklı Macar gençleri bu okullara gidip Türkçe öğrenebilmişlerdir. Eve dönüp kendileriyle getirdikleri kitaplar, sözlükler ve notlar sayesinde başkalarına da rahatça öğretebilmişlerdir diye düşünüyorum. Bu hususta önemli bir faktörü gözden kaçırmamak gerekir: tarihî Macaristan'ın tam ortası 150 sene Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği altında kalmıştır. Türkçe öğrenmek için çokk uzağa seyahat etmek gerekmemiştir. 16. yüzyılın Macar saz şairi (aşık) Bálint Balassi (1554-1594) örtneğin daha çocukken dört yabancı dil (Latince, Almanca, Lehçe ve Çekçe) öğrenmiş, beşincisi olarak İtalyanca'yı ise sonradan benimsemiştir. Üstelik Türkçeye de vâkıf olmuştur. Neyse ki Balassi'nin Türkçe öğrenme koşullarından kaynaklarımız bahseder. Şairimiz babasının evinde Türk esirleriyle görüşme fırsatı bulup ilk "dersleri" onlardan almış. Hayatı boyunca en çok "uçlarda" Türklerle temasta bulunmuş. (Bilindiği üzere o zamanki Macaristan'ın ortası ve başkenti Osmanlı hâkimiyeti altında idi.) Aynen Türk aşıklar ile Türk-Macar kâtiplerle bile iyi ilişkisi varmış, Arap harfli metinleri de okuyabilmesi muhakkaktır. (Bu husustaki ayrıntılar için J. Németh'in ilgili makalesine bakınız.) Okutman ve diplomat Jakab Harsányi-Nagy (1615-1677) tahsilini Holanda'daki Franeker'de, Leiden'de ve İngiltere'nin ünlü Cambridge Üniversitesinde görmüştür. 1651'de Erdel prensi II. György Rákóczi hesabına Türk dilini ve yazısını öğrenmek için İstanbul'a gitmiştir. 1656'dan 1669'a kadar Babıâli'de prensin daimî elçisiymiş. Sonradan artık Alman hizmetinde olarak Osmanlı İmparatorluğu halkları, dinleri ve adetleri üzerine bir kitap yazmıştır. Kitaptaki Lâtince ve Türkçe konuşmalar bir elçi ile bir tercüman arasında sürdürülmektedir. Notlar ise Lâtince yazılmıştır. Bazı araştırmacılara göre Hristiyan Avrupa'da 17. asrın yarısına kadar, hatta ondan da bir süre sonra Türkçenin de dahil olduğu doğu dillerinin öğretimi ve öğrenimi yalnız Lâtince gramer sistemi ve kaideleri esasında tasavvur edilmiştir. Fikrimce dil tasvirinde ve yabancı dil öğretiminde bu yaklaşım çok daha uzun zaman hâkim olmuş, yer yer etkisi bugün bile görülmektedir. Kitaplar: Türkçe öğreniminin hizmetinde Avrupalılar ile Osmanlı Türkler arasındaki ticarî, siyasî ve kültürel ilişkilerin yoğunlaşması nedeniyle Avrupa dillerinde Osmanlı Türkçe sözlükleri ile dilbilgisi kitaplarının yayımı başlanmıştır. Çok tabiî olarak bu kitaplar Türkçe öğrenimi amacıyla aydınlar tarafından kullanılmıştır. Buna rağmen yukarıda adı geçen Balassi'nin Türkçe öğrenirken herhangi bir kitap kullanıp kullanmadığı hakkında bilgimiz yoktur. H. Megiser'in Latince-Türkçe,Türkçe-Latince sözlüğü ve Türkçe grameri ancak Balassi'nin ölümünden sonra, 1612'de çıkmış olduğunu hatırlayalım. Bunu takiben Avrupa'da Lâtince, Almanca ve Fransızca dilleri için birçok dil bilgisi kitabı ve sözlük yayımlanmıştır. Macar âlimleri ve diğerleri Türkçe öğrenmeyi bu materyaller aracılığıyla ile başlamışlardır.
BALKANLAR’DA EDEBÎ İLİŞKİLER VE DİL ASPECTS OF LANGUAGE AND LITERATURE RELATIONS IN THE BALKANS, 2018
Osmanlı Devleti’nin 15. yüzyıldan 20. yüzyılın başına kadar yaklaşık beş yüz yıl hüküm sürdüğü Balkanlar, eğitim tarihi açısından incelenmesi gereken bir alandır. Bu tarihi incelerken kullanılacak araçlardan biri, programlardır. Osmanlı Devleti’nin Balkan Savaşları neticesinde çekilmek zorunda kaldığı bölgede ana dilinde eğitim büyük bir sorun olarak ortaya çıktığı için Türkçe dersi programlarının incelenmesi büyük bir önem taşımaktadır. Bu programlardan birisi Batı Trakya’daki Türk azınlığa yönelik olarak hazırlanmıştır. “Batı Trakya Türk İlkokulları Müfredat Proğramı” adıyla 1963’te, Rodop Evros Öğretmenler Birliğince yayımlanan program, Gümülcine’de basılmıştır. Bu çalışmada söz konusu Programdaki Türkçe dersi merkeze alınarak; benimsenen eğitim felsefesi, dersin amaçları ve içeriği ile okuma, dinleme, konuşma, yazma ve dil bilgisi alanlarına yer verme durumu, yöntem ve teknikler, ölçme değerlendirme gibi ögelerin yanında, bir azınlık programı olmasından ötürü Türkçe dersinin diğer derslere göre oranı, Türkçe ve Yunanca yürütülmesi öngörülen derslerin oranı gibi hususlar hakkında bilgi edinilmeye çalışılacaktır. Bunun yanında, Programın Türkçe dersi kısmının 1948 Türkçe programıyla ne kadar benzeştiği de tartışılacaktır. Abstract: The Balkans, where the Ottoman Empire ruled for about five hundred years from the 15th century to the beginning of the 20th century, is a field that must be examined in terms of education history. One of the tools to use to examine this history is the curricula. Since education in the mother tongue where the Ottoman State had to withdraw in the wake of the Balkan Wars has emerged as a major problem, the examination of Turkish lesson programs is of great importance. One of these programs was prepared for the Turkish minority in Western Thrace. The program published in 1963 by Rodop Evros Union of Teachers in the name of "Western Thrace Turkish Primary Schools Curriculum" in Gümülcine. In this study, Turkish lesson curriculum will be examined in point of the educational philosophy adopted, aims and content of the course, and the place of reading, listening, speaking, writing and grammar areas, methods and techniques, measurement and evaluation, and because of it is a minority curriculum, the ratio of Turkish lesson to other courses and proportion of courses envisaged to be conducted in Turkish and Greek languages. Besides, it will also be discussed how the Turkish lesson section of the program is similar to the 1948 Turkish language program.
Türkçe Öğrenen Makedonların Okuma Becerisinde Yaptığı Yanlışlar ve Çözüm Önerileri, 2016
Bilindiği üzere yabancılara Türkçe öğretiminin tarihi XI. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud’un eseri olan Divan-ı Lügat-it Türk’e dayanmaktadır. Türkçenin Balkan coğrafyasında ve Makedonya’daki serüveni de çok eskilere gider. Dolayısıyla ana dili Makedonca olanların Türkçe öğrenme süreçleri de yeni değildir. Diller sürekli etkileşim içerisindedir. Diller birbirlerini sadece sözcük bazında değil söz dizimlerinde, nidalarda vb. etkilemiş diğer dillerde kullanılan yapıları kendi bünyelerine doğrudan ya da çeşitli değişikliklere uğratarak hem sözlü hem de yazılı olarak kabul etmişlerdir. Dört temel becerinin temel direği olan okuma becerisi temel seviyede (A1.1) Türkçe öğrenen bilhassa kiril ve arap alfabesini kullanan yabancıların zorluk çektiği beceri olmuştur. Ana dili Makedonca olan yabancıların da Türkçe öğrenirken çektiği zorluklar genel itibariyle alfabe farklılığından kaynaklı ses değişiklikleri oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma grubunda Üsküp Yunus Emre Enstitüsü kursiyerleri baz alınmıştır. Okuma metinleri ise Yunus Emre Enstütüsünün “Yedi İklim Türkçe Öğretim Seti”den alınmıştır. Yapılan bu çalışmada kiril alfabesini kullanan Rus dillilerinin Türkçe öğrenirken çektiği zorluklar da karşılaştırılmış, ana dili Makedonca olanların Türkçe öğrenirken yaptığı yanlışlar tespit edilmeye çalışılmıştır. Tespit edilen yanlışların en aza indirgenmesi ya da tamamen giderilmesi için önerilerde bulunulmuştur. Anahtar kelimeler: Makedonya’da Türkçe öğretimi, yabancılara Türkçe öğretimi, okuma becerisi
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.