Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, 2020
…
14 pages
1 file
İ slâm'ın getirmiş olduğu inanç ilkelerin en önemlisi şüphesiz Allah'ın vahdâniyeti düşüncesidir. İslâm' da Allah'ın birliğini ifade eden tevhîd düşüncesi, Allah'ın zatıyla, sıfatlarıyla ve filleri ile tek olduğunu, eşi ve benzerinin olmadığını ifade eder. Kur'ân ayetleri incelendiğinde, Kur'ân Allah'ın varlığından ziyade, daha çok Allah'ın birliği üzerine dikkat çekmiş, 2 "Cenâb-ı Hakk'ın ulûhiyyetine ortak tanıma" anlamında şirk düşüncesini kesin olarak reddetmiştir. Bu bağlamda İslâm düşüncesinde "tevhîd" yani tanrının ulûhiyet-te ve rubûbiyyette birliği meselesi akli ve nakli delillerle ortaya konmuş, bu anlayış prensip olarak inanç esaslarının merkezinde yer almış ve inanç ilkeleri acısından vazgeçilmez ola-rak kabul edilmiştir. 3 Kendisine İslâm inanç ilkelerini konu edinmiş, metodu ile bu ilkele-ri akli ve nakli delilleri kullanarak izah etme yolunu seçmiş olan kelâm ilminde de bu me-sele bütün detayları ele alınmış ve işlenmiştir. Bu doğrultuda, Allah'ın birliğinin/tevhîdin ispatı noktasında, kelamcıların kullanmış oldukları en meşhur delil, Burhânu't-Temânu'" olarak isimlendirilen yöntemdir. Ancak biz burada, Burhânu't-Temânu' üzerinden Allah'ın birliğine nasıl ulaşıldığından ziyade kısa bir değerlendirmesini ve tercümesini sunacağı-mız risale ile de doğrudan alakalı olması hasebiyle bu delil etrafında âlimler arasındaki tar-tışmalara kısaca işaret ederek ilgili risalenin değerlendirmesini ve tercümesini sunacağız.
2015
Baba Tahir-i Hemedani, Iran edebiyatinin pariltisi sayilan buyuk bir sâiri ve siirleri Fars edebiyatinin parlak bir aynasi sayilacak degerli bir ârifidir. Fakat tercih ettigi zâhidâne ve dervisâne hayati sebebi ile cok uzun zamanlar edebiyat arastirmacilarinin gozunden uzak kalmistir. Bunun sonucu olarak da onun dili ve eserleri uzerine edebi arastirmalar yogunlasamamistir. O esasli bir medrese ve edebiyat tahsiline sahip olmadigi halde, sabit bir vezne bagli kalarak da olsa aruzla siir soylemis, butun edebiyatcilardan farkli olarak duygularini Deri lehcesi disinda, bolgesel bir dil olan Lori lehcesi ile ifade etmistir. Bir lehce sairi olmasina ragmen yalniz yasadigi bolgeyi degil, hem siirleri ve hem irfani ile butun Iran’i ve baska ulke insanlarini da etkileyebilmistir. Maalesef, siirleri agizdan agiza dolasirken aradan gecen bin yillik zamanin tahrip edici eli altinda orijinalligini koruyamamis, onu seven halkin zevkine gore farklilasarak gunumuze intikal edebilmistir. Fars dili ...
2021
İslâm dininde yaratıcının birliği (tevhîd) inanç esaslarının temelinde yer alır. Nitekim inanç esaslarının açıklamasını ve savunmasını yapmayı kendine görev edinen kelâm ilmi de bu meseleye büyük önem atfetmiştir. Kur’ân’ın Allah’ın birliğine verdiği ön
Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2024
Osmanlı kültür ve edebiyat geleneğinde etkisi oldukça derin ve yoğun olan metinlerden biri Bûsîrî’nin nazmettiği ve Kasîde-i Bürde diye meşhur olan kasidedir. Farklı biçim ve içerikte tezahür eden bu etkinin önemli bir görünüm biçimi de kasidenin Türkçe şerh ve tercümeleridir. Son yirmi yılda tedrici olarak artan bilimsel çalışmalar sayesinde, bu şerh ve tercümelerin literatürü büyük oranda ortaya çıkarılmış olsa da bu literatürü oluşturan metinlerin neşri konusundaki çalışmalar devam etmektedir. Bu çalışmada da Kasîde-i Bürde’ye yazılan manzum tercümelerden biri olarak 18. yüzyılda yaşadığı tespit edilen Koçhisârîzâde Süleymân Tâlib’in yaptığı manzum tercüme ele alınacaktır. Bu bağlamda öncelikle tercümenin yazımı/yazarına dair bir tashih yapılarak konuyla ilgili birkaç çalışmada tercümenin Sükûtî mahlaslı Mehmed b. Şeyh Mustafâ’ya aidiyetinin hatalı olduğu ortaya konmuştur. Akabinde, neredeyse sadece Zeyl-i Siyer-i Veysî isimli eseri ile ancak son bir iki yılda gündeme gelen Koçhisârîzâde Süleymân Tâlib’in biyografisi oluşturulmaya çalışılmıştır. Klasik biyografik kaynaklarda yer almadığı için onun biyografisi için temel olarak bu çalışma ile birlikte tespit edilen eserleri, oluşturduğu mecmuası ve sahip olduğu kitaplar ile bunlardaki kayıtlar kaynak alınmıştır. Yazarın tespit edilen eserlerine dair bilgiler verildikten sonra çalışmanın asıl konusu olan manzum Bürde tercümesi ayrıntılı olarak tanıtılıp üç nüshası üzerinden kurulan çeviri yazı metni sunulacaktır
Türkoloji Dergisi , 2021
The great poetry of Mawlana (who is a mystic Turkish poet) has taken a high yet a very important profile in the Turkish culture. Further, many studies including commentaries and translations have been carried out on Mawlana’s poetry. One such example is his poetry written in Persian which begins with the following hemistich “Dûş vakt-i subh-dem der çarh pâyân yâftem”. This type of poetry is not only considered as an art of Shathiya (a superficial yet a religious kind of poetry), but also has been interpreted by several exponents. Some of them held this type of poetry as likely to be Ghazal (sensual poetry), and some others believed it was a normal poetry. This type of poetry first interpreted in Turkish, prior to the time of alBukhari, but later we came up with a fact bringing to light that this poetry was interpreted in Arabic even before the time of Ottoman empire by Yousuf Bin Hamzah al-Malati. Taking into account the comparison between the two interpretations, it has been proved that the Turkish version by al-Bukhari is mainly a nonliteral translation of the Arabic version by al-Malati. Equally important to mention that alBukhari almost intended to use the approach of summarizing and deletion through his translation. To sum up, this study is divided up into two major parts: One part involved the information about the Arabic interpretation which is the origin and its author, and the other part involved the study of al-Bukhari’s Turkish interpretation which is considered as a translated text.
The Journal of Academic Social Sciences, 2020
Öz Mâtürîdî'nin günümüze ulaşan iki eserinden biri Te'vîlâtü'l-Kur'ân adlı tefsiridir. Bu çalışmanın Türkçeye tercüme edilmesi oldukça önemlidir. Çünkü bu tercüme sayesinde hem eserin Arapça bilmeyen geniş kitlelere ulaşması kolaylaşmış hem de Mâtürîdî'nin görüşlerini kendi kitabından öğrenme imkânı doğmuştur. Din bilimlerinin klasik eserlerini tercüme etmek, ilim ve fikir hayatımıza olumlu katkı sağlayacaktır. Ancak, bu katkının seviyesi tercümenin niteliğiyle de orantılı olacaktır. Nitekim tercüme faaliyetinde kaynak ve hedef dilin özellikleri, mütercimin bakış açısı, metnin ait olduğu bilimsel alan, dilin kültürel boyutu gibi birçok faktör etkilidir. Bu ise bir dilden diğer dile çeviri yapmayı zorlaştırmakta ve bazı hataların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Nitekim Te'vîlâtü'l-Kur'ân'ın çevirisinde de tercüme hataları, metne yapılan ilaveler, isimlerin yanlış okunması, maddi hatalar, tercüme edilmeyen kısımlar, tahkik ve tahricdeki hatalar gibi düzeltilmesi gereken bazı problemlerin olduğu müşahede edilmektedir. Bu araştırma, Te'vîlâtü'l-Kurân Bağlamında Mâtürîdî'de Hadis Yorumu (Kelâmî Hadisler Örneği), adlı yüksek lisans tezi esnasında tespit edilen ve ilgili çalışmada yer verilen birtakım çeviri problemlerinin müstakil bir araştırmaya konu edilmesi fikri üzerine örnekler çoğaltılarak ve geliştirilerek oluşturulmuştur. Adı geçen tez için Bk.
“Harikalar, görülmemiş ve duyulmamış şeyler” anlamında kullanılan “acâyib” kelimesi, eskiden insanların seyahatleri sırasında gördükleri coğrafi yerler, hayvan veya bitkiler hakkında bilgi verdikleri Acâyibü’l-Hind, Acâyibü’l-Büldan ve Acâyibü’l-Mahlûkât gibi eserlerin adında kullanılmakta idi. Ansiklopedik özellik taşıyan bu eserlerin Arap ve Fars edebiyatında 12. yüzyıldan itibaren örnekleri verilmeye başlanmıştır. İslam toplumları edebiyatı içerisinde bu türün en meşhur ve en sevileni 13. asırda Kazvinî’nin kaleme aldığı “Acâyibü’l-Mahlûkât ve Garâ’ibü’l-Mevcûdât” isimli eserdir. Kazvinî, dört mukaddime iki makale ve bir hatimeden oluşan bu eserin ilk mukaddimesinde “Acâyib” kelimesinin izahını, ikincisinde mahlûkların taksmini üçüncüsünde “garîb” kelimesinin açıklamasını, dördüncüsünde mevcûdâtın taksimini yapar. Birinci makalede “ulviyyât” başlığı altında kozmik bilgiler ve ikinci makalede “süfliyyât” başlığı altında yeryüzüne dair mevcudat ve mahlûkat hakkında bilgi verir. Hatime kısmında ise deniz ve karaların acayipliklerinden bahseder. Türk edebiyatında Kazvinî’nin bu eserine yapılmış, müellifi bilinen yedi tercüme vardır. Acâyibü’l-Mahlûkât türünde eserler üzerine çalışmalar yapan Prof. Dr. Günay Kut’un zikrettiği Türkçe tercümeler arasında yer almayan ve yaptığımız kütüphane araştırmaları neticesinde tespit ettiğimiz bir Türkçe Acâyibü’l-Mahlûkât tercümesi vardır. Bu Türkçe Tercüme, 17. yüzyıl Osmanlı sadrazamlarından Murtaza Paşa’nın isteği üzerine saray rûznâmecisi Muhammed b. Şâkir tarafından yapılmıştır. Muhammed Şâkir’in bu eseri, hem Kazvinî’nin “Acâyibü’l-Mahlûkât”ı merkez alınarak ve Mevlana Demirî’nin “Hayâtü’l-Hayevân” adlı eserinden de istifade edilerek yapılmış tercüme olması hasebiyle önemlidir. Bu tercümeden sonra insanın manevi yönünü anlatan bölüm ve son kısımdaki mensur hayvan hikayeleri bölümü ile diğer Acâyibü’l-Mahlûkât tercümelerinden farklılık arz etmektedir. Bu tebliğde Muhammed Şâkir’in, kaynaklarda zikredilmeyen ve 444 minyatür/resim içeren “Tercüme-yi Acâyibü’l-Mahlûkât” adlı eseri kısaca incelenip bilim dünyasına tanıtılacaktır.
Akademide Nezaket Üslûbu Prof. Dr. İlhan Genç Armağanı, 2022
2020
Abū Manṣūr Muḥammad al-Māturīdī was a scholar who used the reason while evaluating Islamic tradition. His masterpiece Ta’wīlâtu’l-Qur’ân was also formed by this understanding. This caused the perception that alMāturīdī was standing at a distance from Sufism. This might stem from the inability to reconcile the concept of asceticism or Sufism and his rationalistic perspective. The fact that the symbolic / ishārī interpretations of verses by Sufis were not seen in al-Māturīdī strengthened this perception. Al-Māturīdī made an ishārī interpretation in his book for only one verse, but he reached that conclusion through the reason as well. On the other hand, he narrated some statements in his Ta’wīlât which were very similar to Sufi statements. For example, he mentioned some of the Sufi statements regarding being rich or poor, being patient or grateful, staying away from the evil in order to train the nafs and have an edge with the sultans. When compared to some scholars such as Qushayr (d...
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim (TEKE) Dergisi, 2016
Istanbul University - DergiPark, 2003
Enîsü'l-Ârifîn Ahlâk-ı Muhsinî Tercümesi, 2019
Darulfunun ilahiyat, 2022
DSpace - AKÜ (Afyon Kocatepe University), 2019
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2020
FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2017
Beytimz e-Dergi, 2019
Rumeli İslam Araştırmaları Dergisi, 2021
Dede Korkut Dergisi, 2021
Eski türk edebiyatı araştırmaları dergisi, 2024
Nazariyat, 2022
DergiPark (Istanbul University), 2022
Korkut Ata Türkiyat araştırmaları dergisi :, 2024