Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, A.Ü Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi
https://doi.org/10.33630/ausbf.676578…
25 pages
1 file
Osmanlı Devleti ve İran farklı dini, toplumsal ve siyasal yapılara sahip iki devlet olmasına rağmen, 19.yüzyılda batı tipi siyasal sistem değişikliği taleplerinin baskısı altında benzer politik süreçler yaşamıştır. Modernleşme yanlısı grupların öncülüğünde başlayan, anayasalı meşruti bir düzen kurulması yönündeki talepler, geleneksel doğu toplumlarının önderi olan ulemanın da katılımı ile siyasi düzen değişikliklerine neden olmuştur. Kendi özgünlükleri içinde sosyal ve ekonomik değişimlerini yaşayan Osmanlı Devleti ve İran'da, toplumsal ve siyasal alandaki temel bazı benzerlik ve farklılıkları eş zamanlı olarak ele almak, karşılaştırmalı bir bakış açısı ile ulemanın iki ülkede ki meşrutiyet taleplerine karşı olan bakış açılarını ve sonrasındaki siyasal konum alışlarını ortaya koymak çalışmanın temel amacıdır. Abstract Although the Ottoman State and Iran were two sperate states with different religious, social and political structures, both states experienced similar political processes under the pressure of the demand for western type political system changes in the 19th century. The demands for the establishment of a constitutional system that started under the guidance of pro-modernization groups caused changes to the political system with the participation of ulema, who were the leaders of societies. The main purpose of this article is to concurrently discuss some of the main similarities and differences in social and political areas in the Ottoman State and Iran, which experienced political chances within their own characteristics and, present, with a comparative point of view, the perspectives of the ulema about the demands for constitutionalism in this two states and, the political positions of the ulema after the changes
Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2018
Osmanlı Sanatı Dersi Ödevi, 2014 Osmanlı Devleti, 18. ve 19. yüzyıl boyunca, başkent İstanbul başta olmak üzere, pek çok çevre şehirde de gözlemlenen bir dizi değişikliğe sahne olmuştur. Bu değişikliklerin veya yeniliklerin en göze çarpanı da; mimari unsurlarda görülen üslup değişiklikleridir. Özellikle Lale Devri döneminin Osmanlı’ya kattığı yeniliklerden itibaren, pek çok kültürel akımla beraber, mimari başta olmak üzere, çeşitli alanda yoğun bir Avrupa etkisine rastlanmaktadır. Bu tarz gelişmelerin sebebi olarak, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’nın bazı gelişmiş olarak kabul ettiği ülkelerden, askeri ve kültürel bağlamda esinlendiğini ve bu sebeple söz konusu dönemde yaşayan padişahların da farklı farklı yönleriyle bu kültürlenme hareketine katkıda bulundukları aşikârdır. Sadece padişahlar değil, devletin ileri gelen nüfuzlu idarecileri de bu gelişmelerin bazıları kendilerine göre benimsemiş ve kendileri tarafından yaptırılan mimari öğelerde, hangi tarzlardan esinlenmişlerse o tarza göre süslemeler ve yapı düzeni öncelikli olarak tercih edilmiştir. Özellikle konumuzla alakalı olarak, Keçecizade Fuat Paşa’nın bu konudaki bakış açısını ve kendi yaptırdığı bir külliyede Oryantalizan üslupta bir takım bezemelerin nasıl işlendiğini yazımızın devamında irdeleyeceğiz.
Hâkimiyet-i Milliye Uluslararası Bilgi Şöleni, 2019
Meşruiyet; muktedirlerin davranış biçimlerinin muhataplarınca makul ve makbul olunmasını temin ederek bunların iktidarlarına istikrar kazandıran ve istikbale taşıyan şifahi veya kitabi kaide ve kurallar bütünüdür. Bu bütün, mekâna ve zamana göre değişkenlik göstermiştir. Manevi Kıymetler üzerinden kendilerini okuyan toplumlarda muktedirlerin meşruiyet kaynakları dini söylem, ritüel ve ayinler iken maddi değerlerce kendilerini anlamlandıran sosyal yapılarda ise muktedirlerin meşruiyet referansları dünyevi söylem, müsamere ve merasimler olmuştur. Osmanlı Hanedanının altı asırlık muktedir pozisyonunu pekiştiren meşruiyet alıntıları dini söylem, ritüel ve ayinler üzerinden devşirilirken bu hanedana rağmen ilan edilen II. Meşrutiyetin meşruiyeti ise rejimin meşhur edilmesine koşullandırılmış milli bayram üzerinden elde edilmeye çalışılmıştır.
Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, 2011
İKİNCİ MEŞRUTİYET DEVRİNDE İSLAMCILIK DÜŞÜNCESİ, 2019
Islamic thought, still leads to Turkish political life today, as a heritage of the Second Constitutional Period (1908-1918). To examine the history of this political thouht system will maintain the interpretation of current events. In this case, Islamic thought has been considered the sprout as a structure of thought in the process that starts from the role of Islam in social life and structure of state at first periods of Ottoman Empire to the Second Constitutional Period. This case analyzes the ‘Islamic Movement’ in the Second Constitutional Period. Exhaustive history of the the Second Constitutional Period (with the perspective of social and political events) has been examined seperately to understand better the period. Key words: Islamism, Constitıtional Period II, Union of Islam, Abdulhamid II
Milliyetçilik bugün Türkiye’de çoğu kez “ulusçuluk” ismiyle anılmaktadır. Moğolca ulus kelimesinden türeyen ulusçuluk kelimesi, belirli bir topluluğu ve bilhassa bu topluluğun yaşadığı alanı karşılamaktadır. Çok eski zamanlardan beri var olan millet kavramı siyasi bir topluluğun kimliğini ve o kimliğin dayandığı manevi esasları ifade ettiği için gerçeğe çok daha yakındır. Bugünkü millet ve milliyetçilik anlayışı 18 ve bilhassa 19. Yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan modellere uygundur. Milliyetçiliğin ortaya çıkışında Fransız İhtilali’nin rolü oldukça önemlidir. Fransız İhtilali ile ortaya çıkan, “hak, eşitlik, hürriyet” gibi kavramlar hızla Dünya’ya yayılarak kendine yeni destekçiler bulmuştur. Bu yeni fikir akımları zamanla bireyleri etkilemenin dışında milletleri de etkisi altına almıştır. Millet şuuru her zaman var olmuştu ancak siyasi niteliği bulunmamaktaydı. Ortaya çıkan bu yeni fikirler ile millet anlayışı da siyasi boyuta ulaşmıştır. Armaoğlu bunu şöyle ifade etmektedir, “Nasıl bir insan, insan olması dolayısıyla birtakım hak ve hürriyetlere sahip bulunuyorsa, bir millet de bir bütün olarak, hürriyetine, yani bağımsızlığına sahip olma hakkına sahiptir.” Bu anlayışla gelişen milliyetçilik fikri önce Avrupa’da daha sonra tüm Dünya’ya yayılmış ve çokuluslu bir yapıya sahip olan Osmanlı Devleti de bu fikirden oldukça olumsuz bir şekilde etkilenmiştir. Biz de çalışmamızda milliyetçilik fikrinin Araplar arasındaki gelişimini ve Osmanlı Devleti’ne yapmış olduğu etkiyi ele alacağız.
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ, 2019
Ottoman Turks applied to add banishment which bases on as old as human history to their laws. They used that punishment which determines under the terms of the Islam Law especially in their last centuries. Mass banishments, which were done aiming to guarantee of the permanent victories in the beginning, were used being sentenced of some tribes doing banditry. We have seen the duration and conditions of banishment took place unclearly as the enforcement for some ordinary offences in the statue books which were published in the middle ages of Ottomans. The criminal book that expressed duration and conditions of banishment clearly in the legal framework was able to preach after Tanzimat Reform. With "Tarik-i İlmiyeye Dair Ceza Kanunâmesi" which was published dated 1838 in time of Mahmud II, for the first time, the Ottoman authority has removed the banishment as a punishment given by only a sultan or grand vizier and has transformed the punishment that could be enforced to a particular class in acknowledgment of tangible crimes. With "Ceza Kanunnâme-i Hümâyun", the most extensive statue book that the crimes were classified for the first time, it was announced how long exile punishment was given for every kind of crime. In the same law, the banishment which was defined as that someone domiciled permanent or temporary by sent from somewhere to another where was applied for the crimes such as especially political offences, malversation, bribery or bribing, interference of court decisions, homicide, rape, robbery, persecution, interference of troop draw, malfeasance, rebel or agitation for rebellion, forbidden behaviors by religion in public, and delivering of banned publishing etc. It is the true there is reason of chosen of Sivas Province and its two districts, Tokat and Amasya, where take place at the east of Middle Anatolia as detention xi colonies not only their climates and far away from the center but also their durable castles in the 19 century. Those places also were detention colonies for confinement in fortress or confinement in monastery for clergies to punish. Especially in the period of Mahmud II, the region which was regarded as the place where unsuccessful pashas were appointed turned also the condition of choice place for betterment of heterodox sheiks and dervishes. The most common method which opponents and culprits were punished was exile in that century when was the fall and collapse era of Ottoman Empire like a punishment which was in demand hard labor in the period when Ottoman Navy needed paddlers. That punishment that substituted to the political homicide after Tanzimat was used the gain or discipline of political offenders especially in the last quarter of the century. In that paper, it is studied on the exile justifications of offenders, dispatching of their exile places and the officer in charge of it, negative forgiving demands and justifications, expectations of governments for forgiven banishments, special and general amnesties for exiles, and anguishes of exiles' places and their families in their own homelands. It has been showed in the study that many exiles who complained about the weather conditions of banishment places where they lived and did not earn money were had pity on and were put on salary or daily wage, and some crowded exile convicts were delivered land and agricultural instruments in order to provide them to survive. So, it is examined in the frame of the topic that the exiles that learnt the strict sides of the state were had pity on in the sequel and most of them were released before their penalty process completed.
7th INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON BALKAN HISTORY STUDIES Migrations to and from Balkans (from Ottoman Empire to Republic of Turkey) (September 18-21, 2019, Edirne / Turkey) TAM METİN BİLDİRİ KİTABI / PROCEEDING Cilt / Volume II, 2019
19. yüzyıldan itibaren elden çıkan ve üzerlerinde bağımsız devletler kurulan Balkan topraklarında yaşayan Müslümanlar değerlerini yaşatamama, baskı ve zülüm görmeleri gibi gerekçelerle Osmanlı topraklarına göç etmiştir. Bununla birlikte bir kısım Müslüman da, ölüsünü defnettiği, dirisini yaşattığı ve vatan bellediği topraklardan göçe sıcak bakmamıştır. Osmanlı Devleti ile yeni kurulan Balkan Devleti arasında el değiştiren topraklarda yaşayan Müslümanların hukuki durumu imzalanan anlaşmalara konu olmuş, çözümler aranmıştır. Yunanistan ile de Osmanlı Devleti arasında Müslümanların tabiiyetine dair yapılan görüşmeler ve imzalanan anlaşmalar bu tebliğin konusudur.
KLASİK TÜRK EDEBİYATINDA YERLİLİK, 2022
Klasik tercüme geleneği çerçevesinde eser üreten diğer yandan özgün ve kişisel üslubuyla dikkat çeken müellif/mütercimlerden biri de 17. yüzyıl sanatkârı Nergisî’dir. Onun tercüme yöntem ve tekniği, tercümeye bakış açısı hem kişisel üslubuna hem de Osmanlı tercüme geleneğine ışık tutmaktadır. Üç tercüme eseri bulunan Nergisî’nin eserleri serbest çeviri, çoklu/yeniden yazım, tercüme yöntem ve tercihine dair görüş beyanında bulunma özellikleri ile araştırmaya değer konumdadır.
Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, 2018
Osmanlı Devleti'nin 'Muhasım Devlet' Politikasına Bir Örnek: Trablusgarp Savaşı ve İzmir'deki İtalyanlar / Sezen KARABULUT 186 War. The Ottoman Empire had to comply with a number of legal obligations while implementing the practices towards Italian subjects and institutions. Some issues such as the closure of the Italian consulate, how and to which state its authority to be transferred, the conditions of Italian subjects, providing security in the war were examples of war practices the Ottoman Empire followed through legal means towards the hostile state. The documents from the Ottoman Archives and a number of Turkish periodicals published in the city of İzmir constitute the resources of the study. Besides, some books concerning the subject were also evaluated.
ATATÜRK YOLU DERGİSİ, 1994
Günümüzde meydana gelen sosyal bir olayın analizini yapmak ya da bir sosyal olguyu daha iyi tanımlayabilmek için geçmişten faydalanarak değerlendirmede bulunmak akılcı bir yoldur. Tarih bilimi bu amaca hizmet eder.
2023
İslamiyet öncesi dönem, Türk tarihi açısından önemli bir yere sahiptir. Türklerin siyasi, idari, sosyal ve kültürel manadaki gelişiminde aktif bir rol oynamıştır. Bu dönemde, Türkler tarafından kullanılmış olan unvanlar toplumun hiyerarşik düzenini ve statülerini belirleyen bir unsur haline gelmiştir. Buna paralel olarak orta döneme damga vuran Osmanlı Devleti’nde de Türkler tarafından çeşitli unvanlar kullanılarak bu gelenek devam ettirilmiş ve devletin kurumsal yapısında önemli bir yer tutmuştur. Bu çalışma, her iki dönemde kullanılan unvanların özelliklerini, işlevlerini ve evrimini analiz etmektedir. Anahtar Kelimeler: İslamiyet öncesi dönem, Osmanlı Devleti, Unvan
Kronik Kitap, 2017
“15. ve 16. yüzyıllar Avrupa’sı, zamanın büyük politik-ekonomik gücü Osmanlı’yı hesaba katmadan anlaşılamaz.” “Avrupa tarihiyle Osmanlı tarihi iki paralel tarihtir; bu nedenle iki dünyanın tarihi karşılaştırmalı olarak incelenmelidir.” Halil İnalcık Osmanlı Devleti’nin modern Avrupa’yı şekillendirmedeki etkileriyle birlikte Batı tarihindeki yeri ve Avrupa’yla arasındaki siyasi-ekonomik ilişkiler, sosyo-kültürel bir karşılaşma olarak en büyük tarihçilerimizden Halil İnalcık’ın kaleminden, Osmanlı ve Avrupa‘da…
2020
Yahudiler farklı coğrafyalarda yaşasalar da 18. yüzyıla kadar dinsel geleneklere dayanan benzer bir yaşam sürmüşlerdir. Fakat bu benzerlik Aydınlanma ve Fransız Devrimi ile gelen hukuki ve siyasi özgürleşme, sanayi kapitalizmi, haskala gibi gelişmeler ile birlikte değişime uğramış, bu sürecin sonunda Batı Avrupa ve Doğu Yahudileri arasında önemli farklılıklar oluşmuştur. Batı Yahudilerinin doğuda yaşayan Yahudilerin kötü hayat şartlarından ticaret, basın gibi yollarla haberdar olmaya başlamaları ile 'Doğu Yahudiliği Sorunu' tartışılır hale gelmiştir. Alliance Israélite Universelle yozlaşmış' ve 'geri kalmış' olarak nitelendirilen Orta Doğu ve Kuzey Afrika Yahudilerinin hukuksal ve toplumsal özgürlüklerine kavuşmalarını sağlamak amacıyla 1860 yılında Fransız Yahudileri tarafından kurulmuştur. Doğu Yahudilerini 'yenileştirme' hedefinin kurumsal-örgütsel yapısını kuran Alliance Israélite Universelle için eğitim, yenileştirme unsurunun ana öğesi olmuştur. Bu makale örgütün özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nda açmış olduğu Alliance okullarının Osmanlı Yahudi cemaatinin dönüşümündeki etkisini, cemaatin batılılaşması ve sekülerleşmesi kapsamında incelemeyi amaçlamaktadır.
Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2012
Başlangıçta Batı Anadolu’da bir uç beyliği olarak kurulan Osmanlı Devleti, diğer Türk Aşiretlerinin de desteğiyle devletleşme sürecine girdi. Aşiret gelenekleriyle devleti yönetmek çok zor olduğu için, Kayı Hanedanı bazı geleneklerini değiştirerek yazılı hukuk kurallarını uygulamaya başladı. Bu durum konar-göçerlerin yerleşik hayata geçmelerini de kapsıyordu. Fakat ananelerine sıkı sıkıya bağlı olan Türkmenler için ‘yerleşmek’ uzak bir kavramdı ve bu durum yönetim-reaya gerginliğine zemin hazırladı. Çünkü devlet için bazı kabilelerin iskânları; fetihlerin doğal bir sonucu olduğu kadar, ekonomik istikrarın ve kentleşmenin de gereğiydi. Bu nedenle “Eşitler Arasında Birinci” olan Osmanlı Beyi, bir taraftan tebaasını iskân etmeliydi, diğer taraftan ülkenin büyük ölçüde gıda ve hayvan ihtiyacını sağlayan konar-göçerlerin serbest hareketlerine göz yummalıydı. İşte bu ikilem Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan yıkılışına kadar sürüp-gitti. Bu çalışmada; Osmanlı Devleti’nin uyguladığı iskân politikalarına değinilirken, devletin uzun ömürlü olmasında etkili olan bazı faktörler de bilgi ve belgelerle açıklanmaya çalışılmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.