Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, Eskiçağ Araştırmaları Dergisi
…
10 pages
1 file
Yunan harfli Türkçe(Karamanlıca)yazılmış olan “Kolezyum” ve “Brindisi” isimli metinlerin çeviriyazımını gerçekleştirdik. Kolezyum metni, “Çocuklar İçin Angeliaforos” süreli yayınının, 1 Ekim 1880 tarihli; “Brindisi” metni ise 1 Eylül 1887 tarihli sayısında yayınlanmıştır. Sayıların son sayfasındaki alt kısımdan, süreli yayının “Amerikan Misyonerler Şirketi” tarafından, İstanbul’da Hagop Boyacıyan’ın “Matbaa-ı Aramian” yani Aramyan Matbaası’nda basıldığını öğreniriz. Çocuklara yönelik yayın faaliyetleri 1872 yılında başlayarak, 19. yüzyılın sonuna kadar devam edecektir. Çocuklara yönelik bu yayın faaliyetleri, Yunan harfli Türkçe yanında, Ermenice, Ermeni harfli Türkçe ve Bulgarca olarak da gerçekleştirilmiştir.
Bu çalışmanın konusunu 1988-2009 ve 2013-2022 yılları arasında Amorium Kenti kazılarında tespit edilen lüle buluntuları oluşturmaktadır. Lüle, 16. yüzyıldan itibaren İngilizler yoluyla Anadolu'ya girdiği düşünülen tütünün tüketimine paralel olarak ortaya çıkmıştır. 17. yüzyıldan itibaren ise tütünün yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmasıyla birlikte 20. yüzyıl başlarına kadar lüle üretim merkezleri de aynı oranda artmıştır. Lüle üretiminin geniş bir coğrafya ile zaman aralığına yayılmış olması ve yerel beğenilerin de etkisiyle lülelerde çeşitli formlar ortaya çıkmıştır. Kalıba basılarak ya da çömlekçi çarklarında işlenerek üretilen lüleler, birçok antik kentte olduğu gibi Amorium Kenti kazılarında da Geç Osmanlı Dönemi yerleşimiyle ilişkili tabakalarda da tespit edilmiştir. Amorium kazılarında tespit edilen lüle buluntuları toplam 102 parçadan oluşmaktadır. Fakat söz konusu 102 lüle parçasından form veren 39 parça katalog halinde tanıtılmıştır. Söz konusu parçalardan ise çanak kısımları mevcut olan 23 parça üzerinden tipolojik bir gruplandırma yapılmıştır. 6 ayrı tip halinde ele alınan lüle buluntuları Anadolu ve Anadolu dışındaki benzer örneklerinden ve yerleşim tabakasına ait bulgulardan yola çıkılarak tarihlendirilmiştir.
2006
In this study, enrichment possibilities of Topraktepe (Yesildag-Beysehir) chromite ore with “Denver” type flotation cell were investigated. The flotation tests were carried out using -212 µm particle size, 23 % solid ratio and 300 g samples. Effect of pH value, Fe3+ ion concentration and flotation time on the flotation were investigated. At first, the optimum pH value for chromite flotation was determined. For this purpose, the experiments were carried out at 5,6,7 and 8 of pH values. After determining optimum pH value, it was tried to determine the optimum amount of Fe3+ ions required for depressing of chromite mineral. For this purpose, using 0.33,0.67,1.00,1.33,1.67 and 3.33 g/t concentrations of Fe3+ ions, flotation experiments were repeated at same conditions. On the other hand, the optimum flotation time was found to be 10 min. From the experimental results, the obtained optimum results as follow: pH 5, 10 min. of flotation time, 1.33 g/t concentrations of Fe3+ ion and 50 g/t ...
Özet Anadolu ve Rumeli'de ortaya çıkan ve gittikçe güçlenip hükümet mer-kezine ve onun taşradaki temsilcilerine karşı bir bakıma denge unsu-ru haline gelen âyanlar, 18. yüzyıl sonları ve 19. yüzyıl başlarında Do-ğu Karadeniz bölgesinde en güçlü dönemlerini yaşadılar. Birbirleriyle ve merkezi otoriteyle çarpıştıkları bu dönem aynı zamanda Karade-niz'in uluslararası deniz ticaretine açıldığı döneme denk düşmektedir. Doğu Karadeniz'deki birçok iskele kentin/merkezin kuruluşu da bu dönemde gerçekleşmiştir. Bu çalışmada buharlı gemilerin Doğu Kara-deniz'de görünmelerinden hemen önce, âyanların denizcilik faaliyet-leri incelenecektir. Bu çerçevede yerelleşmenin denizcilik sektörünü nasıl etkilediği, âyanların denizciliğe olan ilgilerinin gelişimi ve buhar-lı gemi seferlerinin yerel denizcilik faaliyetini ne şekilde etkilediği gibi konuların tartışılması amaçlanmaktadır. Abstract The ayans, who emerged in the Anatolian and Rumelian provinces of the Ottoman Empire as a class, and who became a balancing power towards the central authority and its provincial representatives, enjoyed their most powerful period in the Eastern Black Sea region at the end of the 18th and beginning of the 19th centuries. This period was also when the Black Sea region opened to the international maritime trade, which led to establishment of several seaports in the Eastern Black Sea coasts of Turkey. This study deals with maritime activities of the regional ayans, just before and during the first steamship cruises entered the Eastern Black Sea. Our aim is to discuss effects of the decentralization in maritime sector then, and to see interest of the ayans in maritime activities, as well as to discover effects of steamship cruises on local navigation in this context.
Bulaşıcı hastalıklar, tarih boyunca insan varlığını tehdit eden önemli etkenlerden birisi olmuştur. Nüfus hareketlerinin de etkisiyle hızla yayılan bu hastalıklar, neden oldukları can kayıplarıyla toplumlar için büyük tehlike arz etmişlerdir. İnsanoğlunun tarihi süreç içerisinde yaşadığı en önemli salgınlar ise veba ve kolera gibi hastalıklardan kaynaklanmıştır. Bunlardan kolera, 19. yüzyılın ilk yarısında Hindistan’da ortaya çıkmış ve kısa sürede hızla yayılarak birçok ülkeyi etkisi altına almıştır. Bu süreçte hastalıktan, sahip olduğu geniş toprakları ve insan varlığından dolayı Osmanlı Devleti de etkilenmiştir. Koleranın Osmanlı coğrafyasında görüldüğü yerlerden birisi de Adana’dır. Genellikle hacılar vasıtasıyla şehre gelen hastalık, kısa sürede salgına dönüşerek Anadolu içlerine doğru yayılma emareleri göstermiştir. Bu nedenle hastalık tespit edilir edilmez müdahale edilerek yayılmaması için gerekli önlemler alınmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda denizden ve karadan karantina uygulandığı gibi şehrin Anadolu’ya kapılan açılan kapıları olan Pozantı ve Haçin’de tahaffuzhane oluşturularak şehre giren çıkanlar belirli süre gözetim altında tutularak kontrolden geçirilmişlerdir. Alınan önlemlerin olumlu sonuçlarının görülmesi ve hastalığın etkisini azaltmasıyla birlikte de tahaffuzhaneler kaldırılarak karantina uygulamasına son verilmiştir. Ancak bu süreçte salgından dolayı birçok kişi hayatını kaybetmiştir. Abstract Infectious diseases have been one of the major threats to human beings throughout history. These diseases spread rapidly due to the influence of the population movements and pose a serious threat to the societies due to loss of lives. The most significant epidemics experienced by human beings in the historical process were originated in infectious diseases such as plague and cholera. Cholera developed in India in the first half of the 19th century and was quickly disseminated in many countries. In this process, the Ottoman Empire was affected by this infectious disease due to its territorial wideness and human existence. The cholera epidemic in Adana between 1890 and 1895 is the subject of this article. For, Adana was one of the important places where cholera was seen within the Ottoman frontiers. The disease was usually disseminated in the city via the pilgrims and then spread to Anatolia in a short period of time. For this reason, the necessary measures were taken in order to prevent dissemination of the disease immediately after it was diagnosed. In this context, the harbor of the city was kept in quarantine and the people who entered and left the city were kept under observation for a certain period of time by creating lazaretto in Pozantı and Haçin, the doors of Anatolia. After the positive results of the precautionary measures were observed and the adverse effects of the disease were lessened, the lazaretto was abolished and the quarantine was ended. However, many people lost their lives in Adana between 1890 and 1895 due to the epidemic. Finally, this article argues that the cholera epidemic spread to Adana via mobile population and infected population were controlled by the quarantine method in order to prevent the epidemic.
ÖZET Kuzey-Batı Türk lehçeleri araştırmaları açısından son derece önemli bir kaynak olan Codex Cumanicus, XIV. yüzyılda İtalyan ve Alman misyoner rahipleri tarafından hazırlanmış, Karadeniz'in kuzeyinde yaşamakta olan çeşitli Türk boyları ile birlikte farklı dillerde konuşan bazı milletlerin ortak anlaşma ve ticaret dili olan Kıpçak (Kuman) Türkçesinin bir sözlüğünü ve hıristiyanlığa ait dinî metinleri ihtiva eden mühim bir eserdir. Codex Cumanicus'un Kıpçak Türkçesine ait kelime hazinesi ile Kıpçak grubuna giren çağdaş Türk lehçelerinden Kazan Tatarcası ve Karaimce arasındaki benzerlik ve paralellikler konusunda çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Kafkasya'da konuşulan Kıpçak lehçelerinden Karaçay-Malkar Türkçesi de aynı mirası paylaşan bir Türk lehçesi olması sebebiyle Codex Cumanicus ile büyük benzerlik ve paralellikler taşımaktadır. Bu makalede Codex Cumanicus ile Karaçay-Malkar Türkçesinde ortak olan kelimeler incelenmektedir. ABSTRACT Codex Cumanicus that has been prepared by Italian and German missionaries in XIVth century is an important resource for research of NorthWest Turkic dialects. It is a dictionary of Kypchak (Kuman) Turkish which is a lingua franca on the northern regions of Black Sea. There are several linguistic research about the parallelism of the vocabulary of Codex Cumanicus with Kazan Tatar and Karaim Turkic dialects. Karachai-Balkar Turkish which is a Kypchak dialect spoken in the Caucasus holds parallellism with the vocabulary of Codex Cumanicus. This article studies the common words in the vocabulary of Codex Cumanicus and Karachai-Balkar Turkish.
Bilge Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2020
Bu çalışma Kırgızistan’ın turizm potansiyelini belirlemek ve etkinliğini araştırmak için yapılmıştır. Kırgızistan’ın muhteşem doğası, tarihi ve kültürel zenginlikleri, eşsiz dağları ve gölleri haricinde sağlık turizmi açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Bunca zenginliğe rağmen Kırgızistan, turizmden henüz arzu edilen düzeyde yararlanamamaktadır. Bundan dolayı hazırlanan bu çalışma Kırgızistan’ın turizm potansiyeli belirlemek ve sürdürülebilir bir şekilde değerlendirilmesi için hazırlanmıştır. Araştırma için öncelikle ilgili ulusal ve uluslararası literatür titizlikle taranmış ve amacına uygun anket soru formu hazırlanmıştır. Anket soru formu dört bölüm ve toplam 36 sorudan oluşmaktadır. Bişkek’te Nisan-Mayıs 2019 tarihlerinde 400 kişiye ulaşılmıştır. Elde edilen veriler kullanılarak frekans analizi, t testi ve Anova testleri uygulanmıştır. Yapılan t testi sonucunda katılımcıların cinsiyetleri ile Kırgızistan turizmi hakkındaki düşüncelerinde anlamlı bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir. Yaş, eğitim durumu ve çalışma süresi gibi değişkenlerde ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Araştırma sonucunda Kırgızistan’ın turizm potansiyelini etkin kullanabilmesi için farklı öneriler sunulmaktadır. Turizmde istenilen düzeyde yararlanabilmek için öncelikle Kırgızistan’ın tarihi ve kültürel değerlerinin doğru bir şekilde tespit edilmesi önerilmektedir. Tespit edilen turistik değerlerin etkin bir tanıtım ve pazarlama stratejileriyle sunulmasının önemine de dikkat çekilmektedir. Ayrıca Kırgızistan ile ilgili olumlu bir turizm imajının oluşturulmasına da vurgu yapılmaktadır. Bunun için de ülkeyi ziyaret eden turistlerin en iyi şekilde ağırlanması ve kaliteli hizmet sunulması gerektiği ifade edilmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
III. INES ULUSLARARASI EĞİTİM VE SOSYAL BİLİMLER KONGRESi TAM METİN KİTABI ( 28 Nisan-01 Mayıs 2018- Alanya/ANTALYA) : III. INES INTERNATIONAL EDUCATION AND SOCIAL SCIENCE CONGRESS FULL TEXT BOOK (28 April-01 May 2018- Alanya/ANTALYA) , 2018
Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic ACADEMIC JOURNAL, 2015
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2011
M. E. Yıldız - Y. Doğan - S. Yeni (edd.) Eskiçağ Yazıları 15 [AKRON 19], İstanbul, 2021
Coğrafyacılar Derneği Yıllık Kongresi Bildiriler Kitabı, 2013