Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019
Öz Lojistik kavramının tarihi incelendiğinde askeri bir kavramken sanayi devrimi ile birlikte geliştiğini, günümüzde ise taşımacılıktan çok daha geniş bir anlama erişerek, taşımacılığın öncesi ve sonrası tüm süreçleri kapsadığı görülmektedir. Tüm bu süreçler iş sağlığı ve güvenliği açısından ele alındığında lojistik Nace Kod Listesi'nde tehlikeli sınıfta nitelendirilmektedir. Bu çalışmada; iş sağlığı ve güvenliği kavramının kısa tarihsel gelişiminin incelenmesinin ardından genişleyen lojistik kavramı ışığında sektörde taraf olduğumuz uluslararası sözleşme ve standartların iş sağlığı ve güvenliği açısından değerlendirilmesi, sektöre ait iş kazası istatistiklerinin hem Türkiye hem de dünya açısından analiz edilerek, Türkiye'nin lojistik sektöründe önemli bir üs olabilmesi için iş sağlığı ve güvenliğindeki durumuna ilişkin önerilerin sıralanması amaçlanmaktadır. (Bu tam metin Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi II. Uluslararası Kahramanmaraş Yönetim, Ekonomi ve Siyaset Kongresi Tam Metin Kitapçığında Yayınlanmıştır.)
Mersin Üniversitesi Denizcilik ve Lojistik Araştırmaları Dergisi, 2021
Günümüzde dış ticaret küreselleşmenin etkisiyle daha rekabetçi bir yapıya dönüşmüştür. Bu rekabet ülkelerin dünya ticaret hacmini kontrol altına almak istemelerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Rekabet avantajı elde etmek isteyen bu ülkelerin birçok alanda üretim maliyetlerini düşürdükleri görülmektedir. İhraç edilen malın üretim maliyeti dışında ulaşım maliyetinin de rekabete katkı sağladığı bilinmektedir. Bu nedenle lojistik, dış ticarette ülkeler için önemli bir sektör haline gelmiştir. Nitekim dış ticarete konu olan tüm ürünlerin lojistikle ilişkisi bulunmaktadır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, Türkiye lojistik sektörünün dış ticaret gelişimi üzerine etkisinin incelenmesi olarak belirlenmiştir. Zaman serisi analizi kullanılarak oluşturulan modelde mal dengesi, taşımacılık düzeyi ve gayri safi yurtiçi hasıla değişkenleri kullanılmıştır. Değişkenler 1990-2019 dönemine ait serilerle oluşturulmuştur. Test sonuçlarına göre değişkenlerin eşbütünleşik oldukları gözlemlenmiştir. Ayrıca lojistik sektörü ve dış ticaret arasında çift yönlü bir nedensel ilişki tespit edilmiştir. Öte yandan gayri safi yurtiçi hasıladan sadece taşımacılık düzeyine doğru tek yönlü bir nedensel ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
https://www.kitapbulut.com/kitap/prof-dr-huseyin-hatemiye-80-yil-armagani-80-yil-sempozyumu-tebligleri/486138, 2019
ÖZET Önceleri askeri bir terim olarak kullanılan lojistik kavramı, ticari bir terim olarak kullanılmaya başlamıştır. Üretilen malın hizmetin, hammaddenin müşterinin istediği zamanda istediği nitelikte istediği yerde teslim edilmesi için verilen lojistik hizmetin niteliği önem taşır. Müşterinin memnun olmadığı durumlarda tacir sıfatındaki kişilerle yaşanılan uyuşmazlığın, hangi hukuka göre çözüleceği tahkim yolu ile belirlenebilir. Tahkimle tacirlerin ticari işlemlerinin her hangi bir safhasında, aralarında çıkabilecek olası bir uyuşmazlık durumunun ulusal mahkeme yerine, serbest iradeleri ile seçtikleri hakem kararı ile daha ekonomik ve kısa sürede çözüldüğü görülerek yaygın olarak uygulanmaya başlanmıştır. Tedarik zincirinin her bir halkasının paydaşlar arasında çıkabilecek bir uyuşmazlık durumunda tarafların önceden hazırladığı bir sözleşme ile çözülmesi mümkündür. Bilişim teknolojisindeki yenilikler dünyayı küçük bir köy haline getirirken, kıtalar arasında ticaret giderek yaygınlaşmıştır. Dünyanın bir ucunda üretilen bir ürün, teknoloji sayesinde çok kısa sürede yaygın olarak dünyanın birçok ülkesinde kullanılmaya başlamıştır. 21. yüzyılda yaşanan hızlı tüketim, sürekli yenilikler arayan tüketiciyi, ticari anlaşmazlıklar karşısında koruyacak mekanizmaların devreye girmesine sebep olmuştur. 2018 yılında artan dış ticaret hacmi karşısında ticari anlaşmazlıklar da artmış, mahkemelerin iş yükünü en aza indirmek için ticari uyuşmazlıkların hakem kararı ile kısa sürede çözümü değer kazanmıştır. Tahkim, ticari anlaşmazlığın en kısa sürede çözümünü sağlayan mahkemelerin iş yükünü ve maliyetini azaltan, olası problemlerin çözümünü sağlayan bir sözleşmedir. Ticari uyuşmazlığı çözme, çözümleme yöntemidir. Bu araştırmada Türkiye'de ve dünyada lojistik sektöründe yaşanan tahkim uygulamalarına yer verilmiştir.
8’inci Ulusal Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongresi, 2019
Bilişim, iletişim ve taşımacılık teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin hızlandırıcı bir rol oynadığı günümüz küresel iş çevresinde faaliyet gösteren organizasyonları yönetmek giderek güçleşmektedir. Özellikle globalleşen iş çevresinde organizasyonun bir parçası olmakla birlikte onun fiziki sınırları dışında görev alan üyelerini örgütsel amaçlar çerçevesinde yönetmek yöneticilerin önemli problem sahalarından birisi olmaktadır. Bu çalışmanın odağını oluşturan “dışardaki çalışanlar” bugüne kadar üzerinde çalışma yapılması ihmal edilmiş ancak giderek büyüyen bir çalışan grubudur. Konuyla ilgili olarak yapılan literatür araştırmasında lojistik alanındaki uzaktan çalışanların yönetilmesi üzerine çok az sayıda çalışma olduğu tespit edilmiştir. Oysaki lojistik sektöründe çalışan araç şoförleri neredeyse merkez ofisi hiç görmeden yıllarca firmaları adına çalışmaktadırlar. Dolayısıyla lojistik sektöründeki kritik halkalardan birisi olan uzun yol şoförlerinin yönetim ve örgütsel davranış alanına giren kavramlar çerçevesinde bilimsel araştırmaların konusu yapılmamış olması önemli bir eksikliktir. Mevcut çalışma bu konudaki açıklığı gidermek amacını gütmektedir. Çalışmamız sosyal bilimler alanındaki yönetsel sorunlardan birisine anti-pozitivist yaklaşımla çözüm getirmeye çalışan nitel bir araştırmadır. Bu çalışmada analiz birimi olarak çalışanlar (şoförler) değil sektörde yer alan büyük ölçekli kara taşımacılığı firmalarının filo yöneticileri seçilmiştir. Yapılan serbest görüşmelerden elde edilen veriler Nvivo programıyla içerik analizine tabi tutulmuş olup araştırmamızın bulguları yorumsamacı ve dışsal bakış açısıyla değerlendirilmiştir.
PESA INTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL STUDIES
tarafından geliştirilen Liderlik Öz-yeterliği Ölçeği'nin Türk Kültürüne uyarlanması amaçlanmıştır. Basit tesadüfi örnekleme yönteminin kullanıldığı araştırmada ölçeğin denemelik taslak formu 441 öğretmen adayına uygulanmıştır. Ölçeğin güvenirlik analizi, Cronbach's Alpha iç tutarlılık katsayısı aracılığıyla tespit edilmiştir. Geçerlik analizi ise açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi ile saptanmıştır. Öncelikle liderlik öz-yeterliği ölçeğinin açımlayıcı faktör analizi sonucunda ölçeğin tek faktörlü bir yapı oluşturduğu ve ölçeğin açıkladığı toplam varyansın % 42.90 olduğu bulunmuştur. Doğrulayıcı faktör analizi sonuçları bu yapıyı doğrulamıştır (χ²= 388.39, sd= 150, RMSEA= .068, CFI= .97, IFI= .97, SRMR= .048, GFI= .89, AGFI= .86). Güvenirlik analizi sonuçlarına göre ise liderlik öz-yeterliği ölçeğinin Cronbach's Alpha iç tutarlılık katsayısı .92 olarak saptanmıştır. Bununla birlikte madde güvenirlik analizlerinde ölçek toplam puanlarına göre oluşturulan alt %27 ve üst %27'lik grupların madde puanları arasındaki fark anlamlı bulunmuştur. Sonuç olarak liderlik öz-yeterliği ölçeği 6 faktörlü orijinal faktör yapısının Türk kültürüne uyarlanması sonucunda tek faktörlü yapı gösterdiği görülmüştür.
Uluslararası Turizm, Ekonomi ve İşletme Bilimleri Dergisi, 2024
Üretimin gerçekleşebilmesi için insan faktörünün bu süreçte yer alması gerekir. Turizm hizmet ağırlıklı bir sektör olduğu için insan faktörü diğer sektörlere kıyasla daha önemli bir yer edinmiştir. Turizm sektöründeki en önemli istihdam alanı konaklama işletmeleridir. Bu işletmelerde çok sayıda insan görev yapar ak müşterinin beklentilerine hızlı bir şekilde cevap vermeye çalışır. Çalışanların müşteri memnuniyetini sağlayabilmesi de örgütsel bağlılıklarına bağlıdır. Örgütsel bağlılık çalışanın örgüte karşı beslediği olumlu hisleri ifade etmektedir. İş sağlığı ve güvenliği insan hayatının zarar görmemesi için konulmuş uygulamaları kapsar. Çalışma ortamındaki iş sağlığı ve güvenliği ikliminin çalışanların örgütsel bağlılığını etkilediği düşünülmektedir. Bu nedenle çalışmanın amacı güven iklimi kapsamında yer alan iş sağlığı ve güvenlik ikliminin örgütsel bağlılığa etkisini incelemektir. Araştırmanın örneklemi Diyarbakır'daki otel işletmelerinde çalışan 370 otel çalışanı oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplamak için nicel araştırma yöntemlerinden anket kullanılmıştır. Araştırma sonucunda iş sağlığı ve güvenlik iklimi ile örgütsel bağlılık arasında pozitif anlamlı bir ilişkisi olduğu ve iş sağlığı ve güvenlik ikliminin örgütsel bağlılığı pozitif yönde etkilediği sonucuna varılmıştır. Araştırmada çalışanların iş sağlığı ve güvenlik iklimi algılarının yüksek olmasının çalışanların örgütsel bağlılıklarını arttırdığı sonucuna varılmıştır.
Occupational health and safety is an interdisciplinary discipline. In this study, occupational health and safety practices related to the work program for the benefit of the society implemented within the framework of public employment policy are discussed. It is seen that active employment policies have become prominent in order to increase employment and reduce une study is to determine the application of the Law No. 6331 on Occupational Health and Safety and the Law No. 4857 on the implementation of the program and to gain a perspective on this issue. The study, both as a form of education in the treatment of social diseases (poverty); as well as a double-In Turkey, implemented within the scope of the fight against unemployment after the crisis of 2008, Community Benefit Study Program (under this program) occupational health and this November 6-7, 2018 Igdir/ TURKEY 913 2018 survey it conducted the assessment in terms of safety, Gaziantep in an official institution in the Community Benefit Program (CIP), which were conducted face to face with 400 people employed. In this survey, Likert Scaling Model 's Three-Level Response Category was used and two-option questioning methods were used together. The data were evaluated by using SPSS package program. In conclusion, the importance of Occupational Health and Safety in of the program.
Çalışmanın amacı psikolojik sermaye ile tükenmişlik algısı arasındaki ilişkiyi ortaya koyarken iş tatmininin aracılık rolünün araştırılması ve kültürlerarası örneklemde ilişkilerin test edilmesidir. Bu maksatla Sivas ili ile Bosna-Hersek Tuzla ilinde imalat sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’lerde çalışan sırasıyla 268 ve 125 işgörene uygulanan anket sonuçları doğrulayıcı faktör analizine tabi tutulmuş ve değişkenler arasındaki ilişkiler ortaya konmuştur. Elde edilen bulgular; psikolojik sermaye ile tükenmişlik algısı arasında ters yönlü, psikolojik sermaye ile iş tatmini arasında genelde aynı yönlü ilişki, ancak Bosna örnekleminde ters yönlü bir ilişki bulunduğunu, iş tatmini ile tükenmişlik algısı arasında herhangi bir etkiye rastlanılmadığını, bu nedenle aracılık etkisinden de bahsedilemeyeceğini göstermiştir. Ayrıca, modellerin kültürlerarası karşılaş
Beykoz akademi dergisi, 2023
The aim of this study is to emphasize the increasing importance of occupational health and safety in the logistics sector, which is developing rapidly in Turkey and in the world. In the logistics sector, it is important that the operations are labor-intensive and that the working environments have a security procedure that will not interrupt the supply chain. In the study, the concepts of logistics activities and occupational health and safety (OHS) were explained and their importance was emphasized. Quantitative data were collected and analyzed in order to determine the quantity of hazards arising in logistics activities and to examine whether they are of significant size. Quantitative analysis method including descriptive and estimated statistical analyzes was used in the research. The data used were obtained from the occupational accident data of the people employed according to the economic activity of TURKSTAT and the SSI statistical annuals for the years 2014-2021. As a result of the analyzes, it has been determined that there has been a continuous increase in the number of occupational accidents in the logistics sector as of 2014, the number of occupational accidents in 2021 is approximately twice that of 2014, and the occupational accidents in courier transportation have increased at very high rates. All findings were interpreted and the general situation of the sector was evaluated.
2021
Bu çalışmanın amacı, Sporcu Durumluk Öz Eleştiri Ölçeği'ni Türkçeye uyarlamak ve geçerlikgüvenirliğini incelemektir. Araştırma dört aşamada gerçekleştirilmiştir. I) Ölçeğin Türkçeye çevrilmesi II) Açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi III) Ölçüt bağıntılı geçerlik ve madde geçerliği IV) Güvenirlik. Ölçeğin çevirisi alan ve dil uzmanları tarafından yapıldıktan sonra faktör analizi için 345 üniversiteli sporcu (Myaş=21.41, SS= 4.57; %47.8 kadın, %51.9 erkek, %0.3 kendini kadın ya da erkek olarak tanımlamayan) çalışmaya dahil edilmiştir. Doğrulayıcı Faktör Analizi sonucunda hem madde faktör yüklerinin (.32-.85) hem de uyum iyiliği indekslerinin (χ 2 /Sd=2.114; RMESA=.057, CFI=.983, GFI=.981, AGFI=.951, NFI=.968, TLI=.967) uygun olduğu görülmüş ve ölçek tek faktörlü bir yapı göstermiştir. AVE (.449) ve CR (.845) değerleri yakınsak geçerliğe kanıt sağlamıştır. Hatalarla Aşırı İlgilenme Ölçeği ve Sporcu Durumluk Öz Eleştiri Ölçeği arasındaki pozitif korelasyon ölçüt bağıntılı geçerliğe destek sağlamıştır (r=.357). Çalışmanın iç tutarlığına kanıt sağlamak amacıyla madde geçerliği test edilmiş tüm maddelere ait alt %27 ile üst %27 grupların madde ortalamaları arasındaki farkların anlamlı olduğu görülmüştür. Ölçeğin Cronbach's alpha iç tutarlık katsayısı .782 olarak bulgulanmıştır. İki hafta aralıklı olarak uygulanan ölçeğin, sınıf içi korelasyon katsayısının zayıf olduğu görülmüştür (ICC=.463). Sonuç olarak, 7 maddelik sporcu durumluk öz eleştiri ölçeğinin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu görülmüştür.
Mühendislik ve Multidisipliner Yaklaşımlar, Prof. Dr. Abdulkadir Güllü,Dr. Öğr. Üyesi Senai Yalçınkaya, Editör, Güven Plus Grup A.Ş. Yayınları, İstanbul, ss.369-402, 2021, 2021
Endüstri 4.0 ile birlikte iş yaşamında köklü değişimler meydana gelmiş olup halen uygulanmakta olan İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) tekniklerinde ve risklerinde önemli değişiklikler meydana getirmiştir. Üretim olgusundaki bu değişimler ile birlikte iş yerlerinde günümüz İSG tekniklerinin yetersiz kalacağı değerlendirilmektedir. Gelinen aşamada robotlar, giyilebilir destek kıyafetleri (eksoskeletonlar), Yapay Zekâ (YZ) tabanlı izleme, akıllı Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) ve iş birlikçi robotların (cobotlar) iş yerlerinde artan bir oranda kullanılması ile yeni iş risklerinin ortaya çıkacağı değerlendirilmektedir. Tüm bu değişimler İSG’nin daha karmaşık ve yönetilmesi zor bir süreç olmasına neden olabilecektir. Bu nedenle, diğer disiplinlerde olduğu gibi, İSG alanında da YZ uygulamalarının kullanılarak başarılı ve yüksek doğrulukta risk analizi, kaza analizi ve tahmini yapılarak güvenli işyerlerinin oluşturulabileceği değerlendirilmektedir. Bu çalışmada İSG alanında YZ teknikleri kullanılarak geliştirilen araştırmalar ve iyi uygulama örnekleri değerlendirilmiştir. Bu derleme çalışması sonucunda İSG alanında YZ çalışmalarının uzman sistemler, makine öğrenmesi ve veri madenciliği alt başlıkları altında toplandığı görülmüştür. Alan bazında yapılan çalışmalarla birlikte piyasada da satışa sunulan YZ uygulamalarının mevcut olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak; yapılan çalışmalar neticesinde risk değerlendirmesinin daha kısa zamanda ve insan hatasında arındırılmış olarak yapıldığı, kaza tahmin modellerinin yüksek doğrulukta tahminlerde bulunduğu, kaza kök nedenlerinin oldukça etkin olarak tespit edilebildiği ve geliştirilen modellerin oldukça başarılı sonuçlar verdiği görülmüştür. Sağlıklı çalışan ve güvenli iş yerlerinin oluşturulabilmesi günümüz endüstriyel şartlarında YZ uygulamalarının kullanılarak daha etkili sağlanabileceği tahmin edilmekte olup ilerleyen süreçte daha fazla kullanım alanı bulacağı değerlendirilmektedir.
Yök tez, 2019
The main purpose of this study which examines how it can be more effective in terms of organizational and managerial aspects with chambers of commerce and industry connected to The Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey is to analyze the relationships between ethical leadership, work engagement, intrapreneurship and service innovation behavior. In addition, it is to determine the role of mediation of work engagement effecting on intrapreneurship and service innovation behavior. For this purpose, mixed research method which includes quantitative and qualitative analysis methods has been adopted. Qualitative data were analyzed by interpretive phenomenological research method. The data collected from 568 employees who were employed in chambers of commerce and industry operating in Turkey was analyzed. For the validity and reliability of the measurement tools, confirmatory factor analysis, the model's good fit values and the AMOS Structural Equation Model were used. It was found that ethical leadership had statistically significant effect on employee engagement, intrapreneurship and the subscales of service innovation behavior (employee service innovation behavior and new service development). The results showed that work engagement partially mediated with ethical leadership effecting on intrapreneurship, ethical leadership effecting on the subscales of service innovation behavior. The qualitative analysis revealed that the most important results of chambers of commerce and industry in Turkey were the necessity of ensuring the managers to be fair, providing institutionalization of the chambers, establishment of human resources management system. It is thought that the study is important in terms of providing empirical contributions to the ethical leadership, service innovation, intrapreneurship and work commitment literature. Finally, there are some limitations of the study and some suggestions are offered for future studies.
Sürdürülebilir büyümenin önem kazandığı günümüzde lojistik köyler, tüm lojistik faaliyetleri bir noktada toplayan kümeler olarak kuruldukları bölgeler için " stratejik rekabet avantajı " sağlamanın önemli bir aracı haline gelmiştir. Lojistik köyler bölgesel kalkınma için de önemli bir rol üstlenmiştir. Buna rağmen kurulumunun yüksek maliyetli olması ve kurulacak bölgenin coğrafi, fiziki ve kurumsal altyapısının güçlü olması gerekliliği her bölgede lojistik köy yapılanmasını mümkün kılmamaktadır. Türkiye'de İzmir'in de içinde bulunduğu belirli bölgelerde lojistik köylerin kurulması yönündeki çalışmalar devam etmektedir. Literatürde lojistik köylere ilişkin olarak, fizibilite çalışmaları kuruluş yeri seçimi, örgüt yapıları ve faydalarına yönelik çalışmalar bulunması rağmen lojistik köylerde taraf olan hizmet sağlayıcıların bulundukları bölgelerde kurulması planlanan lojistik köylere bakış açılarına yönelik çalışma bulunmamaktadır. Bununla beraber bölgesel kalkınma ajansları tarafından hazırlanmış lojistik köy fizibilite raporlarında lojistik hizmet sağlayıcılarla da görüşüldüğü bilinmektedir. Lojistik köylerde taraf olan hizmet sağlayıcıların fikirleri kurulacak lojistik köylerin sağlayabileceği verimliliği arttırmak açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada lojistik köylerde faaliyet gösteren lojistik hizmet sağlayıcıların İzmir'de kurulması planlanan lojistik köy projelerine bakış açıları incelenecek ve bu konudaki eksiklik doldurulmaya çalışılacaktır. Araştırma iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Öncelikle lojistik hizmet sağlayıcılar ile odak grup çalışması yapılmış elde edilen veriler bulanık vikor yöntemi uygulamasında da kullanılmıştır. Bu çalışmanın analiz kısmında bulanık vikor yöntemi kullanılması, tüm karar vericilerin faydası için uzlaştırıcı bir sonuç sağlaması nedeniyle tercih edilmiştir.
Öz-Teknolojik ve ekonomik gelişmelerin neticesi olarak insanın mükemmellik beklentileri arttı. Mükemmeliyetçi anlayış, bir ürünü, bir hizmeti, aynı ölçülerde aynı kalitede sunmaya başlayınca standartlaşma çalışmaları başladı. Standartlaşmanın yayılmasında çok büyük etkisi olan teknoloji, dünyanın sandığımız kadar büyük bir gezegen olmadığını gösterdi, E-ticaretle kıtalararası alışveriş hızlandı. Rekabet ortamında, şirketler, ürettiklerini hızlı bir şekilde teslim etmeğe, kaliteli ürün üretmeye ve tüketiciye kaliteli ürün sunmaya, odaklandılar. Uluslararası pazarda yer edinmek için düşük maliyetle taşıma, depolama, elleçleme, ulaştırma, müşteriye ucuza satma, üreticiye daha fazla kâr ettirme önem kazanmıştır. Bu bağlamda lojistik hizmetlerin ulusal ve uluslararası kurumlar tarafından kalitesinin tescillenmesi, uluslararası pazarlarda prestij kazanma ve rekabet edebilmenin önemli bir unsuru haline gelmiştir. Araştırmada mevzuat ve literatür taranarak içerik analizi yöntemiyle, lojistik alanında Avrupa Birliği ve Türkiye"de standardizasyon çalışmaları ve belgelere yer verilmiştir. Araştırmamızın amacı, Türkiye"nin lojistik sektöründeki kalite çalışmalarının arttırılmasıdır. Örnek çalışmalarının yaygınlık kazanması, uluslararası ticarette önemli bir lojistik planlamasıdır. Bu araştırmadan sonra ele alınacak çalışmalarda standart araştırmalarının artırılması sonuçların sektöre uygulanması ve Lojistik Performans İndeksi"ndeki Türkiye"nin sıralamasının yükseltilmesi hedeflenmektedir. Anahtar Kelimeler-Standardizasyon, Lojistik, İnovativ, Rekabet, E-Ticaret THE STANDARDIZATION WORKS ON LOGISTICS SECTOR IN TURKEY AND EUROPE Abstract-As a result of technological and economic developments, human excellent expectations have increased. When it started to demand perfectionist understanding, a product, a service, the same quality in the same dimensions, standardization studies began. Technology showed that the world is not as big a planet as we thought, E-commerce and transcontinental shopping accelerated. In a competitive environment, companies have focused on delivering their products quickly, producing quality and offering quality products to the consumer. In order to take place in the international market, it has become important to transport at low cost, storage, handling, transportation, selling to the customer cheaper and making more profit to the manufacturer. In this context, the registration of the quality of logistics services by national and international institutions has become an important element of gaining prestige and competing in international markets. In research, legislation and literature in the field of logistics by scanning the content analysis method in the European Union and Turkey are included standardization work and documentation. The aim of our research is to improve the quality of work in the logistics sector in Turkey. The prevalence of case studies is an important logistics planning in international trade. This research is aimed after the implementation of the industry standard in increasing the results of research will be discussed and upgrading of Turkey's ranking in the Logistics Performance Index. After this operation, improving the standard of research by accommodating the application is targeted to increase Turkey's ranking in the Logistics Performance Index. Due to the low standardization researches in the logistics sector, this subject, which we have dealt with, is expected to be a resource for the researchers and to be a model for the researchers carrying out institutional development studies in logistics management.
Son yıllarda ülkemizde ihracatın hızlı bir artış göstermesi lojistik sektörünün önemini arttırmıştır. Bu bağlamda, diğer ülkeler gibi Türkiye de de lojistik şirketlerinin performansını artırmak ve rekabette üst basamaklara tırmanmak için daha fazla çaba sarf etmeye başlanmıştır. Performansın en önemli boyutlarından birini de finansal göstergeler oluşturmaktadır. Firmaların finansal performansının ölçülmesi, yürütmekte olduğu lojistik faaliyetlerinin geçmiş dönemdeki finansal durumunun ortaya konularak, gelecek dönemler için bu faaliyetlere yönelik yatırım ve finansman konularında alacağı kararların etkinliğinin artırılmasında etkili olacaktır. Bu çalışmada, Borsa İstanbul’a (BİST) kayıtlı lojistik firmalarının, 2006-2015 yıllarına ait faaliyet ve kârlılık başarılarının analizi yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda, Türkiye’de lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmaların faaliyet performansı açısından olumlu bir görüntü çizdiği; ancak faaliyet karı marjı dışındaki kârlılık oranlarının istenen seviyelerde gerçekleşmediği tespit edilmiştir.
Bu araştırmanın amacı; işe ve örgüte yönelik en önemli olumlu tutumlardan iş tatmini ve örgütsel bağlılık üzerinde farklı liderlik tarzlarından hangilerinin nasıl bir etkiye sahip olduklarını ortaya koymaktır. Bu amaçla gerçekleştirilen saha araştırmasında örneklem olarak, sektörün ve çalışan niceliğinin önemli düzeylere ulaşmasından ötürü sağlık çalışanları tercih edilmiştir. İstanbul’da bulunan özel ve devlet hastanelerinde çalışan 1785 sağlık çalışanı üzerinde, anket yöntemi ile yapılan araştırmanın analizleri yapısal eşitlik modellemesi aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçları; sırasıyla araçsal ve etkileşimci liderliğin, iş tatmini ve örgütsel bağlılık üzerinde istatistiksel açıdan anlamlı ve olumlu bir etkisinin olduğunu göstermektedir. Dönüşümcü liderliğin, işe ve örgüte yönelik bu olumlu tutumlar üzerinde anlamlı bir etkisi bulunmamaktadır. İş tatminin de örgütsel bağlılık üzerindeki etkisi, duygusal bağlılık önde olmak üzere oldukça yüksektir.
2022
Bu araştırma İklim Değişikliği Anksiyetesi Ölçeği'nin Türkçeye uyarlanması, geçerlik ve güvenirlik çalışmasının yapılmasını amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın örneklemini Türkiye’de yaşayan ve araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 18 yaş üstü 698 kişi oluşturmaktadır. Araştırmaya ilişkin veriler “Kişisel Bilgi Formu” ve “İklim Değişikliği Anksiyetesi Ölçeği” kullanılarak sosyal medya platformları aracılığıyla çevrimiçi ortamda toplanmıştır. Ölçeğin uyarlama çalışması için yapı ve dil geçerliliği ile güvenirliliğine bakılmıştır. Elde edilen veriler doğrultusunda ölçeğin iç tutarlılığının test edilmesi için cronbach’s alfa değeri incelenmiş ve yapı geçerliği için açımlayıcı faktör analizi ile doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. Bulgular: Ölçeğin orijinal formu, 5’li Likert tipinde olup 13 maddeden ve 2 alt faktörden oluşmaktadır ancak bu çalışmada ölçeğin uygulandığı örneklemden edinilen bulguların analiz edilmesi sonucunda, ölçeğin tek faktörlü bir yapı sergilediği görülmüştür. Yapı geçerliliğini test etmek için uygulanan doğrulayıcı faktör analizi sonuçlarına göre (CFI=.969, NFI=.961, RSMEA=.075, GFI=.945) tek faktörlü yapının uyum iyiliğinin kabul edilebilir düzeyde ve oldukça iyi olduğu saptanmıştır. Bu tek faktörlü yapıda ölçek toplamı için Cronbach’s alfa değeri .947 olarak bulunmuştur. Sonuç: Bu çalışmada Türkçeye uyarlanan İklim Değişikliği Anksiyetesi Ölçeği'nin bireylerin iklim değişikliği anksiyete düzeylerini ölçmek için geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu belirlenmiştir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.