Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi
https://doi.org/10.30964/auebfd.532374…
24 pages
1 file
Bu çalışmanın amacı dil öğretiminde kullanılan tek dilli modeli, çok dillilik bağlamında yeniden ele almak ve alanyazındaki gelişmeler ışığında yeni yaklaşımları tanıtmaktır. Böylece disiplinlerarası bir bilim alanı olan dil öğretiminde var olan durum ve geliştirilmesi gereken yaklaşımlar tartışılabilecektir. Çalışma, betimsel bir araştırmadır ve alanyazın taramasıdır. Alanyazın tarama tekniklerinden geleneksel tarama ile yürütülen bu araştırmada, birden çok dil öğretimi ile ilgili alandaki temel kavramlar üzerinde, belirlenen amaç çerçevesinde inceleme yapılmıştır. Yapılan incelemede dil öğretimi alanındaki uzmanların dil öğretiminde, dillerin ayrılmasını savunan geleneksel yaklaşımlara seçenek olarak çok dilliliğe odaklanmayı önerdiği görülmüştür. Bu öneri, iki dillilik konusundaki araştırma ve gelişmelerden hareketle ortaya konulan bütüncül yaklaşımın sonucudur. Buna göre dillerin öğretiminde yeni bilgiyi var olan bilişsel yapılarla bütünleştirmek önemlidir. Böylece diller arası aktarım sağlanarak zayıf dilin gelişmesinde daha fazla yol alınabilir. Bu yaklaşımın temel çerçevesini, dil öğretiminde farklı dilleri bütünleştiren diller arası bağlantılar ve ders içeriklerini farklı dillerde sunan öğretim programı oluşturmaktadır. Bu çerçeve, iki dilli eğitimin güçlü modellerinde uygulanan çerçeve ile ortak özellikler taşımaktadır. Sonuç olarak, Türkiye’de birden çok dil öğretimine yönelik programların geliştirilmesinde çok dilli yaklaşımın etkililiğini ortaya çıkararak dünyadaki iki dilli/çok dilli eğitim uygulamalarından yararlanılması önerilmektedir.
Turkish studies - Educational Sciences, 2020
Teaching Turkish as a foreign language differs from teaching Turkish as a mother tongue. While the students who learn the rules of Turkish as their mother tongue do not question the attachments, the students who learn a new language question all the attachments and try to realize the meaning that the word adds to the sentence. The plural suffix is one of the appendices questioned by students who learn Turkish as a foreign language. Students find it difficult to understand some grammatical structures for example "abimler/ abilerim", "arkadaşımlar(it is false)/ arkadaşlarım" and ask why. In this study, two textbooks prepared to teach Turkish to foreign students to find solutions to these questions and previous studies on the teaching of plural suffixes to foreign students are examined. While the previous study on the multiplicity attachment focuses on the language level of the supplement, the point that is particularly noteworthy in this study is not the order of the plural suffix in the grammar order in the textbooks; the different meaning features that the annex adds to the word should be included in language teaching. In the study, it is emphasized in the textbooks how to teach the plural suffix, in which language level, in which subject and how to do it, especially in the teaching of suffixes, a grammar classification based on comprehension and multidimensionality (forgiveness) of the suffixes is required.. Some of the topics covered in grammar books should be given at a basic level, and should be elaborated at other levels as the language level of the student develops. It can be difficult and unnecessary to explain and teach the basic level of the exaggeration of the-lAr suffix to the student, but it is imperative to teach that the-lAr suffix adds different meanings to the word to which the student is added. In addition, although grammar is not a skill, it is a support that makes it easier to learn and teach a foreign language. Since the structure and grammatical priority of each language are different from each other, a standard ranking should be made by considering the structure of the Turkish language in grammar teaching.
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
Bu araştırmanın amacı iki dillilik veya çok dillilik üzerine yapılan bilimsel çalışmaları (tez, makale) belirlemek, bu eserlerin tür ve yıllara göre dağılımlarını tespit etmek, alan araştırmacılarına iki dillilik ve çok dillilik kaynakçasını sunmaktır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi kullanılmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda Yüksek Öğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi veri tabanı, dergipark veri tabanı ve diğer indeksler taranarak elde edilen dokümanların analizinde “betimsel analiz” kullanılmıştır. Araştırma sonucunda iki dillilik üzerine 1923’ten 2022 yılına kadar (2022 yılı dahil değil) 280 adet çalışmanın yapıldığı tespit edilmiştir. Bu çalışmalardan %55’inin makale (f=159), %37’sinin yüksek lisans tezi (f=98) ve %8’inin ise doktora tezi (f=23) olduğu bulgulanmıştır. Çok dillilik üzerine 2022 yılına (2022 yılı dahil değil) kadar 79 adet çalışma yapıldığı görülmektedir. Bu çalışmalardan %54’ünün makale (f=43), %36’sının yüksek lisans tezi (f=28) ve...
[International Journal of Yunus Emre Social Sciences] Uluslararası Yunus Emre Sosyal Bilimler Dergisi Cilt/Volume: 1, Sayı/Issue: 2, Aralık/December 2020, s. 147-149 İLHAN, Nadir (2009). Türk Dilinde Çokluk. Elazığ: Manas Yayıncılık, s.224, ISBN: 978-975-6089-35-4
SÖYLEM Filoloji Dergisi
Bu çalışmada, karşıtsal dilbilim çerçevesinde diller arasındaki yabancıl (fr. xénité) ögelerin kullanımında karşılaşılan zorluklar ele alınmaktadır. Araştırma konusu olarak Fransızca öznellik kipinin tüm işlevsel alanları seçilmiştir. Değişik dil öğrenim seviyeleri bulunan Türk öğrenciler, öznellik kipinin iki dildeki işlevsel alanlarının yabancıllıklarından dolayı kullanımında zorlanıyor olmalıdır. Gerçekten, birinci sınıftan dördüncü sınıfa doğru öğrencilerin öznellik kipinin işlevsel alanlarını kullanım başarıları olumlu yönde değişmekte midir? Türk öğrencilerin Fransızca öznellik kipi kullanımında zorlanmalarına, iki dildeki kipin işlevsel yabancıllıklarının yol açtığını ve dil seviyeleri değişse de bu zorluğun aşılamadığını ileri süreceğiz. Bu varsayımın sağlamasını yapmak için, farklı dil öğrenim seviyeleri bulunan bir örneklem üzerinde Fransızca öznellik kipinin kullanımı ile ilgili 20 sorudan oluşan bir uygulama yapılmıştır. Verilere göre, dört grup arasında önemli bir başarı farkı bulunmamıştır. Dil seviyeleri farklı olan öğrencilerin, öznellik kipinin tüm işlevsel alanlarının kullanımında zorlandıkları saptanmıştır. Öğrencilerin öğrenim seviyeleri değişse de bu zorluğun aynı kaldığı görülmüştür.
Cinius Yayınları, 2018
Linguistik araştırmalar insanın ilk kelimeyi çıkarması için 2 milyon yıl kadar bir zaman geçirdiğini belirtir. Teori ve varsayımların dışında ileri sürülebilecek kanıtlar eski canlı kemikleri, insanların tarihte kullandıkları araç gereçler, mağaralara ve kayalara çizilen resimler ve bazı fosillerdir. Günümüzde yaklaşık 6.000 dil vardır. Dünyada yaşayan her insanın, her grubun, hatta medeniyetin ulaşmadığı Afrika ve Avusturalya kıtalarındaki her kabilenin bir doğal dili vardır. Peki dil bu güne gelinceye kadar nasıl bir evrim geçirdi? Hangi biyolojik, psikolojik, sosyolojik, ontolojik ve teolojik faktör veya faktörler insanın bir dile sahip olmasını mümkün kıldı? Yeryüzündeki tüm dillerin kökeni aynı mıdır? Başlangıçta bir dil mi yoksa bir kaç tane dil mi vardı? Dil, insan genetikleri yoluyla mı sonraki nesillere aktarılır? Bugün dilleri birbiriyle karşılaştırılmak ne kadar mümkündür? Bunun bilimsel araçları nelerdir? Elinizdeki bu kitabın amacı dilin tarihsel ve şimdiki durumunu genel bir bakış çerçevesinde incelemek ve dillerin birbirleriyle ne kadar karşılaştırılabileceğini örneklerle anlatmaktır. Özellikle yabancı dil öğretmenlerine önerilir. Bir de herkesin anlayabileceği, severek okuyabileceği bilgileri içerir. Dilbilimin derin bilgilerine gerek yoktur. Linguistikte okuyan öğrenciler için 5, 6 ve 7. bölümlerde oldukça faydalı bilgiler yer almaktadır. Bu bölümlerde bazı dilbilimsel konular işlendi. Fakat herkesin ve her tabakadan insanın kavrayabileceği biçimde verildi. Yine kitapta şunlar aydınlatıcı olmaktadır: Okumayı kolaylaştıran şemalar, tablolar ve resimler; anlamayı kolaylaştırmak ve daha fazla bilgi için bazı referanslar; dilbiliminin öncülerinden sayılan dilbilimcilerden verilen İngilizce ve Türkçe alıntılar; bazı konular anlatılırken bilgileri madde şeklinde sıralamak; dilbiliminde hiçbir ön bilgiye sahip olmadan herkesin kolayca anlayabileceği bir dilin kullanılması; genel kavramlar için kitabın sonuna eklenen bir ek sözlük. Ayrıca aktarılan dilbilimsel açıklamalar, tanımlamalar ve araştırmalar dallar arası bir açıdan ele alınmıştır.
4. ULUSLARARASI ÖĞRENCİLİK SEMPOZYUMU, 2019
Şu anki yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde öğrencilerin Türkçe seviyesini ölçme ve değerlendirmedeki karışık durumlar için Gardner'in çoklu zekâ kuramı şüphesiz ki büyük ilham kaynağı olabilir. Çoklu zekâ kuramı, insan zekâsının çok çeşitliliğine, öğrencilerin sahip olduğu zekâ türlerinin dağılımının farklılığına dikkat çekmekle birlikte bir konunun öğrencilerin zekâ çeşitliliğine göre farklı yönlerden anlatılması gerektiğine vurgu yapar. Bu nedenle bu kuram ışığında çağdaş eğitim tekniklerinden uygun yararlanıldığında, farklı zekâ türü önceliğine sahip olan öğrencilere eşit derecede ulaşılabilir. Üstelik öğrencilerin aynı konuyu çeşitli yönden algılamalarına, konuyu bütünüyle kavrayabilmelerine ve zihninde daha da iyi pekiştirebilmelerine yarar sağlanabilir. Çoklu zekâ kuramı, Türkçe öğretiminde yabancı uyruklu öğrencilerin Türkçe seviyesini yükseltmekle birlikte onların yetenek edinmelerini kolaylaştırır. Yabancı dil olarak Türkçe öğretimin kazançlarını arttırır. Çoklu zekâ kuramı ışığında çağdaş eğitim tekniklerinin yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde kullanımının araştırılması, eğitim modeli, eğitim değerlendirilmesi ve eğitim cereyanına büyük ölçüde olumlu etkiler gösterebilir. Çalışmamızda çoklu zekâ kuramı tanıtılmakla birlikte onun yabancılara Türkçe öğretimindeki olumlu etkileri ortaya konulmuştur ve öğretimde çeşitli zekâ alanlarına yönelik uygulamalar önerilmeye çalışılmıştır.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2018
Turkish Studies-Social Sciences, 2020
Çokkültürlü eğitimin kurucusu olarak kabul edilen James Banks tarafından geliştirilen çokkültürlü eğitimin boyutlarına yönelik Türkçe öğretmenlerinin görüşlerini almak üzere gerçekleştirilen bu araştırmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması benimsenmiştir. Örneklem seçimi yapılırken maksimum örneklem seçimi dikkate alınıp farklı coğrafi bölgelerde ve farklı sosyo-ekonomik koşullarda bulunan okullarda çalışan; farklı kültürel geçmişe, cinsiyete, kıdem yılına sahip toplam 7 Türkçe öğretmeniyle görüşme tekniği kullanılarak veri elde edilmiştir. Yarı-yapılandırılmış görüşme formunda çokkültürlü eğitimin İçerik Entegrasyonu, Eşitlikçi Pedagoji, Bilgiyi İnşa Süreci, Önyargıların Azaltılması, Okul ve Sosyal Yapının Güçlendirilmesi boyutlarına dayandırılarak toplam 20 alt temaya yönelik sorular oluşturulmuştur. Hem görüşme formunda kullanılan soruların temalara hizmet edip etmediği hem de verilen cevapların temalara uygun olup olmadığının anlaşılması ve görüşmeci-kodlamacı güvenirliliği hesaplamak amacıyla alanda çalışan akademisyenlerden uzman görüşü alınarak Miles-Huberman görüş birliği formülü ile hesaplama yapılmıştır. Hesaplama sonucu araştırmacı-kodlamacı güvenirliliğinin %88 oranının üzerinde olduğu görülmüştür. Çalışma sonucunda Türkçe öğretmenlerinin ders anlatımında kullandıkları içerikleri kültürel farklılıklara göre düzenlemediği, Türkçe öğretmenlerinin öğrencilerin farklı öğrenme biçimlerine sahip olduğunu kabul etmelerine rağmen bu farklılığın kültürel altyapıdan kaynaklanmadığını düşündükleri belirlenmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin ön yargıların azaltılması konusunda sınıflarında farklı yöntem ve teknik uygulamadıkları daha çok ‘sunuş yoluyla’ öğrencilere bilgi verdikleri veya yaşanan olumsuz durumlara bu yöntemle müdahale ettikleri belirlenmiştir. Aynı zamanda Türkçe öğretmenleri, okulda farklı kültürel geçmişlere sahip öğrenci ve personele yönelik bütünleştirici uygulamaların kişisel inisiyatiflerle gerçekleştirildiğini ve bu konuda resmi bir politikanın olmadığını düşündüklerini bildirmiştir. Elde edilen sonuçlara bakıldığında çalışmanın geçmiş çalışmalarla örtüştüğü aynı zamanda yeni araştırmalara da kaynaklık edebileceği düşünülmektedir
2019
Bu calisma, C.U Egitim Fakultesi Fransizca, Almanca ve Ingilizce ogretmenligi bolum ogrencileri ile Fen-Edebiyat Fakultesi Fizik ve Matematik Bolumu; Muhendislik Mimarlik-Fakultesi Makine Muhendisligi Bolum ogrencilerinin ve Egitim Fakultesi BOTE ogrencilerinin coklu zekâ alanlarinin karsilastirilmasini amaclamaktadir. Calismaya bu fakultelerin 1.siniflarinda ogrenim goren toplam 218 ogrenciye birer anket uygulanmistir. Anketler SPSS 15.00 programina aktarilmis, daha sonra yorumlanmistir. Arastirmanin bulgulari, yabanci dil ogrencilerinin farkli programlarda ogrenim goren ogrencilerden muziksel-ritmik (p<.017) bedensel-kinestetik (p<.000), mantiksal-matematik (p<.000) sozel-dilsel (p<.041) ve dogaci zekâ olmak uzere bes alanda farklilastigini ortaya koymaktadir. Bu farklilasma sozel-dilsel beceride en ust duzeyde iken, bedensel-kinestetik ve mantiksal-matematiksel alanda en dusuk seviyededir. Ayrica ogrencilerin zekâ alanlari ile ogrenim gordukleri bolumlerin sayisal ve ...
Bu araştırma, sınıf öğretmeni adaylarının "çok dilli sınıflarda öğretim" dersine yönelik görüşlerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda çalışmaya 2018-2019 eğitim-öğretim yılında bir devlet üniversitesi sınıf eğitimi anabilim dalı dördüncü sınıfta öğrenim gören ve belirtilen dersi alan 50 öğrenci katılmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji desenine dayalı olarak yapılan çalışmada beş sorudan oluşan görüşme formu ile toplanan verilerin analizinde betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Veri analizinden elde edilen sonuçlara göre, öğretmen adaylarının büyük bir bölümünün çok dilli sınıflarda öğretim dersini gerekli bir ders olarak gördükleri, bu dersin diğer alan öğretimi ve mesleki derslere katkı sağladığı sonucuna ulaşılmıştır. Aynı zamanda, dersin uygulamaya ağırlık verilerek daha detaylı işlenmesi gerektiği, dersin öğretmenlik uygulaması dersine olumlu katkı sağladığı ve benzer dersin diğer üniversitelerin eğitim fakültelerinde de öğretmen adaylarına verilmesi gerektiği sonuçlarına ulaşılmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Efe Akademi, 2023
OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2020
Journal of Turkish Studies, 2015
Kastamonu Eğitim Dergisi, 2020
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2008
"Kültürel Çeşitliliğin Merkezinde Dil Vardır", 2020
İstanbul Üniversitesi çeviribilim dergisi, 2021
Millî Eğitim Dergisi, 2023
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2018
Research Article, 2023
The Journal of Turk-Islam World Social Studies
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021