Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
İletişim Kaygısı Ölçeği Mc Croskeyden uyarlanmıştır. Araştırmada kullanılan veriler, araştırmacı tarafından oluşturulan bilgi envanteri formu ile elde edilmiştir. Bilgi envanteri formu, kişisel bilgi formu, İletişim Kaygısı Ölçeği (İKÖ-24) ve Sosyal Medya Kullanım Ölçeği olmak üzere üç farklı bölümden oluşmaktadır. Bilgi envanteri ile ilgili detaylı bilgiler şu şekildedir: 1. Öğrencilerin demografik özellikleri hakkında bilgi almak amacıyla Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Bu forma ek olarak bazı sosyoekonomik düzeyler ve internet kullanımına ilişkin bilgi alınması uygun görülmüştür. 2. Öğrencilerin iletişim kaygıları hakkında bilgi almak için İletişim Kaygısı Ölçeği (İKÖ-24) kullanılmıştır. Bu ölçek 1982 yılında McCroskey tarafından geliştirilmiş, aynı zamanda 1985 yılında McCroskey ve arkadaşları tarafından tekrar geçerlik ve güvenirlik İletişim Kaygısı ve Sosyal Medya 95 çalışması yapılmıştır. Güvenirlik katsayısı olan Cronch Alpha değeri 0.94 olarak bulunmuştur. Kişisel İletişim Kaygısı Raporu (Personal Report of Communication Apprehension- PRCA-24) olarak bilinen bu ölçeğin Türkçe’ye uyarlanma aşamaları ile ilgili detaylı bilgiler aşağıdadır
ÖZET Bilgi ve iletişim çağı, teknolojik gelişmelerin bilgisayara bağlı olarak ivmelendiği 1970'lerden itibaren hissedilmeye başlanan bir dönem olarak ele alınmıştır. Bu gelişmelerin insana olan yansımaları her onyılda bir değişim göstermiştir. Yeni teknolojinin getirdiği hız, iletişimde, bilgi arşivlenmesinde hassas kayıtlara ve üretim aşamasında kesin sonuçların alınmasına yol açmıştır. Özellikle mimarlık ve tasarım alanında ortaya çıkan akımlar ve hareketlerin içeriği yeni malzemeler, yeni ekipmanlar, yeni şekillendirme yöntemleri ve yeni ifade ortamlarının doğuşuna bağlı olmuştur. Yeni estetik anlayış iç mekan tasarımlarında, hem mimarlık akımlarının hem de obje tasarımlarının etkileriyle oluşmuştur. Yeni çağda iç mekan estetiği giderek dijital ortamların etkisinde gelişmektedir.
"Görme konuşmadan önce gelmiştir. Ne var ki başka anlamda da görme sözcüklerden önce gelmiştir. Bizi çevreleyen dünyada kendi yerimizi görerek buluruz. Bu dünyayı sözcüklerle anlatırız ama sözcükler dünyayla çevrelenmiş olmamızı hiçbir zaman değiştiremez." (Berger, 2013, s. 7) 1. Giriş İnsanın olduğu her yer ve zamanda iletişim söz konusudur. İletişim, bireyin varlığını meşru kılan bir eylem olup hem dilsel hem de anlamsal öğeleri barındırmaktadır. Her ne kadar pekçok tanımda basitçe iletinin kaynaktan alıcıya gönderimi olarak ifade edilse de iletişim çok daha karmaşık bir süreci ifade etmekte, bünyesinde kod açılımlarını ve gösterge anlamlandırmalarını, dilsel ve anlamsal öğelerin yorumlanmasını, mesaj gönderen ve mesaj alıcısının kültür temelinde karşı karşıya gelebilmesini barındırmaktadır. Etkili bir iletişim bireylerin kullandığı dilin, vücut hareketlerinin, yazılı bildirimlerin ve çevresindeki göstergelerin doğru anlamlandırılması ile gerçekleşmektedir. En temel haliyle iletişim "bir kişinin (göndericinin/vericinin), anlamı üzerinde toplumsal olarak anlaşmaya varılmış bir dil göstergesinden (sözcük, davranış, nesne vb.) yararlanarak, bir başka kişide belirli bir anlam dizisi yaratmaya karar verdiği zaman gerçekleşmektedir. Gönderici, göstergelerden oluşturduğu iletinin içeriğine birtakım anlamlar yükleyerek, bunu aktarır. Alıcı ise, bu iletinin, kendi anlam yüklemesini oluşturarak yorumlar ve sonuca varır." (Güz, 1998: 125). Dolayısıyla iletişimde göstergeler ve anlamlandırmalar kaçınılmazdır. Görme yetisine sahip insan diğer canlılardan farklı olarak düşünme ve beraberinde anlamlandırma yetisine de haizdir. Bireyleri çevreleyen nesnel evren bireyin sosyal ilişkiler ve sosyal yaşam içerisinde anlamlandırması gereken pekçok mesajı hem dilsel hem de görsel olarak bireyin hizmetine sunmaktadır. Bu mesajların doğru yorumlanmasıyla birey düzenli bir sosyal ilişki yürütmekte, yanlış anlamlandırması ile de sosyal ilişkilerinde ve sosyal düzeninde düzeltmelere gereksinim duymaktadır. Bireyin toplumsallaşması için gerekli olan dile ait her şeyi ise göstergebilimin çatısı altında toplamak mümkündür. En kısa ve yalın haliyle fenomenal dünyada gösteren ve gösterilen arasındaki ilişkiyi inceleyen göstergebilim "göstergeleri, gösterge dizgelerini ele alan, çok değişik, kimi durumlarda da çelişik yaklaşımları kucaklayan, devinim içinde bulunan" (Barthes:IX) oldukça geniş bir araştırma alanıdır. Göstergeler bireyin
Türkiye'de sosyal bilimcileri semptomal okumaya çalışan bir kitap. Türkiye'de popüler kültür dahil pek çok şeyin kökenlerini bulmaya çalışıyor.
YAŞLILARIN GÖZÜNDEN KİŞİLERARASI İLETİŞİMİN DEĞİŞEN YÜZÜ, 2018
Zamanın değişmesiyle birlikte aslında her alanda değişim yaşandığı görülmektedir. Söz konusu değişimin belirgin şekilde hissedildiği alanlardan birisi de yaşlılık ve yaşlı iletişimidir. Dünyada yaşam var olduğundan beri insanın yaşam süresinde de değişimler olmuştur. İstatistiki bilgilerin bize öğrettiğine göre dünyamızda yaşlı nüfusu giderek artış göstermektedir. Bu anlamda yaşlı nüfusun artış gösterdiği bir dünyada yaşamımızı sürdürmekteyiz ve görünen o ki bu artış ileriki yıllarda da artarak devam edecektir. Yaşlılık ve yaşlı nüfusundaki artışın beraberinde dikkat çeken bir konu da yaşlılık iletişimi olmuştur. Literatürde yaşlılık ile ilgili yapılan çalışmalarda konunun daha çok sosyolojik ve psikolojik boyutlarının ele alınarak işlendiği görülmüştür. Oysaki insanlık tarihi kadar eski olan iletişim kavramının yaşlılık ile bir arada ele alınıp, işlenmemesi bu konuda bir çalışma yapma gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu düşünceden hareketle yaşlıların iletişimi nasıl algıladığı, yaşlılık döneminde özellikle de kişilerarası iletişim özelinde ne tür değişimlerin yaşandığı araştırılmak istenmiştir. Bu yönüyle bu çalışmanın alana katkı sağlaması amaçlanmıştır. Bu amaca ulaşabilmek için gerçekleştirilen bu çalışmada yaşları 65 ile 95 arasında değişen 8 kadın ve 8 erkek olmak üzere toplam 16 kişi ile yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerden elde edilen bilgilere göre, değişen zamanla birlikte iletişim ve kişilerarası iletişimde değişimler meydana geldiği anlaşılmıştır. Katılımcılardan alınan bilgilere göre iletişim alanında yaşanan değişimlerin, dünyadaki değişimlerle eş zamanlı olarak değiştiği tespit edilmiştir. Bu bağlamda teknolojinin gelişmesiyle birlikte, insanların birbirinden uzaklaşması ve iletişim bağlarının zayıfladığı anlaşılmıştır. Dün bir araya gelip gerçekleştirilen sohbetlerin yerini bugün birbirinden uzaklaşan, iletişimin ortamının bulunmadığı anların doldurduğu görülmüştür.
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi , 2018
Bu araştırmanın amacı; okul yöneticilerinin kullandıkları iletişim stillerini belirlemek için kullanılabilecek bir Yönetimsel İletişim Stilleri ölçeği geliştirmektir. Araştırma, 2014-2015 öğretim yılında Gaziantep ilindeki 6 ilköğretim okulunda görev yapmakta olan 320 eğitimci ile gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak, Richmond ve McCroskey, (1979)'in Yönetimsel İletişim Stilleri kuramsal çerçevesine göre oluşturulan anket formu kullanılmıştır. Araştırmada ölçeğin, yapı geçerliği için Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA), güvenirlik analiz için ise Cronbach's Alpha katsayısının kullanılmıştır. AFA sonucunda toplam varyansın %69,59'ünü açıklayan, 15 madde ve dört faktörden oluşan bir yapı elde edilmiştir. Ölçeğin Cronbach's Alpha güvenirlik katsayısı ise 0,886 olarak hesaplanmıştır. Elde edilen faktörler ilgili literatür ile uyumlu olarak, Birleştiren, Danışan, Aktaran ve Pazarlayan iletişim stilleri olarak isimlendirilmiştir. Çalışma sonuçları, geliştirilen Yönetimsel İletişim Stilleri ölçeğinin yüksek derecede geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu, okul yöneticilerin kullanmakta oldukları yönetimsel iletişim stillerini ölçmede kullanılabileceğini göstermektedir.
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi e-gifder, 2019
ÖZ Geçmişi Romalılara kadar dayansa da hamam kültürünün Osmanlı ile birlikte yaygınlık kazandığı ve kültürel bir miras olduğu bilinmektedir. Kültürümüzde temizliğin, şifanın, belki de hepsinden önce dinin bir özelliği olarak kabul gören hamamlar, aynı zamanda sosyalleşme ve eğlence mekânları olarak da kullanılmaktadır. Geleneklerimiz sayesinde dünden bugüne aktarılan, neredeyse bin yıllık bir geçmişi olan hamam kültürü, beraberinde sadece bir ritüeli değil, aynı zamanda kişilerarası iletişimin yoğun şekilde kullanıldığı bir ortamı da günümüze taşıması bakımından önemlidir. Hamam söz konusu olduğunda birtakım geleneklerden de söz etmek olasıdır. Zira dünden bugüne evrilen hamam kültüründe değişmeyen özelliklerin başında gelin hamamı, asker hamamı, kırk hamamı, sünnet hamamı, bayram hamamı gibi geleneklerin varlığı dikkat çekmektedir. Böylece hamamın sadece yıkanıp, temizlenilen yer olmanın ötesinde; buluşma, kaynaşma, eğlenme, sohbet etme vb. iletişim ortamlarının yaratıldığı yer olduğundan söz etmek mümkündür. Bu düşünceden hareketle bize miras kalan geleneklerimizden birisi olan hamam kültürüne iletişim bakış açısıyla yaklaşmak, bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu amaca ulaşabilmek için çeşitli yaş ve eğitim seviyelerinden oluşan 20 kadın ve erkek ile yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerden elde edilen bilgilere göre; hamam kültürünün sadece kadınlara özgü değil, erkekler arasında da yaygınlık kazandığı, kadınların gelin hamamına erkeklerin ise asker ya da bayram hamamına öncelik verdikleri, hamamların bir iletişim ortamı olarak genel kabul gördüğü ve özellikle kişilerarası iletişimin devamına olanak tanıyan, hatta öyle ki hamamda kurulan dostlukların yıllar boyunca sürdürüldüğü, ilişki ve iletişimin günümüze kadar taşındığı bir mekân olduğu bulgularına ulaşılmıştır. Sonuç olarak hamamların şifa bulmak, kirlerden arınmak, temizlenmek için gidilen mekânlar olmanın yanı sıra; iletişim ortamlarının yoğun şekilde gerçekleştiği, içinde birçok ritüelin bulunduğu, sohbetlerin yapıldığı, şen kahkahaların atıldığı, eğlencelerin gerçekleştirildiği, kültürümüzün bir parçası olarak dünle bugün arasında kurulan bir köprü olduğunu söylemek mümkündür.
Deleuze ve Guattari: Arzu Politikasına Giriş eserleri üzerinden yapılan bir okumaya dayanarak tüketim kültürünün modern toplumda bir hegemonya aracına dönüştüğü ileri sürülmektedir.
İLETİŞİM ÇALIŞMALARINDA KAVRAMSAL YÖNELİMLER , 2019
Bu kitap ve kitabın özgün özellikleri tamamen Nüve Kültür Merkezi'ne aittir. Hiçbir şekilde taklit edilemez. Yayınevinin izni olmadan kısmen ya da tamamen kopyalanamaz, çoğaltılamaz. Nüve Kültür Merkezi hukukî sorumluluk ve takibat hakkını saklı tutar.
Tanımı konusunda bir görüş birliği bulunmamakla birlikte, genel olarak değerlendirildiğinde, bağışlama kişilerarası zarar/kötülük karşısında, öfke duymaktan ve intikam almaktan vazgeçme kararını içeren olumlu ve sağlıklı bir tepkidir. Görgül çalışmalar bağışlamanın durumsal etkenlerden, kişilik özelliklerinden ve zarar veren kişiyle ilişki düzeyinden etkilendiğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle, bağışlayıcılığı bir tür kişilik özelliği olarak ele alan ölçeklerin yanı sıra farklı durumlarda bağışlama eğiliminin ne düzeyde ortaya çıkacağını değerlendiren öyküsel ölçme araçları da geliştirilmiştir. Amaç: Bu çalışmanın amacı, oniki öyküden oluşan Bağışlama İstekliliği Ölçeği’nin (BİÖ) Türkçe’ye uyarlanıp, psikometrik özelliklerinin incelenmesidir. Yöntem: Araştırmanın örneklemini, Ege Üniversitesi’nde farklı bölümlerde öğrenim görmekte olan 18-26 yaş arasındaki 151 üniversite öğrencisi (81 kadın, 70 erkek) oluşturmaktadır. Ölçeğin psikometrik özellikleri iç tutarlık katsayısının ve yarı test güvenirlik katsayısının hesaplanması, açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi ve dış kriter (benzer ölçekler) geçerliği yöntemleriyle incelenmiştir. Sonuçlar: Açımlayıcı faktör analizi sonuçları, BİÖ’nin özgün formunda olduğu gibi tek faktörlü bir yapı olduğunu ortaya koymuş, doğrulayıcı faktör analizi sonuçlarının model-veri uyum değerlerinin de iyi olduğu görülmüştür. BİÖ için Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı .83 olarak bulunmuştur. Dış kriter geçerliği sınandığında, BİÖ ile BKÖ arasında .21 düzeyinde anlamlı (p<.01) ancak düşük düzeyde bir korelasyon olduğu saptanmıştır. Tartışma: Bulgular BİÖ’nin Türkiye’de bağışlama istekliliği düzeyini değerlendirmek için yeterli düzeyde geçerlik ve güvenirliğe sahip olduğunu göstermiştir.
Amme İdaresi Dergisi, 2004
Özet: Makale, örgüt ve iletişim kavramlarını tartıştıktan sonra örgüt kuramlarında ileti şim kavramının nasıl ele alındığını incelemeyi amaçlamıştır. Bu çerçevede sırasıyla; klasik kuram, insan ilişkileri kuramı ve bütünleşmiş örgüt kuramları ele alınmış, bu ku ramların özellikleri ve kuramların iletişim olgusunu ele alış biçimleri tartışılmıştır. Kronolojik gelişim çizgisinde örgüt kuramlarında iletişim olgusu giderek artan bir yere sahip olmuştur. Bunun temel nedeni iletişimin örgütsel başarı ve performansla çok ya kın bir ilişki içinde olmasıdır. Örgütler insan öğesi üzerindeki kontrollerini iletişim üze rinde kurdukları kontrol ile sağlamakta ve bu yüzden de kuramlarda gittikçe daha sofis tike iletişim kavramsallaştırması yer almaktadır. Klasik kuramı iletişimi temelde biçim sel iletişim olarak görmüş ve emir verme olarak algılamıştır; insan ilişkileri kuramına baktığımız zaman biçimsel ve doğal iletişim ayrımı ortaya konulmuş ve astlardan üstle re doğru iletişim olgusunun öneminin altı çizilmiştir. Bütünleşmiş kuramlar başlığında ele aldığımız yaklaşımlarda örgüt içi iletişime ek olarak örgüt çevre ilişkisi de kurulmuş ve iletişim çok boyutlu hale getirilmiştir. Anahtar Sözcükler: Örgüt, örgüt kuramları, örgütsel iletişim. GİRİş Bu makalede örgüt kuramlannda iletişim olgusunun nasıl ele alındığı tartı şılmaya çalışılacaktır. Örgütlerde iletişim konusunu tartışabilmek için örgüt ve iletişim kavramlanm öncelikle ele almamız gerekir. Günümüz toplumlan örgüt lü toplumlardır, çağdaş yaşam örgütlere dayanır. Bireyler zamanlannın büyük bölümünü örgütlerde geçirirler. Gözümüzü hastane örgütünde dünyaya açıp, okul örgütüne devam ederiz, çalıştığımız işyerleri yine örgütlü yapılardır, çağ daş toplumsal yaşam çeşitli örgütler aracılığıyla hayatımızın her yerinde karşı mıza çıkar. Örgüt, Kamu Yönetimi Sözlüğü'nde "Belirli bir amaca ya da amaç öbeğine yönelik, birbirleriyle bağlantılı eylemlerin gerçekleştirilmesi için, bireylerin, önceden belirlenmiş davranış kalıplan, görevler ve sorumluluklar çerçevesinde bir araya gelmesiyle oluşan, tamamlayıcılık ve süreklilik gösteren toplumsal yapılanma" (1998: 189) şeklinde tanımlanmıştır. Aşkun, örgütü, "özünde bir grup insanın belli bir amaç yolunda, güç birliği yapıp, bu birliğe gerektiğinde fiziksel araçlan katıp, ilişkilerini yine belli bir yönetim temeline dayanarak dü zenledikleri toplumsal sisteme verilen addır" (1981: 1) diye tanımlar. iletişim kavramının İngilizce karşılığı olan communication sözcüğünün kö keninde communis kavramı bulunmaktadır. Birçok kişiye ya da nesneye ait olan • Dr., TODAIE Asistanı.
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 2019
Öz Yazma kaygısı, bireyin yazma işlemine başlamadan önce ya da yazma sırasında yaşadığı bir gerilim tepkisidir. Bu durum yazma işleminden kaçınma, yazma isteksizliği gibi davranışları beraberinde getirmekte, yazma beceri ve eğilimini olumsuz etkilemekte, yazma alışkanlığı kazanımına engel olmaktadır. Bu araştırmanın amacı ortaokul öğrencilerinin yazma kaygılarını ölçmek amacıyla güvenilir ve geçerli Yazma Kaygısı Ölçeği geliştirmektir. Açımlayıcı faktör analizi 503, test-tekrar test işlemi 165, doğrulayıcı faktör analizi 509 ortaokul öğrencisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Açımlayıcı faktör analizi sonucunda %40.55 toplam varyans değeriyle 26 maddelik Yazma Kaygısı Ölçeği'nin üç faktörlü) yapısı doğrulayıcı faktör analiziyle doğrulanmıştır (x²=629.02, sd=296, RMSEA=.047, NFI=.94, NNFI=.96, GFI=.91, AGFI=.90, CFI=.97, SRMR=.052). Bu kapsamda ölçeğin genelinin ve alt boyutlarının Crombach's Alpha, Spearman Brown ve Guttman Split-Half güvenirlik değerleriyle, ölçeğin alt boyutlarının yapı güvenirliklerinin ve test tekrar test işlemiyle elde edilen iç tutarlılık katsayısının % 70'in üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda güvenilir ve geçerli bir Yazma Kaygısı Ölçeği elde edildiği söylenebilir. Anahtar Sözcükler: Ana dili eğitimi, yazma kaygısı, yazma becerisi, doğrulayıcı faktör analizi, geçerlik, güvenirlik. Abstract Writing anxiety is a tension response that an individual experiences before or during writing. This situation causes writing behaviors such as avoidance of writing process, unwillingness to write; negatively affects writing skills and tendencies, and prevents writing habit. The aim of this study is to develop a reliable and valid Writing Anxiety Scale in order to measure writing anxiety of secondary school students. Exploratory factor analysis has been performed on 503, test-retest procedure on 165, confirmatory factor analysis on 509 middle school students. As a result of the exploratory factor analysis, the three-factor) structure of the Writing Anxiety Scale of 26 items with a total variance of 40.55% has been confirmed by confirmatory factor analysis (x² = 629.02, sd = 296, RMSEA = .047, NFI = .94. , NNFI = .96, GFI = .91, AGFI = .90, CFI = .97, SRMR = .052). In this context, Crombach’s Alpha, Spearman Brown and Guttman Split-Half reliability values of the scale general and its subdimensions; the structure reliability of the sub-dimensions of the scale; It has been found that the internal consistency coefficient obtained by the test retest process has over 70%. According to these results, a reliable and valid Writing Anxiety Scale has been obtained. Keywords: Mother tongue education, writing anxiety, writing skill, confirmatory factor analysis, validity, reliability.
Copyright © Bu kitabın Türkiye'deki her türlü yayın hakkı Eğitim Yayınevi'ne aittir. Bütün hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kitabı yayımlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik/mekanik yolla, fotokopi yoluyla ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, yayımlanamaz.
Bu çalışma ile 1980-1999 yılları arasında doğanları kapsayan ve Türkiye'nin geleceğinin şekillenmesinde etkin bir rol oynayacağı düşünülen Y kuşağının siyasi liderlik tarzı ve iletişim bağlamı beklentisi araştırılmıştır. Çalışma Süleyman Demirel Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitelerinde öğrenim gören 1220 öğrenciye anket formu üzerinde bulunan liderlikle ilgili 30 ifadeye ve iletişimle ilgili 16 ifadeye siyasi liderden beklentileri açısından katılıp katılmadıklarını değerlendirmek suretiyle gerçekleştirilmiştir. Analizler sonucunda araştırmaya katılan öğrencilerin karizmatik liderlik tarzına sahip ve düşük bağlamlı iletişim kuran siyasi liderleri tercih ettiği, kendilerini lider olarak görmelerine rağmen mevcut şartlarda politika yapmayı düşünmedikleri ve siyasetle aktif olarak ilgilenmedikleri tespit edilmiştir. Katılımcılar referans aldıkları en önemli siyasi lider olarak Atatürk'ü görmektedir. İlk 6 siyasi lider arasında kadın liderin olmaması dikkat çekmektedir. Çalışmadan elde edilen bulguların siyaset let ş m ve l derl onularında alışan a adem syenler a ısından oldu u adar s yas l derler s yas part ler a ısından da oldu a faydalı olaca ı d ş n lme te ve ayrıca gen lerin ba ış a ısından hare etle gelene sel siyasetin e si li lerinin tespit edilere siyasetin ve l e gelişimine at ı sa laması beklenmektedir. Anahtar Sözcükler: Y Kuşa ı Liderli Siyasi Lider İletişim Y se-D ş Ba lam İletişim Leadership and Communication Styles Expected From Political Leaders: A Research on Generation Y Abstract This research seeks to find out the leadership and communication styles expected from political leaders by generation Y, consisting of people born between the years 1980 and 1999 and who is expected to play a significant role in the creation of Turkey's future. As part of the study, a questionnaire has been administered to a total of 1220 students from Süleyman Demirel University, Akdeniz University and Mehmet Akif Ersoy University. In the questionnaire, the subjects have been asked to rate 30 statements concerning leadership styles and 16 statements related to communication styles in the light of their point of view on how a leader must be like. It has been found out through the analysis that the subjects prefer leaders who own a charismatic leadership style and who uses low context communication. It has also been shown that although subjects think that they have a leadership potential, they do not intend to assume a role in politics under the existing circumstances. For the subjects, Ataturk is the ultimate example of a political leader. In addition, it is striking that there are no women political leaders among the top six. It is believed that the findings obtained will be useful for not only political leaders and parties but also for academicians who study on politics, communication and leadership.It is also expected that identifying shortcomings in conventional style of politics through the determination of what young people think about it will positively contribute to the development of politics and the country itself.
Ataturk Universitesi Iktisadi Ve Idari Bilimler Dergisi, 2000
Özet: Bu çalışma; örgütsel çıktıların nesnel ölçütleri bağlamında oldukça önemli bir konuma sahip olan örgütsel iletişimin iş doyuınu açısından önemine degineeektir. Örgütsel iletişim, çalışanların örgüte bağlılıkları ve iş doyumu açısından bütün diğer strat~ji ve politikaların önünde gelir. Bunu ortaya koymak ve değerlendirınekiçin bir araştırınayla desteklenen bu çalışmada, çok kısa teorik özetle birlikte daha önce geliştirilmiş olan "iletişim değerleme" anketi kullanılarak. toplanan sonuçlara faktör analizi ve varyans analizi uygulannnştır. Bu analizleri uygulamanın amacı, iletişim algısına etki eden değişkenlerı belirlemek ve iletişim doyumuna ilişkin kullanılan değişkenleri aralarındaki orlak ilişkilerden yararlanarak yeniden isjmlendirmektir.
SİYASAL İLETİŞİM SÜREÇLERİNDE LİDER İMAJI, 2019
ÖZET SİYASAL İLETİŞİM SÜREÇLERİNDE LİDER İMAJI Siyasal iletişim, toplumdaki her bireyin hayatında yer almaktadır. Bu kimi zaman bir köşe yazısı, kimi zaman siyasetçilerden dinlenen nutuklar, kimi zaman toplumdaki bir sorun, kimi zaman ise internette karşılaştığımız bir post olabilir. Siyaset, insanların bir arada düzenli bir şekilde yaşamalarını sağlar. Toplumu yönetmeye aday olan kişiler kitlelerin onayını ve meşruluğu kazanmak için çeşitli faaliyetlerde bulunur, bu faaliyetler bütününe siyasal iletişim denir. Toplumu yönetmek için aday olan isimler genellikle kitleler içinde sivrilen liderlerdir. Topluluklar kendilerini yönlendirecek liderlere ihtiyaç duyar. Liderler, insanları ortak bir amaç etrafından bir araya toplar, toplumları peşinden sürükler, devamlılığı sağlarlar. Günümüzde, liderler kitlelerin onayını almak zorundadır. Meşru bir lider olmanın yolu da seçimlerde oy alabilmektedir. Dünyanın küreselleşmesi, iletişim teknolojilerinin gelişmesi, kitlelerin tek tipleşmesi gibi sebepler siyasal iletişim yöntemlerinin değişmesine neden olmuştur. Televizyonun icadı siyasal iletişim kampanyalarına yeni bir soluk getirmiştir. Televizyon sayesinde eskiden ulaşılamayan liderler artık insanların evinin içine girmiş; ulaşılabilen, bizden biri algısı yaratılmıştır. II Kitlelerin onayını almak, rakiplerinden farklılaşmak isteyen liderlerin olumsuz yanları törpülenmiş, olumlu yanları parlatılmış, kimi zaman ise gerçekte sahip olunmayan özellikler imaj danışmanlarının aracılığıyla varmış gibi gösterilmiştir. Yaratılan imajların gerçek olup olmaması tartışmalara neden olmuş, eleştirilmiştir. Gerçek olmayan bir özellik, yetkinlik, açıklama vs bir şekilde liderin karşısına çıkma ve onu zor durumda bırakma ihtimali ise her zaman söz konusu olmuştur. Yaratılan imaj ile gerçek imaj örtüşmediği zaman toplum tepkisini seçim dönemlerinde sandığa yansıtmaktadır. Bu düşüncelerden hareketle, araştırmada 7 Haziran Genel Seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi (HDP)'nin ilk kez yüzde 10 seçim barajını aşmasını sağlayan Selahattin Demirtaş'ın, 1 Kasım Genel Seçimlerinde partisinin ve kendisinin oy kaybetmesinin altında yatan sebebin Demirtaş'ın imajının olup olmadığı incelenmiştir. Kategorisel analiz yöntemi; Eleri Sampson, Yusuf Devran ve Özlem Çakır'ın belirlediği kişisel imaj öğelerinden yola çıkılarak uygulanmış ve Demirtaş'ın kişisel imajı incelenmiştir. İçerik analizi yöntemiyle de Demirtaş'ın imajı hakkında nesnel çıkarımlarda bulunulmuş, analiz edilmiştir. Ayrıca Demirtaş'ın imajını ve seçim sonuçlarını etkileyen siyasal tarih ve seçim atmosferi de anlatılmıştır. Anahtar Kelimeler: Siyasal İletişim, İmaj, Siyasal İmaj, Liderlik, Selahattin Demirtaş.
The aim of this study is to develop a valid and reliable scale mesuring speaking anxiety of prospective teachers (SSAPT). For development, validity and reliability studies of SSAPT, three different groups were used. The first group consists of 336 students (115 male and 211 female) studying Theology Department of Ziya Gökalp Education Faculty in Dicle University in Autumn term of 2013-2014 teaching year. The construct validity, internal consistency and matter analysis of the scale performed on the data obtained from the first group. The concurrent validation studies of the scale was performed on the data obtained from the second group which consists of 74 students (29 male and 45 female) studying in Ziya Gökalp Education Faculty in Dicle University. For the realibility studies of the scale, test-retest method was performed on the data obtained from third group which consists of 88 students (36 male and 52 female) studying Turkish Language Teaching Department of the same faculty. In order to analyze construct validation of the scale, explanatory factor analysis (EFA) and confirmatory factor analysis (CFA) were performed. According to EFA results, the scale is determined to consist 3 subscales and 40 items. The total explained variance of the three subscales was found to be % 42.34 and factor loads of the items change between 444 and 716. According to CFA results, concurrent index of the obtained model was analyzed and Che-square value was found to be significant (x2= 1925.70, N=336, sd= 737, p= 0.00). Concurrent index values were found as RMSEA; 0.069, SRMR; 0.059, CFI; 0.96, IFI; 0.96, NFI; 0.93, NNFI;0.96, ϰ2/df = 2.61. According to this, the scale is understood to be compatible. Internal consistency (Cronbach Alpha) reliability was found to be .942 for the whole scale and change between .785 and .927 for the subscales. Test-retest reliability was found to be 835 for the whole scale and change between .627 and .788 for the subscales. For the SSAPT's distinctive matter analysis, total matter correlation was measured and total matter correlation values for the psycological condition subscale was found to change between .369-.675.
Kutadgu Bilig Kitabı, 2022
Communication Skills Level of Students in the Faculty of Theology, 2017
İlahiyat Fakültesi mezunları gerek öğretmen olarak örgün din eğitimi alanında gerekse dini danışman, Kur'an kursu öğreticisi, müftü, vaiz, imam vb. meslekler yoluyla yaygın din eğitimi alanında görev yapmaktadırlar. Bu çerçevede, yapacakları görevlerde iletişim becerilerine sahip olmaları beklenen İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin iletişim beceri düzeylerinin hangi seviyede olduğu incelenmeye değer bir konudur. İşte bu araştırma mezun olma aşamasındaki İlahiyat Fakültesi son sınıf öğrencilerinin iletişim beceri düzeylerini tespit etmek amacıyla, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğrenim gören 364 son sınıf öğrencisinden oluşan çalışma grubu üzerinde gerçekleştirilmiş nicel bir çalışmadır. Araştırmada, İletişim Becerileri Ölçeği (İBÖ) ve katılımcıların kişisel özellikleri ile ilgili çeşitli bağımsız değişkenlerin yer aldığı anket formu yoluyla veriler toplanmış ve bu veriler SPSS paket programında istatistiksel analizlere tabi tutulmuştur. Araştırma bulgularına göre, öğrencilerin iletişim beceri düzeyleri yüksektir ve bu iletişim beceri düzeyleri cinsiyetlerine ve mezun oldukları lise türlerine göre anlamlı bir şeklide farklılaşmaktadır. Öğrencilerin iletişim beceri düzeyleri ile bölümleri arasında anlamlı bir farklılaşma tespit edilememiştir. Anahtar kelimeler: Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmeni, imam hatip lisesi (İHL) meslek dersleri öğretmeni, din hizmetleri, iletişim, iletişim beceri düzeyi. Graduates of the Faculty of Theology is employed in various organized and widespread religious education fields such as teachers who teach religious education, religious counselors, Qur’an course teacher, mufti, preacher, imam and so on. In this context, it is important and worth to examine the level of their communication skills in the tasks they will undertake. In order to determine the level of communication skills of the senior students of the graduate school of the Faculty of Theology of Atatürk University, a quantitative study was carried out on a study group consisting of 364 senior students. Data were collected using a survey form that includes independent variables such as Communication Skills Scale (IBO) and personal characteristics of the participants, and were subjected to statistical analysis using SPSS statistical package. Results obtained have shown that communication skills of the students are high and these communication skill levels differ significantly with the gender and the high school they graduate. There was no significant difference between the levels of communication skills of students and their departments. Keywords: Religious culture and ethics lesson, IHL vocational lesson teacher, religious services, communication, communication skill level.
Dijital Çağda Kriz İletişimi Sempozyumu 26-28 Mayıs 2021, 2021
Toplumsal barışa katkı sağlamak ve yargı süreçlerine yardımcı olmak amacıyla uzlaştırma ve arabuluculuk alternatif çözüm yolu olarak hukuk sistemlerinde uygulanmaktadır. Klasik yargılama süreçlerinden farklı olarak hukuk uyuşmazlıklarının çözümü arabuluculuk ve uzlaştırma ile hukuk normları çerçevesinde iletişim teknikleri kullanılarak çözüme kavuşturulmaya çalışılmaktadır. Sorunların çözümünde karar verme yetkisi olmayan arabulucular taraflarla iletişim kurarak, itilafları iletişim becerileri ile çözmeye çalışmaktadırlar. İletişimin etkin kullanımı çatışmaların çözümü kolaylaştırırken sağlıksız iletişim tarafları çözüm masasından uzaklaştırmaktadır. Çalışmada da odaklanılan durum uzlaştırmacıların iletişim becerilerinin çatışma çözümüne olan etkisidir. Bu bağlamda seçilen örnek vaka üzerinden uzlaştırmacıların iletişim becerilerinin uyuşmazlık çözümündeki rolü ortaya konulmaya çalışmıştır. Örnek olay incelemesi ile yapılan çalışmada iletişim becerilerini etkili kullanan uzlaştırmacıların çatışmaları daha etkili bir şekilde çözdüğü görülmüştür. Anahtar Kelimeler: uyuşmazlık iletişimi, çatışma çözümü, arabuluculuk, hukuk iletişimi, alternatif çözümler.
Temsil edilecek kişi: PROF.DR. BÜNYAMİN AYHAN Şeyda Şahin 170901057 Gazetecilik N.Ö Moda Nedir?
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.