Academia.eduAcademia.edu

VÜKELÂNAME YAHUT MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE BİR KABİNE TOPLANTISI

Arapça bir kelime olan hezl sözlUklerde "şaka, latife yapmak, eğlenmek" manalarına ge-lir. Aynca "şaka, mizah, latife, alay ve eğlence" manalarında da kullanı. lır. Hezlin bir başka manası da "Sözün ne hakiki manasının ne de mecazı manasının kastedilmesidir. Cidd'in zıddı­ dır."1 Bedı' ıstılahlanndan sayılan 2 hezlin temel amacı ciddi bir konuyu mizah yardımıyla çarpıcı bir şekilde anlatmaktır.3 Ancak Klasik Arap ve Fars edebiyatlarında komiğin ne şekilde elde edileceği ve sınırlarının ne ~lacağı hakkında kesin bir hüküm yoktur. Yani hezl amacıyla irad edilmiş bir sözün veya şiirin edebe uygun olması ve müstehcenlik içermemesi gibi niteliklere sahip buluı_ıması gerekip gerekmediği halledilmiş bir mesele değildir. Bu durum genellikle hezli birbirinden zıt iki sahaya yaklaştırmakta, bazen hiciv, bazen de mizah yerine kullanılmasına sebep olmaktadır. 4 Aynı karışıklık Divan edebiyatı için de geçerlidir. Divan edebiyatında bu karışıklığı ortadan kaldırma ve mizah ve hiciv sahasında yazılmış eserleri tasnif etme amacını güden bir çalışmada hezl "alay ederek küçük düşürme" olarak tarif edilmiş ve alt kademesine ta'riz (sataşma), üst kademesine ise zem (kınama), hiciv ve şetm ve kadh (sövgü) konınuştur.5