Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, Siyah Gri Beyaz
1980'li yıllarda Birleşmiş Milletler'in eğitim, bilim, kültür örgütü UNESCO'nun "Dünya Mirası" listesinde yer alan Hasankeyf'in neden sulara gömülmek isteniyor.
Edib Ahmed B. Yûknekî ve Atebetü'l-Hakayık Adlı eseri üzerine inceleme
AZERBAYCANLI MUHACİRLERİN ARAŞTIRMALARINDA ÂŞIKLAR, 2020
Âşık Kurbâni, Âşık Abbas Tufarganlı, Pir Sultan Abdal, Nigaristanlı Âşık Sadık ve Sarı Âşık gibi saz şairleri konu edilir. Âşıklar hakkındaki bu makalelerin yazarları; M. Sadık Sanan (Mehmet Sadık Aran), Ahmet Caferoğlu, M. Şakir (Mehmet Şakir Ülkütaşır), Selim Refik (Refioğlu) ve Mirzade M. Fahreddin’dir. DİL VE EDEBİYAT ARAŞTIRMALARI. AKADEMİSYEN KİTABEVİ.
Türk Hukuk Tarihi Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2023
Konargöçer toplumların hukuki birikimleri ön yargılar ve eksik sorulan sorular sebebiyle yanlış ve kusurlu anlaşılmıştır. Konargöçer toplumu devlet öncesi (eşitlikçi) olarak gören araştırmacılar, hukuktan mahrum olduklarını, sosyal düzeni her eşitlikçi toplumda olduğu gibi sosyal yaptırım yoluyla sağlamaya çalıştıklarını düşünür. Oysa konargöçer toplumlar tarih öncesi devirlerde boylar hâlinde örgütlenmeye başlamışlardır ve boylar -bilhassa Batı’da kalıplaşmış ön yargıların aksine- devletin bozkırdaki ilk formudur. Kurumsal yargı ortaya çıkmış, sosyal yaptırımın yerini hukuk almıştır. Diğer taraftan konargöçer hukuka dair araştırmaların “töre” kavramının anlamı hakkındaki spekülasyonlara sıkışmış olması sebebiyle hukukun kaynaklarını, nasıl şekillendiğini ve çeşitlendiğini, boylar üstü nitelikteki bozkır devletlerinin (Hun, Rouran, Gök Türk, Uygur, Oğuz, Moğol vb.) yasama-yürütme-yargı ilişkilerini nasıl teşkil ettiklerini ve hukuk birikimlerinin özelliklerini araştırmada zaaf oluşmuştur. Konargöçer toplumlarda hukukun insan-doğa ilişkisini de içermek kaydıyla yaşam tarzından kaynak aldığı anlaşılacaktır. Hayvancılık, avcılık, silah kullanma, göç ve yolculuk toplum yaşamını düzenleyen kurallar içinde en önemli temalardır. Bu çerçeveye yerleştirilebilecek olan bir başka kaynak ise inançtır. Bozkır imparatorlukları kurulurken egemen oldukları sahada mevcut hukuku büyük oranda onaylıyor, bazı eklemeler ve yenilikler yapıyorlardı. Bağlı boyların yahut farklı etnik grupların hukuklarına da yerel düzeyde yürürlük veriyorlardı. Bu bakıma hukuk birliği olmadığı düşünülebilir. Kuruluş sürecinde şekillenen hukuk düzeninin değiştirilmemesinin öğütlendiği anlaşılıyor. Fakat zamanla değişiklikler olduğu, yeni hükümler eklendiği veya bazı hükümlerin değiştirildiği görülüyor. Hükümdar, kurultayın onayıyla yeni hükümler koyabiliyor yahut mevcut hükümlerde değişiklik yapabiliyordu.
Edebiyat Ortamı, 2024
Mısır'dan Atlas okyanusuna kadar kuzeybatı Afrika'yı kapsayan alanı ifade eden Mağrib, hem İslam hem de Batı düşüncesi açısından son derece verimli ve etkili kültür havzalarından birisidir. 7. yüzyılda İslam coğrafyasının bir parçası haline gelen Mağrib'te, 8. yüzyılda İslam hakimiyeti altına giren İber yarımadasında konumlanan Endülüs ile birlikte İslam ve Batı mirasının harmanlanmıştır. 1453te Constantinopolis’in fethi Doğu Akdenizde nasıl bir ekonomi-politik anlam ve önem ifade ediyorsa 1492de Endülüs medeniyetinin imhasını ifade eden Reconquista’nın temsil ettiği (1430da Büyük Sahra’nın güneyinde ilk Avrupalı sömürgelerle birlikte başlayan) Batılı yayılma, eşdeğer bir karşıt anlam ve önem ifade eder. 1517-1551 arasında Osmanlı hakimiyeti altına giren Mağrib 1830dan 1975e kadar Fransa, İspanya ve İtalya sömürgesi olmuştur. Osmanlı 1839da Tanzimat’la birlikte başlıca Fransız düşüncesinin etkisi altına girerken Mağrib’te 1830dan günümüze kadar gerek ekonomi-politik gerekse entelektüel bakımdan baskın etki uygulayan ülke Fransa olmuştur. Bir Mağrib ülkesi olan Fas 1956da Fransa’dan bağımsızlığını kazanmışsa da ekonomi-politik ve entelektüel olarak Fransa’nın baskın etkisi altındadır. Bu nedenle yerel lisanlar Arapça ve Berberice olsa da entelektüel dil Fransızca ve onunla karışık Fas Arapçasıdır. Faslı çağdaş İslam düşünürü Tahâ Abdurrahmân’ın ortaya koyduğu düşüncelerin böyle bir bağlamda geliştiğini bilmemiz önemlidir.
Sivas Havzası'nın orta kesimlerinde, Saklı ile Eğribucak köyleri (Hafik güneyi) arasında yüzeyleyen Oligo-Miyosen yaşlı birimler karasaldan sığ denizele uzanan ortamlar ile temsil olunurlar. Lagüner ve menderesli ırmak çökellerinden oluşan Oligosen yaşlı Selimiye formasyonu, Miyosen yaşlı Ağılkaya formasyonundan açısal bir uyumsuzluk la ayrılır. Saklı ve Karaylin kesıtleri olarak anılan istiflerde ölçülerı Ağılkaya formasyonu (1400-2100 m) üç üyeye ayrılmıştır. Saklı istifinin ilk üyesi olan Boynuzözü üyesi (10-1000 m) sabkha ortamına ulaşan bir alüvyal yelpaze sistemi ile, ikinci üye (Hafik üyesi) sabkha ortamı ürünü masif jipslerle (50-500 m) ve üçüncü üye (Celalli üyesi) sığ denizel yeşil renkli çamurtaşı ve krem rengi resifal kireçtaşları (250-400 m) ile temsil olunur. Karayün istifinde ise Boynuzözü üyesi (270-380 m) merıderesli ırmak ürünü tipik çapraz tabakalı kumtaşları ve taşkın ovasının kırmızı çamurtaşlarmdan. Hafik üyesi (l80-220 m) laminalı jipsler (playa gölleri) ile bataklık ortamı ürünü bitümlü şeyllerden. Celalli üyesi (1300-i700 m) ise sığ denizel, fosilli yeşil çamurtaşları ile kıyı önü ve ötesinde çökeimiş kıyı barlarından oluşmuştur. Sadece Karayün istifinde gözlenen Eğribucak formasyon u (1500-2000 m) da üç üye altında incelenmiştir. Birinci üye (Sekitarla üyesi) menderesli ırmakların ürünü kınTIIZI kumtaşları ve çamurtaşlarından (600-850 m), ikinci üye (Pınarca üyesi) sabkha ortamı ürünü masif jipsler ile playa gölleri ürünü laminalı jipslerden (300-650 m), üçüncü üye (Çakıltepe üyesi) ise sığ denizel yeşil çamurtaşlarından (150-500 m) meydana gelmiştir.
Atebetü'l-Hakâyık'ta Geçen Kalıp Sözler, Yazılışının 950. Yılı Anısına Uluslararası Kutadgu Bilig ve Türk Dünyası Sempozyumu, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, 3-5 Ekim 2019, 2019
Bir toplumun kültürü, değerleri, inançları, gelenekleri, kültürel yapısı vb. hakkında bilgi edinmemizi sağlayan dil birimlerinden biri de kalıp sözlerdir. Bu sözlerin; insanlar arasında iletişim kurma, devam ettirme, özetleme, açıklama, konuşma sırasını değiştirme, konuşmayı sona erdirme vb. amaçları bulunmaktadır.
H e d e f K i t l e 9 M e s a j l a r 11 Y ö n t e m 12 K u l l a n ı l a c a k İ l e t i ş i m A r a ç l a r ı v e Y a k l a ş ı m l a r 14
Geçmişten Geleceğe Köprü AHİLİK ve AHİ EVRAN KİTABI, 2022
Sûrnâmeler, padişahların erkek çocuklarının sünnet düğünlerini, kızlarının veya kız kardeşlerinin evlenme düğünlerini anlatan edebî eserlerdir. Tarih, edebiyat, sosyoloji, iktisat, devlet yönetimi ve sanat gibi alanlarda kaynak konumunda olan ve yazıldıkları asırlardaki hayatı tasvir eden sûrnâmelerde, düğünlerde kullanılan vasıtalar, yenilen içilen şeyler, tertiplenen oyunlar detaylarıyla anlatılmış olması sebebiyle o zamanları araştırmak isteyenler için bu eserler kıymetli kaynaklardır. Osmanlı tarihinde, saray düğünlerinin en önemli parçalarından biri esnaf alaylarıdır. Dolayısıyla sûrnâmelerin önemli bölümlerinden birini esnaf geçit törenlerinin anlatıldığı esnaf alayları oluşturur. Esnaf teşkilatlarının geçit törenlerinin günler / haftalar sürmesi esnafın Osmanlı toplumunda ne derece önemli olduğunun bir göstergesidir. Esnaf bu geçitlerde kendi meslekleriyle ilgili gösteriler yapar ve padişaha hediyelerini sunar. Esnaf zümrelerinin adeta birer tiyatro sanatçısı gibi gösteriler yaptıkları bu düğünlerin canlı şahitleri olan sûrnâmeler aynı zamanda Ahilik ile ilgili önemli ip uçları içermektedir. Bu çalışmada manzum ve mensur müstakil sûrnâme metinlerinde Ahilik ve Ahi Evran ile ilgili hususlar tespit edilip değerlendirilmeye çalışılacaktır.
HUMANITAS - Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2024
Eski Uygurca metinlerin birçoğu dinî metinlerdir fakat onlarda edebî özellikler de yaygın görülür. Altun Yaruk Sudur Budist çevreye ait Eski Uygur eserlerinin en büyüklerinden biridir. Bu eserde söz sanatlarına ve onlardan biri olan tekrarlara sıkça rastlanır. Tekrarlar Altun Yaruk'a edebî değer katar ve metinde bağdaşıklığı sağlar. Altun Yaruk'ta tekrarların farklı türleri yer alır: anafor (cümle başında sözcüklerin tekrarı), epifor (cümle sonunda sözcüklerin tekrarı), tekrardan oluşan ikilemelerin tekrarı, aynı sözcüğün farklı şekillerinin kullanımı, aynı kökten oluşan farklı sözcüklerin kullanımı, cümlenin veya onun belirli bir kısmının tekrarı, yardımcı sözcüklerin (sontakılar, bağlaçlar) tekrarı vs. Eserde gönderim ögesi olarak zamirler kullanılmak yerine, önceki sözcüğün doğrudan kullanımına baş vurulur. Altun Yaruk'ta neredeyse tamamı tekrardan oluşan metin parçaları da vardır. Araştırmanın amacı Altun Yaruk'taki tekrarları belirlemek, tekrarların farklı türlerini ve kullanım özelliklerini ortaya çıkarmaktır. Bunun için tekrarlar, onların türleri ve metinde bağdaşıklığın sağlanmasında tekrarların rolü gibi kavramlarla ilgili araştırmalara başvurulacak, Altun Yaruk'taki tekrar örnekleri incelenecek ve onların anlamları açıklanarak metnin oluşmasındaki görevleri ortaya çıkarılacaktır. Yazı Altun Yaruk'ta tekrarların çok yaygın olduğunu, bu tekrarların metinde bağdaşıklık sağladığını, metne şiirsellik ve ifade gücü kattığını, onu daha anlaşılır ve akılda kalıcı kıldığını savunmaktadır. Ayrıca Altun Yaruk'ta geçen tekrarların tesadüf eseri oluşmadığı, her birinin çevirmenin isteği ve kararı ile metne eklendiğini gösterecektir.
Serge Lesourd'u uğurlarken.. Psikanalist Dr. Özge Soysal'ın kendi sitesinde yayımlanmıştır.
Mutasavvıf, şair, şeyh Muhammed Lutfi Efendi; halk arasında “Alvar İmamı”, “Efe hazretleri” unvanıyla meşhurdur. Erzurum’un Hasankale ilçesi Kındığı köyünde doğmuştur. İlk tahsilini babası Hoca Hüseyin Efendi’den almış, Erzurum’un tanınmış bazı âlimlerinin derslerine katılmıştır. Şiirlerini Türkçe, Arapça ve Farsça olarak yazmış olup, bunlar “Hulâsatü’lhakâyık” adlı eserde oğlu tarafından bir araya getirilmiştir. Alvarlı Muhammmed Lutfi’nin şiirlerinde Firdevsî, Enverî, Sa’dî, Mevlânâ ve Hâfız gibi birçok İranlı şairden izlere de rastlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Alvarlı, Erzurum, İranlı şairler. ABSTRACT Iranian Poets in the Hulâsatü’l-Hakâyık Mystic, poet, shekh Muhammad Lutfi; among people is famous for “The imam of Alvar”, “Hazrat Efe” . He was born in Erzurum, Hasankale, Kındığı. He received his first education from his father Hodja Huseyin, he participated in classes of some well known scholars of Erzurum. Poems in Turkish, Arabic and Persian is written in the “Hulâsatü’l-Hakayık” combined by his son. In the poems of Muhammad Lutfı from Alvar observed many Iranian poets such as Firdevsi, Enveri, Sa’di, Mevlânâ and Hâfız. Keywords: From Alvar, Erzurum, Iranian poets.
42. Kazı Sonuçları Toplantısı, 4. Cilt, 2023
Üniversitesi tarafından sağlanan kurumsal, akademik ve maddi desteklerle, altı aylık bir zaman diliminde gerçekleştirilmiştir. Arazi çalışmaları kapsamında, Alalah'ın saray, tapınak, kale ve anıtsal ölçekli şehir kapılarının bulunduğu Alan 1'de iki plan-karede arkeolojik kazı yürütülmüş ve yine Alan 1'de çevre düzenlemesi ve alanın kültür turizmine kazandırılmasına yönelik restorasyon, koruma ve tanıtım çalışmaları gerçekleştirilmiştir (Resim: 1). Aççana Höyük Kazıları ve Amik Ovası Araştırma Merkezi'nde (AHAM) ise küçük buluntu, seramik, insan kemikleri, hayvan kemikleri ve arkeobotanik malzeme üzerine analiz ve belgeleme çalışmaları yapılmıştır.
DergiPark (Istanbul University), 2023
Başvuruda bulundu. Kabul edildi.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.