Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, Dijital Reklamcılık Bize Ne Anlatır?
Dijital teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, beraberinde pazarlama ve reklam faaliyetlerinin de değişimine neden olmaktadır. Markalar bu bağlamda hedef kitleleri ile olan iletişimlerini hızlı ve etkileşimli bir şekilde gerçekleştirebilmek için yaşanan gelişmeleri yakından takip etme ihtiyacı duymaktadır. Dijital gelişmelere ek olarak sosyal medyanın yaygınlaşması, marka ile tüketici arasındaki iletişime yeni kavramlar kazandırmıştır. “Bir bütün olarak hedef pazardan ziyade belirli kilit kişilere odaklanılan bir pazarlama biçimi” şeklinde tanımlanan dijital pazarlama içinde Influencer’ların yeri, ağızdan ağıza pazarlama noktasında önem kazanmaktadır. Çünkü artık tüketiciler, bir şirketten gelen sponsorlu bir gönderi yerine güvenilen bir arkadaştan veya kişiden gelen bir mesajı daha olumlu karşılamakta, algı ve tutumunu ona göre şekillendirmektedir. Bu nedenle Influencer Marketing (Etkileyici Pazarlama), tüketicileri ile etkili iletişim kurmak isteyen markalar için önemli bir pazarlama ve reklam aracı konumuna gelmiştir. Dijital teknolojide yaşanan gelişim Influencer Marketing içindeki etkisini, Influencer’ların da sanal hale gelmesi ile göstermektedir. Yeni nesil çalışmalarda kendini bilgisayar ortamında tasarlanan karakterler olarak gösteren Sanal Influencer’lar, gerek takipçi sayıları gerekse reklam işbirlikleri ile dikkat çekmektedir. Bu doğrultuda, çalışmanın kapsamında Influencer Marketing kavramı ve yaşadığı dönüşüm literatür çerçevesinde ele alınmış, Sanal Influencer’lar arasında Instagram’daki en yüksek takipçi sayısına sahip olan Lil Miquela’nın Calvin Klein ile yapmış olduğu reklam kampanyası örneğinde kavram detaylandırılmıştır. Altar Yavuz, O. & Yılmaz, M. (2019). Dijital Reklamcılığın Kurgu Yüzleri: Sanal Influencer'lar. Dijital Reklamcılık Bize Ne Anlatır?. Mehmet Yakın (Ed.) İstanbul: Urzeni. 179-242
Dijital İletişim Çağında Influencerlar ve Kanaat Önderliği, 2021
DİJİTAL TOPLUMUN İNŞASI, 2022
Uşak üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2015
It has seen that was frequently given to female element at virtual advertising, which is an important branch of publishing in the internet environment. It is often witnessed that the woman appeared in virtual showcase although no relevance and connection with advertising subject beside benefit from the women phenomenon in connection with the displayed products of goods and services. On the one hand, although this condition raised problems with the personality and dignity of women, the other hand, it is being subject to criticism by advertising authorities and the scientific community keeping in the forefront the ‚people‛, not ‚product‛. In this article it is being discussed with concrete examples from virtual media whether or not the woman is an advertising material.
2016
Günümüz reklamcılığı, her yeni kitle iletişim teknolojisinin yükselişinde olduğu gibi, İnternet kullanımının yaygınlaşması ile çeşitli dönüşümler geçirmektedir. Bu dönüşümler temel olarak İnternetin etkileşim özelliği ve buna bağlı belirginleşen üre-tüketici olgusu ile şekillenmektedir. İnternetin etkileşim özelliğine bağlı olarak bir yandan kullanıcının/tüketicinin aktif hale gelmesi öte yandan ise reklamların hedeflenebilme yeteneğini kazanması çevrimiçi reklamcılığın gelenekselden farklılaştırmasına yol açmaktadır. Bununla beraber, özellikle Web 2.0 ile oluşan yeni medya ekolojisinde, kullanıcıların/katılımcıların tamamının içerik üretim ve dağıtım gücüne/olanaklarına sahip hale gelmesi çevrimiçi tüketici olgusundaki değişimlerin kaynağı olarak görülmektedir. Bu değişim reklamcılar tarafından "katılım çağı" olarak ilan edilirken, üre-tüketici etkinliklerinin, hem reklamcılığı ve ticareti destekleme hem de bozabilme potansiyeline dikkat çekilmektedir. Bu çalışmada, ticaretin yön verdiği İnternet ortamında giderek daha fazla ve farklı biçimlerde işlevsellik kazanmaya başlayan reklamcılık konusuna odaklanılmış ve çevrimiçi reklamcılığın karakteri ve aynı zamanda çevrimiçi tüketici etrafında şekillenen reklam iletişiminin nasıl dönüştüğü açıklanmaya çalışılmıştır.
5. Uluslararası Medya Çalışmaları Sempozyumu, 2024
Araştırmada Lil Miquela isimli influencer örneklem olarak seçilmiştir. Bu seçimin temel nedeni gerçek bir insan olmaması, alanının ilk örneklerinden olması ve en fazla takipçisi bulunan bilgisayar temelli karakter olmasından kaynaklanmaktır. Lil Miquela, bir bilgisayar tarafından oluşturulan görüntü (CGI) influencer olmasına rağmen, yapay zekâ ile tasarlanmış karakterlerin potansiyel kapasitelerini anlamak için önemli bir referans noktası sunmaktadır. Lil Miquela'nın 2023 yılındaki Instagram hesabındaki paylaşımları araştırmanın veri setini oluşturmaktadır. Bu paylaşımlar içerik analizine tabi tutularak sponsorlu içerik oranları ile tespit edilen markaların dağılımları istatistiksel olarak ortaya konulmuştur.
DergiPark (Istanbul University), 2022
Sosyal medya ile birlikte kullanıcılar artık kendine dair her hareketini diğer insanlarla paylaşabilmektedir. En çok kullanılan sosyal medya mecralarından olan Instagram, görsel paylaşımları ile bireye benlik sunumunda çekici gelmektedir. Çeşitli paylaşımlarla bireyin gönderiler paylaştığı Instagram'da Influencer'lar olarak nitelendirilen çok takipçili hesaplar, bireylerin dikkatini çekmektedir. Takipçileri tarafından bir anlamda kanaat önderi olan Influencer'lar, yaptıkları paylaşımlarla takipçileri üzerinde etkiye sahiptirler. Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin Instagram'da benlik sunumlarına Influencer'ların etkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın evrenini Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğrencileri örneklemini ise görüşme yapılan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri oluşturmuştur. Çalışmada veri toplama tekniği olarak odak grup görüşmesi tercih edilmiştir. Araştırma sonucunda, katılımcıların büyük kısmının Instagram'da takip ettikleri Influencerların benlik sunumunda bir etkisi olmadığı, Influencerlardan öğrendikleri bilgileri sosyal medya ve gündelik hayatlarında kullanma maksadı güttükleri tespit edilmiştir. Katılımcıların Influencer etkisini kendi paylaşımlarına yansıtırken sadece görsel materyallerden yararlandıkları; paylaşımlarında beğeni ve popülarite kaygısından ziyade kendi beğenilerinin ön planda olduğu anlaşılmıştır.
2012
Dijital pazarlama çabalarında yaşanan artışla beraber sanal topluluk kavramının önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Sanal topluluklar, internet ortamında yeterli sayıda kişinin bir araya gelmesiyle oluşan kişisel ilişki ağlarıdır. Çevrimiçi gruplar gerçek anlamda bir araya gelmedikleri için, bu gruplara topluluk denip denemeyeceği tartışma konusudur. Rheingold, sanal toplulukları “yeterli sayıda kişinin internet aracılığıyla, sanal alemde insani duygulara dayalı kişisel ilişki ağları oluşturmak üzere, yeterli sürelerde devam ettirdikleri halka açık tartışmalardır” şeklinde tanımlamıştır.
Galatasaray Üniversitesi İleti-ş-im Dergisi, 2019
Relationship Building in the New Media Age: Virtual Reality Technology and Public Relations Campaigns The brands that integrate the opportunities offered by the new media technologies, that have come into our lives in the 1960s and beyond, are not unconcerned to virtual reality technology that bring advantages such as "diversification of forms of telling stories / transferring content", "exploring experiential, psychological and interactive ways to reach the target audience", "provide more concentrated experiences through effects such as isolation and abstraction", "designing different techniques and environments in media relations", "more effective communication / relationship with target groups by creating innovative brand sense." With the investments made by expert international brands such as Apple,
İnternet üzerine yapılan akademik araştırmalar, tüketicilerin demografik özelliklerine ağırlık veren istatistikî veriler sunmakta, kişilerin inanç ve tutumlarına yönelik çalışmalar sınırlı kalmaktadır. Oysaki yeni iletişim teknolojileri ile ortaya çıkan dijital tüketicinin anlaşılması reklamcılığın başarısı için önemlidir.Bu çalışmanın amacı internet reklamcılığına yönelik katılımcıların tutumları ve inançlarının belirlenmesidir. Bu amaçla Yang’ın (2003) araştırmasında kullanılan 38 maddeden oluşan Likert ölçeği esas alınmıştır. Araştırmada veri toplama yöntemi olarak anket kullanılmış ve 183 kişiye uygulanmıştır. Ankete katılan kişiler kolayda örnekleme yöntemi ile seçilmiştir. Araştırma sonuçları internet reklamlarına yönelik tutumlar üzerinde belirleyici olan yedi inanç faktörü (Materyalizm, hedonizm, ürün bilgisi, tüketici yararı, ekonomiye katkı, olumsuz özellikler ve web ekonomisi) olduğunu ortaya koymuştur. Researches about the Internet usually focus on consumers’ demographic characteristics which provide the statistical data. But researches about people’s attitudes and beliefs are limited. However understanding the digital consumer emerging with the help of new technologies is crucial for the success of the advertising. Individual’s beliefs and attitudes toward advertising affect the success of ads. The goal of this study is to determine the participant’s beliefs and attitudes towards Internet advertising by using Yang’s (2003) 38-item Likertscale. In the study, survey method was used and 183 surveys were conducted. Participants were chosen by convenience sampling approach. Results reveals that seven belief factors (Materialism, hedonism, product information, consumer benefits, good for economy, negative features and web-economics) are determinant on attitudes toward internet advertising.
Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi
Teknolojinin akıl almaz bir hızla gelişmesi, internetin sosyal hayatın rutinleri arasına girmesi toplumsal hayatı birçok boyutuyla etkilemiştir. Teknolojinin gelişmesine paralel olarak ortaya çıkan kavramlardan biri de sanal gerçeklik kavramıdır. Sanal gerçeklik (Virtual Reality/VR) yapay ortamlar yaratarak gerçek gibi deneyimlenip etkileşim ortamı yaratan bilgisayar destekli sayısal platformları ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Sanal gerçeklik uygulamaları simülasyon başta olmak üzere birçok alanda (görsel, sanatlar, mimari, askeri, sağlık, eğitim, oyun, reklam) kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı teknolojik gelişmeler sonucu ortaya çıkan sanal gerçeklik uygulamalarının reklam stratejilerinde nasıl kullanıldığını ortaya koymaktır. Bu amaçla örnek olarak seçilen reklam uygulamaları çözümlenmiş ve sanal gerçekliğin reklam stratejilerinde nasıl kullanıldığı tespit edilmeye çalışılmıştır.
Dijital İletişimde Güncel Çalışmalar, 2024
tüketim alışkanlıklarını ve reklamcılığı radikal bir şekilde değiştirmiştir. Ancak, bu dönüşümün temelleri çok daha öncelere, II. Dünya Savaşı sonrasına dayanmaktadır. Savaş sonrası gelişen liberal politikaların etkisiyle özel sektörün hızla büyümesi, ülkeye gelen malların çeşitlenmesini sağlamış ve tüketim alışkanlıklarında köklü değişimlere yol açmıştır. Liberal ekonomi anlayışının yanı sıra, dönemin sosyo-ekonomik değişkenleri de tüketim olgusunun yeniden şekillenmesinde önemli bir paya sahip olmuştur. Yaşanan bu gelişmeler ışığında toplum, geleneksel yaşam tarzından zamanla uzaklaşarak batılı yaşam tarzını benimsemiş, tüketim ihtiyaç olmanın ötesine geçerek bir sembol ve anlam kazanmıştır. Tüketimin bir anlam kazanmasının kuşkusuz en önemli aracı, kitle iletişim araçlarının gelişmesine paralel olarak reklamlardır. Ürün, kişi, hizmet, fikir gibi olguların topluma tanıtılmasında büyük güç olan reklamlar, tüketilen şeylerin kendisine sağlayacağı faydadan bahsederek bireyleri tüketerek mutlu olacağı konusunda da sıklıkla uyarmaktadır. İlk başlarda yalnızca fiziksel ortamlarda, mağazalarda veya televizyon ve radyo programları arasında karşılaşılan reklamlar, zamanla dijital mecralarda da görünür hale gelmiştir. İnternet, akıllı telefon uygulamaları ve dijital oyunlar gibi alanlarda, yaşamın her anında reklamlarla karşılaşılmaktadır. Reklam ortamlarında gerçekleşen bu dönüşümün kuşkusuz en yeni meyvesi de dijital reklamlardır. Firmalar, geleneksel medyayı kullanmaya devam etmekle birlikte, dijital reklamcılığın sunduğu fırsatları da etkin bir şekilde değerlendirmektedir. Dijital reklamların yükselişi, tüketici davranışlarını yönlendirme ve marka bilinirliğini artırma konusunda büyük bir potansiyel sunarak, reklam stratejilerini dijital mecralarda şekillenen yeni normlarla uyumlu hale getirmiştir. Sosyal medya platformlarından arama motorlarına kadar geniş bir yelpazede yer alan dijital araçlar, markaların hedef kitlelerini daha hassas bir şekilde belirlemelerine ve etkili mesajlar iletmelerine olanak tanımakta, aynı zamanda tüketicilerin dijital reklamlar aracılığıyla daha fazla bilgiye ulaşmalarını ve kişiselleştirilmiş teklifler ile karşılaşmalarını da sağlamaktadır. Bu durum, tüketici alışkanlıklarının değişmesine ve tüketim kültürünün kapsamlı bir dönüşümüne yol açmıştır. Reklamcılığın dijitale evrilmesiyle, tüketim sadece ihtiyaç giderme süreci olmaktan çıkmış, kişisel tatmin ve sosyal statü sembolü olarak da görülmeye başlanmıştır. Tüketiciler, reklamlar aracılığıyla kendilerini ifade etme ve bireysel kimliklerini yansıtma fırsatı bulurken, markalar da bu dinamikleri stratejik bir şekilde kullanarak hedef kitlelerine daha çekici ve anlamlı mesajlar sunabilmektedir. Bu çalışmada, dijital reklamların çağdaş tüketim kültüründeki rolü “Tüketim kültürü” ve “dijital reklam” kavramları çerçevesinde incelenerek, yaşadığımız dönemin birer tüketim kahramanı olan dijital reklamların, bireyleri tüketime yönlendirmede nasıl aracılık işlevi gördüğü değerlendirilmiştir.
AJIT-e Online Academic Journal of Information Technology, 2021
Dijital dünyada gün geçtikçe daha da fazla imaja dayandırılan tüketim, çalışma kapsamında mercek altına yatırılacak ve reklam kampanyalarında gözlemlenen ‘Selfie’ kullanımı ve sosyal medya sitelerinden Instagram’ın filtrelerime yönelik reklam örneklerine yer verilirken, viralleşmiş en başarılı ve öncü kampanya örnekleri, imaj yaratma ve narsizm çerçevesinde incelenecek; reklamın öz-tüketim ile ilişkisi “selfie” penceresinden mercek altına alınacaktır. Selfie ile imajlaşan bireyin tüketimde nasıl nesneler arasında yer aldığı sorgulanırken, konuya ilişkin kapsamlı literatür taramasının yanında tıklanma ile görülme sayıları yüksek olan ve sektöründe tanınan sosyal media analiz şirketlerince örnek gösterilen ‘özçekim-selfie’ konulu, ulusal ve uluslararası olmak üzere iki viral reklam kampanyası örneği üzerinde göstergebilimsel analiz yöntemi kullanılarak bir inceleme yapılmıştır.
Erciyes İletişim Dergisi
Öz 2017 verilerine göre Nüfusun %60 'ının internet kullandığı Türkiye'de, soysal medya kullananların oranı %52. 18-29 yaş aralığında ise bu oran %83'e yükselirken, en aktif sosyal medya platformları olarak da YouTube % 57, Facebook %54, Instagram % 49, Twitter %44 ön plana çıkmaktadır. Söz konusu veriler, genç nüfusla iletişim kurabilmek için dijital ortamları öncelikli hale getirmektedir. En genel biçimde; kısa sürede çok sayıda insana erişme olanağı bulunan ve edindikleri bilgileri çevresindekilerle etkili biçimde paylaşan kişiler olarak tanımlanan kanaat önderleri, dijital iletişim sürecinin de önemli aktörleri olabilirler. Dijital ortamların kamuoyu önderi niteliğini kazanan sosyal medya fenomenlerinin paylaşım ve gönderilerinin etkisi iki aşamalı akış kuramı bağlamında ele alınabileceği gibi, iletilerin yayılma biçimi ise bir çeşit kulaktan kulağa iletişim mantığı ile açıklanabilir. Söz konusu yaklaşımla sosyal medya fenomenlerinin çok farklı konularda, ya da belirli bir konu üzerinde yoğunlaşan gönderilerinin, takipçilerinin tercihleri üzerinde etkili olacakları söylenebilir. Bu bağlamda, kamuoyu önderi niteliği taşıyan sosyal medya fenomenlerinin, sosyal sorumluluk kampanyalarının iletişiminde de etkili iletişim kaynağı olabilecekleri öngörülmektedir. Çalışmada sosyal medya kullanım oranının en yüksek olduğu yaş grubu üzerinde anket araştırması yapılmış ve takip edilen sosyal medya fenomeninin kamuoyu önderi işlevi üstlenerek, hedef kitlenin sosyal sorumluluk kampanyaları hakkında bilgi sahibi olması, kampanyalara katılması ve kampanyaların duyurulmasına katkıda bulunması konularındaki rolü ele alınmıştır.
2006
Öz: Viral pazarlama, kişilerin bir pazarlama mesajını diğer insanlara aktarmalarını teşvik eden stratejiyi tanımlanmakta ve bu şekilde mesajın yayılımında önemli bir potansiyele işaret etmektedir. Viral pazarlama, firmaların mal ve hizmetleri hakkında bir vızıltı veya söylenti yaratmanın en etkili ve maliyet etkin yöntemlerinden biridir. Virüslere benzer şekilde viral pazarlama stratejileri mesajın binlerce kişiden milyonlarca kişiye yayılmasını sağlayarak avantaj yaratır. Viral pazarlama, e-posta adresine sahip İnternet kullanıcılarının bir pazarlama mesajını diğer kullanıcılara aktarmalarını teşvik eden bir pazarlama tekniğidir. Ağızdan ağıza iletişim teknikleri internet üzerinden pazarlamada yaşamsal bir özelliktir. Web üzerinde viral pazarlama, "maustan mausa" veya "modemden modeme" iletişim olarak da adlandırılır. İnternet üzerinde viral pazarlama ağızdan ağıza pazarlamanın basit teknolojik boyutudur. Etkili bir viral pazarlama stratejisi altı unsuru kapsar. Bunlar, ücretsiz mal veya hizmet göndermek, başkalarına çabasız transfer etmeyi sağlamak, küçük kitlelerden geniş kitlelere kolayca yayılmak, genel güdü ve davranışları kullanmak, mevcut iletişim ağından ve diğer kaynakların avantajından yararlanmaktır. Başarılı viral pazarlama kampanyaları yaratıcılık, eğlence, kolay kullanım ve görünürlük, güvenilirlik, teşvik ve kişiselleştirmeyi kapsayan teşvik edici mesajı içerir.
IBAD Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
İnternetin ve yeni iletişim teknolojilerinin 2000'li yıllardan itibaren hızla yaygınlaşmasıyla birlikte, geleneksel haberleşme ve iletişim şekilleri de değişime uğramıştır. Özellikle genç kuşaklarda akıllı cep telefonları adeta "bedenin bir parçası" haline gelirken, kuşaklararası iletişim kanalları da X ve Y kuşaklarının aleyhine tıkanmaya başlamıştır. Z Kuşağı veya Alfa Kuşağı olarak adlandırılan en genç kuşağın, iletişimin şekli ve kuralları konusundaki tutumu da, özde bağımsız ve özgür bir ruha işaret etse de, bir önceki kuşakların yaşam tarzına ters düşen kimi biçimsel uygulamaları içermektedir. Toplu taşım araçlarında herkesin başını akıllı cep telefonlarına gömerek hayatını dijitalleştirmesi, sokakta görüntülü olarak cep telefonlarıyla yüksek sesle konuşulması, bir kafede oturan 4-5 kişilik arkadaş grubunun sürekli cep telefonlarıyla ilgilenmesi, yasak ve/veya tehlikeli olmasına rağmen uçaklarda cep telefonlarının son ana kadar kapatılmaması ya da uçuş moduna alınmaması, sinema veya konserlerde sık sık çalan cep telefonları, hoca ders anlatırken bile öğrencilerin sıra altından mesajlaşması gibi gündelik hayatta sıkça rastlanan davranışlar, yeni iletişim teknolojilerinin sorgulanmasına yol açmaktadır. Bu çalışmada dijital görgüsüzlük olgusu, gündelik hayat sosyolojisi ve kısmen "serbest zaman" kavramı çerçevesinde ele alınmış, teknolojik gelişmelerin neden olduğu kültürel davranış değişiklikleri eleştirel bir bakış açısıyla tartışılmıştır.
Gelenekselden Dijitale Reklam Mecraları
İnceleme-Araştırma 166
27. Pazarlama Kongresi, 2024
Yapay zekâ teknolojisindeki ilerlemeler, dijital pazarlamada sanal influencerların (SI'lar) yükselişine yol açmıştır. Bu çalışma, uyarıcı-organizma-tepki (S-O-R) modelini kullanarak Z kuşağı tüketicilerinin SI'lara ve markaya yönelik tutumlarının davranışsal niyet üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada, Instagram kullanıcıları olan 175 üniversite öğrencisi (%61 kadın, Ortyaş = 20,75, SS. = 2,01) üzerinden toplanan veriler yapısal eşitlik modellemesi ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, SI’ya yönelik tutumun marka tutumunu pozitif yönde etkilediği ve marka tutumun da eWOM ve satın alma niyetini artırdığı belirlenmiştir. Öte yandan, SI’ya yönelik tutumun satın alma niyeti üzerinde doğrudan bir etkisi bulunamamıştır. Post hoc analizi sonucuna göre, SI’ya yönelik tutum hem paralel hem de seri bir şekilde marka tutumu ve eWOM vasıtasıyla satın alma niyetini dolaylı olarak etkilediği tespit edilmiştir. Bu çalışma, SI'ların dijital pazarlamadaki önemini ortaya koyarak, pazarlamacılara bu yeni alanı nasıl daha etkili kullanacaklarına dair önemli iç görüler sunmaktadır.
Uluslararası Sosyal Medya ve İletişim Araştırmaları Dergisi
Bu çalışmada, sosyal platformlarda geniş bir takipçi kitlesine ve etkileşim gücüne sahip, Influencer olarak nitelendirilen nüfuzlular ile dijital çağın çocukları olarak adlandırılan Z Kuşağı bireyleri arasındaki ilişki Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı bağlamında incelenmiştir. Araştırma kapsamında gerekli verilerin toplanmasında anket yöntemi kullanılmış, örneklem seçiminde ise Kolayda Örnekleme ve Kartopu Örnekleme yöntemlerinden faydalanılmıştır. Anket formunun çevrim içi platformda oluşturulmasında Google Formlar uygulamasından yararlanılmış, anket formuna ait link internet aracılığıyla katılımcıların erişimine sunulmuştur. Araştırma kapsamında toplam 614 kişiden veri toplanmış, gerekli ön koşulları taşıyan 513 kişinin verdiği yanıtlar değerlendirmeye alınmıştır. Verilerin analizinde IBM Spss Statistics 22.0 for Windows paket programından faydalanılmıştır. Bireylerin ölçekte yer alan ifadelere katılım düzeyleri arasında herhangi bir farklılık olup, olmadığını tespit etmek amacıyla veriler Bağımsız Örneklem T testi ve ANOVA analizlerine tabi tutulmuş, elde edilen sonuçlara göre bireylerin katılım düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar olduğu belirlenmiştir.
Literatürk, 2020
Bu çalışmanın temel amacı, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojisinin reklamcılık alanında nasıl kullanıldığını ve tüketicilerde nasıl bir deneyim oluşturduğunu örnekler üzerinden ortaya koymaktır. Çalışmada teorik çerçeveyi oluşturan kavram ve olgular (sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, sanal ve artırılmış gerçekliğin reklamcılıkta kullanımı) açıklanmış, daha sonra seçilen örnekler üzerinden uygulamalar anlatılmıştır
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.