Academia.eduAcademia.edu

Kimlik ve Aidiyet Meselesi Bağlamında Şemsettin Sami

2017, Uluslararası İki Toplumun Aydını Şemsettin Sami Sempozyumu Bildiri Kitabı

Abstract

1870’li yılların başlarında İstanbul’a gelen ve bu tarihten sonra bazı seyahatleri dışında hayatının tamamını İstanbul’da geçiren Ş. Sami, Fransız İhtilali’ni müteakip İmparatorlukta yavaş yavaş hissedilmeye başlanan milliyetçilik düşüncesini ilk fark eden ve kavrayanlardan biri olarak kendini Türk kültürü, dili, sözlüğü, edebiyatı gibi alanlara hasreder. Bu çerçevede Türk edebiyatının ilk roman ve tiyatrolarından Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat’ı, Besa Yahut Ahde Vefa’yı; Fransızca, Arapça sözlüklerle birlikte özellikle Türkçenin kayda değer ilk sözlüklerinden biri olan Kamus-ı Türkî’yi; Türkçenin muhtelif dönem ve sahalarında ortaya çıkan Orhun Yazıtları, Kutadgu Bilig gibi temel eserlerini ve yanı sıra Türk dilinin çeşitli sorunlarını günün dergi ve gazetelerinde ele alıp incelediği, bugün bile önemini koruyan dikkate değer makalelerini hazırlar. Bu kısa değinmelerden anlaşılıyor ki Ş. Sami, hayatını kültürel bakımdan bağlı olduğu Türk milletinin hizmetine vakfetmiş ve bu doğrultuda yoğun şekilde çalışmıştır. Buna mukabil kökeni yani etnik kimliği ile ilgili yazdıkları ise alfabe ve dil bilgisi kitabı ile bazı ansiklopedik sözlüklerinde ve dergilerde karşımıza çıkan kimi maddelerle makalelerden ibarettir. Ancak bugün Türkiye’de ve özellikle de Arnavutluk’ta bazı kesimlerde söz konusu tarihsel realiteler göz ardı edilerek Ş. Sami’nin, gizli bir Türk düşmanı ve buna karşılık kuvvetli bir Arnavut milliyetçisi olduğu ileri sürülmektedir. Ancak Türk kültür, sanat, dil, sözlük ve edebiyat alanında bu kadar önemli çalışmaları olan, hayatını neredeyse Türklerin söz konusu yönlerine vakfeden Ş. Sami’ye yöneltilen bu suçlamaların gerçekliği nedir? Bugün için bunların gerçekliğini ya da sahteliğini test ettirecek argümanlar var mıdır? Bunlar, kuşkusuz cevaplanması son derece güç sorulardır. Çünkü bugün bu soruların birinci derecedeki muhatabı hayatta değildir. O hâlde burada daha makul olan bir yola başvurmak gerekir: Ş. Sami, Türkçede yazdığı eserlerinde kendi etnik kökeni Arnavut ile kültürel kimliği olan Türk’e nasıl bakıyor? Eserlerinde her iki kimliğe karşı lehte veya aleyhte nasıl bir tutum sergiliyor? Bu bildiride söz konusu açılardan hareketle Ş. Sami’nin kendi etnik ve kültürel kimliklerine bakışı, yaklaşımı ele alınmaya ve kavranmaya çalışılacaktır.