Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, Turnalar
…
90 pages
1 file
1 t u r n a l a r turnalar 74 ULUSLARARASI HAKEMLİ TÜRK DİLİ, EDEBİYAT VE ÇEVİRİ DERGİSİ 2 K › b r › s -B a l k a n l a r -A v r a s y a T ü r k E d e b i y a t l a r › V a k f ı t u r n a l a r ULUSLARARASI HAKEMLİ TÜRK DİLİ, EDEBİYAT VE ÇEVİRİ DERGİSİ
Anadolu Turnaları, 2019
KHADR SERVICES, 2023
Misafir olur noktâ.. Misâfir Hızır’dır arzulu dilerse Mihmândı Hızır misâfir gelirse Cân dîli câncân Hızırı görürse Gayb ricâli emrinde âşkın olur Rabb-i hâstır ki terbiye eder Mânâ rüyâda havâs âyândır Lâtif sûret şekli sıret mümkün Zât zuhûr etse münkeşif olur Her nere gitse Hızır yoldaşım Yetim öksüz doyurdu sırdaşım Her nere yürüsem gelmiş Hızır Ara bul turna sesi bal sun olur Sırr ekilir ilâhi hikmet biçilirse Mutlak yakın şâhdamar kadar Cisim, kalp, rûh hangisi sezer O'ndandır O'na dönüş bir olur Evvel istiğrak'tan âhirde agâhî Heyl meyli meşiyyetin dilemek Hak, lâ-taayyün mâhiyyet âmâ Zât'ının gerçeği ahad âşk olur Bir zekâ bir rûh aslına dönerse Yetkinliği taşar âşk ile severse Ölümsüz âşık Rabbe dönünce Sudur logos hâra doğurur olur İbn'ül Vaktir zamânın çocuğu Külli hiçlik vahdaniyette hiçtir Külli akıl nefsi külliden gelmiş Ebü’l-vakt, vahdeti şûhut olur Her değişen âlem hadistir bize Her an başka başka olur tecelli Var olması anın aynıdır aynâda Cevheriyle ârazıyla ola ışk olur Şâhit olunanlar görenin birliği Mücerred gizli hâzinede gizli Kusut yolu istencin irâdetsizi Lâ mevcûde İllallah Hû olur Malûma bağlı ile doğan doğar Gör âyan-ı sâbite suretlerinde Çeşitlenme başkalaşma başka Sınırsız, sayısız, sonsuzla olur Noktânın seyrânına halk denir Mânâ şekil harf haline gelince Lâm elif olur amâ illâ Lam elif Aşkın merkezine bir Mim olur Kendi varlığından verdi varlığı Uçsuz bucaksız yoktur darlığı Mutlak vücûd noktâna Kayyûm Hâlık, Mucit, Muhyî Mübdî olur Huzur zuhûr bulan hazzı zevki Vardır her hakikatı zâhiri şevki Aynı bî-sûretin kün müdebbiri Mazhar mutasarrıfın rûhu olur Şekli rengi zamanı mekânı yok Kendi mislini mebdeyi bilir rûh Zılli hayâli tenine gölge beden Ayrılık gayrılık yekta zuhûr olur Zâtı Baht hakikatü’l-hakayıktır Ferd Vitr Vahidü’l-Ahad Samed Levh-i mahfuz'da kâtibin İsrâfil Hakkanî vasfın yedi noktâ olur O nüshâda bu âdem bir noktâ Deryâ amâ katreden bir reşhâ Levlâke levlâk sırrı izhâr eden Arş, kürsi, encüm bir mâh olur Kara Nûr görünmez ki kıtman O âmâda idi evvel âhir âşk idi Kendisi bâtın, sureti zâhir Hak İnsan esas zübde'yi âlem olur Bir noktâdan yerden göğe âlem Sıfât olan zâtıdır cânındır âdem Bin deryâ gizli bir noktâda kadim Nefahtüden gönle gelir Hak olur Kendinden tecelli ederdi heyula Ruh-ı a’zam Meryem ile Mustafâ Nakş olma Kâf ile Nûn bir hemtâ Hangi kaba girse cevher su olur Hokka çanak kadın rahmi nun Zuhurdan fark gereğidir adalet Yeryüzü pınarı Kâfdağı menba Yedi tamu altı yedi cennât olur Ayn kün ankâ taşır ruhu aşka Bilgi ağacı tepesinde tüner kuş Yassak derlerde inanmaz asla Hakkı teşhis idrâkla insân olur Hak ile halk bâki ola cemde ayn Noktâyı kübrâ cemmül cem bir Fekâne kabe kavseyni ev ednâ Farkının farkında olsa Ferd olur Kayıtlanmış kayıtlar kalksa keşke Küllü şey’in hâlikün illâ vechehu Ahadiyyet ceminde olmaz gölge Vahdet kesreti birler tevhid olur Gönül esrârı noktânda süveydâ Her giydiğin cübbe karam noktâ Kalbin zirvesinde bıraktığı izdir Rûh akar ebedi kara sevdâ olur Rû, Waterloo 10 Mayıs 2023 İNSAN NEDİR? NOKTA NEDİR? “Ben sizin Rabb’iniz değil miyim?”(A’raf, 7/172) dedi Rabbimiz. Nedir nokta? Her insan bir harftir. Her şeyin aslı noktadır. Noktanın seyranına halk denmiştir. Elifin yatmasıyla be, bükülmesiyle dal, doğrulmasıyla lâm elif meydana gelmiştir. Elif aynı zamanda 1 rakamıdır. Kâinat, bu birin toplanması, çıkarılması, çarpılması ve bölünmesiyle idame edilir. İnsan noktadan başlar ve kelimatullaha eren bir varlık cevheridir. Başlangıçta insan bir hücreden ibaret iken evlenip çoğalarak toplum olmuştur. Elif=insanın vücudu; lâm=aklı;mim=kendi kitabıdır. Rahmaniyetin temsilcisi olan Hz.Ali, “Ene noktat-ün-taht-el-be”(Ben ’nin altındaki noktayım.) demiştir. Allah, kendi zatında mevcud ilim hazinesini insana açtırır. Bu âlemi bir nüshaya benzetilir. İlm-i ezelînin aşk sonsuzluğu, kudretinin genişliği, Cenab-ı Hakk’ın ilminin sonsuzluğu yanında bu âlem, sanki küçük bir nüsha bir noktadır. Elifi oluşturan yedi noktanın dördü anasır, üçü mevalid-i selâsedir. Bu yedi noktayı dört ile çarparsan yirmi sekiz eder. Yirmi sekiz terfi ettirildiğinde iki yüz seksen eder ki, bu da bir insanın ana rahminde geçirdiği gelişim süresidir. Noktada ne uzunluk, ne derinlik, nede genişlik vardır. Nokta şekilsizdir. Ne zaman harf haline gelirse, o zaman şekillenir. Harflerin de bir kısmı noktalı, bir kısmı noktasızdır. Noktasız olanlarına mutlak(serbest) harfler, noktalı olanlarına ise mukayyet(noktayadayanan) harfler denir. O nokta öyle bir noktadır ki, cihanı kapsamıştır. Nokta insanın kafasıdır. Vücudu o noktanın uzayıp aldığı şeklidir. Nokta beyne de şamildir. İnsan beyni bütün özetlerin toplandığı en büyük bir cevherdir ve ruhun da saltanat yeridir. İnsan, ruhu ile insandır. Nokta zat-ı mutlaka işarettir. İnsan bir noktadır. Ölümsüz ruh bilinir aşk ile ve Tanrı var olur. İnsan evrenin esas manası zübde-i âlem olur. Nokta nedir? Kalemin ucunun kâğıda değdiği yer yani bıraktığı izdir. Si-yah noktadır. İnsan da başı itibarıyla nokta gibidir. Saç siyahtır. Bir noktaya benzete- biliriz. Kâ’be’nin örtüsü de siyah. O da bir nokta olabilir. Toprak da siyah. O da birnokta olabilir. Hocaların, hâkimlerin, avukatların giydikleri cübbe de siyah. O da birnokta olabilir. Başka bir siyah daha var. O,çok büyük bir siyah. Gece… Başka bir nokta daha var. Ona ne diyorlar? Nokta-yı süvey-da… Nokta-yı süveyda, insan kalbinin ortasında bulunan kara bir noktadır. Mekke-i Mükerreme’deki Beytullah, insandaki o noktanın bir sembolüdür. Gönlün esrarıdır. Ego esiri olmazsa insan kibirden kurtulur ve Halkta Hakkı, Hak'ta ise halkı görür, aşklar merkez olur. Seyri Sülûk üç çeşittir. Birincisi cisimle olur.Cisimle oluşta suret kaybolur siret(bir kişinin içi, hâli) gelir. İkincisi, kalp ile olurki, gönlün muhabbetle dolması çabasıdır. Üçüncüsü ruhla olur. İnsan vücut şehrini görür, sadece ruh ve ruha ait olanları görür.Gerçekte sülûkun sonu yoktur. Sülûkla insanın gözüne bir sürme çekerler ki o, artık gerçeği görür ve başkasını görmez. Gönlü açılır, göğsü genişler, arş gibi olur. O zaman insan bütün eşyada tecelliyi görür, gizliler aşikâr olur. Bütün eşyada bir gerçek bulunduğu, ondan gayri zerre bulunmadığı anlaşılır. Yani bütün uzantılar da asıl gözükür. Gökten yağanla, yerden akanın o asıldan olduğunu, ilahî hikmet denen sırrın ekilirse biçileceği öğrenilir. Kendi vücudunun, aklının ve ruhunun ne olduğu sezilir. Böylece yakınlık ama mutlak yakınlık, “Şah-damarından daha yakınım.”(Kaf Suresi/6) buyruğundakinden ileri yakınlık makamı bulunur. İki cihanın da sultanı olunur. O za-man ne sultan kalır, ne iki cihan… Başlangıç O’ndandır, dönüş O’nadır. Tasavufta irfan şuuruna göre vahdet-ivücut nazariyesine göre varlığın varlığa gelişi mutlak yoktan değildir. İlahî isimler ve sıfatlar vasıtasıyla bizzat ilahî varlığın kendisindendir. Nasıl geliş ilahî varlıktansa dönüşde O’nadır. İbni Arabî şöyle der: “O hâlde her iş O’ndandır… Her iş O’ndan başladığı gibi O’na döner.” Demek ki İbni Arabî’ye göre oluş, asla mutlak manada yok olmayı ifade etmez. Allah’ın vücudunun ilk kuvve halindeki Tek’lik ve bilkuvve halindeki çokluğundan bilfiil çokluğa geçmesive çoğul olarak sayısızca, sınırsızca ve son-suzca tecellisidir ve O’nun taşması(el-Feyzel-Mukaddes) ile oluş daima varlık ve varlıklar sahasında bir ontolojik çeşitlenme ve başkalaşmadır. Yokluktan var eden Allah, görünür hale gelmiştir. Tüm varlıkların tümü Tanrıdır. Tüm görünenler Tanrısal yansımalardır. Madde ve Mana kamu alem birdir. Evren bir varlık yığını değil, devamlı oluşan, devamlı değişen bir olaylar sistemidir. Tekerrür etmeyen bir tecellidir. Hiç bir şey aynı biçimde tekrarlanmaz. İbni Arabî’ye göre bu hakikat şudur: Âlem her an yeni bir tecelli ile var olmaktadır. Eğer tecelli bir an kesilse âlemin varlığından eser kalmaz. Tecellide ise tekrarlanma yoktur. Her tecelli eski varlığı giderir ve yeni bir varlık getirir. Tecellinin her varlığı gidermesi onun gidişi anında varlığın yok olması, yeni bir varlığın yaratılması da başka bir tecellinin onu meydana getirmesidir ve eşyanın yok olması anı, onun var olması anının aynıdır. Madem ki âlemin vücudu sürekli değildir. Çünkü âlem, cevheriyle ârazıyla daima değişmektedir. Her değişen şeyin taayyünü yani, görünüşü de her an başka başka olur. Binaenaleyh, âlem hadistir… Âlem, ancak gerçek varlığın sıfatları olarak mevcuttur. Çünkü âlem denilen varlık, Allah’tan gelen tecelli ile doğan âyan-ı sabite suretlerinde O’nun belirmesinden ibarettir. Allah ise bu âyan-ı sabitenin hakikatları ve ezelî bilgideki durumlarına göre çeşitli suretlerde görülür ve düşünülür. İlmin maluma yani, bilginin bilinmiş olan şeye bağlı olmasının sebebi de budur. ORTAK NOKTALAR Hızır inancı Sünnî kesimlerde de bulunmaktadır. Bu itibarla bu inanç Alevî-Bektaşî zümrelerle Sünnî zümreler arasındaki önemli ortak değerlerden biridir. Hızır ismiyle anılan tekke ve türbeler hem Alî-Bektaşî inancında olanlar tarafından hem de Sünnî kesimler tarafından ziyaret edilmektedir.
Özet Bu çalışmanın amacı Türkçe ders kitaplarındaki metinlerde toplumsal cinsiyet rollerine nasıl yer verildiğini tespit etmektir. Bu amaçla iki yayınevi tarafından basılan 8. sınıf Türkçe ders kitaplarındaki elli metin ve bunlara ait görsel unsurlar incelenmiştir. Değerlendirmede görsellerdeki cinsiyet rolleri, metinlerdeki cinsiyet rolleri, meslek rolleri, kişilik rolleri, aile içi ve aile dışı roller, kadın ve erkeğin statüsü gibi başlıklara ilişkin veriler içerik çözümlemesi yoluyla elde edilmiştir. Araştırma sonucunda metinlerde erkekle birlikte kadının da sosyal hayatta öne çıkmaya başladığı; bununla birlikte erkeğe hem daha fazla oranda yer verildiği hem de erkeğin daha olumlu bir rolde sunulduğu görülmektedir.
2013
Consequently, it can be suggested that one of reasons why Kangals have managed to keep its generation must be original stories and beliefs in Sivas, which cover the Kangal`s wolf choke, intelligence, courage and loyalty; that lack of knowledge and mistakes in folkloric veterinary medicine and breeding applications be eliminated in animal rights and welfare terms.
TÜRK KÜLTÜRÜ VE HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ, 2021
Alevi ve Bektaşi inancına göre, manevi bir dünyada yaratanla bütünleşme hali olan ve aynı zamanda müziğin bir uygulama alanı olarak kullanıldığı cem törenleri, müziğin aktarımı ve devamlılığı bakımından önemli bir yere sahiptir. Bununla birlikte cemlerde icra edilen eserler müzikal anlamda Tasavvufi Türk Halk Müziğinin repertuvarını da oluşturmaktadır. Araştırmaya konu olan Otman Baba Süreği cemlerinde karşımıza çıkan repertuvar içerisinde de söz konusu repertuvar örneklerinden nefesler ve semahlar yer almaktadır. Ancak icra edilen semahlar üzerine yazılmış kaynakların sınırlı olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmada araştırmaya konu olan Otman Baba’dan kısaca bahsedilerek cemlerde bir ibadet uygulaması olan semahın, etimolojik anlamına ve konuyla ilgili çeşitli görüşlere yer verilecektir. Daha sonra çalışmanın asıl kısmını oluşturan Otman Baba Süreği cemlerinde dönülen Turnalar Semahı’nın bölümleri, icra ediliş biçimi, figüratif yapısı, kişi sayıları hakkında bilgiler verilip bu semahın yörede yaşayan dede/babalar, zâkirler ve insanlar için ne ifade ettiği aktarılacaktır. Son olarak eser müzikal yönden (ritmik, makamsal, melodik) incelenecektir. Çalışmada esas olarak, Otman Baba Süreğinde yer alan Turnalar Semahı’nın yerel müzik özelliklerinin ortaya konulması, dönülen semahın temel müzik özellikleri ile birlikte yerel özelliklerinin belirlenmesi ve daha sonra yapılacak olan benzer çalışmalara müzik analizi açısından katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Volume 6, Issue 2, 2022
TÜRKÇE KIRK HADİSLER VE HÂZÂ KİTÂBU HADÎSİ ŞERÎF RİSALESİNİN TÜRKÇE KIRK HADİS KATEGORİSİNDE İNCELENMESİ, 2023
Tehlikedeki Diller Dergisi Çeviri Özel Dosyası, 2019
ULUS-DEVLET İNŞASINDA ÇEVİRİ VE İDEOLOJİNİN ÇEVİRİ VE İDEOLOJİ, 2020
Derlemeler - Çeviriler, 2024
TUSATBITIG4_Turk_Dunyasinda_Dil_Edebiyat_ve_Kultur_Yolunda, 2021
Çeviribilimde Araştırma ve Yayın Sorunları, 2021
ASOS Journal The Journal of Academic Social Sciences, 2020
2nd International Symposium on Silk Road Academic Studies, 2018
BENGİ - Dünya Yörük-Türkmen Araştırmaları Dergisi, 2018 – 1 , 2018