Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
212 pages
1 file
Uygarlık, 2020
Değerli Okuyucularımız, Hacettepe Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu olarak Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri ve fikirlerinden aldığımız ilhamla 2000 yılında başladığımız yolculuğumuzda bir hayalimizi daha gerçekleştiriyor olmanın mutluluğunu sizlerle paylaşıyoruz. Atamızın izinde ilerlemek ve onun bizlere verdiği değere layık olmaya çalışarak çağdaş uygarlık yolunda attığımız adımları güçlendirmek ve aydınlık yarınlara birlikte ulaşmak ümidiyle ‘Uygarlık’ dergisini sizlerle buluşturuyoruz. Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Haluk Özen’e, akademik danışmanımız Prof. Dr. Umut Akyol başta olmak üzere tüm değerli hocalarımıza, yazıları ile bizleri onurlandıran kıymetli yazarlarımıza ve topluluğumuzun yegane parçası olan sevgili üyelerimize destekleri için topluluğumuz yönetim kurulu olarak teşekkür ediyoruz. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun!
Uygarlık, 2021
Hacettepe Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu yayın organıdır. Uygarlık'ın bu sayısında Dr. Togay Yılmaz şiiriyle okurları karşılıyor. Yazar Dr. Erdal Atabek, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dünya tarihini değiştiren iki önemli hamlesini okurlara aktarıyor. Akademisyen ve yazar Prof. Dr. Erendiz Atasü toplumsal cinsiyet kavramını sosyal, hukuki ve bilimsel açılardan ele alıyor ve güncel tabloyu gözler önüne seriyor. Sayısız tarihi eserin vatanımıza geri kazandırılmasını sağlayan gazeteci ve yazar Özgen Acar, yazısıyla Büyük İskender'i ve Ankara'yı farklı açılardan inceliyor. MEF Üniversitesi Öğretim Görevlisi, araştırmacı yazar Elfin Tataroğlu laikliği dar sözlük tanımlamalarından çıkartarak, geniş ve kapsamlı bir şekilde ele alıyor ve laikliğin barındırdığı değerleri açıklıyor. Gazeteci ve yazar Mustafa Balbay, yazısıyla tarihimizde çağı yakalamada ıskaladığımız önemli dönüm noktalarından birisini okurlara aktarıyor. Eğitimci ve yazar Dr. Niyazi Altunya eğitim tarihimizi, farklı bir alan olan beden eğitimi özelinde inceliyor ve gün yüzüne çıkmamış birçok fotoğraf ve anıyı okurlarla paylaşıyor. Ressam ve sanat yazarı A. Celal Binzet, sanatçının aydınlanma ve çağdaşlaşmadaki öncü rolünü, sanat tarihinden örneklerle okurlara açıklıyor. Kırklareli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Atagenç, iktisat tarihimizdeki önemli olgulardan birisi olan İzmir İktisat Kongresi'ni dönemin koşullarıyla bağlantılı olarak inceliyor. H. Ü. Mezunlar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İ. İlker Tabak, Hacettepe Üniversitesi'nin ilkelerini ve Hacettepelilik ruhunu okurlara aktarıyor. Arş. Gör. Eda Eren, Selim Sırrı Tarcan'ın kültürümüzde önemli yeri olan zeybeğin bugüne gelmesini sağlayan çalışma ve emeklerini okurlarla paylaşıyor. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü öğrencisi Gökçe Topluk, ulusal kimliğin oluşturulması aşamasında Türk motiflerinin kullanımını ve Atatürk'ün bu konuya verdiği önemi okurlara aktarıyor. Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğrencisi Buğrahan Kılıç, yönelttiği sorular aracılığıyla bireyi ve toplumu günümüz gerçekleriyle yüzleştiriyor. Bu sayının editörü Fatih B. Gürtaş, üniversite özerkliği ve akademik özgürlük kavramlarının tarihsel gelişimini ve bu kavramlar bağlamında Türkiye'nin güncel durumunu okurlara aktarıyor.
Türk Dili Dergisi, 2017
“Bütün Kur’an’ları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalı’nın gözünde Osmanlıyız; Osmanlı, yani İslâm. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın!” (Meriç, 1996: 9)
Fernand Braudel, Uygarlıkların Grameri, Mehmet Ali Kılıçbay (çev.), 4. Baskı, İstanbul?: İmge Yayınları, 2014, 613 s. Her uygarlığın kendine özgü bir karakteri vardır. Bakış açılarına göre, bu karakteri besleyen faktörler değişebilir. Ancak her uygarlığı kendi dönemine, kendi şartlarına, kendi inanışlarına göre değerlendirmek elzemdir. Bu değerlendirmeyi yaparken de ötekileştirme yapmamak, dar kalıplara sokmamak ve objektifliği korumak önemlidir. Braudel'in bu objektifliği yapmadığını söylememiz abes kaçmaz. Bu yazının amacı, ünlü tarihçi Fernand Braudel'in Uygarlıkların Grameri adlı eserinde kullandığı bakış açısını değerlendirmek, ötekileştirdiği, değersiz gördüğü değerlerin, aslında kendi kıyaslamaları sebebiyle değersizleştiğini ve yaptığı uygarlık tanımının evrensel bir tanım olarak kabul edilemeyeceğini tartışmaktır. Fernand Braudel, Annales ekolünün kurucu bilim insanlarından biridir. Annales ekolü, geçmişin sadece siyasi belgelerle izah edilemeyeceğini; sosyal ve ekonomik boyutların yanında, diğer bilim dallarının verileriyle beraber değerlendirildiğinde tablonun daha da netleşeceğini düşünen araştırmacıların düşünce okuludur. Ünlü tarihçinin 1962'de neşrettiği Uygarlıkların Grameri adlı eserini de bu faktörleri dikkate alarak yazdığı anlaşılmaktadır. Annales ekolünün geliştirdiği Yeni Tarih; tarihi değişimlerde ve farklılıklarda coğrafyanın, iktisadın ve zihniyetlerin etkilerini ve işlevlerini ortaya çıkarmıştır. Annales ekolünün ikinci kuşağının üstadı kabul edilen Braudel'in bu eseri de, Yeni tarihçiliğin tarihçilik anlayışına örnek teşkil eder. Braudel kitabında tarihin arka odalarına atıfta bulunmayan kitapları, tarih yazımını eleştirmiştir.
antropolog ve arkeolog (1948-2017). Kaliforniya eyaletinin Cupertino şehrinde doğdu. San José Devlet Üniversitesi'nde antropoloji alanında lisans eğitimi aldı (1970). Oxford Üniversitesi'nde arkeoloji alanında doktora derecesi almaya hak kazandı (1977). Paleolitik ve deneysel arkeoloji alanlarına yaptığı katkılar ve ilkel toplumlar ile uygar toplumlar arasında yapılagelen beylik ayrıma yönelttiği ve alanda son derece etkili olmuş eleştirileriyle tanınan Keeley, hominidlerin davranışlarının yeniden inşa edilmesi ve taş aletlerin sınıflandırılması alanlarında mikro aşınma analizinin öncülerinden biridir. Başlıca eserleri: Experimental Determination of Stone Tool Uses: A Microwear Analysis (1980).
2017
Kültürleşme ve medeniyet kavramları üzerinden kültürel farklılıklardan ortaya çıkan uygarlık terimi tartışması üzerine bir çalışma.
2006
Eğer sözlüklerimiz mitolojik öğelerle dolu olsaydı, "uygarlık" birinci sırda yer almayı hak ederdi. Bu konumlandırma, bir ta nımlamayı gerektirecektir. Ama Braudel, ümitsiz bir şekilde, uy garlık "disiplinsiz yaşayan bir sözcüktür 1 der. Bu disiplinsiz sözcük, farklı alanların her birinin kendi kavramlarını öne çıkar ması nedeniyle, herkesi memnun edecek ölçüde, yetkin bir ta nımlama ile karşılanamıyor. O halde sözcüğün tanımlanmasın dan çok, bizim için ne ifade ettiği önemli bir çıkış noktası olabi lir. Geçmişin bir noktasına yerleşerek, yaşamını sürdüren bu sözcük, "henüz bir tamamlanmamıştık" 2 mıdır? Öyle görünüyor ki insan, bir gün her yönü ile uygar bir yaşama kavuşsa da "uy garlık" tatmin edici ölçüde tanımlanamayacak ama hep arzulanacaktır. Çünkü "uygarlık" yapıcı bir sözcüktür. Eğer uygarlık, geçmişe dair bir sözcük 3 ise çok geniş bir çerçevede, bu geçmiş bize modern devletin tarihini de özetler. Öte yandan devletin bu günkü varlığı, geleceğimizin az-çok öngö rülebilir olasılıklarını belirlemeye yarayabilir 4. Çalışmanın başlı ğını yadırgayan okuyucu bu ifade biçimine çok şaşırmamalıdır. Zira insanlığımızın kaba bir sürüden uygarlık düzeyine, tabii
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
DergiPark (Istanbul University), 2022