Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Belleten, 2012
Geçen yıl dünyanın en tanınmış seyyahlarından Evliya Çelebi'nin (25 Mart 1611-1683), doğumunun 400. yılı kutlanmıştır. Bu bağlamda, 2011 yılı UNESCO tarafından "Evliya Çelebi Yılı" olarak ilan edilmiştir. Öte yandan 2010 yılında Avrupa Konseyi, insanlık tarihinde farklı kültürlerin kaynaşmasına en çok katkıda bulunan 20 kişi arasında Evliya Çelebi'ye de yer vermiştir. Onu böylesi bir ayrıcalığa kavuşturan ise 10 ciltlik Seyahatname adlı eseridir. Bu saygın eserde seyyah, yarım asır boyunca gezip gördüğü yerleri, o günün koşullarında oldukça titiz bir şekilde ele almıştır. Evliya Çelebi, bu gezi kitabında, Osmanlı coğrafyasının büyüklü küçüktü pek çok yerleşmesinin tarihini, yöneticilerini, mimari özelliklerini, dillerini, sosyal ilişkilerini, insanlarını, hikayelerini ve olaylarını kendi gözlem ve araştırmaları ışığında özgün bir dille anlatmıştır. Bu makale, Evliya Çelebi'nin Seyahatname adlı eserine bağlı olarak, onun Kayseri şehrini nasıl okuyup analiz ettiğ...
ASYA STUDIES, 2018
Öz Osmanlı tarihinin önemli yazılı kaynaklarından birisi de şer'iyye sicilleridir. Şer'iyye sicilleri hem kadı tarafından kaleme alınan belgeleri hem de başka makamlardan gelen emir, ferman, buyrultu gibi belge türlerini ihtiva eder. Bundan dolayı şer'iyye sicilleri konu ve belge çeşidi olarak gayet zengindir. Bu zenginlik içerisinde de çeşitli bilim dallarını ilgilendiren ve aydınlatılması gereken bilgiler bulunmaktadır. Kadı sicilleri geniş kapsamlı olduğu için birçok konuda dönemini yansıtan bilgiler vermektedir. Bu çalışmada ise daha çok mahkemelerde ne tür davaların görüldüğü, davaların nasıl işlendiği, müslim ve gayrimüslimler arasındaki davalar, şer'i hukukun tatbiki ile kadının görev alanları, Kayseri'ye ait mahalle ve köy isimleri, Kayseri'de bulunan meslek grupları ve diğer konular ele alınmıştır. Şer'iyye sicilleri, döneminin olaylarını, toplumun yaşantısını, devletin idare şeklini, hukukun nasıl işlediğini, toprak sistemini, devletin vergi yapısını, idarecilerin yükümlülüklerini, vakıfları ve daha birçok konuya ait bilgileri bünyesinde barındırmasına rağmen tek başına bir sicilin incelenmesiyle bu tür konular hakkında edinilen bilgi eksik kalmaktadır. Bunun için diğer şer'iyye sicillerinin ve kaynakların da incelenmesi gerekmektedir.
Düşünen Şehir Dergisi, 2020
2018
ÖZET Bu çalışmada Kayseri'de imge haline gelmiş doğal, tarihi, kültürel ve doğal güzelliklere değinilmiştir. Kayseri'de meşhur olan güzelliklerin tarihçelerine değinilmiş ve bazılarının eksik tarafları dile getirilmiştir. Eksik olan taraflar hakkında neler yapılabilir, bunlar hakkında çözüm önerileri sunulmuştur.
Tarihte Kadın , 2020
Ahilik genel olarak birbirini seven, sayan, yardım eden, fakiri ve yoksulu gözeten, iş hayatında ahlaki kuralları esas alan esnaf ve sanatkarlardan oluşan bir teşkilatın adıdır. Çalışmada ahiliğin kurucusu Ahi Evran'ın neden ilk olarak Kayseri'ye yerleştiği ve ahiliğin neden ilk olarak Kayseri'den başladığı ile ilgili gerçekler üzerinde durulacaktır.
Bir asırdan biraz evvel 1917' de Dârüsselâm, Kudüs bizden ayrı düştü. Endülüs'ün acı ve hüzün yüklü hatıraları dururken, Türkistan, Hindistan daha soğumamışken gereken dersler alınamamış ve Kudüs de kaybedilmişti. Tarih tekerrür ettiği her derste daha ağır bedeller ödetiyordu. Ve Gazze. Sultan Kutuz'un önüne çıkan her şeyi ve her yeri yakıp yıkan Moğol istîlâsına 1260 tarihinde dur dediği Aynicâlût Savaşı'nın, canlı şahidi aziz topraklarda şimdi yeni bir Endülüs sergileniyor. Dünya sessiz, insanlık çaresiz; çağdaş Câlûtlar her zamankinden daha fütursuz. Dârülmülk Konya'nın üçüncü sayısı işte tam bu vahşetin tanıklığında vücut buldu. Dârülmülk'ten Dârüsselâm' a bir dua olsun diye… Bir dua olsun ki Kılıçarslanlar, Selahaddinler, Baybarslar… artık geç kalmasın.
Öz 1964 yılında özel bir şahıs tarafından gerçekleştirilen bir evin temel kazısında ele geçen kadın başı, günümüze kadar yayımlanmamıştır. Buluntu yeri ve yapı bağlantısı bilinmeyen Kayseri eserini, yalnızca saç modası ve fizyonomik özelliklerden yola çıkarak tarihlendirmek zor olsa da gerçekleştirdiğim karşılaştırmalar ve değerlendirmelerle kadın başına, bir dönem ve kimlik önerisi getirilmeye çalışılmıştır. Arkeoloji literatürüne kazandırmak için kaleme aldığım Kayseri eserindeki kuaförlük modası, dolgun yüz ile göz bebeği ve irisin işlenmemesi kadın başını, tarihlendirmemize olanak sağlayan tanımlayıcı özelliklerdir. Kayseri Müzesi'nde korunan eserdeki "Ceres Tipi" saç modası, Iulius-Claudiuslar Hanedanlığı ve Hadrian dönemlerindeki resmi ve özel kadın portreleriyle yakın benzerlik göstermektedir. Yalnızca Kayseri başındaki kuaförlük modası, Iulius-Claudiuslar Hanedanlığı dönemlerindeki saç modasını anımsatmasına rağmen patetik ifadenin verilmeyişi kadın başını, bu dönemin üslup özelliklerinden ayırmaktadır. Kadın başındaki saç modası, ayrıca Hadrian dönemi kadın portrelerindeki kuaförlük modasıyla da büyük benzerlik gösterse de Kayseri portresinde, Iulius-Claudiuslar Hanedanlığı dönemleri eserlerinde olduğu gibi Hadrian dönemi portrelerinde de gördüğümüz fizyonomik özelliklerin idealize edilerek verilişi yer almamaktadır. Fakat aynı zamanda eserde patetik ifadenin yer almayışı, "Ceres Tipi" saç modası ve göz bebeği ve irisin işlenmeyişi de kadın portresini, fizyonomik özelliklerin tam olarak idealize edilmediği Erken Hadrian dönemine tarihlendirmemize mümkün kılmaktadır. Çalışmamda da "Ceres Tipi" kuaförlük modasının görüldüğü her iki dönemle, Kayseri başını karşılaştırarak eserin tarihlendirilmesi, kimlik çalışması ve önerdiğim dönemin gerekçeleri detaylı bir şekilde verilmek istenmiştir.
2010
Bu makalede 2007–2008 yıllarında Kayseri Müzesi’nde ekibimiz tarafından yapılan epigrafik çalışma sırasında kaydedilen biri yayınlı dokuz yazıt tanıtılmaktadır. Genellikle İS. I. - İS. III. yüzyıllar arasına tarihlenen yazıtların büyük bir kısmı, Cappadocia Eyaleti’nin başkenti olan Caesarea’dan ya da territorium’undan getirilmiş olmalıdır. Burada tanıtılan yazıtlar, onomastik açıdan önemli yenilikler getirmektedir. Bir numaralı yazıtta Kapias; iki numaralı yazıtta ise, Tauras ve Komeis olmak üzere Anadolu kökenli üç şahıs ismine dair yeni bilgiler elde edilmektedir. In this article one published and eight new inscriptions from the Kayseri Museum are presented. All of them have been brought to the museum form Caesareia and her territory. According to the letter forms and stylistically all the inscriptions are dated from 1st to 3rd century AD. The first two inscriptions give us important information on three local names (Kapias (no. 1); Tauras and Komeis (no. 2).
Düşünen Şehir Dergisi, 2023
K öklü tarihi ve zengin kültürü ile kayseri'de mimari ve sanat çok dilli bir anlatıma sahiptir. Merkezde uzun ömürlü taş malzeme ile yapılan yapılar geçmişin yaşayan en somut kalıntılarıdır. Kayseri'de mimari ile yaşamın iklim, ekonomi ve sosyal yapıya bağlı olarak biçimlendiği açıktır. Farsça kökenli bahçe "küçük bağ" anlamında kullanılan bir kelimedir ve Kayseri evlerindeki karşılığı bahçe, avlu/havlu olmakla birlikte en kapsamlı terim ise bölgede "hayat" kelimesi kullanılmaktadır. Bahçe ve avlu düzenlerinin iç içe birleşimini karşılayan hayatlar evlerde belirleyici konumdadır ve evin etrafında şekillendiği asıl mekânlardır. Evlerin içinde küçük bir bağ veya bahçe şeklinde ele alınan hayatlar, yaşam kültürünün en canlı yaşayan mekânlarıdır. Gündelik hayatın büyük bir kısmının dış mekânda geçirilmesini sağlayan hayat, fonksiyonelliği ile ön planda olup özellikle bitki ve su ögesi ile birlikte Kayseri evlerinde özgün bir tasarımla kendi içinde bir işleyişe kavuşturulmuştur. Yöreye özgü bir kültür olarak şekillenen hayat, mekân olarak içindeki mimari bölümleri ile gelenek, görenek ve daha çok ekonomik güç doğrultusunda gelişerek biçimlenen özel alanlardır. Yaşanılan mekân olan hayatta öne çıkan detaylar ile özellikle su ögesi ve su yapılarının vazgeçilmez bir unsur olarak sanata yansıması
Sunata, Ulas. (2015). “Diasporanın Sosyokültürel Hafızası Olarak Çerkes Köyü.” Sayfa 9-48. Sosyokültürel Yönleriyle Çerkes Toplumu. Kaf-dav Yayınları, Ankara. ISBN: 978-975-6255-99-5
2012
This study investigates the physical transformation of the city of Kayseri from 1882 to 1945 within the perspective of urban modernization which started in the 19 century and the early years of the Turkish Republic. The period from 1882 to 1945 was chosen due to the reason why the oldest available map dates from 1882, additionally; the city’s present form was based on the Aru urban development plan which was prepared in 1945. Historical maps from 1882 (prepared by Euthychides), 1916, the 1920s and 1931 and the 1933-1935 and 1945 land development plans are used in this study. Two main city forms can be observed throughout the studied period: the traditional Ottoman city form in the late 1800s and the contemporary city form which began to appear in the early years of the Turkish Republic. The change in the city’s form from 1882 to 1945 can be traced by considering on three key elements: state buildings, highways and residential developments. In this study, the comparative evaluation o...
sbe.erciyes.edu.tr
Bu çalışmada, ağırlıklı olarak Kayseri'nin bütünsel anlamını oluşturan en küçük birimler olan geleneksel evler ve evlerden yola çıkılarak şehirdeki diğer referans noktaları (Erciyes Dağı, Kayseri Kalesi gibi), göstergebilimsel yaklaşımın sunduğu olanaklarla analiz edilecektir. Böylece tarihsel bir bakış yerine, Kayseri, farklı bir açıdan ve düzanlamların yanı sıra yananlamsal düzeyde de yorumlanmaya çalışılacaktır. Kayseri'nin anlambilimsel incelemesini yapabilmek için şehri okumaya başlarken, gösterenlerine bakmak gerekir. Tüm şehirlerde olduğu gibi gerçekte hangi kültürel ya da ruhsal bütün içinde olunursa olunsun, gösterilenlerin ve gösterenlerin farklı anlamlar taşıyabileceğini ve kenti göstergebilimsel bakışla okurken sonsuz eğretilemeler zinciriyle karşı karşıya kalındığını hatırlamak yerinde olacaktır. Geçmişte püskürttüğü lavlarıyla, bugün ise bu gücünün verdiği azametle, şehrin hakimi gibi duran Erciyes, onunla bir karşıtlık ilişkisi yaratan Kale, yıkılmamak için direnen kiliseler, Koca Sinan'ın eserleri, geçmişin izlerini taşıyan geleneksel evler ve bugünün yapıları ile Kayseri, okuyucuyu sonsuz anlamlara ulaştırır. Kayseri'yi geçmişin ve bugünün gösterenlerini sergileyen bir şiir gibi okumak, şehrin yüzyıllardır biriktirdiği anlamları farklı bir bakışla açımlamaktır. Bu çalışmada Kayseri şehrini göstergebilimsel olarak anlamlandırırken, Roland Barthes ve Umberto Eco, kuramsal temel olarak alınmaktadır.
sbe.erciyes.edu.tr
Mimari mekânı anlamak ve yeni mekânlar tasarlamak için bu bilgileri kullanmak, yapılı çevrenin sürdürülebilirliği ve yapılacak katkının bu bütüne katılabilmesi açısından önemlidir. Bu bilginin üretildiği bir alan olarak mimarlık, sürekli bir değişim içinde olan çevrenin dinamik, enerjik ve karmaşık özgünlüğünü değerlendirmek durumundadır. Mimarlık alanında yapılan niceliğe ve analize dayalı pozitivist yöntemlerin bu dinamiği oluşturan ilişkiler ağını algılamak ve yansıtmakta yeterli olmadığı düşünülmektedir. Bu bağlamda, bu çalışmada, kentin katmanlı ve karmaşık yapısını bütüncül bir bakış açısı ile okumak ve değerlendirmek amacıyla, fenomenolojik ve hermenötik yaklaşımlara dayalı niteliksel bir yöntem önerilmektedir. "Anlatı"nın bütüncül ve ilişkileri görünür kılan kavramsal yapısı, mimari çevreleri anlamakta bir yöntem olarak ortaya konmaktadır. Kayseri Sahabiye Mahallesi gibi karmaşık ve katmanlı bir yapıya sahip bir bölgenin anlatıya dayalı kent okuması, açıklamaktan çok anlamaya yönelik bu yöntemi örnekleyen bir alan çalışmasıdır.
METU JOURNAL OF THE FACULTY OF ARCHITECTURE, 2012
Son yıllarda Anadolu kentlerine ilişkin çalışmaların sayısı giderek artmaktadır. Bu çalışmalar, Anadolu kent tarihine yeni bilgi ve belgeler kazandırmaktadır. Geçmişten devralınan veriler, kentin gelecekte izleyeceği biçimleniş sürecinin de etkenleri arasındadır. Bu nedenle kentlerin eski imar planları, kentin geçmişten günümüze biçimleniş sürecinin aydınlatılmasında önemli bir yer tutar. Cumhuriyet Dönemi'nde modernleşme adına, merkezi ve yerel yönetimlerin imar planları ve imar uygulamalarıyla, geleneksel dokusunu katı geometrik dokuya dönüştürdükleri kentlerden birisi de Kayseri'dir. Cumhuriyet Dönemi öncesinde Kayseri'de mutasarrıflık ve belediye eliyle birtakım sınırlı imar uygulamaları gerçekleştirildiği bilinmektedir. Kent için bir plan hazırlanmaksızın yapılan bu dar kapsamlı uygulamalar, doğrudan yöneticilerin istenciyle yaşama geçirilmiştir. Pek çok yayında Kayseri'nin kent planlama tarihinin başlangıcı 1945 yılı olarak gösterilir. Alman Mimar-Şehir Plancısı Ord. Prof. Dr. Gustav Oelsner ve Doçent Kemal Ahmet Aru'nun birlikte yapmış oldukları 1945 onaylı kent planının yapısal kurgusu ve kent biçimlenişine etkisi düşünüldüğünde, bu değerlendirmenin doğru olduğu sanılır. Oysa önceki belgeler incelendiğinde, daha farklı sonuçlara ulaşılmaktadır.
Gazi Kitabevi, 2019
Prof. Dr. Harun Güngör Armağanı, 2010
2020
Kuresellesme, dijitallesme gibi olgular dunya duzenini degistirmektedir. Yuzu gelecege donuk olan gelenegin bu degisime ayak uydurmasi ise kacinilmazdir. Geleneksel el sanatlarina dayali bazi mesleklerin bu degisim ve donusum icerisinde unutulmasi veya donuserek devam etmesi soz konusudur. Geleneksel sanatlarin ve mesleklerin bircogu Turkiye genelinde yok olma tehlikesi yasamaktadir. Bu makalede Kayseri’nin buyuk ilcelerinden biri olan Develi’de demircilik, hasircilik, kalaycilik, terzilik gibi el sanatlarinin son ustalari ve cercilik, tuzculuk gibi mesleklerin son temsilcileri ile meslek ve sanatlarinin dunu, bugunu ve olasi gelecegi ele alinmistir. Soz konusu meslek ve sanatlarin Turk kulturundeki yerine kisaca bakilmaya calisilmis, meslek ve sanat erbaplarinin cirakliktan ustaliga gecisteki pratikleri, ilk ustalari, meslegin veya sanatin puf noktalari detayli sekilde sahadan elde edilen bilgilerle ortaya koyulmustur. Soz konusu mesleklerin degisen sosyo-kulturel ve ekonomik kosul...
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.