Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2018, Eskiyeni
This study tries to give a general framework about justice. For this aim, it discusses the etimological dimensions of the word of adalet, justice; and it is attempted to confirm the various senses of this word by referring some relevant verses in Quran. Following that, the concept is discussed in details in the relationship between Ethics and Law. In the second part of the article, it is referred to the unity of reason and heart in Quran, mentioning a justice in the Islamic sense. It takes some relevant verses contain particular judgements about justice to reach the objectivizations of it. It is concluded that justice is one of the most important parts of Islam and the consciousness, adding it is an eternal and ideal value.
FLSF Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi
Hukuk felsefesinin temel uğraş alanlarından biri, hukuk ve adalet arasındaki ilişkiselliği aydınlatmaktır. Söz konusu ilişkisellik rasyonel ve evrensel bir bakış açısıyla tartışılmaktadır. Bu çerçevede elinizdeki çalışmanın amacı, hukukun, adaletin sağlanmasındaki sorumluluğunu felsefi bir bakış açısıyla incelemektir. Çalışma içinde temel olarak şu problemler ele alınmaktadır: Hukuk ve adalet ilişkisi bağlamında “doğal hukuk”, “pozitif hukuk”, “şekli adalet” ve “içerikli adalet” kavramlarının analizi. Aynı zamanda “hukukun üstünlüğü” ve “hukuk devleti” gibi söylemlerin adalet bağlamında irdelenmesi. Hukuk devleti ve adil devletin aynı şey olup olmadıklarının serimlenmesi. Demokratik ve liberal devletlerin hukuk sistemlerinde adaletin durumu. Bahsi geçen problemler felsefi metin analizi yöntemiyle ele alınmaktadır. Son tahlilde ise hukuk ile adalet arasındaki uyumsuzluğa ilişkin bazı bulgular ve sorunların giderilmesine yönelik bazı öneriler yer almaktadır.
2021
Zihinsel yaşamımızın hiçbir yönü, varlığımızın niteliği ve anlamı bakımından duygulardan daha önemli değildir. Hayatı yaşamaya değer ve bazen de bitmeye değer kılan duygulardır. Duygular, bir anlamda neyin hayati derecede önemli ve değerli olduğunun göstergeleridir. Bu nedenle, klasik filozofların çoğunun anlaşılır duygu teorilerine sahip olması ve son yıllarda duyguların bir kez daha felsefenin odağı haline gelmesi şaşırtıcı değildir.
Eskiyeni, 2018
This article will try to develop a critical view on the relation of Law and justice. Differences emerging from this differentiation will be based on the concepts of law of justice and justice of law. The emphasis will be on the reality and value of justice in terms of law and moral philosophy. Law, Religion and Ethics are trying to acquire the power of justice in order to strength their power This article will emphasize the independence of justice and its autonomy.
2021
"GDA’ya mağdur merkezli yaklaşımda ifade edildiği şekliyle, GDA’yi çatışmadan en çok etkilenenlerin kendi beklenti ve ihtiyaçlarını ifade ettikleri biçimleri temel alarak oluşturmak ve tabandan yukarı bir GDA inşa etmek en doğrusu olur."
flsf, 2022
Hukuk felsefesinin temel uğraş alanlarından biri, hukuk ve adalet arasındaki ilişkiselliği aydınlatmaktır. Söz konusu ilişkisellik rasyonel ve evrensel bir bakış açısıyla tartışılmaktadır. Bu çerçevede elinizdeki çalışmanın amacı, hukukun, adaletin sağlanmasındaki sorumluluğunu felsefi bir bakış açısıyla incelemektir. Çalışma içinde temel olarak şu problemler ele alınmaktadır: Hukuk ve adalet ilişkisi bağlamında "doğal hukuk", "pozitif hukuk", "şekli adalet" ve "içerikli adalet" kavramlarının analizi. Aynı zamanda "hukukun üstünlüğü" ve "hukuk devleti" gibi söylemlerin adalet bağlamında irdelenmesi. Hukuk devleti ve adil devletin aynı şey olup olmadıklarının serimlenmesi. Demokratik ve liberal devletlerin hukuk sistemlerinde adaletin durumu. Bahsi geçen problemler felsefi metin analizi yöntemiyle ele alınmaktadır. Son tahlilde ise hukuk ile adalet arasındaki uyumsuzluğa ilişkin bazı bulgular ve sorunların giderilmesine yönelik bazı öneriler yer almaktadır.
Türkiye Biyoetik Dergisi, 2021
Doğa olayları karşısındaki korku ve ölümün bizimle de ilgisi olabileceği tasası olmasaydı, acının ve arzunun sınırlarını bilmeyiş de bize huzursuzluk vermeseydi, doğayı incelememize lüzum olmazdı. Epikuros Özet: Tıpta adalet, İlkecilik yaklaşımına göre dört temel tıp etiği ilkesinden biri olmakla birlikte, diğer üç ilkeye göre kapsamının belirlenmesi ve netleştirilmesi daha zorlu olan ilkedir. Nitekim pandemiyle birlikte, özerkliğe saygı, zarar vermeme, yarar sağlama ilkeleriyle ilgili de tartışmalar gündeme gelmiş; ancak adalet ilkesinin gereklerinin mevcut koşullar açısından yeniden değerlendirilmesi ve söz konusu gerekler çerçevesinde farklı eylem olanaklarına duyulan ihtiyaç kendini çok açık biçimde hissettirmiştir. Son yıllarda gerek sağlıklı a
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2014
Doğurduğu etki ve sonuç itibariyle yargı gücü kendisini her hanede hissettirir; topluluğa dâhil her şahsın mülkiyeti, onur ve haysiyeti, hayatı ve nihayet her şeyi onun elinden geçer. Bundan dolayı değil midir ki, .... yargıç, kendi Allah'ının ve vicdanının emir ve murakabesi dışında hiçbir etkinlik baskısına kapılmayacak şekilde mutlak bir bağımsızlığa sahip olmalıdır. Gençliğimin daha ilk çağlarından bugüne gelinceye kadar iman ettiğim ve inandığım bir şey var ise, o da şudur ki, günahkar ve nankör bir millete bu yeryüzünde yüklenecek en büyük cehennem azabı ve en zalim ceza, ..... bağımsızlığından mahrum bir adalet cihazıdır." Yargıç John Marshall 1 Özet Yargı erkinin bağımsız ve tarafsız olması, modern demokrasilerin ve hukuk devleti ilkesinin temel unsurlarından birisini teşkil etmektedir. Yargı bağımsızlığı, yargının öncelikle, devletin diğer iki erkini oluşturan yasama ve yürütme erklerine karşı bağımsız olmasını, diğer iki erkin yargı erkini görev alanında etkileme imkânına sahip olmamaları anlamına gelir. Daha geniş anlamıyla yargı bağımsızlığı, yargı erkinin, işlevini yerine getirirken, herhangi bir tarafın, herhangi bir nedenle doğrudan veya dolaylı kısıtlama, etki, teşvik, baskı, tehdit ve müdahalesine maruz bulunmamasını ifade eder. Yargının tarafsızlığı ise kısaca, yargı erkinin, önündeki uyuşmazlık hakkında karar verirken yan tutmamasını, tarafların herhangi biri lehine, eşit olmayan bir şekilde, gerek tarafların kendisinden, gerek dışarıdan gelen herhangi olumsuz bir etki nedeniyle ve gerekse hâkimin kendi kişiliğinden, eğitiminden, kültüründen ve politik düşüncesinden kaynaklanan duygu, önyargı ve düşüncelerle farklı davranmaması, kişiliğinden ve her türlü etkiden sıyrılarak karar vermesi, verilen kararın toplumda önyargısız verildiği görünümüne sahip olmasını
Ege Academic Review, 2007
Örgütsel adalet ile ilgili çalışmalarda adaletin bireyler için değerli olduğu varsayımından hareket edilmektedir, adaletin bireyler için ne kadar değerli olduğu ise sorgulanmamaktadır. Bu çalışmanın amacı, yazında yeterince üzerinde durulmamış olan, değerler ile örgütsel adalet algısının farklı boyutları arasındaki ilişkileri sorgulamak ve özellikle adalete atfedilen göreli değerin, adalet algılarını farklılaştırıp farklılaştırmadığını incelemektir. Araştırma sonuçları işlemsel adalet algısı boyutu için bu farklılaşmayı doğrulamamakla birlikte, dağıtım adaleti ve etkileşim adaleti algılarının, adalete atfedilen göreli değere göre farklılaştığını göstermektedir. Adalete atfettikleri göreli değer yükseldikçe kişilerin adalet algıları olumsuzlaşmaktadır. Bu ilişkiyle ilgili daha çok sayıda araştırmaya gereksinim olmakla birlikte, bu sonuca dayanarak, bundan sonra yapılacak adalet algılarına ilişkin çalışmalarda, adalete atfedilen göreli değerin dikkate alınması, özellikle adalet algılarının sonuçlarının incelendiği çalışmalarda adalete atfedilen değerin moderatör olarak etkisinin sorgulanması yararlı olabilecektir.
1971 yılında analitik siyaset felsefecisi John Rawls'un A Theory of Justice 1 kitabı ile başlattığı adalet tartışmasına son olarak The Idea of Justice kitabı ile Hindistanlı iktisatçı Amartya Sen katıldı. İlk bakışta kitapla-rın başlıklarından da anlaşılacağı üzere Sen'in adalet düşüncesi Rawls'un adalet kuramından farklı bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Sen, Rawls gibi dört başı mamur bir adalet sistemi ortaya koyma çabasından ziyade yer-yüzündeki mevcut adaletsizliklerin nasıl azaltılabileceğini ve adalet fikri-nin nasıl hâkim kılınabileceğini araştırmaktadır. Rawls ve takipçilerinin yaptığı gibi ideal adil düzene ve kurumlara odaklanmak yerine Sen, pratik meselelere ve günlük yaşamdaki adaletsiz davranışlara odaklanmayı tercih etmektedir. Dolayısıyla Sen'in, hareket noktası adalet değil adaletsizliktir.
Circle of Justice Theory, 2021
Çalışma adalet kavramının iktisadi gelişme ile ilişkisini tarihi bir perspektifle incelemektedir. Adalet kavramının İslam öncesi Türk devletlerinden Osmanlı'ya kadar devleti ve iktisadi hayatı nasıl etkilediğini araştırmaktadır. Adalet kavramının devlet yönetimindeki öneminin anlaşılmasının ve kavramsallaşmasının Sümerler'e, İbn-i Haldun'a, Kutadgu Bilig'e ve daha öncesine dayandığı anlaşılmaktadır. Adaletle iktisadi hayat arasında güçlü bir olduğu düşüncesi eski uygarlıklara kadar dayanmaktadır. Bir toplumda veya devlette adaletin sağlanması neticesinde ekonomik büyümenin elde edildiği anlaşılmaktadır. Özellikle İslamiyet'in yayılmasıyla birlikte adalet kavramının dini olarak öneminin vurgulanması teoriyi daha da öne çıkarmaktadır. İlk medeniyetlerden itibaren ortaya çıkan adalet dairesi teorisi İslamiyet'in yayılmasıyla birlikte gelişimini tamamlamış ve daha somut olarak ortaya konmuştur. Özellikle Osmanlı'da hukukun gelişmesi ve toplumsallaşması ile daire-i adalet teorisi de gelişimini tamamlamıştır. Bu bağlamda ilk medeniyetlerden günümüze kadar adalet kavramı iktisadi gelişim açısından önemli olmuştur ve daire-i adalet teorisi de tarihsel perspektiften bu ilişkiyi ortaya koymaktadır.
Geçiş dönemi adaleti (GDA), otoriter rejimlerden demokratik rejimlere geçişte, geçmişle gelecek arasında bir köprü kurarak çok önemli bir işlevi yerine getirmektedir. Geçmişte benzer tecrübeleri yaşamış ya da hala yaşamakta olan birçok ülke geçmişten hesap sorabilmek adına çeşitli mekanizmalar meydana getirmektedir. Bu kapsamda; yargılamalar, hakikat komisyonları, tazminat programları, af uygulamaları ve temizlik politikaları, kurbanların ve mağdurların seslerini duyurabilmelerini sağlayan mekanizmalar olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışma söz konusu araçları ve bunların ortaya çıkışını sağlayan GDA kavramını hukuki, sosyal ve politik yönleriyle incelemeyi amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Geçiş dönemi adaleti, geçiş döneminde adalet, hakikat komisyonları, tazminat, uluslararası ceza hukuku, temizlik politikaları, af, çatışma sonrası toplum, demokrasiye geçiş.
Eskiyeni, 2018
This study examines the relationship between social goodwill and real justice. The object of this goodwill is firstly the society and then the state. Society and the state are two essential facts and concepts that necessarily contain each other. In modern Islamic societies, it is felt a lack of the situation which the object of goodwill is correctly selected. This fact makes it difficult for the Middle East to establish the justice which has temporal and material conditions. Because the justice is a social order which contain norm and validity. In this context, it is confirmed that the term of “Circle of Justice” in Ottoman Empire and contemporary theories of which contain the social justice theory originated from Continental Europe and the liberal philosophical justice theory originated from United States of America are co-functional. Within this scope, the philosophers who studied about the circle of justice and some contemporary philosophers of politics such as Hannah Arendt and Jurgen Habermas and John Rawls and Bernard Williams and Ronald Dworkin have expressed the same social truth. Without the idea of an order, it is impossible to gain the real justice. Those who have been living in the Middle East seem to be distant from this social truth because of the process of the glocalization.
Bu eser n tüm yay n haklar , Atatürk Ün vers tes Rektörlü üne a tt r. Yay nc n n yaz l zn olmadan k smen veya tamamen bas lamaz, ço alt lamaz ve elektron k ortama ta namaz. Kaynak göster lerek al nt yap lab l r.
Diriliş Postası , 2023
Savcı değişikliğinden sonra mahkemenin sergilediği bu çelişkili tutum, UCM’nin kuruluş felsefesi ve gayesinden uzaklaşıp bazı ülkelerin güdümüne girerek, bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybettiğini düşünmemize sebep olmuştur. Son dönemde yaşanan bir gelişme bize bunun sadece bir hissiyattan ibaret olmadığını bilakis UCM’nin artık sadece Batılı ülkelerin çıkarları doğrultusunda karar alan bir organa dönüştüğünü göstermiştir.
Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, 2018
ÖZET Bu yazının amacı adaletin sağlanabilmesi -eğer adaletin sağlanması mümkünse-sürecinde bir araç olarak konumlandırılmış olan yasanın şiddetinin meşruiyeti ve ahlakiliği sorununu Benjamin ve Derrida'nın kuramları bağlamında ele almaktır. Çalışma ilk olarak, Benjamin'in 'Şiddet Eleştirisi'ni; ikinci olarak ise Derrida'nın Benjamin'in 'Şiddet Eleştirisi' üzerine yazmış olduğu 'Yasanın Gücü, Otoritenin Mistik Temeli' çalışmalarını şiddetin adaleti sağlayabilmesi, meşruiyeti ve ahlakiliği hususlarında kısaca serimlemeye çalışacaktır. Bu kısa serimlemenin ardından üçüncü olarak, iki kuram kısaca adaleti sağlamanın olanağı bakımından karşılaştırılacaktır. Sonuç olarak, Benjamin için de Derrida için de şiddetten tam bir kaçışın söz konusu olmadığı tespit edilecek ve özellikle Derrida'nın yasaya uyguladığı yapısöküm mümkün olabilir en yüksek adaletin tecellisi olarak konumlandırılacaktır. Yöntem olarak, fenomenolojik ve analitik yöntemler kullanılmak suretiyle kavramsal bir tartışmaya yer verilecek, pratikte ise yasanın her defasında yeniden yapımının gerekliliği örneklerle gösterilmeye çalışılacaktır.
/www.researchgate.net, 2017
ADALET NEDİR, TOPLUMU NASIL İNŞA EDER? / WHAT IS JUSTICE, HOW DOES IT BUILD SOCIETY? ….Adâlet kavramı, ‘hakkaniyet ve eşitlik prensipleri gözetilerek her hak sahibine hakkının verilmesi, hakkın ikame edilmesi ve hakça bir dengenin kurulması manasına gelmektedir. Yüce Yaratıcı, dinin ikamesi için peygamber gönderirken, adalet ilkesinin mutlaka gözetilmesini emretmiştir. Buna istinaden insanlara bir taraftan kulluk vazifesi ve sorumluluklar yüklenirken, diğer taraftan da yaşama hakkı, iman ve ibadet hürriyeti, fikir ve ifade hürriyeti, mal-mülk edinme hakkı ve seyahat etme hürriyeti gibi haklar tanınmıştır. Bu hak ve hürriyetler, insana doğuştan kazandırılmış haklardır. Bu hakların belli kanunlar çerçevesinde güvence altına alınması ve ihlalinin önüne geçilmesi, ancak adalet ilkesinin ikame edilmesiyle mümkündür. Kısaca adalet, her hak sahibine hakkının verilmesi demektir. Allah (cc) âdildir, adaletle hükmeder, kullarından da âdil davranmalarını ister. Kur’an da, tam bir adalet kitabıdır. Allah Teâla Kitab’ı ve mizanı, ilahi bir kanun olarak ölçü ve dengeyi indirmiştir ki, O’nun (cc) yarattığı hiçbir şeyde bir düzensizlik, bir ölçüsüzlük olmasın. Dahası insanlar arasında hüküm verileceği zaman da tam manasıyla adalet ve hakkaniyet esaslarına riayet edilsin. Yönetici konumunda bulunan kimseler de topluma adalet dağıtan, hakkı-hukuku hâkim kılan âdil yöneticiler olsun. Ölçü ve tartıda hakkı gözeten, hile yapmayan, dürüst ve âdil insanlar bulunsun. İşte bütün bunlar Allah’ın buyrukları olarak tanınmalıdır ki, ötelerde adalet terazileri kurulup da hesap görülürken, vahye muhatap olmuş insan o gün bir hüsran yaşamasın…
International Journal of Social Sciences and Education Research, 2015
Adalette kıstas arayışı: Tanıma mı, yeniden dağıtım mı, temsil mi? Nancy Fraser'da alternatif bir koalisyon örneği Seeking for criterion in justice: Is it recognition, redistribution or representation? An alternative model of coalition in Nancy Fraser
İnsanın maddi-manevi huzuru için evrensel bir zorunluluk olan, kaynağını en hassas dürüst-lükten alan adalet idealinin sosyal realiteye dönüştürülebilmesi, şüphesiz olgun muhakemeleri ve yaklaşımları gerektirir. Bu bağlamda, adalete dair yaklaşımların çerçevesini çizen bir uğraş olan siyasetin nasıl anlaşıldığı, adaletin ulaşılabilirliği noktasında en belirleyici etkendir. Bu yazıda, ilm-i siyasetin ne olmadığına ve ne olduğuna yer verilmekte, ilm-i siyasete dair farklı ya da yaygın anlayışların kökenleri irdelenmektedir. İlk kısımda geliştirilen ilm-i siyaset tarifi, Türkiye özelinde siyasete ve adalete dair ihtiyaç tespitinin ve çözüm önerisinin sunulduğu ikinci kısımda pekiştirilmektedir. Attaining justice, a necessary condition of peace at both personal and social grounds, is likely only through subtle and mature ideas on honesty. Various conceptualizations of politics prove to be a serious factor on the development and application of such ideas. There is an important concept in Turkish language and culture, ilm-i siyaset, literally the sci-ence/knowledge of politics, which is colloquially uttered as an excuse for almost any deviation from justice. This essay criticizes the very behavior of exaggerating political-mindedness to the extent that demands and attitudes aiming at justice become pointless. In the first part, the authentic meaning of knowledge as well as politics is discussed, and in the second part, solutions are suggested for Turkey's current socio-ethical situation with regard to the said problem.
Liberal Düşünce Dergisi, 2018
Bu makalede adalet, sosyal düzen ve insan doğası kavramlarının modern siyaset felsefesinin temel konuları içinde yer aldığı düşüncesinden hareketle, esas olarak adalet, sosyal düzen ve özgürlük ilişkisi çerçevesinde genel bir değerlendirme yapılmaktadır. Mülkiyet ve hukuk arasındaki ilişkinin anılan kavramlar bağlamında oluşturulan teorik çerçeveye göre şekilleneceği ileri sürülmektedir. Adalet nedir, sosyal düzen nedir, insan doğası nedir? Bu sorulara yönelik cevaplar farklı teorik tarzların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Adalet ve sosyal düzen fikri bir arada değerlendirildiğinden, adaletin mahiyeti ve tatbiki sosyal düzen anlayışına göre oluşmaktadır. Bu bakımdan, adalet sosyal bir içeriğe sahiptir ve sosyal düzen ve özgürlük anlayışına göre anlam kazanmaktadır.
2022
Bu makale, iThenticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir/This article has been scanned by iThenticate. No plagiarism detected.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.