Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2017, Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı
…
32 pages
1 file
Öz Bugünkü Çanakkale'nin temeli Kal'a-i Sultâniyye'nin inşasıyla atılmış, kale ile birlikte yerleşimde başlamıştır. Zamanla gelişen kentte ihtiyaçlar doğrultusunda camiler inşa edilmiştir. Resmi kayıtlara göre merkezde yaklaşık onbir cami ve mescidin yer aldığı görülürken bunların yedisi günümüze ulaşabilmiştir. Yedi caminin beşi Osmanlı'nın son dönemlerinde inşa edilmiştir. Bu camilerin, sahilden içeriye doğru, Sarı Çay'a paralel olarak belirli bir güzergâhta sıralandıkları görülür. Camiler, plan ve kütle tasarımı ile süsleme özellikleri bakımından genelde sade bir özelik gösteririler. Genellikle kare veya kareye yakın dörtgen planlı olup kırma çatılıdırlar ve tek şerefeli birer minareye sahiptirler. Kurşunlu Camii tek kubbeli örtüsü ile diğerlerinden ayrılır. Kale içinde yer alan Abdülaziz Mescidi minaresiz tek örneği teşkil eder. Son cemaat yerleri yoktur. Hemen hepsi moloz taşla inşa edilen camilerin köşeleri ile kapı ve pencere kenarlarında kesme taş kullanılmıştır. Bazılarının kemer alınlıkları ile saçaklarında tuğlaya da yer verilmiştir. Minarelerin tamamı ise kesme taştır. Bazı camilerde görülen tuğla kemerli alınlıklar, vurgulanan kemer kilit taşları dış cephelerdeki nadir süsleme unsurlarıdır. Yenilenen iç mekânların çoğu özgünlüğünü kaybetmiştir. Bununla birlikte, Kurşunlu Camii mihrap, minber ve mahfil, Tıflı Camii ise tavan göbeği süslemeleriyle dikkati çeker. Söz konusu süslemeler ampir ve barok üslubuyla dönemin genel özelliklerini yansıtırlar. Kesme taş yapısıyla dikkat çeken minarelerden bazıları da pabuçluk ve şerefe altı uygulamalarıyla dönemin özelliklerini gösterirler. Bunlar arasında Tıflı Camii minaresi özgün süslemeleriyle de dikkati çeker.
Journal of Turkish Studies, 2014
Karasi ve Osmanlı beyleri eliyle 14. yüzyılın ilk yarısında fethedilen Çanakkale yöresinde iskan ve imar faaliyetleri daha ziyade I. Murad devrinden itibaren kendini gösterir. Yaklaşık olarak 14. yüzyılın ortalarından itibaren yöredeki belli başlı kentlerin yanında kasaba ve köy ölçeğindeki yerleşimlerin de dinî ve sosyla amaçlı binalarla şenlendirilmeye başlandığı tespit edilmektedir. Bu tür faaliyetler değişen boyut ve oranlarda olmak üzere 20. yüzyıl başlarına kadar sürdürülmüştür. Söz konusu imar çabaları içinde, bazen bir külliyenin parçası olarak, ama daha ziyade vakıf akarı olarak hamam türü yapılarla da karşılaşılmaktadır. Çanakkale yöresinde Erken ve Klasik Osmanlı dönemine tarihlenen hamamlar muhtelif araştırma ve yayınlara konu olmuşlardır. Fakat bu yörede 18. ve 19. yüzyıllara ya da 20. yüzyıl başlarına ait görünen hamamlar henüz tanıtılmamış veya bilimsel açıdan tartışılmamışlardır.
Özet Çanakkale'de, Osmanlı döneminde Yıldırım Bayezıd'dan itibaren bölgeyi, özellikle boğazı korumak ve İstanbul'a Akdeniz'den gelecek saldırılara engel olmak amacıyla kaleler yapılmıştır. Yıldırım Bayezıd'dan sonra kale inşasına XIX. yüzyılın ilk yarısına kadar devam edilmiştir. Mevcut bazı kaleler onarılmış ve bunlara yenileri eklenmiştir. Kaleler, dönemin koşullarına ve teknolojik gelişmelere uygun bir biçimde şekillenmiştir. Çanakkale'de, Osmanlı döneminde yapılan ve onarılarak büyük ölçüde yenilenen toplam on üç kalenin varlığı tespit edilebilmiştir. Bunlardan biri, tamamen yok olmuştur. Geriye kalan on iki kale ise günümüze mevcut halleri ile ulaşabilmiştir. Abstract The Ottomans started to build forts in the city of Çanakkale during the reign of Bayezıd I for protecting the Dardanelles and preventing attacks on Istanbul that would come from the Mediterranean. After the reign of Bayezıd I, the Ottomans continued to build forts until the first half of the Nineteenth century. Some of the old forts were renovated and new ones were built. The forts were shaped in parallel to the conditions and technological developments of the period. The records show that there were thirteen forts in Çanakkale which were built, renovated and mainly restored by the Ottoman Empire. One of them has been entirely destroyed, while the remaining twelve forts have managed to survive until today.
Kalemişi, 2021
Konya il merkezinin kuzeybatı tarafında yer alan ve buradan yaklaşık olarak 122 kilometre uzakta bulunan Doğanhisar ilçesi, Geç dönem Osmanlısında tıpkı merkezde de muadilleri bulunabilen özgün ahşap mihraplı camilere sahiptir. Bölgede 18 ile 20. yüzyıllarda inşa edilen Geç dönem Osmanlı camilerinin mihrapları genellikle ahşap olarak yapılmıştır. Doğanhisar ilçesinde ele aldığımız mihrap örneklerinin tamamı ahşap olup, neredeyse tasarım ve süsleme özellikleriyle oldukça benzer özellikler ortaya koymaktadır. Günümüzde genellikle farklı renklerde yağlı boyalarla boyanmış olan mihrap yüzeylerinin hemen altında tezat renkle kontrast oluşturan kumaşlarının boyanması bazı süsleme özelliklerinin bozulmasına neden olmuştur. Doğanhisar’daki geç dönem Osmanlı Cami mihrapları geometrik, bitkisel ve yazılı olarak süslenirken, bu mihraplarda herhangi bir usta ismi ile karşılaşılmamıştır. Mihrapların il merkezi ve ile uzakta kalan taşradaki ilçeyle aynı özellikleri gösteriyor olması Orta Anadolu’ya da dönemin Konya bölgesi için bir tasarım geleneği olabileceğini akla getirmektedir. Yüksek Lisans tezinden özetle ortaya çıkarılan bu çalışmada amaç, daha basit ve anlaşılır bir dille bölge mihrapları hakkında bilgiler ortaya koymaktır. Doğanhisar district, located on the northwest side of Konya city center and approximately 122 kilometers away, has original wooden mihrab mosques in the late Ottoman period, which can be found in the center as well. The mihrabs of the late period Ottoman mosques built in the 18th and 20th centuries in the region were generally made of wood. All of the mihrab examples we have discussed in Doğanhisar district are wooden, and they show very similar features in terms of design and ornamentation. The dyeing of the fabrics that contrast with the contrasting color just below the mihrab surfaces, which are generally painted with oil paints in different colors today, has caused some decorative features to deteriorate. While the mihrabs of the late Ottoman mosques in Doğanhisar were decorated with geometric, floral and written forms, No master names were encountered in these mihrabs. The fact that the mihrabs show the same characteristics as the city center and the rural district, which is far from the city center, suggests that it may be a design tradition for Central Anatolia or the Konya region of the period. In this study, which is summarized from the master's thesis, our aim is to reveal information about the altars of the region in a simpler and more understandable language.
Özet Önemli bir geçiş güzergahı üzerinde bulunan Çanakkale, 15. yüzyıl ortalarında boğazın Anadolu yakasında kurul-muş, konumunun sağladığı imkanlar ve İstanbul'a açılan bir giriş kapısı olması nedeni ile kısa zamanda önemli bir yerleşim yeri halini almıştır. Kuruluşundan kısa bir süre sonra çok kültürlü bir ticaret merkezi olmuş, Osmanlı'nın geç dönemlerinde, özellikle de 18. yüzyıl sonlarından başlayarak 19. yüzyıl boyunca, birçok ticari ve üretim amaçlı yapıya ev sahipliği yapmıştır. Askeri ve siyasi olduğu kadar, ticari yönden de önem kazanmaya başlayan kentte, üre-time yönelik başlıca atölye ve üretim hanelerden oluşan yapılara, çeşitli gümrük ve ticaret binaları yanında, zamanla yöresel ürünlerin pazarlandığı çarşı ve dükkanlar da eklenmiştir. Yine bu dönemde ticarete yönelik olarak bazı han, otel ve benzeri yapılar inşa edilmiş, bunlar kentin merkezi sayılabilecek yerlerde kümelenmişlerdir. Kentte ticareti yapılan ve kente gelir sağlayan belli başlı yöresel ürünlerin üretilerek depolandıkları mekanlar ise, bir kaçı hariç çoğunlukla üretim konusuna bağlı olarak kırsala dağılmış biçimde karşımıza çıkarlar. Bunlar arasında zeytinyağı ve şarap işlikleri başta olmak üzere yel değirmenleri ve palamut depoları bulunur. Kent merkezinde bulunan ticaret yapıları ile birlikte, hemen hemen hepsi Çanakkale'nin yakın geçmişine ait önemli birer tanık ve aynı zamanda somut birer kültür mirası olan bu yapılar, kentin Osmanlı'nın geç dönemlerinde oldukça önemli bir ticaret ve kültür merkezi olduğunun kanıtıdır. Bu kısa çalışma boyunca Çanakkale'nin Geç Osmanlı devrine ait bu ticaret ve ticaretle bağlantılı üretim yapıları bir bütün olarak değerlendirileceklerdir. Ayrıca bunların mevcut durumlarına vurgu yapılarak, tarihsel önemlerine değinilecek ve söz konusu yapıların kentin sosyo-ekonomik gelişimine olan katkıları tartışılacaktır. Son olarak, yapıların korunmasına ilişkin bazı çözüm önerileri üzerinde durulacak ve yeniden işlev kazandırılarak nasıl daha etkin bir korumanın parçası olabilecekleri sorgulanacaktır. Anahtar Kelimeler: Çanakkale, geç Osmanlı devri, mimarlık mirası, ticaret ve üretim yapıları.
2008
Erken donem Osmanli selâtin cami mihraplari, Anadolu Selcuklu ve Beylikler donemi uygulamalariyla benzer ozellikler gostermenin yaninda, klâsik oncesi bazi yeniliklerin de izlendigi ozgun bir hazirlik surecini yansitmaktadir. Bu mihraplar, tasarim ve susleme ozellikleri bakimindan ortak bir uslup birligi tasimazlarken, erken Osmanli mimarliginin diger kultur cevreleriyle olan etkilesimlerini gostermeleri bakimindan onem arz ederler. Bu calismada; 14. yuzyildan 15. yuzyilin ortalarina kadar olan surecte insa edilen selâtin cami mihraplari, malzeme ve teknik, elemanlarin bicimlendirilis ve susleme ozelliklerine gore incelenerek, belirli tipolojik gruplar altinda degerlendirilmislerdir. Ayrica erken donem selâtin cami mihraplarinin, Selcuklu ve Beylikler devri mihraplari ile klâsik Osmanli donemi uygulamalari arasindaki iliskisi uzerinde durularak, erken Osmanli mimarliginda hakim olan mihrap tasarimlarinin cozumlenmesine katkida bulunulmaya calisilmistir
Çanakkale'nin iki kıta arasındaki coğrafi konumu bu şehri askeri, siyasi, ticari olduğu kadar dini-tasavvufi açıdan da özel kılar. 14.-20. yüzyıllarda zengin bir tasavvufî ortamın yaratıldığı Çanakkale'de, günümüze ulaşabilen tarîkat yapıları arasında sadece nispeten iyi durumdaki Gelibolu Mevlevîhanesi ve Yazıcızâde Çilehânesi ile harap durumdaki Eceabat Kilitbahir Köyü Tâlib-i İrşâdî Dergâhı bulunur. Ancak salnâme, seyahatnâme, gravür, mezartaşı, arşiv belgesi ve 19. yüzyıl sonu 20. yüzyılın başlarında bu bölgelerde araştırma yapanların çalışmaları gibi ilk el kaynaklarda adları geçmekle birlikte; savaş, deprem ve ilgisizlik sonucu bugüne ulaşmayan tekke, zâviye ve dergâhların sayısı oldukça fazladır. Rumeli ve Balkanlar'ın Türkleşme/İslamlaşma sürecinde önemli görevler üstlenen bu tarîkat yapılarının yanısıra, Çanakkale'de çeşitli tarîkat mensupları adına inşa edilen cami ve türbeler, zaman içinde bunların çevresinde oluşan hazirelerindeki mezartaşları dönemin tasavvuf hayatının zenginliğini ortaya koyar. Öte yandan bu tasavvuf ortamında tarikat mensuplarının yazdıkları kitaplar da tasavvuf edebiyatının temel taşlarını oluşturmuştur. Elimizdeki bilgilerden Çanakkale'deki tasavvufi ortamın daha çok Gelibolu'da yoğunlaştığı, yanı sıra merkez ile Lapseki, Ezine, Eceabat, Bayramiç ve Biga ilçeleriyle, belde ve köylerinde Ahîlik, 'dîlik gibi tarîkatların etkin olduğu anlaşılır. Arşiv belgelerinde her ne kadar Bektaşiler'e ait tekke sayısı fazla olsa da Mevlevîliğin bu bölgede ayrı bir yere sahip olduğu anlaşılır. Ancak bu tarîkatlara ait günümüze ulaşan neredeyse yok denecek sayıdaki yapılar, tarîkat mimarisinin Çanakkale'deki gelişimini-değişimini ortaya koyacak sayıda/nitelikte değildir.
2019
Balıkesir sındırdı ilçesinde Osmanlı dönemi camileri
Ortaçağ'dan Günümüze Rumkale ve Halfeti, 2022
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
DergiPark (Istanbul University), 2016
S. Patacı & E. Laflı, "Üsküdar'daki Osmanlı Dönemi Kiliseleri", Uluslararası Üsküdar Sempozyumu VII, 2-4 Kasım 2012, CİLT 1, Üsküdar Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, Ed. S. F. Göncüoğlu, İstanbul 2014, 576-585.
II. Uluslararası Nevşehir Tarih ve Kültür Sempozyumu Bildiri Kitabı, 2016
Eskiçağ ve Sanat Tarihinde Yeni Yaklaşımlar, 2019
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2018
Konya Kitabı XIX-Türkiye Selçukluları ve Konya, 2023
KIZILTEPE İLÇESİ’NDE YENİ TESPİT EDİLEN DÖRT OSMANLI CAMİSİ
Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2021
Avrasya uluslararası araştırmalar dergisi, 2018