Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2006, Feodaliteden Küreselleşmeye: Temel Kavram ve Süreçler, (Ed. Tevfik Erdem), Lotus Yayınevi, Ankara
…
31 pages
1 file
2015
osyolojinin bir disiplin olarak ilk ortaya çıkışından itibaren sosyologların zihnini meşgul eden en önemli iki konudan birincisi dinin modernleşen toplumdaki yeri, diğeri ise sanayi inkılabından sonra ortaya çıkan tüketim (consumerism) meselesi olmuştur. Hem geleneksel hem de modern dönemde sosyologlar bu iki konuyu birbirinden bağımsız olarak ele almayı tercih etmişlerdir. halbuki sosyologların bu iki konuyu incelerken temel aldıkları prensiplere bakıldığında aralarında bir korelasyon kurmak çok da imkânsız gözükmemektedir. Kurucu babalardan itibaren dinin toplumdaki statüsünün incelenmesinde modernleşme temel kıstastır. Ekonomik refah düzeyinin artması, modernleşmenin temel saç ayaklarından biri olmasının yanında tüketim toplumunun ortaya çıkmasında da en önemli etmendir. Bu bağlamda, tüketimin dinin toplumdaki konumu üzerinde bir etkiye sahip olup olmadığı sorusu doğal olarak ortaya çıkmaktadır. İşte İsmail Demirezen'in 2015 yılında Ensar Neşriyattan çıkan Tüketim Toplumu ve Din adlı kitabı tam da bu sorunun oluşturduğu KİTAP DEĞERLENDİRMESİ:TÜKETİM TOPLUMU VE DİN
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
Geçmişten günümüze insan ilişkileri, iletişim kanalları, ilgi alanları, yaşam olanakları, üretim ve tüketim alışkanlıkları sürekli değişmiştir. Özellikle sanayi devrimi, toplumların hem fiziksel hem de kültürel yapılarında büyük dönüşümler ortaya çıkarmıştır. Modern toplumların ortaya çıkması ile birlikte yeni sınıflar ortaya çıkmış ve kimlik, ait olunan bir topluluktan ziyade bireyin tüketim yolu ile kendisine bir grup veya sınıf inşa etme sürecini ifade etmektedir. Modern toplumlarda tüketim, yeni sosyal etkileşim ve sosyal davranış şekilleri oluşturma, gerçek ile sahte arasındaki ilişkiyi ortadan kaldırarak yeni bir benlik ve kimlik duygusunu elde etme arzusu ve prestijini ortaya çıkartmıştır. Protestanlık anlayışındaki üretimin fazlalaştırılması ve üretim ilişkisinin artı ürününü tanrı krallığı için harcanması anlayışı hâkimdi. Modern toplumda ise tüketim-birey ilişkisinin artı ürününün tüketim krallığı için gerekliliği ve zorunluluğu doğmuştur. Çünkü tüketim alışkanlığı, bireyin kültürel bir göstergesi, yeni iletişim kanalı, yeni grubunu ve sınıfını, yeni inancını kısacası yeni kimliğini ortaya çıkartır. Birey için tüketim artık zorunlu bir hal almış, tüketim için yeni bir üretim aracı haline gelmiştir. Bu makalede tüketim toplumunda bireyin yeni kimlik inşa gereksiniminin nedenleri üzerinde durulmuştur. Bu çerçevede bireyin tüketim alışkanlıklarının gereksinimden ziyade, istek ve arzularını doyurma, sosyal bir sınıf oluşturma gereksiniminin nedenleri ve ait olmadığı sınıfın kabuğuna bürünmesinin temel etkenleri özelinde araştırma yapılmıştır. Makalenin temel tezi, tüketim toplumunda bireyin tüketim vasıtasıyla kendisine yeni bir anlam katması, kültürel, sosyal bir alan oluşturması gibi düşünceler etrafında oluşturulmuştur.
Erciyes Sanat, 2014
Consumption society includes lots of dynamics. Nowadays, shopping centers, art and media play a significant role in these dynamics. In the age we live it seems likely that we are inside of an intense consumption that we can not perceive. But the time is running fast and human being is hardly keep up with this dynamics. This text intends to find out different directions of how consumption is going in life. Beside this, art is not only trying make in connection with consumption, but also seeks for answers to questions
2018
Tuketim olgusu her donem butun toplumlarda onemli bir yere sahip olmustur. Bu noktada toplumsal yapilarda ortaya cikan ekonomik ve sosyal gelismelere paralel tuketim olgusunun da islevlerinde degisiklikler ortaya cikmistir. Ozellikle kapitalist ekonomik sureclerin toplumsal yapilar uzerinde hâkim hale gelmesiyle birlikte bu donemlerden itibaren toplumlarin “tuketim toplumu” olarak tasvir edildigi ve nitelendigi bir surec ortaya cikmistir. Bu donemlerden itibaren gerek bireylerin gerekse de toplumlarin uretici yonlerinin ve potansiyellerinin koreltildigi; tuketici yon ve egilimlerinin on plana ciktigi ve tesvik edildigi bir donem ortaya cikmistir. Sonuc olarak insanoglunun tarih sahnesine ciktigi donemlerden gunumuze onemli bir olgu niteligi tasiyan tuketim kavrami bu donemler icerisinde anlam ve islev degisikliklerine ugramis ve bu sureclerde belirleyici ve etkin bir rolde olmustur.
ASYA STUDIES, 2020
Öz Bu çalışmada, tüketim toplumu kavramı üzerinden hareketle pozitivist, eleştirel ve yorumsamacı yaklaşımlar ela alındı. Bu yaklaşımlardan pozitivizmin 20. ve 21. yüzyılda ne tür sorunsalın ortaya çıkmasına sebep olduğu hususları irdelendi. Kapitalizmin pozitif bir akılla sosyal olguyu analiz ederek yanlış ve eksik teşhis ve tedaviler uyguladığı realitesine açıklık getirilmiştir. İnsanın bir deney tüpü olmadığı, deneysel yöntemle toplumsal yapının anlaşılamayacı sorunsalı açıklığa kavuşturulmuştur. Pozitif bir yaklaşımla veya gözlemle sosyal sistem çözümlenmeye kalkışıldığında toplumsal hastalıkların baş göstereceği vurgulanmıştır. 18.ve 19. yüzyılda sosyal belirlenimlerin analizinde önemli bir yer teşkil eden materyalist yaklaşımın, gözün ve aklın göremediği insan eylemlerini göz ardı ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle sosyal analizlerde yorumlamacı ve eleşitirel metodolojinin öne alınması toplumsal hayatın anlaşılmasında sağlıklı yöntem nazarıyla bakılmaktadır. Aklı göze indirerek ampirik yöntemlerle insan davranışlarının anlaşılmaya çalışılması teşhis ve tedavilerin eksik ve yanlış olarak uygulandığı bir imaj ortaya çıkabilir. Bu nedenle görünenin altında görünmeyen sosyolojik eylemlerin anlaşılması önem arz etmektedir. Aksi taktirde toplum, pozitivist nazariyenin kurbanı olan tüketim çılgınlığı, cinsel haz, anomi vb. semptomlar gösteren bir görüntüyle karşı karşıya kalabilir. Sonuç olarak sadece maddeci, pozitivist anlayışa sahip olan kapitalizm, yorumsamacı ve eleştirel yaklaşımların rehberliğinde de yol alması gerekmektedir. İnsan sadece göz ve cesedi beslenerek yol alınabilecek bir varlık olmadığından, ideoloji bağlamında değerlerin de beşer hayatında var olması gerçeği gözler önüne serildi. Böylelikle hem aklın rehberliği hem de toplumun kültürünü önemseyen değerler çerçevesinde yol alan ideolojiler sosyal yapıda yol gösterici olduğu görülmektedir.
Consumption culture is the interest of researchers from different disciplines. Today, changes in consumer habits arise. In this period, consumers are guided by others, different needs are revealed in the direction of these directions, and consumers are directed to buy these needs. This approach has psychological and sociological negative effects on consumer young people The youth period is a difficult period because young people must be in the process of physical, psychological and social development and this period is the period when they come from the top of their belonging problems. In this period, young people want to become more prominent by making them visible, competing and competing with peer groups. To do this, the brands of the products they buy are important. Young consumers identify with certain emotions, starting from product or brand advertisements, brand sponsorships, public relations activities, product placement in various content. Young people want to have those products or products in order to have a lifestyle of their choice. It is related to the personal preferences of the individual and his / her desire to show his / her difference Individuals feel that they will have the pleasure to hear from their social gains as well as the functionality of the product they use. In this study, consumption culture and youth consumption trends will be examined.
Tüketim Sosyolojisi , 2020
Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2017
Tüketim, çeşitli şekillerde ortaya çıksa da her zaman var olan bir olgudur. Postmodern eğilimler ile birlikte tüketime yüklenen anlamlar değişmiştir. Tüketim toplumu, tüketime toplumsal bir şekilde alıştırılma toplumudur. Temel değeri mutluluk olan tüketim toplumuna yönelik birçok eleştiri mevcuttur. Bu çalışmanın amacı ihtiyaçlar, tüketim ve tüketim toplumu arasındaki ilişkiyi ve tüketim toplumuna yönlendirilen eleştirileri tartışmaktır. Çalışmada tüketim olgusu ve tüketim toplumu kavramı kapitalizm bağlamında ele alınmıştır. İhtiyaç kavramı tanımlanarak, yeni ihtiyaçlar yaratılarak üretimin ve tüketimin sürekli canlı tutulduğu tüketim toplumuna değinilmiştir. Tüketim toplumuna yönelik eleştiriler; kitle kültürünün gelişmesiyle birlikte artan boş zaman ve tüketim, tüketimin demokratikleşmesi ve artan tüketim ile insanların yozlaşması çerçevesinde değerlendirilmiştir. Klasik sosyologların yanı sıra günümüz sosyologlarının ve pazarlama uzmanlarının tüketim ve tüketim toplumu hakkındaki görüşleri tartışılmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Social Sciences Research Journal (SSRJ), 2022
Kültür Sosyolojisi,(Edt. Köksal Alver, Necmettin Dogan) …, 2007
İnsan ve İnsan Dergisi, 2017
TÜKETİM TOPLUMUNDA YAŞAMLARINI TÜKETEN BİREYLER: BAYRAM VE KUMRU ÖRNEKLERİ, 2018
Sosyal Bilimlerde Güncel Tartışmalar 14, 2023
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 2016
Pazarlama İçgörüsü Üzerine Çalışmalar, 2021
Akdeniz Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Dergisi, 2019
Selçuk İletişim
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2017
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi