Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2017, İnönü Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi
https://doi.org/10.22252/ijca.373484…
15 pages
1 file
İnsanoğlu, duygularını ifade ederken, sanat olarak adlandırdığımız çok çeşitli anlatım biçimlerini kullana gelmiştir. Müzik sanatı da, bu ifade biçimlerinin en çok tercih edilenlerinden biri olmuştur. Bu sebepledir ki, müzik yapabilme yeteneği bu alana ilgi duyan bireylerin vazgeçilmez bir arzusu durumundadır. Bu durum, mesleki müzik eğitimi veren kurumlarının yanı sıra konuya ilgi duyan bireylerin özengen müzik eğitimi fırsatı bulabileceği çeşitli kurumların mevcudiyetine de zemin hazırlamıştır. Araştırmanın amacı, Türk müziğine yönelik ilginin özengen müzik eğitimi kurumlarındaki düzeyini çeşitli yönleriyle Malatya örnekleminde sorgulamaktır. Araştırma betimsel bir özellik sergilemektedir. Bu sebeple verilerin toplanması aşamasında betimsel araştırma tekniklerinden faydalanılmıştır. Konu ile ilgili olarak Malatya Büyükşehir, Battalgazi ve Yeşilyurt Belediyeleri bünyesinde faaliyet yürüten sanat merkezleri ile merkez ilçelerde bulunan çeşitli cemiyet, dernek ve özel kurs merkezleri incelenmiştir. Araştırma sonuçlarında bazıları sıralanacak olursa; özengen müzik eğitimi kurumlarında Türk müziğine yönelik olumlu yönde belirgin bir talep olduğu, hemen her sanat merkezinde mutlaka Türk müziği alanında çalgı ve ses eğitimi derslerine rastlandığı, özellikle bağlama çalgısının bu manada diğer çalgılara göre daha yoğun talep gördüğü, Türk müziğine yaş ve cinsiyet ayrımı yapılmaksızın toplumun her tabakasından ilgi gösterildiği ilk aklımıza gelenlerden birkaçı olacaktır.
Öz Türkiye'de müzik eğitimi; genel, özengen (amatör) ve mesleki müzik eğitimi olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Genel müzik eğitimi, her yaş grubundaki ve her düzeydeki bireylere ortak müzik kültürü kazandırmayı amaçlayan bir eğitimi kapsar. Özengen (amatör) müzik eğitimi, bireylerin ilgi duydukları bir müzik dalıyla amatör olarak ilgilenmelerine ve bu özel ilgi alanından zevk almalarına olanak sağlar. Mesleki müzik eğitimi ise, meslek olarak seçilen müzik dalının gerektirdiği yeteneğe sahip olan bireylerin mesleğe özgü detaylı bilgilerle donatılmasını sağlayan bir eğitim türüdür. Ülkemizde mesleki müzik eğitimi veren üç farklı kurum bulunmaktadır. Bunlar; Kon-servatuvarlar, Güzel Sanatlar Fakülteleri bünyesinde bulunan Müzik Bölümleri ve Eğitim Fakülteleri bünyesinde bulunan Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dallarıdır. Konservatuvarlar; ülkemizde Müzik, Müzikoloji ve Sahne Sanatları alanında eğitim veren ve yüksek nitelikli sanatçılar, yorumcular ve araştırmacılar yetiştiren kurumlardır. Güzel Sanatlar Fakülteleri; görsel sanatlar ve müzik alanlarında sanatçı ve araştırmacı yetiştirme amacı güden kurumlardır. Eğitim fakültelerinin Müzik Öğretmenliği Anabilim dalı ise; mesleki bilgi ve becerilerini kullanarak, öğretme yönt-emlerini bilen ve profesyonel müzik eğitimcileri yetiştiren kurumlardır. Bu kurumların kuruluş amaçları birbirinden farklı olsa da hepsi ortak bir amaca hizmet etmektedir. O da ülkemizin sosyo-kültürel oluşumuna ve çağdaşlaşma sürecine sanat ve sanat eğitimi yoluyla katkıda bulunmaktır. Son yıllarda lisans düzeyinde mesleki müzik eğitimi veren 1 Bu çalışma, 03-06 Aralık 2015 tarihinde gerçekleştirilen " II. Kıbrıs Uluslararası Eğitim Araştırmaları Kongresi " nde sözlü bildiri olarak sunulmuştur.
İKİ DİLLİ TÜRK ÖĞRENCİLERİN ÖZ YETERLİK ALGILARI İLE TÜRKÇE ÖĞRENME TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ, 2023
konuşmalardaki deyimleri ve kalıp ifadeleri bağlamdan hareketle anlamlandırır. B1.D.37. Türkçenin telaffuz özelliklerini fark eder. B1.SE.5. Konuşmalara uygun ifade ve kalıpları kullanarak katılır.
Bu çalışmanın amacı, Muzaffer İzgü’nün dil kullanımını biçembilim açısından ele almak ve betimlemektir. Bu amaçla seçilen Muzaffer İzgü hikayelerinin, John Haynes’in öne sürmüş olduğu biçembilimsel çözümleme yöntemiyle, biçembilimsel çözümlemeleri yapılmıştır. İkinci olarak, yapılan çözümlemeler sonucunda, her bir hikâye genel olarak Yabancı Dil Olarak Türkçe öğretiminde materyal amaçlı kullanım açısından değerlendirilmiştir. Çalışmada biçembilimsel olarak çözümlenmek üzere 3 öykü seçilmiştir. Dayak Birincisi, Ayılar da Ağlar, Robinson’un Anıları isimli bu öyküler, Muzaffer İzgü’nün öykülerinde en sık seçtiği üç konuyu, sırasıyla devlet organlarını, toplumu ve siyaseti eleştirmektedir. Öyküler bu üç konuda olacak şekilde rastgele seçilmiştir. Araştırmada her bir öykünün biçembilimsel çözümlemesi Haynes’in 11 aşamalı eleştirel söylem biçembilim yöntemi ile yapılmıştır. Bu çözümleme yöntemi, metinlerin hem dilbilgisel hem de anlamsal yönden çözümlemesine olanak vermektedir. Yapılan çözümlemeler sonucunda, İzgü’nün bu üç öyküsünün yabancılar tarafından anlaşılabilmesi için, yalnızca Türkçe dilbilgisinin yeterli olmayacağı, toplumsal ve kültürel bilgi birikiminin de öğrenende bulunması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. İzgü’nün dili, anadili konuşurları için akıcı ve basit olsa da cümle yapıları ve zamanları başlangıç ve orta seviye öğrenenler için zorlayıcı, ileri seviyedeki öğrenenler için ise pek çok yapının bir arada görülebilmesi için bir avantaj niteliğindedir. Ancak, yapıların günlük dilde kullanımı için iyi birer öykü olsalar da anlamsal boyutta yabancılara Türkçe öğretiminde kullanımları uygun olmayacaktır.
Bu araştırmanın amacı; ilköğretimde müzik öğretmeninin kullandığı çalgının öğrencinin müzik dersine ilişkin tutumuna etkisini araştırmaktır. Araştırmanın çalışma grubunu 2012-2013 eğitim-öğretim yılında Antalya merkez ilçe olan Kepez'deki Yenimahalle ilköğretim okulunda öğrenim görmekte olan 94 altıncı sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Çalışmada deneysel desen kullanılmıştır. Öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları, Umuzdaş Müzik Dersi Tutum Ölçeği ile ölçülmüştür. Elde edilen veriler SPSS 16.0 kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre öğrencilerin çalgılar ile müzik dersine karşı tutumları arasında anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür [F(2-85) = 6.16, p<.01]. Başka bir değişle öğretmenin kullandığı çalgıya göre, öğrencilerin müzik dersine karşı tutumları anlamlı bir şekilde değişmektedir. Gruplar arasındaki farkın kaynağını bulmak amacıyla Scheffe testinin sonuçlarına göre flüt grubu (X =120.60) ve elektronik org grubu (X =124.88) öğrencilerin tutumlarının keman grubu (X=109.50) öğrencilerinden daha olumlu olduğu belirlenmiştir.
Bu çalışmanın yapılmasına, 2013-2014 eğitim-öğretim yılında, Sivas merkeze bağlı yirmi dört köy ortaokulunu gezerken gözlemlenen önemli sorunlar sebep olmuştur. Söz konusu yirmi dört okuldan sadece iki tanesinde müzik öğretmeni bulunması, hemen hiçbirinde müzik eğitimi için gerekli materyalin olmaması, bazılarında müzik ders saatlerinde farklı dersler işlenmesi gibi sorunlar gözlenmiştir. Bu durum “ilköğretim okullarımız hâlâ bu durumda mı?” sorusunu akla getirmiştir. Ortaokullara müzik öğretmeni atanması için haftalık asgari ders saatinin altı saat olması gerekmektedir. Müzik dersi için, ortaokullarda, haftada bir saat ayrıldığı da hesaba katılırsa, haftalık ders kotasını doldurmak için okulda en az altı şube olması gerekmektedir. Şube sayısının altıya çıkarılması köy ortaokullarında pek mümkün olmadığından, birçok öğrenci müzik öğretmeninden mahrum bırakılmaktadır. Bunun yanı sıra söz konusu köy ortaokullarının birçoğunda, müzik derslerinin boş geçtiği gözlenmiş, öğretmenlerin herhangi bir plana uyup uymadıkları konusu da önem kazanmıştır. Bu bağlamda, Milli Eğitim Bakanlığı müzik ders müfredatı incelenmiş ve sorunun kaynağının müfredat olmadığı kanısına varılmış, problemin uygulamada olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, uygulamadaki eksikliklerin dile getirilmesi gerektiği düşünülmüştür. Çalışmaya konu olan söz konusu yirmi dört okul örneklem kabul edilmiş, çalışmanın verilerinin toplanmasında gözlemler ve yüz yüze görüşmelerin yanı sıra kaynak taramasından da yararlanılmıştır. Toplanan veriler analiz edilmiş ve sonuç bölümünde konuyla ilgili fikirler sunulmuştur.
Öz Bu çalışmada, eğitim fakültesi müzik eğitimi bölümü öğrencilerinin müzik öğretmenliği mesleğine yönelik tutumlarını ölçmekte kullanılabilecek bir ölçme aracının (MÖTÖ) geliştirme aşamaları açıklanmıştır. Var olan koşullarda geliştirilen ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları, üç üniversitede müzik eğitimi bölümü son sınıf düzeyindeki 194 öğrenci üzerinde yapılmıştır. Analiz için SPSS istatistik paket programı kullanılmıştır. MÖTÖ' nün yapı geçerliğini belirlemek için faktör analizi yapılmıştır. Faktör analizinde varimax dönüşümlü temel bileşenler analizi yöntemi kullanılmıştır. Güvenirliği ise iç tutarlık katsayısı (Cronbach alpha) ve bu kapsamda madde toplam korelasyonları hesaplanmıştır. Faktör yüklerinin 0.60 ile 0.79 arasında değiştiği, Kaiser-Meyer Olkin (KMO) değerinin a=0.94, güvenirlik çalışması için hesaplanan, iç tutarlık katsayısı (Cronbach alpha) değerinin a=0.95 olduğu görülmüştür. Bu bulgular, ölçeğin, öğrencilerin müzik öğretmenliği mesleğine yönelik tutumlarını ölçmekte kullanılabilir geçerli ve güvenilir bir araç olduğunu göstermektedir. Anahtar Sözcükler: Müzik, müzik öğretmenliği, tutum ölçeği. Abstract In this study, the steps in the development of a scale to measure the attitudes of the students of the music education department of the faculty of Education towards music education have been explained. The validity and reliability of the scale developed in the present conditions have been applied to 194 fourth year music education students in three universities. For analysis SPSS statistics programme has been used. Factor analysis has been used to determine the structural validity of the scale. In the factor analysis, the main components analysis with varimax transformation has been used. For the reliability, inner co-efficiency number has been employed and regarding this, total matter correlations have been calculated. Factor values vary between 0,60 and 0,79; Kaiser-Meyer Olkin value has been measured as a=0,94 and the inner co-efficiency for the reliability as a= 0,95. These results show that the scale worked on is a reliable and valid means to measure the attitudes of the students towards music education.
Abstract Life long learning is very important to obtain personal and social necessities today. Teachers also have to accommodate to this change and to adapt themselves to this permanently changing world and social life as a result of technological developments. The teacher who wants to acquire life long learning habit, need to have a habit of reading. This reseach aims to examine the interest of the teacher candidates for Contemporary Turkish Literature which has an important role in our reading culture. The descriptive survey method was used in this study. The study sample consisted of 394 fourth year students from five different departments in Kilis 7 Aralık University- Muallim Rıfat Faculty of Education. According to the results of the statistical analysis of the study, most of the teacher candidates consider the subject of the book before buying them, and favoured ElifŞafak as a novelist, Mehmet Akif as a poet, and Ömer Seyfettin as a story writer in their first choice.
TÜRK MÜZİĞİ ÇALGILARINDAN UD ÜZERİNE YAPILMIŞ LİSANSÜSTÜ TEZLERİN İÇERİK YÖNÜNDEN İNCELENMESİ, 2019
Geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan Türk müziği kültürü, günümüzde dünya müzik kültüründe önemli bir yere sahiptir. Türk müziği repertuarına baktığımızda eserlerin önemli bir bölümünü saz musikisi eserleri oluşturmaktadır. Bu alanda geçmişten günümüze pek çok virtüöz yetişmiştir. Tanburi Cemil Bey, Yorgo Bacanos, Cinuçen Tanrıkorur, Refik Fersan, Şerif Muhittin Targan, Reşat Aysu ve İhsan Özgen gibi enstrüman icracıları bunlara örnek verilebilir. Günümüzde bu alanda birçok icracı yetişmekte ve enstrümanlara yeni çalım teknikleri kazandırmakta, enstrümanın kullanılabilirliğini artırmaktadırlar. Bu konuda birçok enstrüman yapımcısının teknolojik olarak yeni çalışmalar yapmasının yanı sıra birçok bilim insanı da bu alanda araştırmalar yaparak enstrümanlar ile ilgili, yapım teknikleri, çalım teknikleri, kullanılabilirliği vb. konularda araştırmalar yaparak bu alana katkı sağlamaktadırlar.
Volume 5, Issue 2
Flüt eğitiminde önemli bir materyal olan metotlar, teknik ve müziksel gelişimin yanında, bir müzisyenin tüm eğitim sürecine yön veren en önemli faktörlerdendir. Metotların çalma becerilerinin kazandırılması yanında, kültürel bir aktarım aracı da olduğu savından hareketle yapılan bu çalışmanın genel amacı, ulusalcı akımdan etkilenmiş üç ülke olan Polonya, Macaristan ve Türkiye’deki flüt eğitimine ait başlangıç düzeyi metotlarından; Eugeniusz Towarnicki’nin “Szkola Na Flet”, Zoltán Jeney’in “Fuvolaiskola-I” ve Mustafa Arı’nın “Yan Flüt Metodu” kitaplarının içerdiği ulusal öğelerin incelenmesidir. Betimsel araştırma desenine sahip olan bu çalışmada veriler içerik analizi yoluyla elde edilerek sayısallaştırılmış ve yorumlanmıştır. Çalışmada, Leh, Macar ve Türk metotlarının ulusalcılık akımından etkilenerek, yaygın olarak kullanılan diğer metotların aksine halk müziklerine, ulusal bestecilerine, ton/ mod/makam ve ölçülerine yer vererek kültürel aktarım aracı görevi de taşıdıkları sonucun...
Gerçek Hayat Dergisi, 2020
Batı dünyasında Avrupa Birliği fikri, çok eski zamanlardan beri filozofların, bilginlerin rüyalarına girerdi. Victor Hugo, birbirine kan kusturan Avrupa devletlerinin bir gün barış içinde “Avrupa Birliği” altında birleşmelerini hayal etmişti. Gün geldi, bu rüya gerçekleşti. Bugün bir avuç aydının rüyası olarak görünen Türk birliği de gün gelecek, gerçek olacak. Bunu görmek inşallah bize de nasip olur. Böylece mahrum bırakıldığımız Türklüğümüze kavuşmuş oluruz.
MÜZİK DÜNYASINDA MÜZİK KÜLTÜRÜ VE MÜZİĞİN YUNAN MİTOLOJİSİ İÇERİSİNDEKİ ALGILANIŞI, 2021
Geçmişten günümüze var olan her insan topluluğunun kendilerine ait bir müziği bulunmaktadır. Bu düşünceden yola çıkarak, müzik kültüründen kast ettiğimiz şey ise kısaca; bir insan grubunun müzik ile olan ilişkisidir. Bu ilişkiye bakarak, o insan topluluğunun düşünme biçimini ve inançlarını açığa çıkarılabilecektir. Bu bağlamda ise belki de müzik kültürünün temelinin Yunan mitolojisine dayandığını söylemek hatalı olmayacaktır. Müziğin Batı kültüründeki algılanışını Yunan mitolojisi o denli belirlemiştir ki Avrupa, bugünkü müzik sözcüğünün etimolojik kökenini bile aslında bu mitolojiye borçludur. Dolayısıyla Yunan mitolojisi, müziğin Avrupa kültürü içindeki algılanışı hakkında çok önemli ipuçları vermektedir. Yunan mitolojisi, Avrupa, Anadolu ve kısmen de Orta Doğu topluluklarının kolektif belleğidir. Yunan mitolojisinin kültürel kökenleri ağırlıklı olarak Avrupa’ya ait olduğundan, müziğin Yunan mitolojisi içindeki algılanış biçimine büyüteç tutmak, aynı zamanda müziğin Avrupa kültürü içindeki algılanış biçimine büyüteç tutmak anlamına gelmektedir.
İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SANAT VE TASARIM DERGİSİ, 2012
ÖZET Sanat, toplumlara yön veren sosyo-kültürel dinamiklerin başında gelmektedir. Sanat, toplumun gelişimini etkiler ve aynı zamanda toplumdan etkilenir. En yaygın sanat dallarından biri olan müzik ise, adeta toplum içerisindeki bireylerin vazgeçilmezlerinden biri haline gelmiştir. Duygu ve düşüncelerimizin en kolay ve etkileyici ifade biçimlerinden biri olan müzik, aynı zamanda kültürel değerlerimizin de bir yansıması olarak kabul edilebilir. Globalleşen Dünya ve hızla gelişen teknoloji, birçok alanda olduğu gibi müzik sanatını da etkisi altına almıştır. İlerleyen iletişim ve medya araçları dünyamızı adeta küçük bir kasabaya çevirmektedir. Görsel ve işitsel medya araçlarının kullanım amaçlarına göre olumlu yönlerinin yanı sıra, olumsuz etkilerinin de olduğunu söylemek mümkündür. Bu noktada karşılaşılan en önemli sorunlardan biri de, sanatsal ve kültürel değerlerin erozyona uğramasıdır. Müzik sanatı, günümüzde bu kültürel erozyonun en yoğun biçimde hissedildiği alanların başında gelmektedir. Özellikle genç dinleyicilere yönelik hazırlanan müzik yayınlarının kültürel değerlerden uzak olması, geleceğimizin en önemli teminatlarından olan gençlerin kendi kültürlerine yabancılaşmasına yol açabilmektedir. Kendi kültüründen uzaklaşan bir gençliğin kültürümüzün gelecek kuşaklara aktarılması ve yaşatılması düşüncesine büyük zarar verebileceği unutulmamalıdır. Bu araştırma, Türk kültürünün korunması ve yaşatılmasında müziğin önemini vurgulamayı ve genç dinleyicilerin konu hakkındaki düşüncelerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırmanın örneklem grubunu, farklı coğrafi bölgelerden gelen ve rastgele seçilen 600 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırma, betimsel bir nitelik taşımakta olup, veriler örneklemlere uygulanan anket yolu ile elde edilmiştir. Araştırma verileri SPSS istatistik veri analiz programı yardımı ile analiz edilmiştir. Bu analiz sonucunda; Genç dinleyicilerin müzik eserlerinde kullanılan melodi, çalgı, söz vb. öğelere ait kültürel içeriklerden büyük oranda etkilendiği, kültürel yapımızın müzik eserlerimize yansıtılmasının kültürümüzün korunması ve yaşatılmasında büyük önem taşıdığı ve özellikle Türk kültürünü yeterince yansıtmayan bir müzik anlayışına doğru yönelmekte olduğumuz tespit edilen sonuçlardan bazılarıdır. Anahtar Kelimeler: Türk Kültürü, Müzik Sanatı, Genç Dinleyiciler. ABSTRACT Art has always been one of the key elements in socio-cultural dynamics. While effecting the development of societies, art also influences the society. Music, as one of the most popular branches of art, has become an indispensible part of people’s lives. As an easy and effective way of expressing our thoughts and feelings, music can also be regarded as a reflection of our cultural values. However, like many other fields of art, music has experienced a change following globalisation and the gradual developments in technology. In turn, the world has almost become a small village due to advancing means of communication and broadcasting. Although audio-visual media may be beneficial when used accordingly, it is possible to argue that there are also some negative aspects of these communication vehicles. In this respect, one of the most significant problems is the erosion artistic and cultural values may have to face. Music is one of those values that are densely influenced by this erosion today. Producing a music medium away from the cultural values for younger listeners may cause alienation among the youth, who are thought to be the future of our culture. It should be kept in mind that an estranged generation may have great difficulties in transferring and maintaining the values of our culture. This study aims to discuss the necessity of music in maintaining Turkish culture and to present the tendencies of younger listeners. The sample study group of this research is 600 hundred random students from different regions of the country. The research is basically a definitive study and the data concerning the sample study group have been acquired with the help of a questionnaire. The results of the questionnaire have been analysed in SPSS statistical data programme. Some of the major results of the research are that younger listeners are influenced by melodies, instruments, and lyrics in musical compositions to a great extent, that the idea of preserving the cultural values by way of music is highly important, and that there is a proclivity towards a musical culture that does not reflect Turkish culture well. Keywords: Turkish culture, art of music, young listeners
Bu makalenin amacı, Malezya Eğitim Sistemi ile Türk Eğitim Sistemi’ni karşılaştırmaktır. Bu amaçla, çalışmada ilk olarak Malezya Eğitim Sistemi’nin yönetsel yapılanması, okul örgütlenmesi, eğitim denetimi, eğitimin finansal kaynakları ve eğitimde öğretmen yetiştirme süreçleri ele alınmıştır. Çalışmanın son aşamasında ise Malezya Eğitim Sistemi ile Türk Eğitim Sistemi karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak Malezya ve Türk Eğitim Sistemleri, amaç bakımından ulusal bütünlüğü ve eğitimde kaliteyi arttırmayı hedeflemektedir. Her iki eğitim sisteminde merkeziyetçi bir yapı söz konusudur. Hem Malezya hem de Türkiye eğitim sistemleri milli olup Milli Eğitim Bakanlıkları tarafından yönetilmektedir. Ancak Malezya’da yükseköğretimin yönetimi Yükseköğretim Bakanlığı tarafından yürütülürken Türkiye’de ise yükseköğretim, özerk bir kuruluş olan Yükseköğretim Kurulu tarafından idare edilmektedir. Süreç açısından ise Türk Eğitim Sistemi’nde zorunlu eğitim 12 yıl iken, Malezya’da 11 yıldır. Her iki eğitim sisteminde merkezi ulusal eğitim programı uygulanmaktadır. Her iki ülkenin okul basamakları ilkokul, ortaokul, ortaöğretim ve yükseköğretim aşamalarından oluşmaktadır.
Fine arts, 2018
Bu araştırma güzel sanatlar lisesi 12. Sınıf müzik bölümü öğrencilerinin, üniversitelerin mesleki müzik eğitimi veren kurumların eğitim türü (Türk müziği eğitimi, Batı müziği eğitimi) ve eğitim içeriği (Çalgı eğitimi, ses eğitimi, kuram eğitimi, vb.) hakkındaki bilgi düzeylerini ölçmek amacıyla yapılmıştır. Bu araştırma öğrencilerin, üniversite seçimlerinde doğru tercihler yapmasını sağlayarak hayal kırıklıklarını ortadan kaldırmak, üniversiteyi kazandıktan sonra maddi ve manevi zararın önüne geçebilmek ve eğitim alacakları üniversitelerin müzik bölümleri tercihlerinde bilinçli davranması açısından önem taşımaktadır. Araştırmanın evreni; Türkiye’de müzik eğitimi veren seksen bir güzel sanatlar lisesinden oluşmaktadır. Örneklemi ise; bölgesel olarak seçilen on dört güzel sanatlar lisesi müzik bölümü 12. Sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmada veriler araştırmacı tarafından hazırlanan, yarı yapılandırılmış veri toplama aracı ile toplanmıştır. Araştırmaya katılan 214 öğrenciden elde edilen veriler frekans ve aritmetik ortalama değerleriyle tablolaştırılmıştır. Öğrencilerin Üniversitelerin müzik bölümleri hakkındaki bilgi düzeylerinin yeterli düzeyde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Türkiye’de örgün turizm eğitimi ortaöğretim düzeyinde, önlisans düzeyinde, lisans düzeyinde ve lisansüstü düzeyde olmak üzere dört seviyede gerçekleştirilmektedir. Ortaöğretim ve önlisans düzeyinde gerçekleştirilen turizm eğitiminin, lisans ve lisansüstü düzeyde gerçekleştirilen turizm eğitime nazaran daha çok ara eleman yetiştirmeye yönelik ve uygulamaya ağırlık veren bir yapıda olması beklenmektedir. Bu çalışmada meslek yüksekokullarının ve bu okullardaki turizm bölümlerinin sayısal analizi gerçekleştirilerek; meslek yüksekokullarının sayısı, meslek yüksekokullarındaki turizme yönelik bölümler, bu bölümlerdeki öğrenci kontenjanları, öğretim elemanlarının meslek yüksekokullarına ve öğrenci kontenjanlarına göre dağılımı gibi istatistikler “2013 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYM) Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu” ile söz konusu meslek yüksekokullarının internet siteleri esas alınarak detaylı olarak incelenmiştir. Son bölümde ise, turizm eğitimi veren meslek yüksekokulları arasında “Turizm Meslek Yüksekokulları” olarak nitelendirilen ve sadece turizm eğitiminin yer aldığı okulların ders programları sınıflandırılmış ve uygulamalı derslerin tüm dersler içerisindeki ağırlığı incelenmeye çalışılmıştır. ABSTRACT In Turkey, formal tourism education is carried out at four levels including secondary level, the level of associate degree, undergraduate level and graduate level. Tourism education carried out at secondary level and the level of associate degree is desired to be more application-oriented according to fulfill the need for lower-level employees in tourism sector, This study detaily examines the vocational schools in the point of numerical analysis on the number of vocational schools, tourism programs in vacational schools, student quotas and number of teaching staff in vocational schools. In the final part of the study, course schedules of tourism vocational schools were classified and the weight of practical courses in all courses were evaluated.
Özet Araştırmanın amacı, müzik öğretmenlerinin derslerinde ana çalgılarını kullanım sıklıklarını öğretmen görüşleri doğrultusunda belirlemektir. Araştırmanın çalışma grubunu Türkiye'nin değişik illerinde görev yapan 270 müzik öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada müzik öğretmenlerinin derslerinde ana çalgılarını kullanım sıklıkları ve müzik derslerinde ana çalgı kullanımı konusundaki düşüncelerini belirlemek amacıyla 18 sorudan oluşan bir anket geliştirilerek elde edilen veriler betimlenmeye çalışılmıştır. Anket sonuçlarına göre okullardaki fiziksel ve teknik koşulların yeterli olmaması, ders saatinin yetersizliği, çalgıların bazılarının taşıma, satın alama ve koruma sorunlarının olması, müzik öğretmeni adayına verilen eğitimle, mezun olduktan sonra mesleki yaşamında karşısına çıkan müzik eğitimi ortamının birbirini destekleyemez durumda olması gibi sebeplerden dolayı öğretmenlerin ana çalgılarını derste yeterince kullanmadıkları tespit edilmiştir. Anahtar Sözcükler: Ana çalgı, müzik eğitimi, müzik öğretmeni. Abstract The purpose of the study is to determine the frequency of music teachers' using the main musical instruments in the courses through the views of teachers. The study group is composed of 270 music teachers working in different cities of Turkey. An interview form of 18 questions, which has had an aim of determining the frequency of music teachers' using the main musical instruments in the courses and their views on using the main musical instruments in the courses, has been formed and the collected data have been evaluated. According to the results, it has been determined that teachers are not able to use adequately the main musical instruments during the courses because of some reasons such as physical and technical conditions at schools are not sufficient, inadequate course hours, the fact that some instruments are difficult to carry, buy and protect, the education offered to the teacher candidates is incompatible with the environment of music education they encounter during their professional careers.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.