Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
13 pages
1 file
ÖZET Nâbî Divânı " ndaki mesneviler bölümünün son kısmında " makâle " baĢlığını taĢıyan iki mesnevi bulunmaktadır. Bu iki mesnevide iki manzum hikâye yer almaktadır. Hayr-âbâd " ın dıĢında tahkiyeye dayalı baĢka bir eseri bulunmayan Nâbî " nin iki mesnevisi bu açıdan bakıldığında ayrı bir değer taĢır. Mesnevilerden biri Hakîm Senâyî ile Külhânî-i Lâyhâr arasında geçen bir olayı ele alır. Ġkinci mesnevide de XVII. yüzyılın önemli bürokratlarından biri olan Ekmekçi-zâde Ahmet PaĢa " nın hayatının gençlik dönemlerinde Edirne " de baĢına gelen bir olay ele alınmıĢtır. ÇalıĢmada, bu iki hikâye metni anlatı teknikleri açısından değerlendirilmiĢ, klâsik hikâyenin özellikleri ile karĢılaĢtırılmıĢtır. Ayrıca ikinci hikâyenin baĢka kaynaklarda yer alan Ģekilleri ile metinler arası bağlamda karĢılaĢtırması yapılmıĢtır. ABSTRACT In Diwan of Nâbî, there are two mathnavi that are entitled " makâle " in the last part of mathnavi. In these two mathnavi, there are two poetic stories. The two mathnavi of Nâbî who doesn " t have a work based on fiction except for Khayr-âbâd, have an exceptional value in this respective. One of mathnavis is about an event between Hakeem Sanayi and Gyulkhani-i Lâykhâr. In the second mathnavi, an event that happened to Ekmekçi-zâde Ahmed Pasha, who was one of the important bureaucrat of XVII th century, in his youth period in Edirne was handled. In this study these two stories were evaluated in terms of their narrative technique and were compared with the features of classical story. In addition, a comparison was made among the versions of the second story in other sources in intertextual contexts.
Çünkü şair kendinin farkında Olduğundan daha yalnız, daha Beter bir hafızadır, bu yüzden Kederini anlatabilecek alfabeyi Ancak Kendisi yaratabilir HAFIZA DENİZİNDE BİR NİDÂ Asuman Susam Hafıza ve hatırlama kavramlarına dair tartışmalar, bu tartışmaların hakikat'i arayış bağlamında derinleşmesi 90'lardan bu yana hem dünyada hem ülkemizde dikkat çekici bir nitelik kazandı. Bu, çağın bir eşikte olduğunun göstergesiydi. J. Assmann'a göre bu furyanın üç temel nedeni: yeni elektronik medya ve bellek dışı kaydın (yapay belleğin) mümkün olduğu bir çağ içinde bulunmamız, bugünün kültürünü geçmişin 'ardıl kültürü' olarak kavrayan tutumlar nedeniyle geçmişi hatırlama ve anlama çabası içinde oluşumuz ve en önemlisi yazılı insanlık tarihinin kaydettiği en ağır felaketlerin ve insanlık suçlarının işlendiği dönemin görgü tanıklarının yaşama artık veda etmesidir. 1 Unutma ve hatırlama, tarih ve hafıza kavramlarının kültür çalışmalarını içeren alanlarda ele alınıyor oluşu (sanat,din, politika, edebiyat …) meselelere farklı bir nedensellik ve disiplinlerarasılık içinde bakabilmenin yollarını da açmıştır. Halbwachs, kavramsallaştırmasında hafızanın dört farklı dış boyutundan söz eder: Mimetik Hafıza, Nesneler Hafızası, İletişimsel Hafıza ve anlam aktarımı olarak Kültürel hafıza. Mekanı insan beyni olan ve fizyoloji, nöroloji ve psikolojinin alanına giren ve 'iç'i ilgilendiren hafızadan farklı olarak bu hafıza türleri doğrudan dış'la ilgilidir. Yani bireylerin ve toplumların hafızaları yaşadıkları zaman ve mekânın toplumsal ve kültürel koşullarına göre 1 Assmann. J, (2001),Kültürel Bellek,s.17, Çev:A. Tekin, İstanbul: Ayrıntı
1798 yılında Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde dünyaya gelen Mîr Hamza Nigârî tasavvuf, ilim ve edebiyat yönüyle bilinen 19. Yüzyılın önemli şahsiyetlerinden biridir. Hayatının büyük bir bölümünü Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde geçiren Mîr Hamza Nigârî, ölümünden sonra Amasya’ya gömülmüştür. Şeyh Hamza Nigârî’nin müridi olan Karabağlı Şeyh Hacı Mahmut Efendi, Şirvan bölgesinde yaşayan Azerbaycan Türklerinden topladığı yardımlarla ve Mir Hasan Efendi’nin gözetiminde, 1876–1895 yılları arasında Amasya’da şeyhi adına bir külliye inşâ ettirmiştir. Amasya’nın Beyazıt Paşa Mahallesi’ndeki Külliye içerisinde türbe, cami, şadırvan ve bir medrese bulunmaktaydı. Yakın dönemde, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından adı geçen külliyede bir restorasyon çalışması gerçekleştirilmiştir. Yapılan restorasyon çalışmaları sonucu cami ve türbenin iç ve dış bölümleri onarılmıştır. Bu çalışmada yapıların mimari ve süsleme özellikleri üzerinde durulacak ve gerçekleştirilen onarımlara değinilecektir. Anahtar Kelimeler. Amasya, Mir Hamza Nigari, Türbe, Camii, Restorasyon
Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Divrigi ilçe merkezinde bugün için biri kullanılır durumda üç hamam bulunmaktadır. Bu makalede üç hamamın plan ve fotograflarla tanımları yapılarak, seyahatname, mahkeme kayıtları, tahrir defterleri ve vakfiyeler gibi tarihi belgeler de dikkate alınıp tarihlendirilecektir. Sonuçta; Anadolu Türk hamam mimarisi içindeki yerleri degerlendirilmektedir.
17th century is a period which were lived intense domestic disturbances and political problems in Ottoman Empire. In this century, Nâbî, who was one of the skillful poets in Ottoman field of Turkish Literature lived and became the founder and the most important representative of a literary movement known as "Hikemî poem style" in Turkish literature.
Türk Ekini, 2021
Divan şairleri, şiirlerini söz sanatlarıyla güçlendirirken aruz ölçüsü ile şiirlerinde bir ritim oluşturmuşlardır. Ahenk unsurlarına oldukça önem veren şairler, kullandıkları aruz kalıpları dışında ahengi oluşturmak için pek çok unsurdan faydalanmıştır. Şairlerin ahenk unsurlarını kullanım şekli onların üslubunu belirlemede bir yol olarak kabul edilebilir. Bu çalışmamızda on altıncı yüzyıl şairlerinden Mostarlı Hasan Ziyâ'î'nin ilk 50 gazelini gerek söz gerek sese dayalı ahenk unsurları açısından değerlendirmeye çalıştık.
Dil, insanlar arasında anlaşmalar sistemi oluşturmanın yanı sıra insan yaşamındaki deneyimlerin birikimi ve toplumların söz varlığının taşıyıcısı olan edebiyatın da temel malzemesini teşkil etmektedir. Dilin kullanılma, geliştirilme, anlaşılma ve aktarılma düzeylerinin farklılığı dildeki yöntem ve imkânların da çeşitliliğini beraberinde getirmiştir. Biçimbirim; bir dilin anlam taşıyıcı en küçük parçası olarak kabul edilir. Durum biçimbirimleri ise cümlede adlar ile eylemler arasındaki geçici anlam bağlarını kurmak üzere adların durumlarını karşılayan ekler şeklinde tanıtılabilir. İlk Türkçe metinlerden itibaren dilimizin her dönemindeki edebî metinlerinde yerini alan bu biçimbirimler; çeşitli anlamsal katkılarla edebî eserlere dolayısıyla da dile etki etmiştir. Şiir parçalarına kelime sıklıkları yanında ek kullanımları açısından bakmak, bize hem anlam birimleri hem de üslup özellikleri açısından önemli veriler sunmaktadır. Hamdullah Hamdî, edebiyatımızda ilk önemli Yusuf u Züleyha mesnevisini yazmasının yanı sıra Akşemseddin gibi devre damgasını vuran âlim bir babanın da çocuğu olması hasebiyle devrin önemli bir köşe taşıdır. Bu çalışmada, döneminin mesnevi sahasının önemli bir şahsiyeti olarak kabul edilen Hamdullah Hamdî’nin Divanı’nda yer alan durum biçimbirimleri incelenmiş, durum biçimbirimsel kullanımlara ait örnekler sunulmuştur. Şair, dilin ifade imkânlarından olan bu kullanımları, içinde bulunduğu edebî anlayışın imkânlarıyla birleştirerek şiirlerinde yansıtmaya çalışmıştır. Ortaya koyduğumuz dil malzemesi, Hamdî’nin şahsında, ilgili dönem ve sonraki dönemlerle ilgili de fikirler verebilecektir.
Türk edebiyatının önemli eleştirmen, yazar ve sairleri arasında olan Ahmet Hamdi Tanpınar, eserlerinde kendi/lik bilinci ve kültürel değerleri dilin anlam dünyasında yeni zihinsel tasarım ve ifadelerle ele alır. Şiirlerinde kendi milletinin kimliksel değerlerini, mazinin ışığında estetik bir dil ile yeniden anlamlandıran sair, Türkçe ve Türkçenin varlık alanlarını güçlendirerek dilin anlam dünyasını zenginleştirir. Şiirlerinde bireyin özgün iç yaşantısı ve özneyle nesnenin kesişim noktasını, yaratıcı bir muhayyileyle yeniden tasarlayan Ahmet Hamdi Tanpınar, imgenin sonsuz, askın dünyasını dilin imkân ve çağrışım değerleriyle estetik olarak bütünleştirir. Zira imge, nesnel dünyanın öznel tasarımı ve özgürlük açılımıdır. Gösteren ve gösterilenin birinci anlamından sıyrılarak yeni çağrışım değerleri oluşturup yeni anlamlar üretmesi, dilin anlam dünyasına katkıda bulunur. Bu bakımdan dil bilimin nesnesi olan dil, yaratıcı imgelemin yeni varoluşsal tasarımlarıyla metin içinde yeni anlamlar dünyası oluşturur. Oluşturulan bu yeni çağrışım ve anlamlar dünyası, Tanpınar’ın şiirlerini tarihsel, kültürel ve varoluşsal bir çığlığa dönüştürerek estetik bir boyut kazanır. Bu açıdan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiirlerinde imge, dilin nesnel dünyasının, içtenliğe açılan sonsuz özgürlük açılımı ve toplumsal belleğidir. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiirlerinde imge; yayılgan, batık, radikal, yoğun ve süsleyici coşkun imge olarak sınıflanır. Bu imge analojisi sistemi içinde Tanpınar’ın şiirlerinde kurduğu söz dizimi ve dil alımlama estetiği, dilin anlam dünyasında yeniden düzenlenir.
Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları, 2024
Edebiyatının kendine özgü uslubu ile çağdaşları arasında seçilen temsilcisi Mir Hamza Seyyid Nigâri, arkasında zengin edebî miras bırakmıştır. Şair kendinden önce gelişen klasik Divan şiirine, tasavvufi edebiyyata derinden hâkim olmuş ve eserlerinde klasik şairlerin isimlerini anmış, onların eserlerinden örnekler vermiştir. Özellikle, tasavvuf edebiyatının öncü şahsiyetlerinden Şeyh Feridüddin Attâr ve Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî՚nin şiirleri Mir Hamza′nın başlıca ilham kaynaklarından olmuştur. Makalemizde Nigâri, Attâr ve Mevlânâ′nın eserlerinden örnekler doğrultusunda bu üç şair arasındaki etkileşim üzerinde durulmuştur.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 2004
Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, 2013
(MAKALE) TÜRKÇE DİVANLARI ÖRNEKLEMİNDE ALİ ŞÎR NEVÂYÎ'DE KANAAT, 2024
Yüksek Lisans Tezi, 2021
GEREDE ARAŞTIRMALARI VE HALK KÜLTÜRÜ, 2024
SANAT TARİHİ DERGİSİ, 2022
KORKUT ATA TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2021
Hece Yayınları, 2018
The Journal of Academic Social Science, 2020