Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Bu çalışmada Athabasca Üniversitesi tarafından Açık ve Uzaktan Öğrenme alanında çıkarılan uluslararası IRRODL adlı dergi Kitle İletişim Kuramları ve Uzaktan Eğitim kapsamında incelenmiştir. Bu araştırmanın önemi, özellikle kitle iletişimin internetin hayatımıza girmesiyle büyük önem kazandığı söz konusu son 20 yılda, açık ve uzaktan öğrenme alanında kitle iletişim kuramlarının ne denli etkili olduğunu ortaya çıkarmaktır. Araştırma dahilinde 2000-2016 yılları arasında yayınlanmış olan bütün makaleler incelenerek bulunan veriler 4 dönem şeklinde raporlandırılmıştır.
Her tlettşim aracının kendıine özgü blr dili, işleylş biçimi ve ekonomisi vardır. lletlşirn araçlannın etkisi, okuyucu, dinleyici ya da izleyici ile kurduğıU ilişk}, değişiklik gösterir. Gazete ile okuyucu arasında nasıl bir düşünsel il1işki kuruluyorsa, televlzyonla dia izleylic:i, zihinsel. alqısal lil'iş-ki kurar. Fakat aralıarındaki en önemli özellikte araçların anlatrrn di,li ve içeriğ'in hangii amaçl-a gönderHdiğ'id1ir. Kitle lletiştrnlvinsantletişlmfyle (human cornrrumicationl ayru süreci oluşturrnasma karsm farklı olarak su asamalardan olusrnaktadrr (1):
THE EFFECT OF MASS COMMUNICATION TOOLS ON POLITICAL INVOLVEMENT The literature shows that there are many factors influencing the local and national political involvement. In Turkey, different from many other countries, politics stands in the center of many citizens’ lives. In this study, firstly the impact of mass media use on political involvement is analysed. Secondly, it is researched that whether political involvement and mass media use vary according to demographic variables. The study covers 201 voters living in Istanbul. The data is collected via face to face survey and factor analysis, multiple regression, ANOVA and t-tests are used to analyse data. The implications show that mass media use for general elections is grouped under two dimensions namely decision oriented media use and personalised media use. It is found that both dimensions have positive impact on political involvement where personalised media use has stronger impact
Yükseköğretimde Kalite ve Akreditasyon Çalışmaları, 2021
ÖZET Kitle iletişim araçları; ülkemizin ve dünya sorunları hakkında hedef kitlelerine aktardıkları bilgilerle, kitlenin bilgi sahibi olmalarını sağlar. Bu aktarım, toplumun habere, bilgiye ve fikre ulaşmasını, bu bilgilerin değerlendirilmesini ve onların halk içerisinde yayılmasını içerir. Günümüzde spora duyulan ilginin her geçen gün artması sonucu büyük bir spor kamuoyu oluşmuştur. Kitle iletişim araçları, bu kamuoyunun oluşmasında, bilgilenmesinde, yönlenmesinde büyük pay sahibi olmuştur. Bunun sonucu kitle iletişim araçları, spora ihtiyaç duyarken spor olayları ve organizasyonlarında kendilerini topluma anlatabilmeleri açısından kitle iletişim araçlarına büyük ihtiyaçları vardır. ABSTRACT Mass media tools obtains, by transfering our countr's and world's problems to their target mass obtains in the same time they allow them having knowledge. This transfer obtains community to reach to the news, informations and to the ideas and also it contains spreading out them in community. A great public opinion had been existenced novadays because of the renaining interest on sports from day to day. Mass media tools had important share on this public opinion's existence, it'i orientatetion and it's obtaining knowledge. Because of this, while mass media tools needs to sports, sports events and sports organizations needs to mass media tools tooo for to tell themselves to the public.
Kuşaklararası farklılıklar; bireylerin iletişim tarzını ve arzu edilen liderlik tarzını etkilemektedir. Tipik kuşak çatışmalarının çoğu iletişimsizlikten kaynaklanmaktadır. Bu sorunu çözmek için hedef kitleye yönelik iletişim tarzı seçilmelidir. Liderlik tarzı açısından ise kuşaklar inandırıcı ve güvenilir bir lider arzusu içindedir. Araştırma kapsamında aynı zamanda aralarındaki farka da değinebilmek adına sessiz kuşak, patlama kuşağı, X, Y ve Z kuşaklarına yer verilmiştir. Bu bağlamda kuşaklar iletişim kültür ve liderlik açısından değerlendirilmiş olup bu alanda yapılmış olan ulusal ve uluslararası çalışmalar ele alınmıştır. Dolayısıyla bireylerin empati kurma yeteneğinin gelişmesi, kuşak çatışmalarının önlenmesi ve kuşaklararası sinerji oluşturulması açısından bu çalışmanın katkı sağlaması beklenmektedir. Anahtar Kelimeler: Kuşak, İletişim, Kültür, Liderlik, Siyasal İletişim
Hak İş Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi, 2023
Toplumsal bir varlık olarak insan çevresiyle sürekli bir etkileşim halindedir. Kırsal bölgeler, ufak şehirler, büyük şehirler ve metropoller insanların ilişki ve iletişim biçimlerini etkileyen karmaşık ve çok yönlü bağlamlar olarak şehir sosyolojisinin inceleme konuları arasında yer almaktadır. Sanayi Devrimi'nden sonra literatürde çeşitli sorunsallarla yer tutan kent kavramı hem iletişim sosyolojisinin hem de kent sosyolojisinin önemli çalışma alanlarından birini oluşturmaktadır. Bu çalışma, kent yaşamının insani etkileşimleri, ilişkileri ve iletişim pratiklerini etkilemesi noktasında teorik bir inceleme gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, özelde Georg Simmel, Ferdinand Tönnies ve Anthony Giddens'in düşünceleri üzerinden kent yaşamı ve insan hayatına etkileri ele alınmıştır. Çalışmanın, kent yaşamındaki sorunsalları iletişim disiplini perspektifinden ele alma noktasında araştırmacılara ilham olması umulmaktadır.
TRT Akademi, 2022
Çalışma, modern insanın sahip olduğu tüketim alışkanlıklarıyla iletişim ihtiyaçlarını deneyimleme biçimi arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu maksatla dijital kitle iletişim araçları ile sosyal paylaşım ağlarının yaygınlaşmasıyla birlikte tüketim kültüründe meydana gelen değişimin yönü ve yoğunluğu tartışılmaktadır. Çalışmanın temel varsayımı; yirmi birinci yüzyılın başından itibaren dijital kitle iletişim araçları olarak tarif edilen internet, mikro elektronik, bilgisayar teknolojileri ile telekomünikasyon altyapısında kaydedilen ilerlemelerin iletişim olgusunun deneyimlenme biçiminde ve tüketim kültüründe köklü değişimler meydana getirmesidir. Buna göre; tüketiciler satın almak istedikleri herhangi bir ürün hakkında fiyat, yer ve ikame ürünlerden oluşan bilgilere kolayca ulaşabilmekte ancak dijital kitle iletişim araçlarının güçlü etkileri çerçevesinde dönüşen tüketim kültürü dâhilinde çok daha fazla yönlendirmeye maruz kalmaktadır. Bu durum, dijital kitle iletişim araçlarının sahip olduğu algoritmaların etkisiyle tüketicileri daha fazla satın alma davranışı göstermeye teşvik etmesi ve tüketicilere satın aldıkları ürünler aracılığıyla kendilerini ifade edecekleri yeni bir iletişim evreni sunmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla değişen iletişim deneyiminin tüketim kültürü çerçevesinde ele alınmasına duyulan ihtiyaç büyümekte ve bu konuda yapılacak çalışmaların önem kazanmasına neden olmaktadır. Çalışmanın neticesinde; nitel çözümleme yöntemiyle bir dizi karşılaştırma ve değerlendirme yapılabilmesi için dijital iletişim deneyimi ile tüketim kültürü arasındaki ilişkinin “dijital tüketim kültürü” kavramı üzerinden açıklanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Çanakkale Kenti Çevre Sorunları Sempozyumu, 2008
Bir kenti oluşturan en önemli ögelerden biri de kamu kurum ve kuruluşlarıdır. Çeşitli kurumlara ait binaların kent içinde önemli sayıda yer aldığı düşünüldüğünde, bu binaların kullanımında bulunan dış mekanların da kent yapısında ne denli büyük rol oynadığı ortaya çıkmaktadır. Bu alanlar kent yaşamına hem ekolojik hem de estetik boyutta farklı kazanımlar sağlamaktadır. Kurumların verdikleri hizmetle bağlantılı olarak dış mekan özellikleri konusunda beklentileri çok çeşitli olabilmektedir. Örneğin; bir hastane bahçesi ile bir okul bahçesinin gerektirdiği detaylar bazı noktalarda birleşirken bazı kullanımlarda ise oldukça farklı olabilmektedir. Kamu binalarının dış mekanları tasarlanırken ekolojik, sosyal, ergonomik ve psikolojik tüm boyutlarıyla ele alınmalıdır. Ayrıca bu alanların kent yaşamına görsel katkı sağlaması da gereklidir. Ancak genel yaklaşım ne yazık ki bina yapımı tamamlandıktan sonra kalan alana birkaç bitki dikilmesiyle sınırlı olmaktadır. Dolayısıyla kamu binalarının dış mekan özellikleri, bu kurumlardan hizmet alan bireylerin ve buralarda görev yapanların kullanıcı olarak beklentilerini karşılayamamaktadır. Çalışmada Çanakkale kent merkezindeki bazı kamu binalarının dış mekanları irdelenmiş, kullanım yeterlilikleri saptanmıştır. Ayrıca saptanan eksik noktaların tamamlanmasına ve yanlış uygulamaların çözümüne yönelik çeşitli yaklaşımlar ortaya konulmuştur. Anahtar kelimeler: Açık-yeşil alan sistemi, kamu binaları dış mekanları, Çanakkale Valiliği, Çanakkale Devlet Hastanesi
The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication, 2022
İletişim çalışmalarında kuramsal bilginin önemi tartışılmaz biçimde büyüktür. Araştırmacı tarafından ele alınan problemin incelenmesi ve çözümü için kuramsal bilginin rehberliği, elde edilecek sonucun sınanması ve bilim normlarında sunulabilmesi için gereklidir. Ancak iletişim içerikli derslerde bu bilgilerin öğrencilere aktarılmasında sorunlar yaşanabilmektedir. Bu sorunların başında gelen öğrencideki dikkat ve meditasyon eksikliği önemli bir problem olarak göze çarpmaktadır. Problemin aşılabilmesi içinse uygulamalı ders anlatımının önemli olduğu değerlendirilmektedir. Bu bağlamda çalışmanın araştırma aşamasında rastgele seçim yöntemiyle seçilmiş, İstanbul Aydın Üniversitesi Yeni Medya Programının 13 yüksek lisans öğrencisiyle odak grup çalışması gerçekleştirilmiştir. Güz 2021- 2022 eğitim-öğretim döneminde yer alan Yeni Medya Uygulamaları dersinde öğrencilerle odak grup biçiminde çalışılmıştır. Ders bağlamında bazı iletişim kuramları uygulamalı biçimde öğrencilere aktarılmış, öğrencilerden derslerde aktarılan kuramsal bilgilerle ilişkili makale yazmaları istenmiştir. Öğrencilerin araştırmalarıyla ilgili makale çalışmaları bağlamında iki ay içinde veriler toplanmış ve araştırmalar sona ermiştir. Bu araştırmalarda saptanan ve incelenen problemlerin kuramlarla ne ölçüde örtüştüğü ve bu bilgilerin ne ölçüde uygulanabildiği içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Böylelikle kuramsal ders içeriği ile uygulamalı dersler arasındaki uygunluk derecesi ve öğrenci açısından kalıcılığı araştırılmış, öneriler getirilmesi amaçlanmıştır.
Amme İdaresi Dergisi, 2004
Özet: Makale, örgüt ve iletişim kavramlarını tartıştıktan sonra örgüt kuramlarında ileti şim kavramının nasıl ele alındığını incelemeyi amaçlamıştır. Bu çerçevede sırasıyla; klasik kuram, insan ilişkileri kuramı ve bütünleşmiş örgüt kuramları ele alınmış, bu ku ramların özellikleri ve kuramların iletişim olgusunu ele alış biçimleri tartışılmıştır. Kronolojik gelişim çizgisinde örgüt kuramlarında iletişim olgusu giderek artan bir yere sahip olmuştur. Bunun temel nedeni iletişimin örgütsel başarı ve performansla çok ya kın bir ilişki içinde olmasıdır. Örgütler insan öğesi üzerindeki kontrollerini iletişim üze rinde kurdukları kontrol ile sağlamakta ve bu yüzden de kuramlarda gittikçe daha sofis tike iletişim kavramsallaştırması yer almaktadır. Klasik kuramı iletişimi temelde biçim sel iletişim olarak görmüş ve emir verme olarak algılamıştır; insan ilişkileri kuramına baktığımız zaman biçimsel ve doğal iletişim ayrımı ortaya konulmuş ve astlardan üstle re doğru iletişim olgusunun öneminin altı çizilmiştir. Bütünleşmiş kuramlar başlığında ele aldığımız yaklaşımlarda örgüt içi iletişime ek olarak örgüt çevre ilişkisi de kurulmuş ve iletişim çok boyutlu hale getirilmiştir. Anahtar Sözcükler: Örgüt, örgüt kuramları, örgütsel iletişim. GİRİş Bu makalede örgüt kuramlannda iletişim olgusunun nasıl ele alındığı tartı şılmaya çalışılacaktır. Örgütlerde iletişim konusunu tartışabilmek için örgüt ve iletişim kavramlanm öncelikle ele almamız gerekir. Günümüz toplumlan örgüt lü toplumlardır, çağdaş yaşam örgütlere dayanır. Bireyler zamanlannın büyük bölümünü örgütlerde geçirirler. Gözümüzü hastane örgütünde dünyaya açıp, okul örgütüne devam ederiz, çalıştığımız işyerleri yine örgütlü yapılardır, çağ daş toplumsal yaşam çeşitli örgütler aracılığıyla hayatımızın her yerinde karşı mıza çıkar. Örgüt, Kamu Yönetimi Sözlüğü'nde "Belirli bir amaca ya da amaç öbeğine yönelik, birbirleriyle bağlantılı eylemlerin gerçekleştirilmesi için, bireylerin, önceden belirlenmiş davranış kalıplan, görevler ve sorumluluklar çerçevesinde bir araya gelmesiyle oluşan, tamamlayıcılık ve süreklilik gösteren toplumsal yapılanma" (1998: 189) şeklinde tanımlanmıştır. Aşkun, örgütü, "özünde bir grup insanın belli bir amaç yolunda, güç birliği yapıp, bu birliğe gerektiğinde fiziksel araçlan katıp, ilişkilerini yine belli bir yönetim temeline dayanarak dü zenledikleri toplumsal sisteme verilen addır" (1981: 1) diye tanımlar. iletişim kavramının İngilizce karşılığı olan communication sözcüğünün kö keninde communis kavramı bulunmaktadır. Birçok kişiye ya da nesneye ait olan • Dr., TODAIE Asistanı.
sosyalbil.selcuk.edu.tr
Günümüzde üretici ve tüketici arasında oldukça büyük bir mesafe vardır. Bu mesafeyi kapatma görevini ise reklamlar üstlenmektedir. Reklamlarda pek çok obje kullanılmaktadır. Örneğin kadınlar, erkekler, çocuklar, çizgi kahramanlar vs. Reklamcılar üretici firmaların ürettikleri mal veya hizmeti tüketiciye ulaştırmada akıldan çok duygulara hitap etmek için reklamlarda kadın ve erkek objeler kullanırlar. Biz de bu çalışmamızda ürün satışını arttırmak amacıyla yapılan reklamlarda, kullanılan kadın ve erkek objelerin önemini ortaya koymaya çalıştık.
2021
İnsanların iletişim algıları, pek çok farklı faktör tarafından etkilenir ve tayin edilir. Bireysel düzeyde iletişime yön veren faktörler çeşitlilik gösterse de insan gruplarının iletişim algı ve yönelimleri, genel eğilimleri saptanarak tespit edilebilmektedir. Grupların belirgin hassasiyetleri, hayatlarına yön veren temel değerler, değerler sisteminin getirdiği öncelik sırası, ortak deneyimler, temel düşünme stratejileri, yaklaşım biçimleri, yaşadıkları dönemin sosyokültürel özellikleri gibi faktörler onların iletişim algılarını belirler. Siyasal iletişim ise kendine özgü iletişim biçimlerine sahip bir iletişim alanı olarak bu algılardan ayrı ve uzak değildir. İnsan gruplarının iletişim algılarına yön veren faktörler, siyasal iletişim alanında belirleyiciliği yüksek olan önemli bir değişkenler kümesidir. Kültür, kuşak ayrımları ve liderlik algısı ise alan yazınında iletişime yön veren temel etkenler arasında sıklıkla sayılmaktadır. Bu çerçevede çalışmanın temel hipotezi; X, Y, Z kuşaklarının arasında kültürel farklar bulunduğu ve bu farkların siyasal iletişim bağlamında da farklı algılamalar meydana getirdiğidir. Çalışmada bu ana hipotez çerçevesinde kuşakların siyasal iletişim algıları arasındaki farklarının kültür ve liderlik değişkenleri açısından tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bahsi geçen ana amaç ekseninde öncelikle X, Y ve Z kuşaklarının siyasal iletişimlerinin farklı olmasını sağlayan faktörler tespit edilmiştir. Tespit edilen bu temel faktörler etrafında iletişim, liderlik, kültür açısından kuşaklara yön veren temel dinamikler belirlenmiştir. Literatür taraması yöntemi kullanılarak saptanan kuşaklar arası siyasal iletişim algı farklılıklarının ardından söz konusu farklılıklar, kültür ve liderlik perspektifinden ele alınmıştır. Araştırma sonucunda kuşakların farklı iletişim stratejileri kullandıkları, her bir kuşağın kendine özgü kültürel dinamikleri olduğu ve liderlik yaklaşımlarının kuşaklara göre çok belirgin farklılıklar gösterdiği tespit edilmiştir. Liderlik, kültür ve iletişim gibi üç ana değişkenin kuşaklara göre farklılıklar göstermesinin siyasal iletişim algısına da yansıdığı saptanmıştır. Elde edilen bu bulgular, araştırmanın sonuç bölümünde değerlendirilmiş ve önerilerde bulunulmuştur.
emo.org.tr
Bilişim teknolojilerindeki gelişmeler, hem kişilerin hem de resmi ve özel kurum ve kuruluşların yeniden yapılanmasına yol açmıştır. İletişim araç ve gereçleri güncel hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş durumdadır. Böyle bir ortamda, kesintisiz bir iletişim sağlanması büyük önem arz etmektedir. Kesintisiz bir hizmetin sağlanması amacıyla, bilgisayar ağları ve telekomünikasyon sistemlerinin birlikte değerlendirilerek uygulanabilecek link yedekleme ve arıza kurtarma (recovery) yöntemlerinin bilinmesine ve uygulanmasına ihtiyaç vardır. Bilgisayar ağları ve telekomünikasyon sistemlerine bir bütün olarak bakıldığında, genelde çok katmanlı bir yapı mevcuttur. Örneğin, DWDM, SDH, ATM ve IP şebekelerinin üst üste bindirildiği bir telekomünikasyon şebekesi çok katmanlı bir şebeke örneğidir. Her sistemin kendine özgü bir link koruma mekanizması mutlaka vardır. Ancak, çok katmanlı bir şebekede, her seviyede link korumasına ihtiyaç var mıdır? Bu konuda mevcut teknolojiler neler sunmaktadır? Uygun çözümler nelerdir? Bu bildiride bu soruların cevapları verilmektedir. Bilişim teknolojilerine bağımlılığın gittikçe artması nedeniyle, haberleşmede yedekleme ve arıza düzeltme konuları son yıllarda tüm dünyada ilgi görmeye başlamış bir konudur. Ancak, bu konuda yeterli çalışmanın mevcut olduğunu söylemek mümkün değildir. Özellikle Türkçe yeterli kaynak bulunmayışı bu bildirinin hazırlanmasında motivasyon kaynağı olmuştur.
Karadeniz teknik üniversitesi iletişim araştırmaları dergisi, 2015
Özet 1940"lı yıllardan beri kitle iletişim araştırmaları alanında, anadamar/çoğulcu ve radikal/eleştirel iki kutup arasında bir orta yol arayışı vardır. Gerek çoğulcu gelenek, gerekse eleştirel gelenek değişmez, sabit yapılara sahip değildir. Her iki geleneğin birbirleri ile ortak olan pek çok nitelikleri bulunabilir ve çeşitli girişimlerle bu ortak yönler geliştirilebilir. 1940"lı yıllarda Adorno ve Lazarsfeld"in girişimiyle başlayan iki yaklaşımın ortak bir noktada birleşip birleşemeyeceği tartışmaları 1970"li yılların ortalarından itibaren, izleyici çalışmaları örneğinde yeniden ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın amacı, yeni medyayı dışarda tutarak, bahsi geçen iki gelenek arasında yöndeşme çabalarının tarihini ortaya koymak ve alandaki tartışmaları incelemektir. Öncülüğünü Kültürel Çalışmalar geleneğinin yürüttüğü yeni bir girişim olan izleyici çalışmalarının etkisiyle eleştirel/radikal kitle iletişim araştırmaları anadamar gelenekle yöndeşmeye doğru ilerlerken, anadamar/çoğulcu gelenek de eleştirel geleneğin saldırılarına yanıt olarak yaklaşımlarında değişiklik yapmışlardır. Sonuçta iki geleneğin bir noktada buluşmasının eleştirel çalışmaları daha az eleştirel kılmayacağı, çoğulcu geleneğin de daha eleştirel olacağına dair görüşler ortaya çıkmıştır. Yapılması gereken şey niceliksel bir sürece doğru, niteliksel bilgiyi birleştirmektir. Ancak her iki gelenek arasında ekonomik ve politik açıdan iktidarı kavramsallaştırma biçimi farklıdır. Bu farklılık, yöndeşme olgusunun varlığına kısıtlamalar getirir.
18. yüzyılda başlayan Osmanlı modernleşmesi en etkin varlığını Tanzimat’ta sürdürür. Ama Tanzimat’tan önce 18. yüzyılda Osmanlı dünyası Avrupa’yı ve Rusya’yı ustaca gözlemlemiştir. III. Selim döneminde Batı düşüncesi ve uygarlığıyla yüzleşen Osmanlı devleti, özellikle bürokrat kanadı Batı’ya göndererek batılılaşma politikalarını benimsemiştir.
Kutadgu Bilig Kitabı, 2022
Özet: Açık Öğretim Ortaokulu, örgün öğrenim yaşını geçmiş bireylerin öğrenimlerine devam edebilme fırsatı bulabildikleri eğitim kurumlarıdır. Bu kurumlarda öğretim programı olarak, örgün öğretimde uygulanan İlköğretim Türkçe Dersi Öğretim Programı esas alınmaktadır. Bu kapsamda Türkçe dersi dört temel becerisi olan dinleme, konuşma, yazma ve okuma becerilerinin öğretimi, örgün eğitimle koşut bir eğitimi gerektirmektedir. Örgün eğitimlerini öğrenim yaşı döneminde tamamlayamamış hükümlü ve tutuklular, ceza infaz kurumlarında istekleri doğrultusunda bu eğitimlerini tamamlama hakkına sahiptirler. Bu çalışmanın temel amacı Açık Öğretim Ortaokulu öğrencisi hükümlü ve tutukluların “konuşma” ve “yazma” kavramına ilişkin algılarını metaforlar aracılığı ile anlaşılır kılmaktır. Araştırmanın çalışma grubunu, Silivri 7 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda AÖO öğrencisi olan 68 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri her öğrencinin “Konuşma…gibidir; çünkü…” ve “Yazma…gibidir; çünkü….” cümlesini tamamlamasıyla elde edilmiştir. Verilerin analizinde içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, araştırmaya katılan öğrencilerin çoğunluğu konuşmayla ilgili olumlu (%95,5), yüzde 4,5’inin olumsuz; yazmayla ilgili % 98,5 öğrencinin olumlu, yüzde %1,5 öğrencinin olumsuz metaforlar geliştirdiği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Konuşma, Yazma, Açık Öğretim Ortaokulu, Ceza İnfaz Kurumu. 1.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.