Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Bu araştırmanın amacı, yazma etkinlikleri kullanılarak yürütülen matematik derslerinin değerlendirilmesidir. Araştırma, 2004Araştırma, -2005 bahar yarıyılı süresince 27 kişiden oluşan bir 6. sınıfta 10 haftada tamamlanmıştır. Dersler araştırmacı öğretmen tarafından geleneksel öğretimin içerisinde çeşitli yazma etkinliklerinin kullanılmasıyla yürütülmüştür. Derslerden sonra öğretmen sınıfta geçen olayları ve gözlediği durumları özetlediği günlükler tutmuştur. Araştırmanın bulguları, öğrencilerin yazdıklarının toplandığı dosyaların ve öğretmenin tuttuğu günlüklerin incelenmesi ile elde edilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda, yazma uygulaması esnasında bütün öğrencilerin konu ile ilgili verilen soruyu veya dersin sonunda yazdırılan günlükleri öğretmen ve arkadaşları ile etkileşime girerek yaptıklarından sınıf içindeki matematiksel iletişimin arttığı tespit edilmiştir. Ayrıca, yazma uygulamasının, öğretmeni zamanla kavram öğretimine yönelttiği belirlenmiştir. Öğretmenlere yapılacak hizmet içi ve hizmet öncesi kurslar ile yazma uygulamasının sınıf ortamında kullanımına ilişkin örnekler verilerek ve bu uygulamanın kullanımı teşvik edilerek verimlilikleri arttırılabilir.
ÖZET Problem çözme, matematik ve fen müfredatının odak noktasıdır ve dolayısıyla bütün müfredatı etkilemektedir. Bu nedenle, problem çözme becerisinin kazanılamaması veya eksik kazanımı ciddi sıkıntılar doğurabilir. Problem çözme, bir sonuç değildir aksine bir süreçtir. Bu yüzden, problem çözmede başarı, öğrencilerin ilgi, beceri, motivasyon ve kendilerine olan güvenlerine bağlıdır. Bunun yanında, öğrencilerin problem çözme süreciyle ilgili adımları bilmeleri ve bunları problem çözümlerinde uygulayabilmeleri de önemlidir. Matematik ve fen problemlerinde, öğrencilerin bilgiyi ezberleme yerine kavrayarak öğrenmeleri çok önemlidir. Bu nedenle, bu becerinin kazanılması diğer becerilerin kazanılmasında da anahtar role sahiptir.
dicle.edu.tr
Gelişen ve değişen dünyamızda, öğretmenlerimizin matematik öğretiminde öğrenme ortamını etkin kılmak ve 21. yüzyılın bireylerini yetiştirmek için gösterdikleri uğraşta, öğretim teknolojilerinin ve öğretim materyallerini geliştirme ve uygulamanın yeri ve önemi yadsınamaz bir gerçektir. Günümüzde, bireylerin bilgiyi tek bir kaynaktan almaları ve ezberlemeleri beklenmemekte, aksine bilgiye ulaşma yollarını bilen, bunları kullanabilen ve karşılaştığı sorunlar karşısında bilgiyi kullanarak çözüm yöntemleri oluşturabilen bireylerin yetiştirilmesi amaçlanmaktadır, bireylerin bu özellikleri kazanmalarında, öğretmenlerin etkin ve etkileşimli öğrenme ortamlarını tasarlamalarında, öğretim teknolojileri ilkelerine uygun olarak hazırlanan öğretim materyallerinin kullanımı ayrı bir önem taşımaktadır. Bu çalışmada matematik öğretiminde materyal geliştirmenin ve kullanmanın önemine ek olarak D.Ü Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümün' de geliştirilen matematik öğretimi materyallerinin sunumu amaçlanmaktadır.
Fatih Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Tek. Eğitimi Bölümü, cakiroglu@ktu.edu.tr ³Arş.Gör.KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, akkanyasar61@hotmail.com Özet: Bu araştırmanın amacı, yazma uygulamaları ile destekli matematik öğrenme ortamındaki öğrenciler ile geleneksel ortamda eğitim yapılan öğrencilerin başarılarını karşılaştırmaktır. Araştırmada ön test-son test kontrol gruplu desen kullanılmıştır. Çalışma 2006-2007 eğitim öğretim yılında Trabzon'da bir ilköğretim okulunun iki farklı sınıftan toplam 56 (27+28) öğrenciyle yürütülmüştür. 3 hafta süreyle toplam 12 ders saati boyunca kesirler alt öğrenme alan ile ilgili olarak hazırlanan yazma etkinlikleri deney grubuna uygulanmıştır. Ayrıca her öğrenciye konu ile ilgili günlük yazdırılmıştır. Günlükler ve yazma uygulamaları öğretmen tarafından incelenerek dönüt verilmiştir. Kontrol grubuna geleneksel öğretim yapılmıştır. Her iki grubun son test sonuçlarının istatistiksel analizi t testi yapılarak hesaplanmıştır. Sonuç olarak deney grubu ile kontrol grubu öğrencilerinin akademik başarıları arasında . 05 düzeyinde anlamlı fark bulunmuştur. Buna göre yazma etkinliklerinin öğrencilerin başarılarını arttırdığı belirtilebilir. Ayrıca deney grubundaki 7 öğrenci ile yapılan mülakatlarda testin sonuçlarını destekleyecek nitelikte ifadeler belirtmişlerdir. Dolayısıyla öğretmenlere derslerinde öğrencilerin başarılarına katkı sağlama aracı olarak yazma etkinliklerini kullanması önerilmektedir. Anahtar kelimeler: matematik öğretimi, yazarak öğrenme, matematikte yazma etkinlikleri, başarı
Özyaşamöyküleri/otobiyografiler kişilerin kendi yaşamlarını kaleme aldığı, geçmiş yaşamın ben’e ait bilinmeyenlerini ortaya koyan metinlerdir. Özyaşamöyküsü, birçok çalışmaya konu olmuş, kimi eleştiri ve deneme yazılarının merkezinde yer almıştır. Söz konusu tür için yapılan çalışmalarda, özyaşamöyküsünün tarihî süreç içerisindeki gelişimi, edebî bir tür olup olmadığı, yazarın kendini ne oranda ifade edebildiği/edebileceği gibi sorulara yanıtlar aranmış ve önemli tespitler ortaya konmuştur.
EKUAD, 2015
Matematiksel faaliyetlerden zevk almak, günlük hayatta matematiği en iyi şekilde kullanmaktan geçer. Gerçekçi Matematik Eğitimi (GME) yaklaşımına göre, öğretim programının başlangıç noktası, öğrencinin anlamlı bir matematiksel etkinlik içinde yer almasını sağlayacak ve öğrenci için deneyimleştirilebilecek durumlar sunmasıdır. GME’de matematikleştirme bir anahtar süreçtir. Matematikleştirme, gerçek hayat probleminden başlayarak matematiksel kavrama ulaşma şeklinde işler. Bu bağlamda matematikleştirmede yeniden keşfetme vardır. GME’de matematiksel bilgiye öğretimin başında değil, öğretimin sonunda matematik ile ilgili yaşantılar yoluyla keşfederek ulaşılmalıdır. Bu çalışmada, sınıf öğretmen adayları üzerinde realistik matematik eğitimi uygulamalarının nasıl işlediğinin değerlendirilmesi ve bu uygulamalar hakkında öğrenci görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda araştırma, Çukurova Üniversitesi’nde eğitim-öğretim gören 106 (63 kız, 43 erkek) sınıf öğretmen adayı üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma 5 hafta boyunca devam etmiştir. İlk hafta öğretmen adaylarına problem, problem türleri ve problem çözme öğretimi ile ilgili kuramsal bilgiler verilmiş ve bu doğrultuda bazı etkinlikler yapılmıştır. İkinci hafta GME ile ilgili kuramsal bilgiler öğretmen adaylarına sunulmuştur. Üçüncü hafta, öğretmen adaylarına örnek GME uygulamaları tanıtılmıştır. Dördüncü hafta ise 3-4 kişilik gruplar oluşturulmuş ve bu gruplardan örnek GME uygulamaları hazırlamaları istenmiştir. Hazırlanan GME uygulamalarının gruplar tarafından sınıf ortamında sunulması sağlanmıştır. Bu sunumlardan sonra grupların hazırlamış olduğu uygulamalar sınıf ortamında tartışılmış geri dönütler bu şekilde sağlanmıştır. Ayrıca öğretmen adaylarından kendi belirledikleri bir konuyu GME’yi temel alarak nasıl öğreteceklerini gösterebilmeleri için bir günlük plan oluşturmaları istenmiştir. Beşinci hafta, görüşme formları aracılığıyla öğretmen adaylarının GME ve GME ile ilgili uygulamalı çalışmaları hakkındaki görüşleri alınmıştır. Bu görüşme formları arasından rastgele seçilen öğretmen adayları ile yüz yüze görüşme yapılarak süreç hakkındaki görüşler derinlemesine incelenecektir. Hem nicel hem de nitel verilerin analizinde betimsel analiz tekniklerinden yararlanılmıştır. Analizler devam etmekte olup araştırmanın ilk bulguları öğretmen adaylarının GME ile ilgili olumlu düşüncelere sahip olduklarını, gelecekteki öğretmenlik yaşantılarında GME’yi derslerinde uygulamayı istediklerini göstermiştir. Ancak öğretmen adaylarının bazılarının hazırladıkları ders planlarında GME’nin temel bileşenlerini tam olarak yansıtamadıkları gözlenmiştir. Aynı zamanda bazı öğretmen adayları, gerçek yaşam problemlerini kurmada zorlanacaklarını, ders işlerken fazla zaman alacağını, doğrudan bilgi vermeye göre uygulanmasının daha zor olduğunu düşündüklerini belirtmişlerdir.
2015
Bu calismanin amaci; materyal gelistirmenin ve kullanmanin matematik ogretimindeki yeri, onemi ile bu konuda ogretmen ve ogrenci acisindan yasanan sorunlari saptamaktir. Calisma kapsaminda, matematik derslerinde materyal kullanimi konusunu iceren dokumanlar incelenmistir. Incelenen dokumanlar icerik analizine tabi tutulmustur. Icerik analizi yapilirken ozellikle arastirmacilar tarafindan ulasilan ortak noktalar tespit edilmistir. Bu analizler cercevesinde; “Materyal kullanimini destekleyen kuramsal altyapi nedir?”, “Matematik ogretiminde materyal kullanmanin yeri, onemi ve avantajlari nelerdir?”, “Materyallerle matematik ogretiminde ogrencilerin karsilastigi zorluklar nelerdir ve bu zorluklarda ogretmenlerin rolu nedir?” ve “Ogretmen materyal secerken, hazirlarken ve kullanirken nelere dikkat etmelidir?” sorularina cevap aranmistir. Calismanin sonucunda elde edilen onemli bulgulardan birisi, matematik ogretiminde ogrencilerin mufredat programindan yeterince faydalanabilmeleri icin m...
İşletmelerin verimli çalışmalarında, yönetim-organizasyon boyutlarında, çalışanlarda olumlu/etkili güdüleme oluşturmada, uyumlu takım çalışmaları ve destekleyici problem çözme ortamları yaratmada sanatın değişik dallarından yararlanıldığına ilişkin çalışmalara ilgili literatürde daha sık rastlanmaktadır. Ancak, bu tür çalışmaların çok yeni olduğu ve sınırlı sayıda kaldığı da gözlenmektedir. Bu çalışma, sanatın pazarlama eğitiminde kullanılması üzerine öncü bir araştırma niteliğindedir. Sanatın dönüştürücü işlevinin pazarlamanın fonksiyonları üzerine etkisinin araştırılması amaçlanmaktadır. Keşifsel bir çalışma olup, pazarlama eğitiminde yüksek lisans seviyesinde bir grup öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Sanatın dönüşüm sürecinin tüm pazarlama fonksiyonlarına uygulanması sağlanmış; Kolb'un Deneyimsel Öğrenme Modeli uygulanmış ve pazarlama eğitiminde sanatın kullanılmasıyla Kolb'un, edindiği bilgiden yeni bir şey yaratan, keşfetmeyi seven yerleştirici (accommodating) öğrenci özelliklerine ulaşma derecesinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Sanatta dönüştürmenin tartışıldığı bir günlük çalıştay ve iki haftalık alan çalışması sonrası derlenen öğrenci raporları, pazarlama eğitiminde bilişsel boyutun yanında duyuşsal boyutun da uygulanması gerektiğini; bunun da Deneyimsel Öğrenme Modeli'nin temel ilkelerinin uygulanması böylece sanatın dönüştürücü fonksiyonundan en iyi şekilde yararlanmayla mümkün olacağını ortaya çıkarmıştır. Anahtar Sözcükler: Pazarlama eğitimi, Deneyimsel Öğrenme Modeli, Ürün geliştirmede dönüştürme AN EXPLORATORY STUDY ON HOW ARTS CAN BE USED AT MARKETING EDUCATION ABSTRACT There have appeared in the recent relavant literature some academic studies implying that arts have been utilized in such areas/fields as business efficiencies, management and organization practices, forming favorable motivations in employees and establishing supportive media easing desired team works and problem solving activities. It is, however, observed that such preliminary type studies are rather very few in number.
mku.edu.tr
Özet Bu çalışmada alan yazın taraması yapılarak Türkiye'de Matematik öğretiminde drama, dramatizasyon ve yaratıcı drama yönteminin yeri nedir?" sorusuna yanıt aranmıştır. İlgili literatür incelemesi doğrultusunda drama, dramatizasyon ve yaratıcı dramanın öğretim açısından önemi ve özellikle Türkiye'de matematik öğretiminde yaratıcı dramanın bir yöntem olarak kullanılması ile ilgili yapılmış araştırmalar değerlendirilmiştir. Matematik, soyut kavramların kazanılmasındaki zorluklardan dolayı öğrencilere zor gelmektedir. Matematiksel kavramların, öğretimi sırasında somutlaştırarak ve somut araçlar kullanarak bu zorluk giderilebilir ya da azaltılabilir. Drama, dramatizasyon ve yaratıcı drama da, dinleyiciyi edilgin durumdan kurtararak, bedeni, duyguları ve duyu organlarını harekete geçirerek, konuyu canlandırarak bu somutlaştırma ve somut araçlar kullanma sürecinde uygun bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenlerle 1900'lü yıllardan beri eğitim ve öğretimde yaratıcı dramanın kullanımı her geçen gün daha da artmaktadır. Matematik öğretimi açısından da bu durumun sonuçları oldukça açıktır.
1999
Arastirmada amac stajyer ogrencilerin uygulamada matematik dersindeki islenis basamaginda gostermis olduklari davranislari hangi derecede gosterdiklerini saptamaktir. Bu amacla uygulamaya giden stajyer ogrencilerin uygulama okullarindan 5 ilkogretim okulundaki 20 kadin 24 erkek 4 ve5.sinif ogretmenlerine gelistirilen anket uygulanmistir .Veriler SPSS programinda cozumlenmistir. Arastirma sonuclarina gore stajyer ogrenciler ankette yer alan matematik dersi islenis basamagina iliskin davranislari bazen ve sik,sik derecesinde gostermektedirler.
In this study, studying in secondary school and high school math classes to understand the problems they had with their Syrian students know the meaning of terms that have an impact in Turkey was intended to solve. In order to embody the existence of the problem, which is one of the central districts of Mersin and the Syrian population Yenişehir, Mezitli and Akdeniz middle and high schools in the districts of students who study in class with students and mathematics teachers Syrian Syrian semi-structured interview forms prepared and made interviews, needs analysis were excluded. The results obtained from the descriptive analysis of the data obtained from the interview, the students experienced problems in knowing the meaning of mathematical terms, to understand that math, therefore, it was observed that affects the ability to solve math problems. It was determined that the glossaries they used were prepared for Turkish students, therefore they were in need of a glossary of mathematical terms prepared for them, because they were not suitable and sufficient. In line with this need, 5-12. For Syrian students in the classroom, a multilingual, visual-based glossary of mathematical terms including definitions and examples was prepared in Turkish, Arabic and English. The terms contained in the glossary were obtained by scanning the secondary school and high school textbooks of the Ministry of Education (MEB). Dictionaries prepared by the Turkish language institution (TDK), Turkish Academy of Sciences (TÜBA) Dictionary of scientific terms, Educational Information Network (EBA) Interactive mathematical glossary were used in determining the terms. At the end of the scan, 443 mathematical terms were identified. Eight criteria have been created for writing glossary items. Mathematical symbols and abbreviations were added to the glossary created in accordance with these eight criteria in the final stage, viii and the gloassary was completed. A semi-structured interview was conducted with teachers who are field experts on whether the prepared glossary will solve the problem that Syrian secondary and high school students experience in knowing the meaning of mathematical terms and its usefulness. A descriptive analysis of the data obtained from the interviews showed that the glossary would solve the problem faced by Syrian students and was useful.
Milli Eğitim, 2022
Bu araştırmanın amacı, ortaokul matematik öğretiminde UbD (Understanding by Design), yani Anlamaya Dayalı Tasarım temelli gelişimsel yaklaşım uygulamalarının, matematik dersi öğrenci başarısı üzerindeki etkisini incelemektir. Araştırma, son-test kontrol gruplu yarı deneysel desen ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı güz döneminde İstanbul ili Bahçelievler ilçesinde bir devlet okulunda beşinci sınıfa devam eden 18'i deney, 18'i kontrol toplam 36 öğrenci oluşturmaktadır. Deney grubunda matematik dersleri UbD isimli öğretim tasarım modeli temel alınarak, gelişimsel yaklaşıma uygun hazırlanmış matematik dersi ünite planlarıyla devam ederken, kontrol grubunda ders işleme şekline herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak matematik dersi başarı testi kullanılmıştır. Toplanan verilerin analizi Mann Whitney U ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonunda, UbD temelli gelişimsel yaklaşım uygulamalarının gerçekleştiği deney grubu ile kontrol grubunun matematik dersi öğrenci başarısı arasında deney grubu lehine anlamlı farklılık olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmadan elde edilen bu sonuç, UbD temelli öğretim planlama ve gelişimsel yaklaşım gibi uygulamaların, kalıcı ve anlamlı öğrenmenin sağlanmasında önemli birer araç olarak kullanılabileceğini göstermektedir.
fbd.aydin.edu.tr
Özet Bu araştırmada, matematik öğretmen adaylarının matematiğin önemli bir konusu olan " Limit " hakkındaki kavramsal yapılarını belirlemek amaçlanmıştır. Araştırmaya bir devlet üniversitesinde eğitim gören 152 matematik öğretmen adayı katılmıştır. Ölçme aracı olarak Kelime İlişkilendirme Testi kullanılmıştır. " Limit " anahtar kavramı Kelime İlişkilendirme Testi ile öğretmen adaylarına sunulmuştur. Toplanan verilerden frekans tablosu elde edilmiş olup buna göre kesme noktası tekniği kullanılarak öğretmen adaylarının anahtar kavrama ilişkin kavramsal yapılarını gösteren kavram ağları çizilmiştir. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarından limit anahtar kavramına ilişkin toplamada 87 cevap kelime elde edilmiş olup 18 kategori oluşturulmuştur. Oluşturulan kategorilerden 60 ve üzeri frekansta ilişkilendirmenin yapılmış olduğu " Sınırlılık, Yakınsaklık, Belirsizlik, Süreklilik, Sonsuzluk, Türev, Fonksiyon ve Sağ-Sol Limit " kategorileri daha dikkat çekici görülmektedir. Sonuç olarak başka matematiksel kavramlarla da çalışılarak öğrencilerin zihinlerindeki kavramsal yapıların ortaya konması önerilmektedir.
Bu çalışmanın amacı ilkokul birinci sınıfın özellikle birinci döneminde matematik derslerine ayrılan sürenin bir kısmının veya tamamının öğretmenler tarafından okuma-yazma öğretimine ayrılıp ayrılmadığını, ayrılıyorsa nedenlerini, daha sonra matematik öğretimine yönelik telafi derslerinin yapılıp yapılmadığını, yapılan telafi çalışmalarının yeterli olup olmadığını ve öğrencilerin bu durumdan nasıl etkilendiklerini araştırmaktır. Belirtilen amaç kapsamında çalışma nitel araştırma yöntemlerinden biri olan durum çalışması deseni ile yürütülmüştür. Çalışmada yer alan katılımcılar farklı 3 tane ilkokulda görev yapan 22 tane sınıf öğretmeninden oluşmaktadır. Veriler dört tane açık uçlu soru içeren bir görüşme formu ile toplanmıştır. Yapılan incelemeler sonrasında öğretmenlerin % 86 ‘sı matematik derslerine ayrılan sürenin bir kısmını veya tamamını okuma yazma öğretimi için kullandıklarını ifade etmişlerdir. Matematik derslerine ayrılan sürenin bir kısmının veya tamamının okuma-yazma öğretimine ayırma nedenlerini öğretmenler, öğrencilerin yeterli olgunluğa gelmeden okula başlaması, velilerin ilgisizliği, sınıfların kalabalık oluşu, ayrılan sürenin yetersizliği, öğretmenlerin bir an önce öğrencilerin okuma-yazmaya geçmesini istemesi, okul idaresi ve müfettişlerin baskısı, velinin öğrenci sınıf ve okul kıyaslaması yaparak öğretmeni güç durumda bırakması, okuma yazmayı zamanında öğretememe kaygısı, öğretim programları şeklinde belirtmişlerdir. Öğretmenler, oyun ve fiziki etkinlik saatlerinde, 2. Dönem okuma yazma saatlerinde, okul çıkışlarında etütler yaparak telafi derslerinin yapıldığını ifade etmişlerdir. Öğretmenlerin bir kısmı telafi yaptıklarını ancak matematik öğretiminin yeterli zamana yayılmamasının birçok matematiksel kavramın yeterince pekiştirilememesine, öğrencilerin matematik derslerinde zorlanmalarına, sıkılmalarına, kavramları tam öğrenemedikleri için matematiğe dair olumsuz tutum edinmelerine ve nihayetinde ileriki yıllarda öğrencilerin düşük matematik performansına sahip olmalarına neden olabileceğini ifade etmişlerdir. Diğer taraftan öğretmenler bir kısmı ise matematik öğretim program içeriğinin telafilerle zamanında yetiştirilebilindiğini ve öğrencilerin herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını aktarmışlardır. Sonuç olarak sınıf öğretmenlerden elde edilen veriler dikkate alındığında öğretmenlerin ekserisinin çeşitli nedenlerle okuma yazma öğretimi için matematik ders saatlerini kullandıkları ve bu durumun öğrencilerin matematik öğrenimini olumsuz yönde etkilediği söylenebilir.
Eğitim Teknolojisi Kuram ve Uygulama, 2016
Some of the students develop negative attitudes towards mathematics because they think that mathematics include some topics which are difficult to understand. This study compares the attitudes of three group of students in 9th grade students towards mathematics in which one group use learning objects in classroom activities, one group in extracurricular activities and one group did not use the objects. Totally 76 (n1=24, n=26, n3=26) students participated to the study. Since the study was carried out as a quasiexperimental design, an attitude scale for mathematics was used as pretest and posttest and interviews were conducted inorder to discuss the attitudes in detail. In this regard, interviews were administered with four students from each two groups in which the learning objects were used. As a result, no significant difference in attitudes scores were noticed among groups used learning objects in different ways and the groups did not used learning object. Also, only a significant difference is determined between pretest and post attitude scores in the group in which learning objects were used in classroom activities. In attitudes towards mathematics, interest and features of the objects were the themas which come front. The results of the study suggest that learning objects may be used in classroom activities and also in extracurricular mathematics activities but do not provide a significant development in attitudes for students.
Türkçenin Uzaktan Öğretimi ve Öğrenimi, 2021
Uygulamaları adlı kitapları bulunmaktadır. Göçer, Türkçe eğitimi, Türkçenin yabancı/ikinci dil olarak öğretimi, Türkçe öğretiminde ölçme ve değerlendirme ve genel olarak öğretmen eğitimiyle ilgili çalışmalarıyla Türkçe eğitimi alanına katkı vermeyi sürdürmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.