Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
5 pages
1 file
Bu kitap diş hekimliği tıp eğitimi alan öğrencilerimize, uzmanlık eğitimine başlayan diş hekimlerimize ve özellikle ağız bölgesini uzmanlık alanı içinde bulunduran hekimlerimize yardımcı olma amacıyla hazırlanmıştır.
Doğrudan yabancı sermaye yatırımları, yatırım yapılan ülke için bir takım sosyal ve ekonomik fayda anlamına gelmekte; istihdamın artırılması, doğal kaynakların etkin olarak değerlendirilmesi, teknik bilgide gelişme, dış ticaret açığının azaltılması ve ekonomik büyümenin artırılmasına katkı sağlamaktadır. Yabancı yatırımcı açısından ise ucuz girdi kullanımı, hammadde kaynaklarına yakınlık ve yeni pazarlardan faydalanma gibi fırsatlar yaratmaktadır. Ev sahibi ve yatırım yapan ülkeler açısından karşılıklı fayda ve aynı zamanda da bir maliyet unsuru olan doğrudan yabancı yatırımları belirleyen faktörler konusunda yazında henüz bir görüş birliği bulunmamakta, bu akışın, ülkelerin ekonomik, politik ve hatta coğrafi yapılarına göre değiştiği genel kabul görmüş bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır. Bu konuda yapılan en kapsamlı araş- tırmalar arasında yer alan Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı Dünya Yatırım Raporu’nda (1998) doğrudan yabancı yatırımları etkileyen faktörlere ilişkin bir analiz yapılmış ve söz konusu belirleyiciler; ekonomik faktörler, yatırım ortamına ait faktörler ve politik faktörler olarak üç ana başlıkta toplanmıştır. Bu çalışmada, Birleşmiş Milletler’in Dünya Yatırım Raporu’nda (1998) ortaya koyduğu bu unsurlar temel alınarak, 1990-2011 döneminde, yükselen ekonomilerden Brezilya, Çin, Hindistan, Rusya, Meksika, Endonezya ve Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımları etkileyen faktörler panel veri analizi ile incelenmiştir. Analiz sonucunda, ev sahibi ülkelerin piyasa büyüklü- ğünün, dışa açıklığının ve ekonomik istikrarının doğ- rudan yabancı yatırımları etkilediği tespit edilmiştir.
1 Abdollah DODANGEH Öz Sultan Sencer'in döneminin sonlarına doğru yaşanan Oğuz istilası sırasında Horasan bölgesi büyük bir kargaşaya sürüklenmişti. Öyle ki, pek çok şehir ve insan bu kargaşadan doğrudan etkilendi. Sencer'in esir düşmesinden sonra düzeni tekrar tesis etme çabaları başarılı olamamış, onun esâretten kurtulmasından kısa süre sonra ölümü ile birlikte yaşanan düzensizlik devam etmişti. Sultan'ın saray şairi Enverî, Horasan halkının mağduriyetlerini Semerkand hâkimi Rüknüddîn Mahmûd Tamgaç Han'a kaside tarzında yazdığı "Nâme-yi Ehl-i Horasan/ Horasan Halkının Mektubu adlı mektubunda dile getirmişti. Şair mektubunda, Horasan halkının bu kötü durumdan kurtarılmasını talep etmektedir. Çalışmamızda Oğuz İsyanı'nın sebep ve sonuçları üzerinde durulacak, Enverî'nin yazdığı kasidenin tercümesi verilecektir. 1 Dr. Abdollah Dodangeh, Abstract Toward the end of Sultan Sanjar's reign, during the invasion of Oghuz, Khorasan region was dragged to a huge commotion. In fact, many cities and people directly affected by this turmoil. After falling prisoner Sanjar's efforts to re-establish order could not be successful, the irregularities continued in conjunction with his death shortly after his captivity. Envarî who is
MAZLÛM VE YÛSUF U ZÜLEYHÂSI, 2018
Klasik edebiyatta şairlerin hayatları hakkında bilgi sahibi olabilmek için başta tezkireler olmak üzere birçok biyografik kaynağa başvurulmaktadır. Bu kaynaklarda bilgi bulunamadığı zaman ise edebî eserin kendisi biyografik bilgi kaynağı olmaktadır. Klasik şiir her ne kadar gelenek çerçevesinde meydana gelmiş olsa da her temasın iz bırakması gibi ortaya konan eserlerde kişisel izler bulmak mümkündür. Bu ilkeden hareketle, kaynaklarda kendisi hakkında bilgi bulunmayan Mazlûm mahlaslı şair hakkında elde bulunan tek eseri Yûsuf u Züleyhâ adlı mesnevisinden hareketle hayat hikâyesi ortaya konulmaya çalışıldı. Eserden elde edilen bilgilere göre Mazlûm’un adının Kerîm Mîr Alî/Kerîm Mîr Mihralî, memleketinin İran’ın Sebzevar şehri olduğu; eseri 45 yaşında kaleme aldığı, İran’da bulunan Hâbûşân, Çenârân, Zûrım ve İstahr gibi yerleşim yerlerinde yaşadığı anlaşılmaktadır. Yine mesnevideki bilgilerden hareketle Mazlûm’un Şii mezhebinden olduğu tespit edilmiştir. Mesnevide açık bir şekilde belirtilmemiş olsa da eserin İranlı şair Mollâ Câmî’nin aynı adlı mesnevisinin bazı farklarla serbest bir çevirisi olduğu ortaya konulmuştur. Eserden hareketle şairin biyografisi oluşturulduktan sonra eserin adı, beyit sayısı, sunulduğu kimse, telif ve istinsah tarihi, nüshaları ile düzenleniş şekli hakkında bilgi verildi. Bu çalışmada kaynaklarda kendisi hakkında bilgi bulunmayan Mazlûm mahlaslı şairin ve eseri Yûsuf u Züleyhâ adlı mesnevinin Türk edebiyatına tanıtılması amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Klasik Türk edebiyatı, mesnevi, Mazlûm, Yûsuf u Züleyhâ.
başka bütün ilahları ret etmiş, yaratan ve yaşayan Allah'a iman ettiğimiz gibi, hükmün kendisine ait olan Allah'a, 1 peygamberlerine, kitaplarına, meleklerine, ahiret gününe iman edenleriz. 2 Biz alemlere rahmet olarak gönderilmiş bir Peygamberin 3 ümmetiyiz. O'nda bizim için en güzel örnekler vardır. 4 Biliriz ki, ahiret yurdu dünyadan daha hayırlıdır. 5 Yaratılış gayemiz, Alemlerin Rabbine kulluk üzerinedir. 6 Yeryüzüne bir tek gaye için geldik o da, Allah'a ortak koşmadan kulluk etmektir. 7 Yaratılıp başıboş bırakılmadığımızın bilincindeyiz, 8 her birimizin ayrı ayrı imtihanlardan geçirileceğini 9 ve hangimizin sabır ve sebatla kulluğa devam edeceğini Rabbimiz görmek istemektedir. 10 Biz, hayatın ve ölümün hangimizin daha güzel ameller yapacağının belirlenmesi için yaratıldığını ve sonra da dönüşümüzün Allah'a olacağını bilenleriz. 11 Ne zaman yolumuzu şaşırsak şifa ve rahmet olan Kur'ana, Kabe'ye yüzümüzü döndüğümüzde dosdoğru yolu bulacağımızın idraki içindeyiz. 12 1 "Sizin Allah'tan başka taptıklarınız, Allah'ın kendileri hakkında hiç bir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın ad olarak adlandırdıklarınızdan başkası değildir. Hüküm, yalnızca Allah'ındır. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur, ancak insanların çoğu bilmezler." Yusuf 12/40 2 Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a, meleklerine, Kitaplarına ve elçilerine inandı. "O'nun elçileri arasında hiç birini (diğerinden) ayırdetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sana'dır" dediler. Bakara 2/285 3 Biz seni alemler için yalnızca bir rahmet olarak gönderdik.Enbiya 21/107 4 Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır. Ahzab 33/21 5 Şüphesiz senin için son olan, ilk olandan (ahiret dünyadan) daha hayırlıdır. Duha 93/4 6 Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.Zariyat 51/56 7 Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur. Nisa 4/48 8 İnsan, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor? Kıyamet 75/36 9 İnsanlar, (sadece) "İman ettik" diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? Ankebut 29/2 10 O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır Mülk 67/2) 11 Sizin dönüşünüz Allah'adır. O, her şeye güç yetirendir. Hud 11/4 12 Şüphesiz, bu Kur'an, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü'minlere, onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir. İsra 17/9 Her canlının bir gün ölümü tadacağını 13 bildiğimiz için ahret merkezli bir hayatı tercih edenleriz. Ebedi kurutuluşun ancak bu yolla olacağını, altlarından ırmaklar akan cennetlere kavuşmak için ölüm bize gelene kadar kulluğumuza devam etmemiz 14 gerekeceğine iman etmişiz. Allah'tan başka veliler edinmeyiz, 15 bizim velimiz, Allah, Resulü ve Müslümanlardır. 16 Biliriz ki Allah'a ne kadar kulluk edersek o kadar yaklaşır, 17 küfürden de o kadar uzaklaşırız. İzzeti ve şerefi sadece Allah'tan taraf olanların yanında ararız, çünkü izzet ve şeref sadece Allah'ın Resulünün ve müminlerindir. 18 Bizim Allah'tan başka velimiz ve yardımcımız yoktur, 19 çünkü göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. 20 Bizim velimiz olan Allah(c.c.), bizleri karanlıklardan nura çıkarır, inkar edenlerin velisi tagutlar ise, insanları aydınlıktan karanlıklara götürür. 21 Müminleri bırakıp kafirleri asla dost edinmeyiz, 22 yoksa Allah'ın(c.c) yardımın kaybederiz. 23 Allah(cc), bizim düşmanlarımızı çok iyi bilir ve bizi uyarır, bizler veli olarak sadece Allah'ı (cc) biliriz. Müminleri bırakıp kafirleri dost edinirsek, aleyhimize bir delil olacağının, bununda günah olarak bize yeteceğini biliriz. Allah'ı, Resulünü ve müminleri dost edindiğimiz taktirde, galip 13 Her nefis ölümü tadıcıdır; sonra bize döndürüleceksiniz. Ankebut 29/57 14 Ve yakîn sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.Hicr 15/98 15 Allah'ın dışında başka veliler edinenlerin örneği, kendine ev edinen örümcek örneğine benzer. Gerçek şu ki, evlerin en dayanıksız olanı örümcek evidir; bir bilselerdi. Ankebut 29/41 16 Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O'nun elçisi, rüku' ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren mü'minlerdir. Maide 5/55 17 Hayır; ona boyun eğme (Rabbine) Secde et ve yakınlaş. Alak 96/19 18 Onlar, mü'minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. 'Kuvvet ve onuru (izzeti)' onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, 'bütün kuvvet ve onur,' Allah'ındır. Nisa 4/139 19 gelecek olan mutlaka biz olacağız çünkü Allah'ın(c.c) taraftarları her zaman üstündür. 24 Rabbimiz bizim, kendi yolunda mallarımızla ve canlarımızla cihat etmemizi emrediyor 25 ve bizim ellerimizle kafirlere azap etmek istiyor, 26 çünkü bizi milyarlarca insan içinden seçti, 27 bize Müslüman adını verdi, 28 bize dinde herhangi bir güçlük tanımadı, 29 dünyada var olan her şeyden daha önemli olan iman nimetini lütfetti bize sevdirdi, 30 bu Allah'ın(c.c.) bir lütfudur, Allah(c.c.) lütfunu dilediğine vermeye kadirdir. 31 Eğer bizler, gereği gibi mücadele etmez, çaba göstermez isek, Allah(c.c) bizden nimetini her ana alabilir, 32 bu şuurla yaşamak zorundayız. Allah(cc), ebedi hayatta bizler için hayal edemeyeceğimiz nimetler hazırlamıştır, 33 Allah(cc) sabredenlerle beraberdir ve biliriz ki, bizim sabrımızda Allah'ın(cc) yardımı iledir. 62 Allah'ın(cc) yardımı olmadan hiçbir şeyi başaramayacağımızın idraki içindeyiz. 63 Allah'tan(cc) korkar sakınırız, bizi Allah'a(cc) yaklaştıracak vesileler ararız ve Allah yolunda mücadele ederiz. Böyle yaparsak kurtuluşa ereceğimizi umabiliriz. 64 Allah'a Resulüne ve bizden olan emir sahiplerine itaat ederiz, 65 bizim dinimizden olmayanların bizim üzerimizde velayet hakkı yoktur, 66 hiçbir beşerin ilahlık taslamasına itibar etmez, hepsini ret ederiz. Bizler, doğru ile yanlışı ayırt edebilmek için Allah'tan korkup sakınmamız gerektiğini biliriz. 67 Böyle yaparsak Allah bizlere doğruyu yanlıştan ayıracak bir Furkan verecektir, kötülüklerimizi örtecek günahlarımızı bağışlayacak, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır. 68 Allah (cc) büyük lütuf ve ihsan sahibidir. 69 Bizler şeytanın adımlarına uymayız, 70 çünkü o her zaman günaha ve isyana çağırır, 71 şeytan bize apaçık düşmandır, 72 bizde onu düşman edinir, 73 şeytan ve dostlarının adımlarını takip
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Tasli, V. (2018). ‘Yönetişim Perspektifinde Çok Uluslu Şirketler ve Ev Sahibi Ülke Kurumları Arasındaki İlişki’ in Ucma-Uysal, T. and Kurt, G. (eds.) Disiplinlerarası Bakış Açısı İle Yönetişim. Gazi Kitapevi, pp. 155-180. , 2018