Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
29 pages
1 file
Bu çalışmada 1991 yılında Yugoslavya’dan ayrılarak ilk kez bağımsız bir devlet kuran Slovenlerin XIX. yüzyılın ilk yarısında yaşadıkları uluslaşma süreci ele alınacaktır. Bu dönemde Slovenler önce dil-kültür alanında yaptıkları çalışmalarla uluslaşma sürecine girmişler ve ardından 1848 Devrimleri döneminde Habsburg İmparatorluğu yönetimi altında yaşadıkları farklı idari bölgelerin “Birleşik Slovenya (Zedinjena Slovenija)” adı altında birleşmesini talep ederek modern anlamda Sloven milli hareketine ilk kez siyasi bir karakter kazandırmışlardır. “Birleşik Slovenya” programı; XX. yüzyılda Yugoslavya Federasyonu’nun bir parçası olan Slovenlerin bu devlet içinde kendi federe yönetimlerine sahip olma taleplerine de tarihsel bir dayanak oluşturmuştur.
PROF. DR. MEHMET ALİ ÜNAL’A ARMAĞAN, 2018
İRAN VE TURAN ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2022
1709 yılında Buhara Hanlığı’ndan ayrılarak Özbeklerin Ming boyu önderliğinde Fergana Vadisi merkezli kurulan Hokand Hanlığı, 1876 yılında Rus işgali ile tarih sahnesinden çekilmiştir. Hokand Hanlığı, 163 yılı aşkın bir süre zarfında Türkistan’da siyasi, ekonomik ve kültürel olaylarda önemli roller oynamıştır. Fergana Vadisi ve Kazak bozkırlarının bir bölümünde bir buçuk asırdan fazla hüküm süren Hokand Hanlığı’nın tarihinin aydınlatılmasında yerli kaynaklar büyük önem arz etmektedir. Hokand Hanlığı’nda tarih yazım geleneği XIX. asrın ilk yarısında şekillenmeye başlamıştır. Bu dönemde yazılan tarihi kaynaklar hükümdarların özel istekleri üzerine kaleme alınmıştır. Çalışmamamızda işleyeceğimiz XIX. asrın ilk yarısındaki tarihi kaynaklardan ilki Emirnâme isimli eserdir ve Alim Han (1799-1809) devrinde kaleme alınmıştır. Alim Han’a darbe yaparak tahta geçen kardeşi Ömer Han (1809-1822) döneminde ise tarih yazımı hız kazanmıştır. Ömer Han’ın devrini anlatan Ömernâme ve Şahnâme-i Nüsret Pâyâm isimli eserler dönemin ünlü şairleri tarafından yazılmıştır. Ömer Han’dan sonra tahta geçen oğlu Muhammed Ali Han (1822-1842)’ın dönemini anlatmak için mürebbiyesi Cihan Atın (Üveysi) tarafından yazılmaya başlayan Vâkıât-ı Muhammed Ali Han isimli eser ise müellifinin ölmesi sebebiyle tamamlanamamıştır. Doğu Türkistan Hocalar ailesine mensup, Alim Han ve Ömer Han’ın yeğeni Hakimhan Töre’nin kaleme aldığı Müntahabü’t-Tevarih, Alim Han, Ömer Han, Muhammed Ali Han ve Şirali Han (1842-1845) dönemlerini anlatan ana kaynaklardan birisidir. Muhammed Ali Han’ın 1842 yılında Buhara Emiri Nasrullah tarafından katledilmesi ve devamında gelişen olayları anlatan Şahnâme-i Divane Mutrib, Hokand tarih yazıcılığında yeni bir destan örneği olarak ortaya çıkmıştır. Şahnâme-i Divane Mutrib’de anlatılan olayların devamı niteliğinde olan ve aynı tarzda kaleme alınan Şahnâme-i Divane Andalib, Şirali Han’ın kahramanlıklarını ve Hokand Hanlığı’nı Buhara Emirliği’nin esaretinden kurtarmasını anlatmaktadır.
XIX. YÜZYILIN İLK YARISINDA DÜRZİLER , 2021
Hazırlamış olduğum "XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Dürziler" başlıklı tezde sunduğum verileri, bilgileri ve dokümanları akademik ve etik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi, tüm bilgi, belge, değerlendirme ve sonuçları bilimsel etik ve ahlak kurallarına uygun olarak sunduğumu, tez çalışmasında yararlandığım eserlerin tümüne uygun atıfta bulunarak kaynak gösterdiğimi, kullanılan verilerde herhangi bir değişiklik yapmadığımı, bu tezde sunduğum çalışmanın özgün olduğunu bildirir, aksi bir durumda aleyhime doğabilecek tüm hak kayıplarını kabullendiğimi beyan ederim. 05/02/2021 Rahmetullah YEŞİLÇAY
Çok sayıda seyyah, değişik yüzyıllarda Osmanlı topraklarına gelmiş ve dönemin özelliğine göre farklılık arz eden ve kendileri açısından merak uyandıran ötekini tanıma ve onun üzerinden kimlik inşa etme gayreti içinde olmuşlardır. XVIII. ve XIX. yüzyıllarda ortaya çıkan sosyal, siyasi, idari ve ekonomik değişimler ve birtakım diğer faktörler neticesinde seyahatnamelerin sayısında belirgin bir artış olmuştur. Bununla birlikte, Osmanlının güçlü olduğu dönemlerde seyahatnamelerde Türklerden övgü, saygı ve hayranlıkla bahsedilirken, özellikle XIX. yüzyılın başlarından itibaren ise bu durum değişmiştir. Bu çalışmada amaç, 19. yüzyılın II. yarısında Anadolu’ya gelen İngiliz asıllı W.J. Hamilton’un “Researches In Asia Minor, Pontos and Armenia” adlı seyahatnamesinden yola çıkarak 1838 yılında Ünye ve Alaçam arasında yaptığı 6 günlük seyahatinde edindiği izlenimlerine yer verdiği gezi notlarını bölgenin sosyal, iktisadi, siyasi ve idari durumuyla ilişkili olarak değerlendirmektir. Anahtar Kelimeler: W.J. Hamilton, Samsun ve Çevresi, Seyahatname, XIX. Yüzyıl, Seyyah.
Özet: XIX. yüzyıl boyunca Osmanlıların dinlenme kültürü, boş zamanı geçirme şekli ve mesire yerlerindeki aktiviteleri Avrupalı hem erkek, hem kadın seyyahların dikkatlerini çekmiştir. Seyahatnamelerinde mesire yerlerinde gözlemledikleri ve hem yeni, hem geleneksel olarak değerlendirdikleri eğlence, etkinlikleri ve onların değişimi konusunda ayrıntılı bilgi renkli ve canlı şekilde aktarmışlardır. Seyyahların gözlemlerinden sadece bu konulardaki kuru bilgiler değil, Türklere genel bakış açıları da açıkça ortaya çıkar. Avrupalı seyyahların Osmanlı toplumuna yaklaşımları, doğal olarak seyyahların büyüdükleri toplumsal değerleri ve kültürü yansıtır, ona binaen her iki tarafın kültürel değerleri karşılaştıklarında, hem olumlu, hem olumsuz sonuçlara vardıklarına pek çok yerde rastlanır. Seyyahların yazdıklarında alıntılardan anlaşıldığı gibi, Oryantalizm, Romantizm gibi düşünsel akım ve söylemler etkili olmuştur. Abstract: Through XIX th century Ottoman way of spending free time, their culture of recreation and activities at picnic areas attracted attention of European travellers, both men and women. They presented vivdly in their travelbooks detailed information about recreation spots, entertainment and activities performed there and theirs changes in time, which they observed and evaluated both traditional and new. From traveller's observings not only naked informations, but also generalised depicting of Ottoman Turk's image. European travellers' aproaches to Ottoman society were naturally influenced by culture and norms of society, they grew up in; based on this both positive and negative deductions could be found in their comparisons of both cultural values. Showing with quotations, traveller's writings were deeply influenced by some intellectual streams and discourses as Orientalism, Romantism. Аннотация: Культура развлечения Османов и мероприятия устраивающиеся на местах гуляний привлекало внимание Европейских путешественников как женщин так и мужчин на протежении 19-го века. В ихних путжвых очерках ярко, оживлжнно и подробно описанны прогулочные места, новые и традиционные развлечения, мероприятия и ихние изменения. По этим заметкам можно узнать не только информацию о Турках, но и можно узнать ихние общие взгляды на Турков. Подход европейских путешественников к османскому обществу, явно показывают и ихние общественные ценности и культуры. Часто можно увидеть как они опираясь на свои общественные нравы сравнивают их с османскими и приходят к положительным или же к отрицательным выводам. По очеркам путешественников можно заметить черты ориентализма, романтизма и.т.д.
cibalikoyu.net
Avrasya Araştırmaları Dergisi , 2022
Toplumun temel yapı birimi aile, tüm kültür ve medeniyetlerde önemli yer edinmiştir. Osmanlı sosyal yaşamını anlayabilmek için de bu ana unsurun iyi incelenmesi gerekir. Osmanlı toplumsal yapısı ile ilgili önemli bir yere sahip olan şeriye sicilleri, günümüz şehir tarihçileri tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Nitekim şehir hayatına dair verilerin yer aldığı bu kayıtlar, dönemin en önemli resmi kaynakları arasındadır. Arşiv vesikaları olarak değerlendirilen bu kayıtlar, bünyesinde merkezden gönderilen her türlü idari, adli ve ilmi yazışma evrakı ile birlikte yerelde meydana gelen çeşitli olaylara da ışık tutmaktadır. Son yıllarda sık sık kullanılan bu kayıtlardan Osmanlı toplumu, şehri ve aile yapısına dair bulgular ortaya çıkarılmaya devam edilmektedir. XIX. yüzyılın ilk yarısı (1820-1830) ile sınırlandırılan bu çalışmada Antakya’daki aile yaşamı ile ilgili bilgiler elde edilmeye çalışılmıştır. Döneme ait şeriyye sicilleri taranarak yapılan ve Antakya’daki aile yapısı hakkındaki ilk araştırma özelliğini taşıyan çalışmada, şehirde vefat edenlerin terekeleri ile yaşayanların mahkemeye yansıyan davaları incelenmiştir. Elde edilen verilere göre evlilikler, eş, çocuk ve mirasçı sayıları ortaya konulmuş, aile tipleri belirlenmiş, hanelerde yaşayanların adları, lakapları ve kullandıkları eşyalar ile giyim kuşamlarına dair bilgiler tespit edilmiştir. Bu verilerden hareketle şehir hayatı ve aile yapısı ile ilgili önemli yargılara ulaşılmıştır. Konum itibarıyla çeşitli dinlere ve kültürlere ev sahipliği yaptığı bilinen Antakya'nın eldeki verilere göre tipik bir Anadolu şehri özelliği taşıdığı dolayısıyla aile yapısının da bu özellikleri yansıttığı anlaşılmıştır.
Giriş Yoğun bir ilgiye mazhar olan başkent İstanbul'da her toplum kesiminden in-san yaşamıştır. Bu kesimlerin bazıları tarzları, davranış biçimleri ve alışkanlıklarıy-la gerek devlet yöneticilerinin gerekse toplumun huzurunu bozmuşlardır. Bu grup-ların, özellikle ekonomik sıkıntıların olduğu, merkezi otoritenin gevşediği dönem-lerde etkilerinin ve yol açtıkları huzursuzlukların arttığı görülmektedir. Osmanlı başkentinde incelenen dönemde, devlet düzeni ve toplum hayatı açısından tehdit oluşturan olumsuzlukları başlıca iki bölüm şeklinde ele almak mümkündür. İlki soygun, hırsızlık, yankesicilik, yol kesme, gasp ve şiddete dayalı olmamakla birlikte izinsiz bir şekilde yapıldığında suç sayılan dilencilik faaliyetleri idi ki, bunlar daha çok kişinin mal güvenliğini tehdit eden olaylardı. İkincisi ise can güvenliğini orta-dan kaldıran adam öldürme ve yaralama vakalarıydı. Sosyal hayatın masuniyeti-ne ve genel ahlaka aykırı davranışların da zaman zaman meydana geldiğini ilave etmekte fayda vardır. Yaygınlık derecesine bakıldığında, mala yönelik suçların ilk sıralarda yer aldığı görülmektedir. Adam öldürme ve yaralama olayları seyrek ol-makla birlikte, toplumun huzuruna etkileri bakımından oldukça önemliydi. Gayri ahlakî davranışların da dönemsel olarak artış gösterdiğini söylemek mümkündür. Özellikle askerlerin sefere gidiş ve dönüş dönemlerinde bekâr odalarında ve ben-zeri yerlerde söz konusu davranışlarda artış meydana gelmekteydi. XIX. yüzyılın ilk yarısında İstanbul'da devlet yetkililerini en çok meşgul eden kesimler, serseri olarak telakki edilebilecek başıboş levendler 1 , soyguncu, yankesici,
DergiPark (Istanbul University), 2018
Bu çalışmada 1991 yılında Yugoslavya'dan ayrılarak ilk kez bağımsız bir devlet kuran Slovenlerin XIX. yüzyılın ilk yarısında yaşadıkları uluslaşma süreci ele alınacaktır. Bu dönemde Slovenler önce dil-kültür alanında yaptıkları çalışmalarla uluslaşma sürecine girmişler ve ardından 1848 Devrimleri döneminde Habsburg İmparatorluğu yönetimi altında yaşadıkları farklı idari bölgelerin "Birleşik Slovenya (Zedinjena Slovenija)" adı altında birleşmesini talep ederek modern anlamda Sloven milli hareketine ilk kez siyasi bir karakter kazandırmışlardır. "Birleşik Slovenya" programı; XX. yüzyılda Yugoslavya Federasyonu'nun bir parçası olan Slovenlerin bu devlet içinde kendi federe yönetimlerine sahip olma taleplerine de tarihsel bir dayanak oluşturmuştur.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Tokat Gazi osman Paşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 2020
XIX. YÜZYILDA KONYA VİLAYETİ’NDE MEYDANA GELEN SALGIN HASTALIKLAR VE ETKİLERİ, 2019
Avrasya uluslararası araştırmalar dergisi, 2022
XVIII. TÜRK TARİH KONGRESİ III. CİLT, 2022
SÜ Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2011
XIX. YÜZYILDA OSMANLI BALKAN VİLAYETLERİNİN GENEL DURUMU, 2021
BULGARİSTAN, PLOVDIV ŞEHRİNDEN XVI. YÜZYILIN BAŞINDAN OSMANLI EPİGRAFİK ANITI, 2021