Academia.eduAcademia.edu

"Asansörde Yiyişen Dayılar" ya da Heteroseksüel Biz'in Bulantısı

2013, KaosGL Dergi

Disgust kelimesinin Türkçe karşılığına baktığımızda iğrenme, nefret, tiksinme, kusturma kelimeleriyle karşılaşıyoruz. İğrenme, tiksinme ve kus(tur)ma edimleri fiziksel ya da biyolojik çağrışımlar yapsa da aslında hepsi ennihayetinde nefret duygusuna açılan kapıya çıkıyor: dolayısıyla da iğrenme, biyolojik olmaktan öte, bir duygu durumunu imliyor. İğrenme ediminin/duygusunun bir tarihselliği ve toplumsallığı olduğunu öne süren Sara Ahmed, bu duyguyu uyandıran nesnelerin esasen " kendinde iğrenç ya da kötü " olmadıklarını, Biz'im onlara yüklediğimiz anlamlar aracılığıyla ve iğrençliğin onlara içkin bir özellik olduğunu varsaymamız nedeniyle, bunu bir hakikat olarak içselleştirdiğimizi söylüyor. İğrençlik atfettiğimiz nesneden iğrenme ediminin, ancak o nesne Biz'e yaklaştığında ve görünür olduğunda açığa çıktığını ve Biz'de bir rahatsızlık duygusu uyandırdığını dile getiriyor. Bu rahatsızlığın temel kaynağıysa, iğrenilen nesnenin iğrenenin dünyasında yabancı-tuhaf-acayip olarak anlamlandırılması. Yani iğrenenin dünyasının sınırlarının dışında olması. İşte yabancı-tuhaf-acayip olmadığını öğrendiğimiz heteroseksüel Biz, kendi sınırlarını homoseksüel öteki(ler) üzerinden çiziyor. Kendisini onun aracılığıyla kurduğu homoseksüel ötekinin varlığınıysa reddediyor. Bu reddediş homoseksüel ötekinin heteroseksüel Biz'e bir biçimde yakınlaşmasıyla, onun dünyasının sınırlarına girmesiyle yerini iğrenme ve onun kaçınılmaz bir sonucu olan nefret duygusuna bırakıyor.