Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Gelibolulu Mustafa ‘Âlî, who is one of the most eminent figures of the Ottoman history writing, has written many books. The history works of Mustafa ‘Âlî’s works in the field of history, have become one of most important sources of researches who interested in the science of history due to his closely witnessed the events of his age in person thanks to his important missions in the government. Mirâtü’l Avâlim written by Gelibolulu Mustafa ‘Âlî is a short work in which the beings and events before Adam are described. The reason why Mirâtü’l Avâlim is dealt with in this study although there are many copies of the work in the libraries both in Turkey and other countries was justified by comparing it with the handwritten manuscript with the archive number 06 Mil Yz B 389 in the National Library and archive number Hacımahmutefendi 4396 in the Süleymaniye Manuscripts Library revealing the differences between the three copies in the footnotes.
Gelibolulu Mustafa Âlî, is one of the most important intellectuals, historians, authors and bureaucrats. He performed in various top management positions of the government such as council clerkship, provincial treasurer of manorialism, sanjak beylic etc. The author's work named Nasîhatu's-Selâtîn constitutes the original source of information on his life. The author, in this work, provides very important information about his own life. Some important studies were conducted on Mustafa Âlî's life in the world of literature. However, there is no significant detailed and recent study about his works. Mustafa Âlî, who is a versatile intellectual, indited important works in many areas such as politics, history, literature, morals and Islamic mysticism. It was contented with mentioning some of his works or only the names of his works in the studies conducted so far on Gelibolulu. In some studies, different copies of the same work were treated as if they had been different works without doing a serious research. There is not adequate information on whether the writings of these works exist or not; if they exist, in which libraries they are and; whether there is any study about these works or not. In this study, after giving ordered information on Mustafa Âlî's life and his scholarly entity, some information is given on in which libraries (section, number) the writings of his works that are known to exist are; if they were printed, when and where they were printed; if an * Makale, "Gelibolulu Mustafa Âlî'nin Nasîhatu's-Selâtîn İsimli Eserinin Tenkidli Metni" adlı yüksek lisans tezimizden türetilmiştir.
Osmanlı tarihinin önemli yazarlarından birisi olan Gelibolulu Mustafa Âlî’ye ait olan ve şimdiye kadar bilinmeyen bir risalesi bu çalışmada neşredilmektedir. Risale, Kadı Yahya bin Ali Kuşçuzâde tarafından derlenmiş olan, kısmen münşeat mecmuası sayılabilecek kitabın içerisinde yer almaktadır. Risalenin ana konusu, daha önce Lala Mustafa Paşa’ya divan kâtipliği yapmış olan Kasım-ı Râsim isminde bir kâtibin ona gönderdiği bir mektuptur. Mektup aynı zamanda Mustafa Paşa’ya divan kâtipliği yapmakta olan Âlî’nin eline geçmiş ve onun şiddetli tenkidine uğramıştır. Mektupta geçen ibâreleri inşa sanatı bakımından eleştiriye tabi tutmuştur.
2009
ÖZETBu çalışmada Gelibolulu Mustafa b. İbrahim’in Tuhfetü’l-Avâmil isimli eseri incelenecek, Gelibolulu Mustafa b. İbrahim hakkında kısaca bilgi verilecektir. Tuhfetü’l-Avâmil, İmam Birgivî’nin (929-981/1523-1573) Avâmil’ine yazılmış bir şerh olduğu için Avâmil üzerinde de ayrıntılı olarak durulacak, Avâmil şerhlerinden bahsedilecektir. Ancak çalışmanın temelini Tuhfetü’l-Avâmil’in incelenmesi ve tahkiki teşkil edecektir. ABSTRACTOur aim in this thesis is to examine Mustafa b. Ibrahim’s work entitled Tukhfatu’l-‘Avâmil and give brief information about his life. In fact, Tukhfatu’l-‘avâmil is a book of commentary that has been written on al-Imâm al-Birqivî’s book called al-Avâmil. For that reason, we will mention about al-Avâmil in detail and books which has been written on it in order to explain it. However, our main goal is to study on Tukhfatü’l-Avâmil and to investigate (tahqîq) it
Classes of Malâmîs and Muhaddaths in the Hilyat ar-Ricâl of Gelibolulu Mustafa Âlî. Gelibolulu Mustafa Âlî (1541-1600) is an important author in Ottoman period. He is a well-known that a historian. His work is called the Hilyat al-Ricâl implies sufizm, literature and esoteric. He work the subject of “Ricâl al-Gaib” in the Hilyat al-Ricâl. His springs is İbn Arabî and Hvâca Muhammad Pârsâ. Our working is about Hilyat al-Ricâl ant transcription of its chapters of Malâmis and Muhaddaths.
Tarih ve Tarihçi, 2024
Osmanzade Ahmed Taib's Reinterpretation of Gelibolulu Mustafa Ali's Work Öz Mehâsinü'l-Âdâb, devlet adamlarına yönelik ahlaki öğütler içeren önemli bir eserdir. Gelibolulu Mustafa Âlî, bu eseri Câhiz'in Minhâcü's-sülûk ilâ Âdâbı Sohbeti'l-mülûk isimli eserini Türkçeye tercüme edip, Osmanlı İmparatorluğu'yla ilgili bazı eklemeler yapmak suretiyle hazırlamıştır. Mehâsinü'l-Âdâb 17. yüzyılda Osman-zâde Ahmed Tâib tarafından özetlenerek Telhîs-i Mehâsinü'l-Edeb olarak adlandırılmış ve dönemin önemli devlet adamlarından Damat İbrahim Paşa'ya sunulmuştur. Osman-zâde Ahmed Tâib, Telhîs'i hazırlarken Mustafa Âlî'nin edebî üslubunu ve tarihçiliğini eleştirerek, daha sade ve anlaşılır bir dil kullanmayı tercih etmiştir. Ayrıca Mustafa Âlî'nin ilmiye sınıfına yönelik eleştirilerini âlimlere saygısızlık olarak gördüğünden telhîste bu eleştirilere yer vermemiştir. Telhîs-i Mehâsinü'l-Edeb'de dikkat çeken bir diğer husus ise Osman-zâde Ahmed Tâib'in dönemin sosyal ve siyasî atmosferini eleştirmekten çekinmesi ve bu konulara yer vermemesidir. Bu açıdan bakıldığında eser, Tâib'in düşünce dünyası ve edebî anlayışı hakkında önemli ipuçları sunmaktadır. Çalışmanın amacı, Gelibolulu Mustafa Âlî'nin Mehâsinü'l-Âdâb adlı eserinin özeti olan Telhîs-i Mehâsinü'l-Edeb üzerinde detaylı bir inceleme yaparak, eserin ortaya çıkış sürecini ve içeriğini ortaya koymaktır. Üç bölümden oluşan çalışmamızın birinci bölümde Osman-zâde Ahmed Tâib'in hayatı ve eserleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde Telhîs-i Mehâsinü'l-Edeb'e ait tespit edebildiğimiz nüshalar tanıtılmış, isimlendirilmesi ve muhtevası hakkında bilgi verilmiş, Osman-zâde Ahmed Tâib'in Mustafa Âlî'ye yönelik eleştirileri ve esere yapmış olduğu müdahaleler örneklendirilerek okuyucuya sunulmuştur. Çalışmanın üçüncü bölümü ise Telhîs-i Mehâsinü'l-Edeb'in günümüz Türkçesine sadeleştirilmesinden ibarettir. Sadeleştirme yapılırken Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesinde, Bağdatlı Vehbi Koleksiyonunda 1510 no ile kayıtlı bulunan nüsha esas alınmıştır. Sadeleştirme kısmında, metinde yer alan şiirler düz yazı olarak aktarılmış ve hikâyelere yer verilmemiştir.
Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2017
Adalet, ortaya çıkışı oldukça geçmişe dayanan bir kavramdır. Toplumsal yaşamın vazgeçilmez unsurlarından olarak görülen adalete, insanlar tarihin her döneminde büyük ihtiyaç duymuşlardır. Birçok filozof, ilim insanı ve düşünür konu ile ilgili olarak çok sayıda eser kaleme almıştır. Gelibolulu Mustafa Ali, yazmış olduğu eserlerde adalet kavramı ile ilgili görüşlerini belirten, Osmanlı tarihinin önemli düşünürlerindendir. Nüshatü's Selâtin, adalet konusundaki görüşlerini yazdığı siyasetname türündeki eseridir. Bu araştırmanın amacı,Nüshatü'sSelâtin'i inceleyerek Gelibolulu Mustafa Ali'nin, adalet kavramına yönelik düşüncelerini ortaya koymaktır. Nitel araştırma deseninde tasarlanan bu çalışmada doküman incelemesiyle elde edilen veriler, betimsel analiz yöntemiyle çözümlenmiştir. Mustafa Ali'nin, adalet anlayışının temelinde liyakat ilkesi vardır. Ona göre devlet içerisinde adaletin sağlanması ve adil bir ortamın oluşması ancak liyakati esas almakla gerçekleşmektedir. Adaletin sağlanması konusunda doğru ve dürüst olan insanların iş başında olması gerektiğini savunmaktadır.
Rast Müzikoloji Dergisi, 2021
Tasavvur-Tekirdağ İlahiyat dergisi, 2021
İntihal: Bu makale, ienticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. Plagiarism: is article has been scanned by ienticate. No plagiarism detected.
Journal of Old Turkic Studies, 2020
Hayât u Memât (1508), written by Firdevsî during this period spanning XIII.-XVIth centuries, is one of these works. The work has an important place in terms of reflecting the language and spelling features of Old Anatolian Turkish, containing the features of the translated works, and providing information about religious, mystical and moral issues. In our study, firstly, information was given about the Old Anatolian Turkish period and the religious, mystical and moral works written in this period, then the life, literary personality and works of Firdevsî, who was the author of the work, were mentioned, and then the presentation of Hayât u Memât was introduced. The introduction section consists of examples of the external features, content and spelling features of the work.
. Ahmed-i Dâ'î'nin Teressül Adlı Eserinin Yeni Bir Nüshası Özet Osmanlı edebiyatının velud yazarlarından olan Ahmed-i Dâ'î (ö. 832/1429'dan sonra) edebiyat, akaid, rüya tabiri, dilbilimleri ve hadis gibi birçok alanda eser vermiştir. Bu eserleri arasında tamamen edebî bir amaçla yazılmış olanları bulunmakla birlikte Ahmed-i Dâ'î, döneminin ihtiyaçlarına cevap verecek metinler de kaleme almıştır. Bu bakımdan müellifin "mübtedî" olarak nitelediği okurlarına yardımcı olmak üzere kaleme aldığı eserlerinden birisi de Teressül adlı inşa eseridir. Maalesef bugüne kadar Teressül'ün tam bir nüshası ele geçmemiştir. Bilinen tek ve eksik nüshası Manisa Muradiye Kütüphanesi'nde 1856 numarada kayıtlı mecmûanın içindedir. Bu makalede ise Edirne Selimiye Yazma Eser Kütüphanesi'nde 6998 numarada kayıtlı mecmûanın içinde bulunan, bugüne kadar bilinmeyen ve fakat yine eksik olan bir nüsha tanıtılacak ve iki nüshanın karşılaştırması üzerinden Ahmed-i Dâ'î özelinde eser telifi ve istinsahı üzerine kimi fikirler serdedilecektir.
Tarihimizde padişahlara ve devlet ileri gelenlerine yol göstermek maksadıyla yazılan çok sayıda eser vardır. Bu konuda eser kaleme alanlardan birisi de XVI. yüzyılın önde gelen tarihçi ve devlet adamlarından Gelibolulu Mustafa Âlî'dir. Ancak Mustafa Âlî'nin kaleme aldığı Nasîhatu's-Selâtîn/ Nushatü's-Selâtîn, daha önce devlet büyüklerine yol gösterici mahiyette yazılan bu tarz örneklerin çok ötesinde bir öneme sahiptir. Âlî'den önce bu konuda eser yazan müellifler, genel olarak örneklerini geçmiş dönemlerden seçerken, Âlî örneklerini kendi zamanından seçmiştir. Mustafa Âlî, problemlerin üzerine cesurca giderek onların çözümü konusundaki fikirlerini korkusuz bir şekilde ve keskin bir dille ifade etmiştir. Müellifin bu eseri, siyasal reform edebiyatında "nasîhatnâme" denilen yeni bir türün öncü çalışması olarak değerlendirilmektedir.
Hikmet Akademik Edebiyat Dergisi, 2024
Hurûfîler, İmâdüddîn Nesîmî’den başlayarak Hurûfîlik düşüncesini Farsça’nın yanında Türkçe eserlerle de anlatmaya gayret etmişlerdir. Bunun için pek çok hacimli eser vücuda getiren Hurûfîler, küçük hacimli bazı risaleler de kaleme almışlardır. Bunlardan biri Risâle-i Fazîlet-i Sûreti’l-Fâtiha adlı eserdir. Söz konusu eser İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı Osman Ergin Yazmaları arasında 880 numarayla kayıtlı olan 59 varaklık yazmanın 42a-45b sayfaları arasında bulunup 4 varaktan oluşmaktadır. Nesih hattıyla ve nesir olarak yazılmış metnin müellifi ve telif tarihi belirtilmemiştir. Bu eser Fatiha’nın önemini göstermek, bu sureyi okuyanların cehennem ile sayısız tehlikelerden korunacağını ve pek çok sevap kazanacağını belirtmek üzere kaleme alınmıştır. Müellifin Fatiha suresine yaklaşımı Hurûfîlik anlayışına, sureyi tefsir etme metodu ise Hurûfîlerin kullandığı tevil metoduna benzemektedir. Bu çalışmada öncelikle Hurûfîliğin kısa tarihine, tanımına ve Türkçe Hurûfîlik metinlerinin gelişimine değinilecektir. Ardından Hurûfîlerin Fatiha suresini nasıl yorumladıkları, birincil kaynaklardan örnekler eşliğinde gösterilecektir. Üçüncü olarak Risâle-i Fazîlet-i Sûreti’l-Fâtiha adlı risalenin içeriğinden bahsedilecek, metin yorumlanacaktır. Risalenin diğer Hurûfî eserleriyle ortak ve farklı yönlerinden bahsedilecek, böylece bu metnin Hurûfîlik literatürü açısından nasıl bir yer işgal ettiği belirlenmeye çalışılacaktır. Son olarak metnin transkripsiyon alfabesine çevirisi ve orijinal hâli makalenin sonuna eklenecektir.
Hikmet, 2023
Bu makalede 1574-1595 yılları arasında hüküm süren, kitaplara düşkünlüğü ile bilinen Osmanlı sultanı III. Murad’a sunulan 1578’den önce kaleme alındığı tahmin edilen Miftâhu’l-‘Adâle (Adaletin Anahtarı) isimli, manzum parçalar da içeren mensur bir eser incelenmiştir. Şeyh İbrahim Tennûrî’nin soyundan gelen Ebussu’ûd bin Sa’dullâh (ö. 1595?) tarafından kaleme alınan ve iki babdan oluşan bu eserin ilk babı gaza ve gazilerin faziletlerine ikinci babı ise gaza için kullanılan bineklerin faziletlerine ayrılmıştır. Çalışmada eser ve müellifi hakkında bilgi verilmiş ve eserin ilişkili olabileceği siyasetnâme, gazavatnâme gibi türler hakkında bir değerlendirme yapılmıştır. Ardından eserin içeriği baştan sona kadar ortaya konmuştur. Müellif anlattığı her konu için ayet, hadis ve peygamber kıssalarından örnekler vermiş ve hikâye başlığı altında örnekler getirmiştir. Gaza ve savaş atlarının faziletleri dışında adaletin önemine de değinen bu eser aynı zamanda Osmanlı-İran savaşları için Osmanlı lehine propaganda unsurları da içermektedir.
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2017
Şeyh Bedreddin’in (ol.1420) muritlerinden olan Y ė gen Mahmud tarafindan 15. yuzyilda yazilan Envâru’l-Kulub, Islamin temel esaslarini anlatan mensur bir akâid-nâmedir. Eser; “Allah, Kur'ân-i Kerim, huruf-i mukatta’ât, Hz. Muhammed, iman, namaz, zikir, akil, nefis ve vesile” olmak uzere on bâbdan olusur. Her bâb, yazar tarafindan ilgili ayetlerin tefsiri yapilarak aciklanmistir. Harekeli nesihle 187 varak, 15 satirdan olusan eserin yazari Y ė gen Mahmud hakkinda kaynaklarda bir bilgiye rastlanilmamistir. Ayni sekilde eserin telif/istinsah tarihi hakkinda da bir bilgi yoktur. Kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanilmamissa da yazarin seyhinin Şeyh Bedreddin (ol.1420) olmasindan hareketle eserin 15. yuzyilda yazildigini soylemek mumkundur. Eser, 14-15. yuzyillarin dini ve siyasi yonuyle one cikan sahsiyetlerinden Şeyh Bedreddin’in muritlerinden biri tarafindan kaleme alinmasi ve iceriginde temel dini konulara yer verilmesi bakimindan onemlidir. Envâru’l-Kulub, harekeli bir Eski...
Tarih Okulu Dergisi, 2019
Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından Osmanlının kuruluş dönemini kapsayan, XIII-XV. yüzyıllar arası Beylikler Döneminde Oğuzların dili artık bir yazı dili olmaya başlamış, çok sayıda telif ve tercüme eserler verilmeye başlanmıştır. Beylikler döneminde genel olarak dinî, tasavvufî ve ahlâkî eserlerin tercümesi yapılırken hem manzum hem de mensur eserler verilmiştir. Bu eserler arasında geçmeyen ve bugüne kadar kayda geçmemiş bir mesnevi de Seyfü’l-Mülûk ile Bediü’l-Cemâl hikâyesidir. Türk Dil Kurumu Kütüphanesi’nde bulunan Yazma 596 numarada kayıtlı yazmanın ilk kısmında yer alan mesnevi, Seyfü’l-Mülûk ile Bedi‘ü’l- Cemâl hikâyesidir. H. 874/ M. 1470 tarihinde istinsah edilmiş olan bu hikâyenin ilk telif tarihi ise mesnevinin sonunda H. 843/ M. 1439 olarak verilmiştir. Yazma, gerek konusu itibariyle gerekse hem telif hem istinsah tarihi 15. yüzyıl olması itibariyle eşsiz bir eserdir. Bu makale, 1001 Gece Masalları arasında yer alan hikâyelerden birinden ibaret olan mesneviyi konu alan yazmanın tanımından ibarettir. From the downfall of the Seljuk Empire to the forming of the Ottoman Empire, XIIIXV centuries was the time Oguz Language was recognized as a written language, translated and referenced in foreign literature. In this period, many sufi, religious and moral works were translated, as well as new poetry and prose works. Seyfü’l-Mülûk and Bediü’l-Cemâl story was one of those mathnawis, although it was not recorded among other works. The Seyfü’l-Mülûk and Bedi‘ü’l- Cemâl story is a masnavi located under the label Manuscript 596 in Turkish Language Association (TDK) Library. It was originally written in 1439 (843 Islamic calendar), but its first copy was made in 1470 (854 Islamic calendar). The manuscript, considering it was written and copied in the 15th century, is a unique piece. This article is an introductory on this manuscript, which is one of the stories from The One Thousand and One Nights.
Journal of Turkish Research Institute, 1999
Araştmnaları Dergisi'nin 9. Sayısında yayınlanan "Celali'nin ir-i Alem Adlı Mesnevisi" adlı makalemizde, eserin müellifi olan Celali'nin hayatı hakkında yaptıgımız araştmnalarda bilgi bulamadıgımızı, Tezkirelerde iki tane CeHili isminde şairin yer aldıgım ve bunlar hakkında da yeterli bilgi olmadıgı için hangisinin, üzerinde çalıştıgımız 'Mir-i Alem' mesnevisinin şairi oldugunu tesbit edemedigimizi ve bunun için iki ismi de zikretmeyi uygun gördügürnüZU belirtmiştik. Daha sonra bir başka araştmnamız nedeniyle inceleme yaptıgımız tezkirelerde 'Celal Çelebi' isimli bir şair dikkatimizi çekti. Bu kişiyi daha yakından araştırdıgımızda bu kişinin 'Mir-i Alem' mesnevisinin şairi oldugu kanısına vardık. Önceki makalemizde olan eksiklikleri gidermek, eser üzerinde yaptıgımız tahminleri yenilernek ve çalışmamızı genişletmek amacıyla önceki makalenin devamı olarak incelerneyi uygun gördük.
Dîvân Yolunda Bir Bilge: Prof. Dr. Bayram Ali Kaya Armağan Kitabı, 2024
Öz: Biyografik kaynaklarda kendileri ve eserleri hakkında bilgi bulunduğu halde günümüzde eserlerinin nüshaları elimizde olmayan, bu yüzden de edebiyat tarihimizdeki yerleri tam olarak belirlenemeyen birçok müellif bulunmaktadır. Bunlardan birisi de 18. yüzyılın önemli tezkire yazarlarından birisi olan Mehmed Sâlim Efendi'nin babası Şeyhülislam Mustafa Mirzâ Efendi'dir (ö. 1135/1722). Kaynaklarda kendisinin Eşrât-ı Sâ'at isimli Türkçe bir eseri bulunduğu söylense de bu yazının kaleme alındığı döneme kadar herhangi bir nüshası tespit edilememişti. Bu çalışmada, yakın zamanda tespit edilen bir nüshası üzerinden Eşrât-ı Sâ'at'in günümüze kadar tespit edilemeyişinin kataloglamaya dayalı nedenleri, nüshanın ayrıntılı tavsifi, eserin muhtemel telif tarihi ve muhteva incelemesi yapılacaktır. Eşrât-ı Sâ'at'in esas bölümlerinde kıyamet alametleri hakkındaki rivayetlerin derlenmiş, hâtime kısmında ise yöneticilere nasihatlerde bulunularak özet mahiyetinde bir siyasetname metni ortaya konmuştur.
The Classes of Malamîs and Muhaddaths in the Hilyat ar-Ricâl of Gelibolulu Mustafa Âlî The Classes of Malâmîs and Muhaddaths in the Hilyat ar-Ricâl of Gelibolulu Mustafa Âlî. Gelibolulu Mustafa Âlî (1541-1600) is an important author in Ottoman period. He is a well-known that a historian. His work is called the Hilyat al-Ricâl implies sûfîsm, history, literature and esoterics. He work the subject of "Ricâl al-Gaib" in the Hilyat al-Ricâl. His springs is İbn Arabî and H v âca Muhammad Pârsâ. Our working is about Hilyat al-Ricâl ant transcription of its chapters of Malâmis and Muhaddaths.
Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2024
Bu çalışma, Seyyid Mehmed Nâilî Efendi'nin Mir'âtü'n-Nizâm Fî Devleti'l-Fihâm isimli eseri ile alakalıdır. Çalışmada, söz konusu eserin siyâsetnâme türünde olması hasebiyle ilk olarak siyâset; siyâsetnâme; siyâsetnâme geleneği; Osmanlı siyâsetnâmelerine dair bilgi verilmiştir. Bunun akabinde müellifin hayatı hakkında bilgi verilerek eser, telif tarihi; telif sebebi; şekil özellikleri; muhtevası gibi çeşitli yönleriyle incelenip tahlil edilmiş ve son olarak da eserin transkripsiyon metnine yer verilmiştir. İncelediğimiz eser, Osmanlı siyâsetnâme türü içerisinde ıslahatnâme hususiyetlerini de barındıran bir telif olup, XIX. yüzyıl başlarında yaşamış bir Osmanlı devlet adamının gözünden askerî, mâlî, siyâsî, içtimâî problemlere nasıl bakıldığını ve bu problemler karşısında hangi tedbirlerin alınması gerektiğine dair çözüm tavsiyelerini yansıtmaktadır. This study is related to Seyyid Mehmed Nâilî Efendi's work named Mir'âtü'n-Nizâm Fî Devleti'l-Fihâm. In the study, firstly politics, since the work in question is in the type of siyâsetnâme, politics, siyâsetname tradition; information about Ottoman politics is given. Following this, information is given about the author's life, the work, its copyright date, copyright reason, shape features. It has been examined and analyzed in various aspects such as its content and finally the transcription text of the work is included. The work we are examining is a compilation within the Ottoman siyâsetnâme genre, which also includes the characteristics of reforms, and dates back to the 19th century. It reflects how military, financial, political and social problems were viewed through the eyes of an Ottoman statesman who lived at the beginning of the 19th century, and his solution recommendations on what measures should be taken against these problems.
2017
Kadi Beydavi’nin (o. 685/1286) Envâru’t-Tenzil ve Esrâru’t-Te’vil adli tefsiri uzerine yazilan pek cok hasiyeden biri Isâmuddin el-Isferâyini’nin (o. 945/1538) Hâsiye alâ Cuz’i Amme min Tefsiri’l-Beydâvi isimli eseridir. Islâm dunyasindaki onemi nedeniyle soz konusu eserin uzerine hâsiye turunde cok sayida calisma yapilmistir. Mirzâ Mustafa Efendi’nin (o. 1135/1722) elFevâidu’l-Mekkiyye ale’l-Hâsiyeti’l-‘Isâmiyye adini verdigi eseri bu tarz bir hâsiye olup sadece Nebe suresini icermektedir. Bu makalede soz konusu eserin mukaddimesi muhteva yonuyle incelenmis ve metin notlarla nesredilmistir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.