Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
128 pages
1 file
2003
Attila, amcası Rua'nın ölmesi üzerine kardeşi Bleda ile birlikte 434 yılında Hun yönetimini üstlenmiştir (Vámbéry, 1885: 80; Szász, 1943: 175). Türk devlet teşkilâtında daima büyük kardeşin tahta çıkması kesin olmayıp, şehzadeler arasında en liyakatlisinin başa geçmesi geleneği var olmasına rağmen (Donuk, 1981: 29-56), Bleda Hun hükümdarı olmuştur. Fakat üstün kabiliyetlerinden dolayı bütün işleri Attila yürütmüştür.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2021
Roma Hukukunda “Crimen Laesae Maiestatis” olarak adlandırılan vatana ihanet suçunun ilk defa Roma hukukunda pater familiasa karşı işlenen suçlar olarak ortaya çıktığı kabul edilmektedir. Erken dönemde ismine parricidum denilen cinayet suçu sosyal istikrarı bozacak mahiyette görüldüğünden ihanet suçu olarak kabul edilirken artık devletin kurumsallaşmasıyla içine parricidum suçlarını da alan perduellio kavramı ihanet suçlarını tanımlamak için kullanılmıştır. Perduellio olarak kabul edilen tüm eylemlerin ortak özelliği ise bir tür özel kast olan faildeki “hostilis animus” veya “topluma zarar verme niyeti”nin varlığıdır. Perduellio dışında devlete karşı en ciddi suçlar crimen laesa maiestas olarak adlandırılmaktadır. Bu suçlar MÖ 103 civarında Lex Appuleia De Maiestate ile başlayan ve Digesta ile biten özel yasalarda düzenlenen suçlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Roma hukukunun tesiriyle Orta Çağ Avrupası’nda kralın kutsal ve dokunulmaz şahsına karşı işlenen suçlar da vatana ihanet suçu olarak nitelendirilmiştir. XIX. yüzyılda ise bu suçlar siyasi suçlar başlığı altında incelenmiştir. Yürürlükteki hukukumuzda vatana ihanet adında bir suç yoksa da bu başlık altında tavsif edilebilecek çeşitli suçların TCK’da bulunduğunu, karşılaştırmalı hukuk ve hukuk tarihimize bakarak, söylemek yanlış olmayacaktır. Bu çalışmada öncelikle vatana ihanet suçunun çeşitli hukuk sistemlerindeki tarihi kökeni müteakiben mukayeseli hukukta vatana ihanet suçları son olarak da Türk hukuk doktrinde vatan ihanet suçu ele alınacak, sonuç kısmında ise Türk hukukunda hangi suçların vatana ihanet sayılabileceği sorusuna cevap bulunmaya çalışılacaktır.
Anadolu Arkeolojisine Katkılar 65. Yaşında Abdullah Yaylalı'ya Sunulan Yazılar Yazar/Editör: Takaoğlu, Turan (ed.),Istanbul,2006.
ile dostluğumuz 1977 yılında göreve başladığım Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde başlamıştır. Anı kitabına bu mütevazi makale ile katkıda bulunmak istedim. Kendisine nice başarılı yıllar dilerim. Bu makalenin İngilizce çevirisi 6.Anadolu Demir Çağlar Sempozyumu'nun kitabında yayınlanacaktır.
X. ULUSLARARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ (Modern Türkoloji: Temel Paradigmalar ve Disiplinlerarasılık) / 17-20 Ekim 2023 Türkistan-KAZAKİSTAN BİLDİRİ KİTABI , 2023
Ünvanların araştırılması Eski Türkçenin söz varlığının öğrenilmesinin yanı sıra Eski Türklerin yaşantısı, sosyokültürel yaşamına dair de bilgiler verir. Eski Türkçe metinlerde ünvanlar yaygın olarak geçer. Özellikle Göktürk harfli yazıtlarda çok sayıda idari ve askerî ünvan kullanılmıştır. Eski Uygur metinleri içerik olarak diğer Eski Türkçe metinlerden farklı olsalar da onlarda da ünvanlara rastlamaktayız. Bu ünvanların bir kısmı Orhon-Yenisey yazıtlarındaki ile aynıdır, bazıları ise anlam açısından farklılık arz eder. Eski Uygur metinlerinde Orhon-Yenisey yazıtlarında geçmeyen ünvanlara da rastlamaktayız. Eski Uygur metinlerindeki askerî ve idari ünvanlar şunlardır: Askerî ünvanlar: buyruk/buryuk ‘komutan, askerî birliğin başı’, ınanç/ınançu ‘inanılan, güvenilen komutan’, çavış ‘askerî ünvan’, sü başı ‘kumandan’. Bu askerî ünvanların hepsinin Türkçe kökenli olması dikkat çeker. İdari ünvanlar: başçı ‘başkan, önder’, beg ‘bey’, ilig ‘hükümdar’, ilçi ‘elçi’, kan/han ‘han, hükümdar’, katun/hatun ‘hükümdarın karısı, kraliçe’, tigin ‘prens, şehzade’, kunçuy ‘prenses’, tarkan ‘vezir, bakan’, tutuk ‘vali, reis’, yavğu ‘vali, hükümdar’, yarğan ‘mahkemede çalışanların ünvanı’, raça ‘raca’, maharanç ‘büyük raca’, vs. Eski Uygur metinlerinde idari ünvanlar askerî ünvanlardan daha fazladır. Eski Uygur metinlerindeki Türkçe kökenli ünvanlar OrhonYenisey yazıtlarındaki ile neredeyse aynıdır. Research on the titles gives information about not only Old Turkic lexicon, but also the lifestyle and socio-cultural life of Old Turks. Titles and ranks are common in Old Turkic texts. Especially in the inscriptions of Kokturk alphabet, a lot of administrative titles and military ranks have been used. Although Old Uyghur texts are different than the other Old Turkic texts for their content, titles and ranks have also been registered in them. While some of these titles and ranks are the same as the ones in Orkhon-Yenisey Inscriptions, the other differ in meaning. In Old Uyghur texts, we also come across with the titles and ranks that have not been registered in Orkhon-Yenisey Inscriptions. The military ranks and administrative titles in Old Uyghur texts are the following: Military ranks: buyruk/buryuk ‘commander, leader of the military troop’, ınanç/ınançu ‘trusted commander’, çavış ‘military rank’, sü başı ‘commander’. The fact that all of these military ranks are of Turkic origin draws attention. Administrative titles: başçı ‘leader’, beg, ilig ‘ruler of the state’, ilçi ‘ambassador’, kan/han ‘ruler’, katun/hatun ‘wife of the ruler of the state, queen’, tigin ‘prince’, kunçuy ‘princess’ (of Chinese origin), tarkan ‘minister’, tutuk ‘governor, chairman’, yavğu ‘governor, ruler’, yarğan ‘a title of people working in court’, raça ‘raja’, maharanç ‘great raja’, etc. In Old Uyghur texts, the number of administrative titles is greater than the number of military ranks.The titles of Turkic origin in Old Uyghur texts are nearly the same as the ones in Orkhon-Yenisey Inscriptions.
Dergiye gönderilen yazılar, basılsın basılmasın iade edilmez; yayımlanan yazılar için herhangi bir telif ücreti ödenmez. Yazıların dil ve üslubundan, bilimsel ve hukuksal içeriğinden tamamen ve yalnızca yazarları sorumludur. Yayıncı, editör ve hakemler kesinlikle sorumluluk kabul etmezler. Yerel Süreli Yayın • Fiyatı: 20 TL • ISSN: 2602-5035 www.lojidergisi.online •
Mülki idare amirliği mesleğinde tartışılan en önemli konulardan birini valilerin atanmaları, görevden alınmaları ile merkez valiliği statüsü oluşturmaktadır. Literatür tarandığında valiliğe atamalar konusunda "başlıca üç tartışma alanının" var olduğu görülmektedir. Bunlardan ilki, istisnai memurluk uygulaması nedeniyle hükümetin takdirinde olan atamaların ne ölçüde mülki idare mesleği içinden yapıldığı, ikinci tartışma alanı, vali atamalarının ne derece nesnel ölçütlere dayandığı, üncü tartışma alanı ise valilerin seçimle işbaşına gelmesi ile ilgilidir. Bu yazıda bu tartışma alanlarına değinilecek ve bazı değerlendirmelerde bulunulacaktır.
KORKUT ATA TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2024
27 Mayıs 1960 Darbesinden sonra Türkiye’nin en önemli politik gündemi sivil-asker ilişkileridir. 1961 yılında TBMM’nin tekrar açılmasına kadar olan süreçte Milli Birlik Komitesi ülkeyi fiilen yönetmiş ve komite içerisinde yönetimin sivil iktidara bırakılması noktasında görüş ayrılıkları çıkmıştır. Neticesinde askeri dikta rejiminde ısrarcı olan 14 komite üyesi yurt dışı görevlere tayin edilmiş ve sonrasında iktidar sivil hükümete bırakılmıştır. Ancak askerlerin sivil hükümet üzerindeki kontrolü çok uzun yıllar boyunca devam etmiştir. 1960’ların politik gündeminin başka bir önemli parçası ise Yön dergisi etrafında şekillenmeye başlayan sosyalist fikirlerdir. Yön dergisi Kemalizm ile sosyalizm arasında bir bağlantı kurmuştu ve günün şartlarında demokrasinin sadece “şekli” olabileceğini, gerçek demokrasiye ulaşabilmek içinse bazı reformların yapılması gerektiğini savunmaktaydılar. Sıkça kullanmakta oldukları “zinde güçler” kavramı ise doğrudan orduyu çağrıştırmaktaydı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini toplumun ilerici gücü olarak görmektelerdi. 1960’ların ilk yarısında başka bir politik gündem maddesi ise ikinci bir askeri darbe beklentisidir. Bazı askerler 27 Mayıs’ın hedeflerine ulaşamadığını, iktidarın sivillere bırakılmasının doğru olmadığını ve Türkiye’nin otoriter bir yönetim altında birtakım reformlar gerçekleştirmesi gerektiğini savunmaktaydı. Bu askerler içerisinde düşüncelerini eyleme geçiren ise Albay Talat Aydemir’dir. Aydemir 1962 ve 1963’te iki kez askeri darbe teşebbüsünde bulunmuştur. Aydemir’in eylemlerini dayandırdığı fikirler ile Yön dergisinin savunduğu fikirler birbirine benzerdir. Aydemir, giriştiği harekette başarısız olmuş ve idama mahkûm edilmiştir. Yön dergisi ise darbe girişimiyle ilişkisi olduğu iddiasıyla kapatılmıştır.
HUMANITAS - Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2024
Eski Uygurca metinlerin birçoğu dinî metinlerdir fakat onlarda edebî özellikler de yaygın görülür. Altun Yaruk Sudur Budist çevreye ait Eski Uygur eserlerinin en büyüklerinden biridir. Bu eserde söz sanatlarına ve onlardan biri olan tekrarlara sıkça rastlanır. Tekrarlar Altun Yaruk'a edebî değer katar ve metinde bağdaşıklığı sağlar. Altun Yaruk'ta tekrarların farklı türleri yer alır: anafor (cümle başında sözcüklerin tekrarı), epifor (cümle sonunda sözcüklerin tekrarı), tekrardan oluşan ikilemelerin tekrarı, aynı sözcüğün farklı şekillerinin kullanımı, aynı kökten oluşan farklı sözcüklerin kullanımı, cümlenin veya onun belirli bir kısmının tekrarı, yardımcı sözcüklerin (sontakılar, bağlaçlar) tekrarı vs. Eserde gönderim ögesi olarak zamirler kullanılmak yerine, önceki sözcüğün doğrudan kullanımına baş vurulur. Altun Yaruk'ta neredeyse tamamı tekrardan oluşan metin parçaları da vardır. Araştırmanın amacı Altun Yaruk'taki tekrarları belirlemek, tekrarların farklı türlerini ve kullanım özelliklerini ortaya çıkarmaktır. Bunun için tekrarlar, onların türleri ve metinde bağdaşıklığın sağlanmasında tekrarların rolü gibi kavramlarla ilgili araştırmalara başvurulacak, Altun Yaruk'taki tekrar örnekleri incelenecek ve onların anlamları açıklanarak metnin oluşmasındaki görevleri ortaya çıkarılacaktır. Yazı Altun Yaruk'ta tekrarların çok yaygın olduğunu, bu tekrarların metinde bağdaşıklık sağladığını, metne şiirsellik ve ifade gücü kattığını, onu daha anlaşılır ve akılda kalıcı kıldığını savunmaktadır. Ayrıca Altun Yaruk'ta geçen tekrarların tesadüf eseri oluşmadığı, her birinin çevirmenin isteği ve kararı ile metne eklendiğini gösterecektir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
HİNDU TAPINAKLARINDA YER ALAN VİŞNU VE AVATARLARININ HEYKELLERİ, 2018
Türkiye’de Termik Santraller 2017, TMMOB, MMO Yayın No: 668, 2017
YDIN i ÜLTÜR AN AT t ERGİSİ, 2004
DİYALEKTOLOG ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ , 2018
VATANDAŞLIK VE ÇOKKÜLTÜRLÜ YURTTAŞLIĞIN DÖNÜŞÜMÜ
Archivum Anatolicum, 2022
Turkish Academic Research Review, 2023