Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, bir kriz göstergesi olan cari açığın, Türkiye’de mevcut şartlar altında sürdürülüp sürdürülemeyeceğini ele almaktır. Bu amaçla çalışmada öncelikle cari açığın tanımına, bir makro ekonomik gösterge olarak önemine ve cari açığın sürdürülebilirlik koşullarına değinilecek, daha sonra da cari açığın sürdürülebilirliği yapılacak bir ampirik çalışma ile Türkiye ekonomisinin yakın dönem verileri kullanılarak analiz edilecektir. Ancak analiz sonucunda cari açığın sürdürülebilir olması veya olmaması, olası bir kriz için tek başına yeterli gösterge olamayacağından, Türkiye’nin bir krize doğru yol alıp almadığı, ülkenin diğer makro ekonomik göstergeleri ve mevcut literatür ışığında değerlendirilecektir.
Cari açığın sürdürülebilirliği ve ikiz açık kavramları küreselleşen dünya ekonomisi için oldukça önemli kavramlar olup, ülkelerin makroekonomik dengelerinde büyük rol oynamakta ve yaşanan dengesizlikler sonucu ülkeleri kriz eşiğine getirebilmektedir. Bu çalışmanın amacı Türkiye ekonomisi için cari açığın sürdürülebilirliğinin söz konusu olup olmadığının belirlenmesi, ikiz açıklar hipotezinin geçerliliğinin analiz edilmesi ve ikiz açıklar hipotezinde geçerli olan yaklaşımın belirlenmesidir. Bu amaçla ilk olarak cari açığın sürdürülebilirliği 1998:Q1-2012:Q4 dönemine ait üçer aylık verilerle Hakkio ve Rush(1991) tarafından geliştirilerek Husted(1992) tarafından ekonometrik olarak test edilebilir hale gelen dönemler arası model kullanılarak Johansen Eştümleşme testi yardımıyla analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre ihracat ve ithalat serileri arasında bir eştümleşme ilişkisi bulunamamıştır. Bu sonuç cari işlemler açığının incelenen dönem için sürdürülemez olduğunu göstermektedir. Türkiye için ikiz açıklar hipotezinin testi ise 1998:Q1-2012:Q4 dönemine ait üçer aylık verilerle Bütçe Dengesi/GSYİH ve cari hesap dengesi/GSYİH serileri kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmada bütçe dengesine ilişkin tanımlamanın 2004 yılı itibari ile değişmesi nedeniyle analizler 1998:Q1-2003:Q4 ve 2004:Q1-2012:Q4 dönemleri için ayrı ayrı yapılmıştır. Aynı zamanda GSYİH serisinin sahip olduğu deterministik mevsimsel özellik, mevsimsel kukla değişkenler ile arındırılarak ve iii arındırılma yapılmaksızın iki farklı değişken grubu oluşturulmuştur. Değişkenlerin durağanlıkları ADF ve Zivot Andrews testi ile incelenmiş ve tümleşik olan seriler için Johansen eştümleşme testi uygulanmıştır. Tüm değişkenler için VAR modeli tahmin edilmiş ve Varyans Ayrıştırma, Etki-Tepki analizleri yapılmıştır. Seriler arasındaki ilişkinin yönünü tespit etmek için Granger Nedensellik testi uygulanmıştır. İkiz Açık hipotezine ilişkin yapılan analizleri bir bütün halinde yorumlarsak, bütçe açığı ve cari açık arasında bir ilişki olduğunu ve Türkiye"de İkiz açıkların geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
sobiad.org
Türkiye ekonomisinin en büyük sorunlarından biri cari işlemler açığının finansmanı sorunudur. Bu sorun borçlanmayı gerektirdiğinden, çalışmada cari işlemler açığının sürdürülebilirliği ile dış borçlanmanın sürdürülebilirliği eş tutulmuştur. Bu çerçevede 2001-2009 döneminin çeşitleri verileri kullanılarak Türkiye'de borçlanmanın ve dolayısıyla da cari işlemler açığının sürdürülebilirliği ile ilgili olumsuz beklentiler ortaya konulmuştur.
Özet: Gelişmekte olan ülkelerin temel iktisadi sorunlarından biri, kronik cari açık ve bu açığın giderilmesinde uygulanacak politikanın seçimidir. Kalkınma sürecinde sanayi yatırım-ları başta olmak üzere makine ve teknoloji ithalatına dayalı yapısal değişim yanında artan gelirden beslenen talep niteliğindeki farklılaşma, vb dinamikler, cari işlemler açığının art-masına ve sürekli hale gelmesine neden olmaktadır. Cari işlemler açığını azaltmak veya kontrol altında tutmak, onu etkileyen temel değişkenlerin belirlenmesi ile mümkün olacaktır. Bu çalışmada, 19 gelişmekte olan ülkenin 1980-2006 dönemi verilerinden yararlanılarak cari işlemler açığının belirleyicileri panel veri analizi yöntemi ile test edilmiştir. Bu ülke-lerde büyüme oranı, yatırımlar ve kamu harcamalarındaki artışın cari işlemler açığını ar-tırdığı, dış ticaret hadlerindeki iyileşme, dışa açıklık oranı, dünya büyüme oranı ve dünya faiz oranlarındaki artışın ise cari işlemler açığını azaltıcı yönde etkide bulunduğu tespit edilmiştir. Abstract: One of the main economic problems of developing nations is the deficit of current account and policy preference which would be implemented to reduce it. Such dynamics as the structural change based on machine and technology importation for industrial investments during development process, as well as differentiation in the structure of demand due to increasing income result in persistent and rising deficit of current accounts. Reducing the deficit and keeping it under control might be possible only by determining essential variables affecting current accounts. * Prof.Dr., Kocaeli Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü öğretim üyesi, [email protected]. * * Giresun Üniversitesi, MYO, öğretim görevlisi. Bu çalışma, birinci yazar danışmanlığında ikinci yazar tarafın-dan hazırlanan yüksek lisans tezinden türetilmiştir.
E-7 ÜLKELERİNDE CARİ AÇIĞIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ: FOURİER ANALİZLERİ, 2021
Cari açık, finansal istikrarın korunabilmesi için açık vermemesi gereken önemli bir makroekonomik gösterge olup dikkatle izlenmesi gereken bir risk unsuru olarak algılanmaktadır. Ülkeler açısından doğru politika belirleyebilmek için, sürdürülebilirliğin açıklanması büyük öneme sahiptir. Bu çalışmada da E-7 ülkeleri olarak anılan Türkiye, Meksika, Endonezya, Hindistan, Brezilya, Çin ve Rusya 'da cari açıklığın sürdürülebilirliği araştırılmak amacıyla 1980-2019 dönemine ait yıllık veriler kullanılmıştır. Cari işlemler açığının sürdürülebilir olup olmamasını araştırmak amacıyla Cari işlemler hesabı dengesinin (CAD) gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranını gösteren seri açıklayıcı değişken olarak modele dahil edilmiştir. Rusya veri eksikliği nedeniyle analize dahil edilmemiştir. Türkiye, Meksika, Endonezya, Hindistan, Brezilya ve Çin'de cari açıklığın sürdürülebilirliği Fourier KPSS ve Fouirer ADF birim kök testleri ile incelenmiştir. Fourier KPSS testi sonuçlarına göre Brezilya hariç diğer ülkelerde cari açığın sürdürülemediği sonucuna ulaşılmıştır. Fourier ADF sonuçlarına göre ise Çin, Hindistan ve Brezilya için cari açığın sürdürülemediği ancak Endonezya, Meksika ve Türkiye için cari açığın sürdürülebilir olduğu tespit edilmiştir.
TÜRKİYE’DE CARİ AÇIK, REEL DÖVİZ KURU VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİLER: VAR VE GRANGER NEDENSELLİK ANALİZİ, 2021
Bu çalışmada, cari açık, döviz kuru ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki 2003Q1-2018Q3 dönemine ait üçer aylık veriler kullanılarak araştırılmıştır. Türkiye’de bu dönemler arasında yer alan 2008 küresel krizi kukla değişken olarak analize dahil edilmiştir. Modelde kullanılan Reel Efektif Döviz Kuru (REDK) ve Cari İşlemler Açığı(CİD) Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Elektronik Veri Dağıtım Sistemi’nden, GSYH Zincirlenmiş Hacim Endeks değerleri Türkiye İstatistik Kurumu sitesinden(TÜİK) elde edilmiştir. Çalışmada VAR analizi yapılarak etki-tepki analizi, varyans ayrıştırma ve Granger nedensellik analizi yapılmıştır. Granger nedensellik analizi sonuçları reel efektif döviz kuru ile cari açık arasında çift yönlü nedensellik ilişkinin olduğunu ekonomik büyümeden cari açığa doğru ise tek yönlü nedensellik ilişkisinin olduğunu göstermektedir. Ayrıca reel efektif döviz kurundan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir.
2001
Bu çalışmada insanlığın gelişmesiyle ortaya ç ı kan oluşumlardan kentleşme olgusu incelenmektedir. Doğal kaynakların h ı zla tükendiği ülkemizde kentleşmenin sürdürülebilirliği süreci ve oluşan sorunları azaltmak için alınacak önlemler ve bu bağlamda k ı rsal kesimi yerinde tutmanın önemi ortaya konmuştur. Ayrıca Bursa yakınındaki Cumalıkızık Koruma-Yaşatma 98 Projesi' nin önemi ve çalışma sistemi ve bölgeye sağlayacağı faydalar tartışılmıştır.
Özet İkiz açıkların oluşma sürecini açıklayan genel olarak iki farklı görüş bulunmaktadır. " İkiz Açık Hipotezini " açıklamaya çalışan yaklaşımlardan ilki " Geleneksel Keynesyen Yaklaşımı " , diğeri ise " Ricardian Denkliği Yaklaşımı " dır. Geleneksel Keynesyen öngörü, bütçe açıklarının cari işlem açıklarına yol açacağını ileri sürerken, Ricardian denkliği hipotezi de bütçe açıkları ile cari işlem açıkları arasında her hangi bir ilişkinin olmadığını iddia eder. Bu çalışmada, Türkiye'de bütçe dengesi ile cari işlemler dengesi arasındaki ilişki, 1975 ile 2010 dönemi arasında yıllık veriler kullanılarak araştırılmıştır. Ele alınan değişkenler arasındaki ilişkinin yönü ve büyüklüğünü araştırmak üzere Johansen eşbütünleşme ve hata düzeltme modeli uygulanmıştır. Elde edilen ampirik sonuçlara göre, inceleme dönemi için, bütçe açıkları ile cari işlem açıkları arasında kısa ve uzun dönemli bir ilişki olduğu sonucuna varılmıştır. Bu sonuçlar, Geleneksel Keynesyen Yaklaşımı destekler ve Ricardian Denkliği Yaklaşımı reddeder yöndedir.
2012
Bu calismada, Turkiye'deki cari islemler aciginin surdurulebilirligi; 19922012 donemi verileriyle iki farkli model kullanilarak analiz edilmistir: Birinci modelde, dis âlem gelirleri (ihracat, hizmet gelirleri, transfer odemeleri ve dis borc faiz geliri) ve dis âlem giderleri (ithalat, hizmet giderleri ve dis borc faiz odemeleri) serileri kullanilarak, zamanlararasi dis denge kisiti yaklasimiyla; ikinci modelde toplam yurtici tasarruf ve yatirim serileri kullanilarak, zamanlararasi optimizasyon yaklasimiyla, Johansen es-butunlesme yontemiyle test edilmistir. Analizde “guclu ekonomiye gecis programi” nin etkilerini gormek amaciyla, 1992-2012 donemi, iki alt donem ve tam donem olarak arastirilmistir. Sonuc olarak; Turkiye’de ilgili donemde cari islemler aciginin zayif formda surdurulebilir oldugu tespit edilmistir
2004 döneminde GSYH'nın yüzde 2,2'si kadar fazla veren cari işlemler dengesi, 2005-2010 döneminde GSYH'nın yüzde 0,3'ü kadar açık vermiştir. Net enerji ve parasal olmayan altın hariç cari işlemler dengesi, 2000, 2006, 2007 ve 2010 yıllarında açık vermiş, geri kalan yıllarda ise fazla vermiştir. Bu tanıma göre, cari işlemler dengesinde en yüksek açık, ihracattaki durgunluk nedeniyle, 2010 yılında gerçekleşmiştir (Grafik:3).
19. yüzyılda başhyan ve 20. yüzyı lda artarak devam eden teknolojik gelişme ve hızlı nühıs artışının çevre üzerindeki etkileri olumsuzdur. Hava, toprak ve su kirliliğinin insan sağlığın ı tehdit eder boyutlara yükselmesi, hayvan ve bitki türlerinin nesillerinin tükenmeye yüz tutması, orman alanlannın daralması, çölle şme,. erozyon, ozon tabakas ınin delinmesi, sera etkisi ve iklim değişikliği gibi küresel sorunlar ın ortaya çıkması bu olumsuzluklar ın başında gelmektedir.
2018
Ekonomik buyume ulkelerin arzu ettigi ve bunun icin caba gosterdigi bir durumdur. Cunku ekonomik buyume gelir dagilimi adaletinin tesis edilmesiyle birlikte toplumda refah artisi demektir. Refah artisi da bireyler icin daha mutlu bir hayat demektir. Ekonomik buyume icin gerekli olan girdiler icerisinde en onemli olanlardan birisi enerjidir. Uretim konusu ne olursa olsun uretim tesislerinde enerji hem sabit, hem degisken maliyet olarak zaruri ihtiyactir. Enerji onemli olmakla birlikte her cografyaya esit miktarda dagilmamistir. Bu da ekonomik gelisim asamasinda ulkeler icin tehdit olusturmaktadir. Bu nedenle arastirmacilar ulkelerin ya da ulke gruplarinin (OECD, G7, G20, AB, BRIC, Şangay 5’lisi vb.) ekonomik buyume ile birlikte enerjiye olan taleplerini incelemislerdir. Bu calismada 1980 – 2013 yillari icin Turkiye’deki ekonomik buyume ve enerji tuketimi degiskenlerinin cari acik uzerindeki etkisi saptanmaya calisilmistir. Yapilan analizler sonucunda degiskenlerin uzun vadede birlikt...
18. Geleneksel Turizm Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2019
Dünyadaki en hızlı taşımacılık türü olan hava yolu taşımacılığı, artan talebi karşılamak için teknolojinin de etkisiyle hızla gelişmektedir. Hava yolu taşımacılığındaki gelişimi hızlandırıcı temel faktörler ise; küresel ekonomik faaliyetler ve turizm hareketliliğidir (Kaya, 2012: 12). Son yıllarda çoğu sektörde olduğu gibi ulaştırma sektöründe de tüketimin hız kazanmasıyla çevreye verilen tahribat arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Uluslararası ve ulusal alanda çevresel tahribatın önlenmesi amacıyla, hemen hemen her sektörü ilgilendiren çevreyi korumaya yönelik tedbirler alınmaktadır. Dünyada karbon salınımının en yüksek olduğu sektörlerden biri olan hava yolu taşımacılığını yakından ilgilendiren bu tedbilerin sonucunda ortak projeler tasarlanmakta, bu sayede havacılık sektörü çevre dostu uygulamalara teşvik edilmektedir. Bu araştırmanın temel amacı ise, hava yolu taşımacılığı alanında faaliyet gösteren şirketlerinin yürütmekte olduğu çevre dostu uygulamaları incelemektir.
Bitirme Tez ödevi gerekli kaynaklar belirtilmiştir.
2018
Türkiye ekonomisinde, genelde kriz dönemlerinde fazla veren cari işlemler dengesi, 2018 yılı üçüncü çeyreğinde de fazla vermiştir. Bu çalışmada, 1994, 2001 ve kürese kriz döneminde cari işlemler dengesinde gözlenen gelişmeler ve bu gelişmelerin, büyüme, üretim ve istihdam üzerine etkileri değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeler çerçevesinde, mevcut cari işlemler fazlasının 2018 ve 2019 yıllarına olası etkileri olası etkileri incelenmiştir.
Özet Makro ekonomik göstergelerde 2002 yılından itibaren yaşanan olumlu gelişmelere rağmen, aynı yıldan itibaren Türkiye'de cari açık temel makroekonomik sorun olarak 2012 yılına kadar önemini artırarak devam etmiştir. Türkiye'nin cari açığı azaltarak yönetilebilir bir düzeye çekebilmesi ancak orta ve uzun vadeli programlarla gerçekleştirilebilecek bir makro ekonomik sorundur. Aşırı değerli yerli paradan kaynaklanan döviz kurlarında yaşanacak bir artış ile sorunun çözümüne kısa vadede katkıda bulunulmasına ilişkin gelişmeler 2011 yılı ikinci yarısında yaşanmıştır. Nisan-2012'de ise orta ve uzun vadede çözüme kalıcı katkıda bulunulması amacıyla hükümet tarafından yeni bir teşvik programı açıklanmıştır. Yeni teşvik programı ile temelde cari açık sorununa orta ve uzun vadede kalıcı katkıda bulunmanın hedeflendiği görülmektedir. Söz konusu programın Türkiye'nin cari açık soruna çözüm noktasında daha çok olumlu olmakla birlikte hem olumlu hem de olumsuz hususlar dikkat çekmektedir.
2017
BEYAN "Sürdürülebilir Kalkınma Bağlamında Çevre Sorunlarının Önemi: Türkiye ve AB Karşılaştırması" adlı yüksek lisans tezinin hazırlık ve yazımı sırasında bilimsel ahlak kurallarına uyduğumu, başkalarının eserlerinden yararlandığım bölümlerde bilimsel kurallara uygun olarak atıfta bulunduğumu, kullandığım verilerde herhangi bir tahrifat yapmadığımı, tezin herhangi bir kısmını Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunmadığımı beyan ederim. Kadir Enes ÖZKAN 02.06.2017 i ÖNSÖZ Bu tezin yazılması aşamasında, çalışmamı sahiplenerek titizlikle takip eden danışmanım Prof. Dr. Mevlüdiye ŞİMŞEK'e değerli katkı ve emekleri için içten teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım. Kendisi bütün süreç boyunca her anlamda yanımda olmuş, desteğini ve katkılarını esirgememiştir. Savunma sınavı sırasında jüri üyeleri Prof. Dr. Güler GÜNSOY ve Doç. Dr. Aykut EKİNCİ de çalışmamın son haline gelmesine değerli katkılar yapmışlardır. Bu vesileyle tüm hocalarıma ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi borç bilirim. Son olarak bu günlere ulaşmamda emeklerini hiçbir zaman ödeyemeyeceğim ve benimle her daim gurur duyan aileme şükranlarımı sunarım. Kadir Enes ÖZKAN 02.06.2017 ii ÖZET İnsanoğlu varoluşundan bu yana çevreyi etkileyerek yaşamını sürdürmüş, 18. Yüzyılda gerçekleştirilen Sanayi Devrimi ile birlikte insan kaynaklı çevresel etki boyut değiştirmeye başlamıştır. Sanayi Devrimi' nin getirdiği hızlı üretim ve tüketim kalıpları ile birlikte ortaya çıkan çevre sorunları 1970' li yıllara kadar hissedilir düzeylere ulaşmamış, 1970' li yıllarla beraber ozon tabakasının delinmesi gibi olgularla kendini göstermeye başlamıştır. Bu süreci takiben 1987 yılında yayınlanan "Brundtland Raporu" ile birlikte gündeme gelen "sürdürülebilir kalkınma" yaklaşımıyla çevre sorunlarının çözüme ulaştırılması amaçlanmıştır. Bu çalışmada, sürdürülebilir kalkınma bağlamında çevre ve çevre sorunlarının önemi vurgulanmış, Türkiye ve AB ülkelerinin sürdürülebilir kalkınmanın çevre boyutuna ağırlık verilerek karşılaştırması yapılmaya çalışılmıştır. Yapılan karşılaştırma ile birlikte Türkiye' nin sürdürülebilir kalkınmada AB ülkelerinin gerisinde olduğu sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte, AB ülkelerinin de tam olarak sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştiremediği anlaşılmış ve son yıllarda Türkiye ve AB ülkelerinin sürdürülebilir kalkınma için çaba sarf ettiği gözlenmiştir.
Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
Kamusal alan ornekleri olan kent meydanlarinin evrensel tasarim prensipleri dogrultusunda, erisilebilirlik standartlari dikkate alinarak planlanmasi ve surdurulmesi toplumu olusturan farkli ozellikteki bireyler icin onem tasimaktadir. Bu makalede engelli bireylerin erisilebilirlik konusunda yasadiklari sorunlar kent meydanlari baglaminda ele alinmistir. Calismada uc kisiden olusan gorme engelli birey grubuyla secili bir kent meydaninda yerinde deneyimleme calismasi yapilmistir. Sakarya Ili, Arifiye Meydani, bulundugu konumu ile ticaret ve sanayi alaninda gelisimini arttirarak imkanlarini genisletmekte olmasi ve engelli bireylere is olanagi konusunda calisma alani yaratmasi nedenleriyle tercih edilmistir. Alan calismasinda yer alan katilimcilarin seciminde rastgele atama teknigi kullanilmis, oncesinde arastirmanin amaci, yararlari, yurutme sekli ve kendilerinden beklenenler konusunda bilgi verilmistir. Katilimci grubu alanda gunluk zorunlu ihtiyaclari dogrultusunda kullanabilecekleri...
Kafkas Universitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Çalışmanın Türü: Derleme Öz Türkçede her öğenin söz dizimi içerisinde açıklanma durumu söz konusu olabilmektedir. Bu durum, dil bilgisi kitaplarında Ara söz ya da Ara cümle/tümce olarak adlandırılmaktadır. Bu çalışmada ara söz veya ara cümle olarak adlandırılan yapıların işlevsel bir bakış açısıyla değerlendirilmesi ve adlandırmalarının da işlevsel olarak yapılması önerilmektedir. Söz diziminde açıklama unsuru, birçok işlevi yüklenmektedir. Bu noktada ara söz ya da ara cümle yapıları, dil bilgisi öğretiminde sadece yüzey yapıda gerçekleşmesi açısından ele alınmamalı, bu unsurların cümle ile bağlantısının farklı işlevlerle gerçekleştiği göz önüne alınmalıdır. Bu çalışmada ara sözler ve ara cümlelerin söz dizimi içerisinde öğe açıklama işlevleri üzerinde durulmuştur.
eyi.emu.edu.tr
Son yıllarda geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan birçok ülkede, yüksek cari açık sorunu yaĢanmaktadır. Sürdürülebilir ekonomik büyüme ve toplumsal refah artıĢı için, cari iĢlemler açığının azaltılması veya en azından sürdürülebilirliği, büyük önem taĢımaktadır. Özellikle yüksek cari iĢlemler açığı, ülkeleri ekonomik krizler karĢısında daha kırılgan bir hale getirmekte ve ülkelerin makroekonomik büyüklüklerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çalıĢmada; 2010 yılında cari iĢlemler açığı en yüksek 20 ülke arasında yer alan 14 OECD üyesi ülkede, cari iĢlemler açıklarının sürdürülebilirliği, 1990-2010 dönemi verileri kullanılarak, yatay kesit bağımlılığını göz önünde bulunduran panel birim kök ve panel eĢ-bütünleĢme analizi yöntemleriyle test edilmiĢtir. Analiz sonucunda; bu ülkeler arasında yatay kesit bağımlılığının olduğu tespit edilmiĢtir. Dolayısıyla bu ülkelerden birine gelen bir ekonomik Ģok, diğerlerini de etkilemektedir. Panelde birim kök belirlenmiĢtir. Bu nedenle serilere gelen Ģoklar uzun dönemde ortadan kalkmamaktadır. Seriler arasında eĢ-bütünleĢme iliĢkisinin var olduğu görülmüĢtür. Ampirik bulgular, cari iĢlemler açığının Kanada, Çek Cumhuriyeti, Meksika, Yeni Zelanda ve Polonya'da güçlü, diğer ülkelerde zayıf formda sürdürülebilir olduğunu göstermiĢtir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.