Academia.eduAcademia.edu

Tayflar 6.odt

Abstract

Günışığının bir prizmadan geçirilip kırınıma uğratıldığında (yani, 'refraction' diye adlandırılan fiziki sürece girdiğinde, renklerine (unsurlarına) ayırıldığı ve bu tayfların (tekili: spectrum-çoğulu: spectra) bir levhanın üzerinde tespit edilerek incelenmesinin mümkün olduğu ve bu incelemenin son derece ölçüyle ve ölçekle yapılarak niceliksel (kantitatif) verinin elde edilebilir özellikte olduğunu Newton daha 17. yüzyılda yaptığı optik deneylerinde bulgulamıştı. Ve deneylerinin ayrıntılı târiflerini ihtivâ eden Optiğinde bunları son derece sistemli ve kapsamlı tarzda kurguladığı aksiyomatik yöntem ile tetkik etmişti. Yani, Newton, aslında, ışığı bilimin bir konusu hâline getirmişti. Newton'un, bu faaliyetlerini icrâ ederken bu konu hakkında çeyrek yüzyıl ilmî mesâide bulunduğu ve günlerce laboratuarına kapanıp deneyleriyle iştigâl ettiği bilinmektedir. Biz fâniler, bu ölçüde bir yoğunlaşma, istikrar ve fikri takip standardını tutturamasak dahi, tatbik edilebilir bir yöntemin, Türkiye koşullarında dahi, netice alarak işe yaradığını ispat etmek amacıyla bu makaleyi kaleme alıyorum. *Eskiden söylendiği Türkçesi ile (yahût Osmanlı devri Türkçesi ile) söylenir ise, ziyâın inkîsârı, fenomeni oluşturulunca. Okur, itinâ ile, lisânların tınılarına, mukayeseli bir kulak ile kulak kesilirse, "geçirip kırmak" mastarlı kelime öbeğinin barbarlığını, diğerinin medenîliğini sezip işitebilir. Halbuki, bunun İngilice'deki kelâmi standardı, yüzyıllardır değiştirilmemiştir, ve muhafaza altındadır. Demek ki, biz, daha lisânımızda bile, a priori olarak bölünmüşüzdür. 'Kırınım' kelimesi gibi alternatif kelimeler de icât edilmemiş değildir. Peki, Türkçe'deki bu ıstılah bolluğunda, bu konuda yazıp çizen, tercüme eden ne yapsın?