Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Öz Yabancı dil öğretiminde dördüncü temel dil becerisi olarak adlandırılan yazma becerisi öğrencilerin en zorlandığı becerilerden biridir. Öğrencilerin bu beceride başarılı olabilmeleri için öncelikle dinleme, konuşma ve okuma becerilerini geliştirmiş olmaları gerekir. İyi planlanmış etkinlikler, öğrenci-lerin yazma becerisine karşı olumlu tutum geliştirmelerine neden olabilir. Yazma becerisinin geliştirilmesi için hazırlanan, öğrencilerin yaş, dil seviyesi ve ilgilerine uygun araç-gereçler de yazma sürecini olumlu yönde etkiler. Yazma etkinliklerinin hazırlanması ve uygulanması nitelikli ve donanımlı bir dil öğretmeni gerektirir. Etkin bir yabancı dil öğretmeni bu zorlu süreçte öğrencisini güdüleyebilmeli, ona rehberlik ederek yazma sürecinin içine çekmelidir. Yazma öncesinde, yazma sürecinde ve yazma sonrasında kullandığı farklı materyallerle öğrencisinin ilgi seviyesini art-tırmalıdır. Doğru planlanmış yazma öncesi etkinliklerle öğrencileri yazma sürecine hazırlayan öğretmen, yazma sonrası etkinliklerle de bu becerinin kalıcı olmasını sağlayabilir. Yazma becerisi öğretmen-öğrenci işbirliği ile uygulamaya geçildiğinde başarı kaçınılmazdır. Bu çalışma yabancı dil öğretiminde yazma becerisinin önemi inceleyen nitel bir araştırmadır. 30 İngilizce öğretmen adayına yazma becerisi ilgili sorular sorulmuş ve öğren-ci görüşleri ortaya konmuştur. Bu çalışmada yazma becerisinin sorunları ve nasıl daha iyi geliştirilebileceği konusunda önerilerde bulunulmuştur. Anahtar kelimeler: Yazma becerisi, yabancı dil öğretimi, yazma etkinlik-leri.
ÖZ Bu çalışmada Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen B1 düzeyindeki öğrencilerin yazma becerisini geliştirme amacıyla oluşturulan " döngüsel yazma " etkinliği açıklanmakta ve etkinliğin öğrencilerdeki üstbilişsel, bilişsel ve duyuşsal etkileri ortaya konmaktadır. Bu çalışmada belirtilen döngüsel yazma etkinliği; öğrencilerin yazma becerilerini geliştirme süreçlerinde yaptıkları yazım hataları ve anlam bozukluklarını kendilerinin tespit edip düzelterek doğru ve kalıcı davranış değişikliğinde bulunulmasına dayanmaktadır. Araştırmanın modeli nitel araştırma yöntemlerinden biri olan eylem araştırmasıdır. Araştırmanın verileri, öğrencilerin süreç öncesi ve sonrasında oluşturmuş oldukları kompozisyonlar ve etkinliğe yönelik görüş formu ile toplanmıştır. Araştırmanın uygulama süreci, Gazi Üniversitesi TÖMER' deki B1 düzeyinde Türkçe öğrenen 12 öğrenci ile yürütülmüştür. Uygulama sekiz hafta sürmüştür. Öğrencilerin kompozisyonları ve görüş formuna vermiş oldukları cevapların analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Çalışmanın sonucunda " döngüsel yazma " etkinliğinin öğrencilerin bilişsel, üst bilişsel ve duyuşsal becerilerinde olumlu gelişmeler ortaya çıkardığı saptanmıştır. Bu etkinlik ile öğrencilerin ders sürecinde eğlendikleri, öğrendikleri ve yazma becerisi ile ilgili eksiklikleri kendilerinin tespit ederek hatalarını düzelttikleri ortaya çıkmıştır. Bu sonuçlar, döngüsel yazma etkinliğinin Türkçenin yabancı dil olarak öğrenim sürecinde başarılı veriler ortaya koyduğunu göstermektedir. ABSTRACT In this study, " cyclical writing " activity which is created with the aim of improving writing skills of B1 level students learning Turkish as a foreign language and it's metacognitive, cognitive and emotional effects on students are introduced. Cyclical writing activity mentioned in this work; is based on making true and permanent behaviour change by detecting and
Bu çalıĢmanın amacı, Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen öğrencilerin yazma kaygılarını belirlemeye yönelik ölçme aracı geliĢtirmektir. Ölçeğin geliĢtirilmesinde ilk aĢamada alan yazın taraması yapılmıĢ, alan yazından elde edilen bilgiler ıĢığında yabancı dil olarak Türkçe öğrenen öğrencilerin yazma kaygılarını belirlemeye yönelik madde havuzu oluĢturulmuĢtur. Madde havuzundaki maddeler düzenlenerek bir ölçek formu oluĢturulmuĢ, bu forma yönelik uzman görüĢleri alınmıĢtır. Alan uzmanlarının görüĢleri doğrultusunda ölçekteki aday maddelere son Ģekli verilmiĢtir. Ölçek Ġstanbul Aydın Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezinde ve Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerinde Türkçe öğrenen 280 öğrenciye uygulanmıĢtır. Elde edilen veriler doğrultusunda ölçeğin yapı ve ölçüm geçerliği için açımlayıcı faktör analizi ve doğrulayıcı faktör analizi yapılmıĢtır. Analizler sonucunda ölçeğin iki boyuttan ve 13 maddeden oluĢan iyi uyum değerlerine sahip olan bir ölçek olduğu ortaya çıkmıĢtır. Ölçeğin Cronbach Alfa güvenirlik ölçümü .84’tür. Ġki faktörlü yapı, toplam varyansın %46,820’sini açıklamaktadır.
II. Current Issues in Foreign Language Education , 2024
Yabancı/ikinci dil olarak Türkçe öğretimi alanının en temel ve güncel sorunlarından biri standartlaşmanın gerçekleşememiş olmasıdır. Bir merkezden C1 seviyesi sertifikası alan bir öğrenici başka merkezde girdiği sınavda daha düşük seviyede çıkabilmektedir. Söz konusu tutarsızlığın önüne geçilebilmesi için alan standartlarının belirlenmesi gerekir. Standartlaşmanın en önemli alt kollarından biri ölçme-değerlendirme standartlarının belirlenmesi ve nesnel bir değerlendirme yapılabilmesidir. Yabancı/ikinci dil olarak Türkçe öğretiminde ölçme-değerlendirme faaliyetleri dört temel dil becerisi (okuma, dinleme, konuşma ve yazma) üzerinden gerçekleştirilmektedir. Anlama becerileri olan okuma ve dinleme becerileri için ölçme araçları hazırlanması ve uygulanması zor ancak değerlendirilmesi kolaydır. Anlatma (üretici) becerileri olan konuşma ve yazma becerileri için ise ölçme araçları hazırlanması görece daha kolay olsa da değerlendirilmesi güç becerilerdir. Özellikle analiz, sentez, yorumlama gibi üst bilişsel becerilerin yoğun olarak gerçekleştirildiği yazma becerilerinin nesnel olarak değerlendirilmesi zor olabilmektedir. Değerlendiricilerin bir kısmı yazma becerisinde özellikle dil bilgisi ve yazım üzerine odaklanmakta; metnin organizasyonu olan içerik, metin yapısı gibi metinsel özellikleri göz ardı edebilmekte, dolayısıyla yetersiz değerlendirebilmektedir. Öğrenici performanslarında bir başka husus ise değerlendiriciler arası tutarsız değerlendirmelerin söz konusu olabilmesidir. Yazma becerisinin değerlendirilmesindeki tüm bu hususların önüne geçilebilmesinin yollarından biri performans değerlendirme türlerinden biri olan dereceli 36 puanlama anahtarlarının kullanılmasıdır. Çalışma kapsamında dereceli puanlama anahtarlarının yabancı/ikinci dil olarak Türkçe öğretiminde yazma becerisinin değerlendirilmesinde kullanımı ele alınacaktır.
Dil Dergisi, 2019
Yabancı dil öğrenmeye mümkün olan en erken yaşta başlamak, yalnızca dilin öğrenilmesindeki başarı açısından değil bireyin gelişimi açısından da önemlidir. Ancak geçilmesi durumunda dil öğrenmenin zor hatta olanaksız olduğu bir yaş sınırı bulunmamaktadır. Her yaş grubunun süreçte kendine özgü elverişlilikleri ve zorlukları bulunmaktadır. Çocuklar 6-7 yaşına yani beynin olgunluğa erişmesine kadar olan devrede, uygun koşullar sağlandığı takdirde dilleri tıpkı anadillerinde olduğu gibi doğal ve bilinçsiz bir biçimde edinme yetisine sahiptirler. Bu yaştan sonra ise beynin olgunlaşmasıyla birlikte bu mekanizma yerini yetişkinlerde olduğu gibi, bilinçli öğrenme mekanizmasına bırakmakta ve süreç farklılaşmaktadır. Önemli olan yabancı dil öğretimi/öğrenimi sürecini yaş grubunun özellikleri ve gereksinimlerine göre planlamak ve uygun koşulları sağlamaktır. Burada, öğrenilen dille temas süresinin fazlalığı, öğretim/öğrenimin sürekliliği, yaşa uygun teknik, materyal ve etkinliklerin kullanılması çoğu zaman öğrenenin yaşından daha önemli parametreler olarak karşımıza çıkmaktadır. Résumé Le fait d'apprendre une langue étrangère au plus jeune âge possible offre de nombreux avantages à l'enfant, non seulement du point de vue de la réussite du processus d'apprentissage, mais aussi pour son développement personnel. Cependant, il n'y a pas d'âge-limite au-delà duquel il devient difficile, voire impossible d'apprendre des langues. Chaque groupe d'âge a ses propres avantages et inconvénients dans le processus. Les enfants, jusqu'à 6-7 ans, c'est-à-dire durant la période allant jusqu'à la maturation cérébrale, ont la capacité d'acquérir les langues par le biais des mécanismes naturels et inconscients similaires à ceux de la langue maternelle, à condition que les conditions nécessaires soient présentes. A partir de cet âge, avec la maturation du cerveau, ledit mécanisme est remplacé par le mécanisme d'apprentissage propre aux adultes nécessitant des opérations cognitives conscientes et planifiées. Ce qui est important c'est d'organiser le processus d'enseignement/apprentissage des langues en fonction des caractéristiques et besoins du public cible et d'assurer les conditions nécessaires. Ainsi, l'exposition intense à la langue cible, la continuité du processus d'enseignement/ apprentissage, l'utilisation des techniques, des matériels et activités conformes au public ciblé se présentent comme des paramètres plus importants que l'âge.
Öz Pek çok öğrencinin belirttiği ve öğretmenlerin de gözlemlediği gibi yazma beceri-si, yabancı dil öğrenirken öğrencilerin en çok zorlandığı dört temel beceriden biridir. Yaz-ma becerisinin yabancı dil öğretimi programı içerisinde diğer beceriler kadar önemsenme-diği ve ilgili etkinliklerin göz ardı edildiği bilinen bir gerçektir. Ders süresinin sınırlı olma-sı, dilbilgisi, konuşma ve okuma ağırlıklı etkinliklerin daha çok dil öğretiminde yer alması bu becerinin kazandırılmasını ikinci plana atmaktadır. Öğrencilerin bazı yazma etkinlikle-rini yapacak donanıma sahip olmadıkları gerekçesi de ilgili ders öğretmenlerinin ileri sür-düğü nedenlerden sayılabilir. Bu çalışmanın amacı öğrencilerin yazma becerisi konusunda neler düşündüklerini, açık uçlu ve çoktan seçmeli sorulara verilen cevaplardan yola çıkarak, öğrencilere etkili yazma becerilerinin nasıl kazandırılabileceği konusunda önerilerde bu-lunmaktır. Özellikle Süreçli Yazma dersinde kullanılan etkinliklerin öğrencilere kazandır-dıklarını belirtip bunların yazma becerisindeki yeri ve önemini vurgulamak ve öğrenci görüşlerine yer vermek bu çalışmanın kapsamını oluşturmaktadır. Abstract Of the four skills writing is one of the most difficult skills to gain for foreign language learners during the learning process. It is also ignored and not paid attention as much as the other skills. Constraints such as time limitation, grammar, reading, speaking, and so on can be the reasons behind this disregarding. Furthermore, some of the foreign language teachers complain that students are not competent enough to write appropriately in the target language as required. Keeping all this in mind, the aim of this study is to reveal the opinions of the students with the data obtained from open-ended questions, and thus to suggest some points to make writing skill more attractive along with the techniques used in process writing approach.
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Sciences Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 35, Mart 2019, s. 338-346 ISSN: 2149-0821 Doi Number:http://dx.doi.org/10.16990/SOBIDER.4909, 2019
YABANCI DİL ÖĞRETİMİ AÇISINDAN ALIMLAMA ESTETİĞİ Özet: Yazınsal metnin yabancı dil öğretiminde varlık sebebi, işlenişi, okunma süreci ve anlamına ilişkin tartışmalarda, sunduğu katkıları yadsıyacak bir gerekçeye rastlanmamaktadır. Buna rağmen, çeşitli okuma süreçleri ve stratejileri denenerek okur konumundaki öğrenene 'estetik anlamı' buldurma girişimleri, bazı öncelik ve değişkenler gerekçe gösterilerek uygulamaya konmamakta, böylece yabancı dil öğretiminde dilin estetik yönü göz ardı edilmektedir. Bu çalışmada, çoğul okuma anlayışı gözetilerek yazınsal metnin sınıf ortamında bir tartışma konusu haline gelmesi ve bu yolla belirli bir dil düzeyine ulaşmış öğrenenin yazınsal metinden anladığını çekinmeksizin dile getirebilmesi açısından, okuru merkeze alan Alımlama Estetiği kuramının yabancı dil öğretiminde olası yararları ortaya konmaya çalışılmıştır. Abstract: The contribution of literary texts to foreign language teaching, reading and meaning processes is an undeniable fact. Nevertheless, efforts to make the learner who is in the position of reader find the 'aesthetic meaning' with the help of several reading processes and strategies are put into force under cover of some priorities and variables, ignoring the aesthetic aspect of language in foreign language teaching.
Bu çalışmanın amacı, yabancı dil olarak Türkçe öğrenen C1 düzeyi öğrencilerinin kavram haritaları aracılığıyla okuduğunu anlama becerilerinin geliştirilmesidir. Araştırma kavram haritalama tekniğinin uygulanma sürecini ortaya koymayı amaçladığı için eylem araştırması olarak düzenlenmiştir. Araştırma, 20.05.2014-10.07.2014 tarihleri arasında olmak üzere toplam 8 hafta sürmüş ve Fatih Üniversitesi TÖMER’de 11 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada okuduğunu anlama stratejilerinden tahmin etme, soru üretme ve özetlemenin öğretimi kavram haritaları yardımıyla yapılmıştır. Araştırma verileri video ve ses kayıtları, yansıtıcı günlük, öğrenci günlüğü, öğrenci çalışmaları, gözlem, strateji değerlendirme yaprakları ve okuduğunu anlama başarı testi olmak üzere çeşitli nitel ve nicel veri toplama araçlarıyla elde edilmiştir. Araştırma sekiz hafta boyunca, haftada iki gün dörder saat olacak şekilde planlanıp uygulanmıştır. Araştırmacı, stratejilerin öğretimini model olma yoluyla gerçekleştirmiş, ardından öğrencilerin bağımsız kullanıcılar olabilmeleri için ortam sağlamıştır. İki kez düzenlenen grup çalışması etkinlikleri ile öğrencilerin öğrenilen stratejileri kavram haritaları ile kullanmaları ve akran dayanışması-değerlendirmesi ile anlamlı öğrenmenin gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Etkileşimli öğrenme ortamının, öğrencilerin öğrenmelerine olumlu katkıda bulunduğu görülmüştür. Nicel verilerin analizi SPSS for Windows programıyla, nitel verilerin analizi ise içerik analiziyle yapılmıştır. Nitel verilerin analizinde MAXQDA for Windows programından da yararlanılmıştır. Araştırmanın nicel analizleri sonucunda öğrencilerin okuduğunu anlama becerilerinin geliştiği görülmüştür. Nitel verilerden elde edilen bulgular ise okuduğunu anlama stratejilerinin kavram haritalama tekniğinden yararlanılarak öğretimi sonucunda öğrencilerin tahmin etme, soru üretme ve özetleme becerilerinde gelişim gösterdiklerini ortaya koymuştur. Araştırmada ürün ve süreç temelli değerlendirmelerin yapılmasının etkili olduğu gözlenmiştir. Strateji değerlendirme yapraklarının kullanımı, grup çalışmalarının düzenlenmesi, öğrenci çalışmalarının incelenmesi ve bunlarla ilgili öğrencilere dönütler verilmesi, öğrenci yanlışlarının azalmasına yardımcı olmuştur. Kavram haritalama tekniğinin öğrencilerin derse katılımlarını olumlu etkilediği ve anlamlı öğrenme sağladığı görülmüştür. Uygulama boyunca her dersle ilgili toplanan öğrenci günlükleri ve uygulama sonunda gerçekleştirilen öğrenci görüşlerinden elde edilen bulgulara göre öğrencilerin kavram haritalama tekniği ile işlenen dersleri çok etkileyici ve eğlenceli buldukları, uygulama boyunca kullanılan strateji ve teknikleri beğendikleri, eğitim hayatları boyunca bu strateji ve tekniklerden yararlanmak istedikleri tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Yabancı dil olarak Türkçe, okuduğunu anlama, kavram haritalama tekniği.
2016
Bu çalışmada ortaokul düzeyindeki Kıbrıslı Türk öğrencilerin yazma kaygılarını değerlendirmek amaçlanmış ve öğrencilerin yazma kaygısı düzeyleri üç boyutta ele alınıp değerlendirilmiştir. Sözü edilen üç boyut; “öğrencinin kendi özellik ve davranışları”, “ailenin etkisi” ve “eğitim süreci, öğretmen ile okulun etkisi”dir. Kuzey Kıbrıs’ın Lefkoşa ilçesinde, devlet okullarında (n=553) ve özel okullarda (n=168) öğrenim gören 6., 7. ve 8. sınıf öğrencileri (n=721) bu araştırmanın çalışma grubunu oluşturmaktadır. Çalışmada, Rasch Modeli ile biçimlendirilen 20 maddeli, tek faktörlü ve 3’lü likert ölçeği olarak düzenlenen Daly ve Miller’in (1975) Yazma Kaygısı Ölçeği kullanılmıştır. Sonuçta, öğrencinin kendi özellik ve davranışları ile ilgili değişkenlerin tümü (cinsiyet, kitap okuma sıklığı, günlük, öykü, şiir yazma durumu ve kendi yazma başarısını algılama durumu gibi) öğrencilerin yazma kaygısı düzeylerinde fark yaratmıştır. “Ailenin etkisi” boyutunda beş değişkenden yalnızca biri (eve hangi sıklıkta gazete alındığı) ve “okul-öğretmenin etkisi” boyutunda ise, altı değişkenden ikisi (okulöncesi eğitim alıp almama durumu ve Türkçe öğretmeninin kıdemi) etkili olmuştur. Çalışmanın bulgularından yola çıkarak yazma kaygısı araştırılırken özellikle kişinin kendi özellik ve davranışlarının önemli olduğu söylenebilir. Araştırmada, kitap okuyan ya da günlük, öykü, deneme ve şiir yazan öğrencilerin, okumayan ve yazmayanlara oranla yazma kaygı düzeylerinin daha düşük olduğu değerlendirildiğinde, sözü edilen etkinlikleri ders ve okul saatleri dışında gerçekleştirmeleri yönünde öğrenciler güdülenmelidir
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETİMİ: LİSELERDE YAZMA BECERİSİNİ GELİŞTİRME ÖNÜNDEKİ ENGELLER, 2017
GİRİŞ Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin temel amacı öğrencilerin kişisel gelişimlerini destekleyecek bilgi ve becerileri kazandırmaktır. Sosyal alanlardaki beceriler içerisinde iletişim becerileri bireylerin gelişiminde önemli bir yer tutmaktadır. Anlama ve anlatma becerileri, iletişimin temelini oluşturan okuma, yazma, dinleme ve konuşma eğitimini içerisinde ifade etmektedir. Etkin ve doğru iletişim; kişinin anlatmak istediği duygu, düşünce ve bilgiyi karşı tarafa, doğru ve düzgün cümlelerle, zengin ve yerinde kelime seçimi ile metin içinde bütünlük sağlayarak, en açık biçimde ifade etme ve geleceğe dair düşünce ve bilgilerini yazma yoluyla aktarabilmeye bağlıdır (Kasapoğlu 2007: 2; Applebee, Langer, Mullis, Latham, ve Gentile,
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2019
İyi bir öğretmen yetiştirme sistemi kuramsal bilgi ve uygulamayı bir araya getirmelidir ve öğretmenlik uygulaması nitelikli öğretmenler yetiştirmede önemli bir role sahiptir. Türkiye ve Finlandiya'daki İngilizce öğretmeni yetiştirme sisteminin öğretmenlik uygulaması kısmını karşılaştırmak ve Türkiye için önerilerde bulunmayı amaçlayan bu çalışma bir karşılaştırmalı eğitim araştırmasıdır. Finlandiya'da öğretmenlik uygulaması dört dönemi kapsarken, Türkiye'de bu süreç sadece iki dönem sürmektedir. Süreleri farklı olsa da her iki ülkede de kısıtlı sorumluluk ile danışman öğretmenin sistemli gözetimi altında gözlemler yaparak başlayan öğretmenlik uygulaması süreci kısa öğretim uygulamaları yaparak devam eder ve öğretmen adayının sınıf içi sorumluluğunun arttırılarak düzenli ve uzun süreli uygulamalar yapmasıyla sona erer. Finlandiya'da öğretmenlik uygulaması eğitim fakültelerine bağlı uygulama okullarında, Türkiye'de ise belli kriterleri sağlayan herhangi bir okulda yapılmaktadır. İki ülkenin öğretmenlik uygulaması arasındaki önemli farklardan birisi budur. Finlandiya ve Türkiye'de benzer şekilde öğretmenlik uygulamasının dört bileşeni öğretmen adayının kendisi, diğer öğretmen adayları, eğitim fakültesindeki danışman öğretim üyesi ve okuldaki danışman öğretmendir ve her iki ülkede de bu dört bileşenin arasındaki etkileşimin ve iletişim en iyi şekilde sağlanması gerektiğine vurgu yapılmaktadır.
Bayburt Eğitim Fakültesi Dergisi, 2021
Yabancı dil olarak Türkçe öğrenenlerin C1 sınavı yazma becerisinde yapmış oldukları dil bilgisi hatalarını seviyelere göre tespit etmeyi amaçlayan bu çalışmada nitel araştırma desenlerinden durum (örnek olay) çalışması kullanılmıştır. Çalışmada doküman incelemesine başvurulmuş olup verilerin analiz edilmesinde içerik analizinden yararlanılmıştır. Araştırmanın verilerini 2018-2019 akademik yılında Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Dil Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezinde öğrenim gören 43 öğrencinin C1 yazma sınavına vermiş oldukları cevaplar oluşturmaktadır. Dil bilgisi konularının seviyelendirilmesinde çalışma grubundaki öğrencilerin Türkçe öğrenimi süresince kullanmış oldukları Yedi İklim Türkçe Öğretim Seti’nde belirtilen dil bilgisi kuralları esas alınmıştır. Çalışmanın sonucunda dil bilgisi hatalarının %80’inin A1 seviyesinde, %4,7’sinin A2 seviyesinde, %13’ünün B1 seviyesinde ve %1,5’inin B2 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir. Hata olarak en sık tekrar eden beş dil bilgisi yapısının %20,7 ile belirtme hâli eki, %16,4 ile isim tamlaması, %13 ile büyük ünlü uyumu, %8,2 ile yönelme hâli eki ve %4,5 ile çokluk eki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Türkçenin Uzaktan Öğretimi ve Öğrenimi, 2021
Uygulamaları adlı kitapları bulunmaktadır. Göçer, Türkçe eğitimi, Türkçenin yabancı/ikinci dil olarak öğretimi, Türkçe öğretiminde ölçme ve değerlendirme ve genel olarak öğretmen eğitimiyle ilgili çalışmalarıyla Türkçe eğitimi alanına katkı vermeyi sürdürmektedir.
Politika Notu, 2025
Yabancı dil eğitimi ve yönetimi birden fazla paydaşın aktif katılımıyla yürütülmektedir. Yönetim süreçlerine katılan tüm paydaşların bir arada etkin ve verimli bir şekilde çalışamaması durumunda, hedeflenen ve umu- lan öğrenim çıktılarına ulaşılamamaktadır. Türkiye’deki yabancı dil eğitim süreci çeşitli değişim ve iyileştirme süreçlerinden geçmekte ve ihtiyaç analizlerine göre yeni dil öğretim politikaları hazırlanmaktadır. Bu politika- lar dahilinde, yabancı dil öğretimine zorunlu eğitim döneminin ilk kademelerinden itibaren odaklanılmaktadır. Yabancı dil eğitimini destekleyici eğitim platformları hazırlanmakta ve dil öğretiminde kalitenin yükseltilmesi için projeler geliştirilmektedir. Mevcut çalışmalara ek olarak, yabancı dil eğitimine dijital çağın ne ölçüde etki ettiği, bu etkinin yönü ve sağlayacağı katkılar değerlendirilmelidir. Ayrıca, yeni düzenle birlikte dil öğrencileri- nin profilinde önceki dönemlere göre bazı farklılıklar ortaya çıkmıştır. Bu farklılıkların, öğretmenlerin mevcut statüsü ve değişen öğrenci profiliyle olan etkileşimleri üzerindeki etkisi dikkatlice değerlendirilmelidir. Süre- cin temel unsurları olan öğretim materyallerinin verimliliği ile ölçme ve değerlendirme sistem ve araçları da yeniden mercek altına alınıp incelenmelidir. Bu politika notu, zorunlu eğitim döneminde yabancı dil öğreti- miyle ilişkili mevcut durumu veriler eşliğinde ortaya koymayı ve alandaki sorunlar ile fırsatları dikkate alarak politika önerileri sunmayı hedeflemektedir.
Genel olarak dil öğretiminde kültür bağlamına geçmeden önce, Öteki kavramını biraz açımlamak gerekir. Öteki kavramını kültür ve dille ilişkisi açısından çok kısaca irdeledikten sonra dil öğretiminde kültür bağlamının önemine, gereklilik ve yararlılığına değinmeye çalışacağım.
ÖZET Eğitim için zengin olanaklar sunan beyin temelli öğrenme ile ilgili çalışmalar son zamanlarda ön plana çıkmaktadır. Beyin temelli öğrenme insan beyninin işlev ve yapısına dayanan, nörobilim, nörodilbilim ve bilişsel psikoloji ile bağlantı kuran bir öğrenme yaklaşımıdır. Beyin temelli öğrenme stratejilerini kullanarak bireyler tam öğrenme düzeyinde anlamlı öğrenir ve kendi bilgilerini yapılandırırlar. Beyin temelli öğrenmenin yabancı dil öğretimindeki yerini belirlemek bu çalışmanın temel amacıdır. Çalışma kapsamına 2001-2002 öğretim yılı ilköğretim 4. Sınıf öğrencilerinden birbirine denk bir deney grubu ve bir kontrol grubu alınmıştır. Deney grubu için beyin temelli öğrenme yaklaşımının temel ilkelerine dayalı olarak geliştirilen öğrenme yaşantıları düzenlenirken, kontrol grubu geleneksel öğretime devam etmektedir. Veriler nitel ve nicel araştırma yöntemleri ile toplanarak istatistiksel analizler yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak öğrenciler için gözlem formu ve başarı testi kullanılmıştır. Çalışma sonunda kalıcı izli öğrenmelerin sağlanması için öneriler sunulmuştur GİRİŞ
Özet Son yarım asırdır ön plana çıkan ve dilin sözel anlama ve anlatım boyutlarının öğretimine ağırlık veren çağdaş yabancı dil öğretim yöntemlerinin varlığına rağmen ne yazık ki halen ülkemizde öğretmen merkezli, dilbilgisi ağırlıklı, öğreneni dili kullanım düzeyinde pasifleştiren dilbilgisi-çeviri yönteminin uygulanmasına kamu eğitim kurumları yabancı dil derslerinde devam edilmektedir. Yabancı dil öğretiminde artık teorik bilgilerin yerini uygulamaya yönelik dilsel becerilerin aldığı bir çağdayız. Öğrenenler öğrendiklerini uygulayabildikleri ölçüde başarılıdırlar. Öğrenen bireyi sosyal bir aktör olarak gören ve onu öğrenen konumundan çıkarıp anadilde olduğu gibi dili kullanan konumuna yerleştiren 2001 yılında Diller İçin Avrupa Ortak Öneriler Çerçevesinin benimsediği eylemsel yaklaşım günümüzde ideal yabancı dil öğretim yöntemi olarak gözükmektedir. Bu yöntemin başarılı olmasını sağlayan ilkelerden biri " öğrenme modeli " nin oluşturulmasıdır. Mevcut çalışmanın amacı eylemsel yaklaşımla Fransızca yabancı dil dersinde bir öğrenme modelinin nasıl oluşturulması gerektiğini örneklendirip ilkelerini açıklamaktır. Uygulama niteliği taşıyan çalışmanın yöntemi doküman incelemesi temeline dayanmaktadır. Öğrenme modeli eylemsel yaklaşımla öğreneni yazı dilinin dilbilgisi kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalmaktan kurtarıp onu sözlü dilin dilbilgisini kullanmaya yönlendirir. Batı dillerinin öğretimi başta olmak üzere bir yabancı dilin öğretimindeki pedagojik boyuttaki sorunlara dilin kullanımı için uygun bir nitelik sunduğundan bu öğrenme modeli çözüm olarak önerilebilir.
Dil öğreniminde kişilik özelliklerinin öğrenci başarısına etkisi, eğitim alanında oldukça sık araştırılan bir konudur. Özellikle yabancı dil eğitiminde performansı ve başarıyı etkileyen kişilik özellikleri, öğrenme stilleri ve stratejileri, özgüven, özsaygı, öz denetleme becerisi gibi birçok unsur vardır. Dilbilimciler ve eğitimcilerin en çok üzerinde durduğu konulardan olan motivasyon ve iletişim kurma istekliliği ise, yabancı dil öğrenimini direkt olarak etkileyen unsurlar arasındadır. Motivasyon ve Dil Öğrenimi Dörnyei (2005)'e göre motivasyon, dil öğrenme sürecini başlatmak ve devam ettirmek için gerekli olan itici güçtür. Eğer öğrencide motivasyon varsa, bir bilgiyi edinmek veya bir aktiviteyi başlatıp tamamlamak için daha isteklidir. Genel anlamda bakıldığında motivasyonun öğrencinin derse katılımını, derse karşı tutumlarını ve akademik başarısını etkilediği görülür.
Uluslararası Türkçe Öğretimi Araştırmaları Dergisi
Geri bildirim, yazma becerisinin geliştirilmesi için kullanılan ve öğretimi destekleyen oldukça önemli bir yöntemdir. Yabancı dil öğrenicileri, dilde yeterince anlaşılır girdiye maruz kaldıktan sonra üretici becerilerde anlamlı çıktılar sunmaktadır. Öğrenici, yazma becerisinde hazırlık, planlama, taslak metin oluşturma, düzeltme ve geliştirme gibi bir dizi bilişsel işlemin ardından konuyla ilgili metnini değerlendiriciye sunmaktadır. Öğretici; sunulan çıktıyı sözlü, yazılı veya çevrim içi ortamda incelemekte ve öğreniciye geri bildirimde bulunmaktadır. Dil öğrenimi esnasında geri bildirim alan öğrenicilerin yazma becerisinde hedeflenen performansa ulaşmasının kolaylaştığı, öğrenme motivasyonlarının arttığı çeşitli araştırmalarda sunulmuştur. Ayrıca geri bildirim, öğreticiye de öğretim sürecini şekillendirmesi için kılavuzluk etmektedir. Bu çalışmanın amacı; yabancı dil olarak Türkçe öğreticilerinin, Türkçeyi yabancı/ikinci dil olarak öğrenenlerin yazma becerisindeki üretimlerine geri bildirim verme alışkanlıklarını tespit etmektir. Çalışmanın evrenini yabancı dil öğreticileri, örneklemini başta Türkçe Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezleri (TÖMER), Yunus Emre Enstitüsü ve Maarif Vakfı olmak üzere çeşitli kurumlarda Türkçeyi yabancı dil olarak öğretenler oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak yirmi üç soruluk bir görüş formu hazırlanmıştır. Sormaca; öğreticilerin demografik durumlarını, yazma becerisine yönelik geri bildirim verme alışkanlıklarını, yöntemlerini ve geri bildirime yönelik görüşlerini tespit etmek amacıyla dört başlıkta gruplandırılmıştır. Ankete katılan 167 öğreticinin yanıtlarından elde edilen verilerin frekans dağılımları ve yüzdelik değerleri hesaplanmıştır. Öğreticilerin yanıtlarından yola çıkarak öğreticilerin geri bildirimde kullandıkları yöntemler ve araçlar tespit edilmiş; geri bildirimin motivasyona ve yazma becerisinin gelişimine etkisine yönelik görüşleri incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre öğreticiler, büyük oranda geri bildirim yöntemini kullanmakta ve geri bildirimin öğretim sürecini desteklediğini düşünmektedir. Ancak geri bildirimlerde ölçek kullanımı, akran geri bildirimi, çevrim içi platformların geri bildirim sürecine dâhil edilmesi gibi konularda öğreticilerin desteklenmesi gerektiği görülmüştür.
Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , 2007
Öz Yazılı anlatım çalışmaları öğrencilerin bilgi, duygu, düşünce ve hayallerini doğru ve etkili bir şekilde anlatmalarını amaçlamaktadır. Değişen, gelişen, iletişim imkânlanmn her gün arttığı günümüzde, yazılı anlaüm çalışmalanrnn eski geleneksel yapı içerisinde sürdürülmesi, yazılı anlaüm çalışmalarına gerekli önemin verilmediğini göstermektedir. Müfredat programları şekil itibarı ile değişikliğe uğrasa bile uygulamada görülen yetersizlikler, sıratların kalabalık olması, öğretmen ve öğrencilerin yazlı anlaüm çalışmalarına bakış açlan, değerlendirme yöntemindeki eksiklikler yazlı anlaüm çalışmalan önünde duran sorunlardır. Bu çalışmada yazmarnn önemi, dünyarnn yazma eğitiminde gelmiş olduğu nokta ve okullanmızda yazma eğitiminin gelişimi için nelerin yapılabileceği araşünlmış ve tartişılmşür. Anahtar Sözcükler: Yazlı anlaüm, müfredat, yazmann önemi, Abstract Writing practices aim at students ' being able to exrpess their knowladge, feelings, opinions and ideas accurately and effectivaly. Despite the constantly changing and developing communication facilities, following the traditional ways in writing practies indicates that the necessary importance is not given to these practices. Although the curricula has changed in terms of its form, the deficiencies in application, crowded classes, teachers ' and students ' viewpoints about writing practices, and the deficiencies of the assessment methods are the problems about the writing practices. in this study, the importance of writing and the steps to be taken to determine the point where the world is in terms of teaching writing and to develop teaching writing at schools are researched and discussed Kewvord: Writing practices, cirricula, the importance of writing 1. Giriş Bir toplumunu dili o toplumun hafızasıdır. Dili oluşturan sözcükler ile bireylerin sözcük dağarcığı arasında doğru orantı vardır. Bireyin sözcük dağarcığı ile toplumun sözcük dağarcığının uyum göstermesi, bireyin kendisini toplumun kültürel değerlerinden ve söz varlıklanndan beslediğini ve onlan özümsediğini gösterir. Bireylerin toplumla anlaşabilmesi için o topluluğun iletişim araçlan olan, konuşma, yazma, okuma ve dinleme etkinliklerini en iyi şekilde yerine getirmesi
Öz Bu çalışmanın amacı, ülkemizdeki yabancı dil öğretiminde öğrenci başarısını olumlu ve olumsuz etkileyen unsurları belirleyerek bu unsurların yabancı dil öğrenimine etki-lerinin nedenlerini, türlerini ve bunlarla baş etme yollarını araştırmaktır. Bu kapsamda Hatay ilinde görev yapan İngilizce öğretmenlerinin görüşleri alınarak yabancı dil öğre-timini etkileyen unsurlar belirlenmeye çalışılmıştır. Bir olgu bilim çalışması olan bu araştırmada çalışmaya gönüllü katılan 2014 – 2015 akademik yılında 62 İngilizce öğretmeninin görüşleri yarı yapılandırılmış görüşme formu (YYGF) aracılığıyla elde edilmiştir. Araştırmada veriler içerik analizine tabi tutularak yorumlanmıştır. Alan taraması ile oluşturulan Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formuna uygulama öncesi öğretmenlerin ve uzmanların görüşü alınarak son şekli verilmiştir. Analiz sonucuna göre İngilizce öğrenimini olumlu şekilde etkileyen unsurlar öğretmen davranışları, öğrenci davranışları, dersin işlenişine ilişkin unsurlar ve çevresel unsurlar olarak belirlenmiştir. İngilizce öğrenimini olumsuz olarak etkileyen unsurlar ise öğret-men davranışları, öğrenci davranışları, dersin işlenişine ilişkin unsurlar, eğitim sistemine ilişkin unsurlar ve çevresel unsurlar olarak belirlenmiştir. Ayrıca İngilizce öğretmenleri yabancı dil öğretiminde başarıyı artırmaya yönelik olarak da dil öğretim yaklaşımına, eğitim sistemine, öğretmene, öğrenciye ve materyale yönelik önerilerde bulunmuşlardır. Anahtar Kelimeler: Yabancı Dil, İngilizce, Başarıyı Etkileyen Unsurlar, Yabancı Dil Eğitimi, Yabancı Dil Öğretimi. Factors Affecting Student Achievement in Foreign Language Teaching Abstract The aim of this study is to research positive and negative factors influence the learning of foreign languages, types, and exploring ways to deal with them by identifying the causes of these elements in foreign language teaching in our country that affect student achievement. In this context, factors affecting foreign language teaching has been tried to be determined by consultation with the English teachers working in Hatay.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.