Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
52 pages
1 file
ÖZ Prusa ad Olympum kenti, Hellenistik Dönem'de kurulmuş ve o dönemden itibaren yüzyıllar boyu gelişmiş ve sınırları genişlemiştir. Bursa'nın Osmanlı yapıları oldukça iyi korunmuş olmasına karşın, antik dönem kentinin erken dönemlerine ait arkeolojik verilerimiz oldukça sınırlıdır. Söz konusu döneme ait in situ olarak korunmuş olan bir oda mezar bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. 1969 yılında yapılan bir kurtarma kazısı sonucu gün ışığına çıkarılan bu mezar Hisariçi bölgesinin yaklaşık 400 m doğusunda * Bu makaleyi 2016 yılında beklenmedik bir şekilde aramızdan ayrılan değerli meslektaşımız Arzu Öztürk'ün aziz hatırasına armağan ediyoruz. Arzu Hoca, Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'ne verdiği Teknik Resim ve Röleve dersleriyle büyük katkı sağlamıştı. Bu makalenin konusunu oluşturan mezar yapısının mimari çizimleri de, sözü edilen ders uygulamaları kapsamında gerçekleştirilmiştir.
Türkbilig, 2024
İnsan, varlığı itibariyle sonludur. Her zaman ölüme doğru bir varlıktır. Yaşamı içinde ölüm fenomeniyle karşılaşan insan, ölümden kaçar. Öleceğini bilir ancak bunu unutarak yaşar. İnsan, “fırlatıldığı” bu dünyada seçeneksiz kılınışı karşısında, dünya ve kendisi arasında anlamlı bir ilişki kuramaz. Çalışma, insanın içine düşürüldüğü bu durumu “absürt” kavramıyla ortaya koyan Albert Camus’nun felsefi görüşünü temel almaktadır. Camus, absürt duygusuyla yaşayan insanı, “uyumsuzu” yaratır. “Duha Koca Oğlı Delü Dumrul” da absürde başkaldıran bir delidir/uyumsuzdur. İnşa ettiği köprüsü üzerinden insanlığın “ölüm” karşısındaki trajedisini öyküler. Deli Dumrul anlatısı Albert Camus’nun felsefi bir kavram haline getirdiği ve sınırlarını belirlediği “absürt felsefe” noktasında ele alınmıştır.
Luùf ise úÀbil degül óaúú uòuvvet úalmadı Ey göñül aèyÀn-ı devlet içre himmet úalmadı Kimden umarsın kerem ehl-i mürüvvet úalmadı (vr. 180b) Muʻîdî'nin Necâtî'nin gazeline yazmış olduğu bir tahmis (8. musammat) tanzim edilişi bakımından mutarraf tahmis vasfını taşımaktadır. Muʻîdî tarafından yazılan mısralar, Necâtî'nin gazelindeki mısraların arasına eklenmiş olduğu için mutarraflık özelliğini haiz olan bu tahmis, Mecmua'daki toplam 209 tahmis arasında tek oluşuyla farklılık arz etmektedir. Kavzî'ye ait olan tesdis (58. musammat) ise noktasız harflerden müteşekkil olup, aynı şekilde Kabûlî'nin noktasız harflerle kaleme almış olduğu gazele yazılmış bir tesdistir. Mecmûʻa-i Musammat'ta Bulunan Şairler ve Manzume Sayıları Şair kadrosu oldukça zengin olan Mecmûʻa-i Musammat'ta toplamda 388 adet manzume bulunmaktadır. Bu manzumelerin 372'si 179 farklı şaire ait olup 16 manzumenin ise şairi belli değildir. Mecmua'da 19 manzumeyle en fazla manzumeye sahip olan şair, Cinânî'dir. Cinânî'yi 12 manzumeyle Âzerî, 11 manzumeyle Fevrî, 10 manzumeyle Ulvî, 9 manzumeyle Tîgî, 8'er manzumeyle Gelibolulu Âlî, Bursalı Rahmî ve Şeyhî izlemektedir. Mecmua'da yer alan şairler, manzume sayıları ve nazım şekillerinin dağılımı şu şekildedir:
Sayıştay Dergisi, 2014
Ombudsman, kısaca devlet ve kamu yönetimi organları karşısında hak ve yetki ihlaline uğrayana vatandaşların şikayetlerini alan, inceleyen ve sonuca ulaştıran bir devlet kurumu veya görevlisidir. İlk olarak ombudsman, 18.yy'da İsveç'te ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla ombudsmanın ilk kökleri modern dönemdeki toplum, siyaset ve kamu yönetimi anlayışına dayanmaktadır. Ancak tarihsel olarak ombudsman, 20. yy'da ve özellikle II. Dünya Savaşı'ndan sonra dünya boyunca çeşitli devletler düzeyinde uygulanmaya başlamıştır. Çünkü bu dönemde dünya devletlerinin içerisine düşmüş oldukları sorunlar ve bunlardan kurtulmak için ombudsman bir çare olarak düşünülmüştür. Dolayısıyla ombudsmanın asıl gelişim gösterdiği aşama 1945 sonrasına ve modern dönemin sonlarına denk gelmektedir. Bu dönemden sonra tartışılmaya ve önem kazanmaya başlayan postmodernizm ve ombudsman arasında büyük bir bağlantı bulunmaktadır. Nitekim bu makalenin temel tezi de ombudsmanın postmodern kamu yönetimine özgü bir denetim paradigması olduğunu öne sürmektedir. Dolayısıyla bu makale, postmodern kamu yönetimi çağında ombudsmanın asıl kimliğini bulduğunu savunmaktadır.
ÖZET Osmanlı Devleti'nin zayıflamaya ve toprak kaybetmeye başlaması Anadolu'ya göç hareketini başlatmıştır. Göçmenlerin çoğunlukla yerleştirildikleri bölgelerin başında Bursa gelmektedir. Osmanlının son dönemlerinde başlayan bu göç hareketi, Cumhuriyet döneminde de devam etmiş, Bursa, değişik bölgelerden gelen çok sayıda göçmenin yerleştiği bir şehir olmuştur. Bu bildiride Bursa'daki göçmenlerin önemli bir kısmını oluşturan Bulgaristan göçmenlerinden derlenen ağız malzemesiyle ilgili tespit edilen bazı özellikler verilmeye çalışılacaktır. ABSTRACT ON IMMIGRANT DIALECT of BURSA Begin to weakening and lose homeland of Ottoman Empire has initiated the immigration movements to Anatolia. Bursa are from at the helm of regions of density positioned of immigrant. Immigration movement that began in period of the late Ottoman has continued in the republic. Bursa has been city that large numbers of immigrants from different regions has been settled. This study, constituent a significant portion immigrants of Bursa, will be informed about dialect material complied immigrants from Bulgaria.
1998
Kultur; bir toplumun butun fertlerinin tarihi ve toplumsal gelisme sureci icerisinde kazandigi butun maddi ve manevi degerler, olaylari ve meseleleri karsilayan duyus ve dusunus bicimleri, tarih icinde olusturdugu fikir ve sanat eserleriyle butun bunlari kucaklayan deger yargilari, bu kazanimlarini sonraki nesillere iletmede kullandigi araclar ve bu arada insanin tabii ve toplumsal cevresine egemenliginin olcusunu gosteren vasitalarin butunudur1.
AVRASYA BOLGESI VE TURKIYE ACISINDAN ONEMI, 2021
AVRASYA BOLGESI VE TURKIYE ACISINDAN ONEMI
2006
Bu çalışmada, Arapça-Türkçe manzum sözlük geleneğine mensup bir eser olarak Lügat-i Yusuf ele alınmaktadır. Sözlük, önce genel özellikleri, kapsamı ve yöntemi açısından, ardından dönemin kültürünü yansıtması bakımından incelenmektedir. Son olarak içeriğinden hareketle yazarın ve döneminin yapısı ele alınmaktadır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
ULUSLARARASI ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU XI, 2023
URUZ İLE BEDİSA HİKÂYESİNİN TAHLİLİ, 2018
BULGARİSTAN, PLOVDIV ŞEHRİNDEN XVI. YÜZYILIN BAŞINDAN OSMANLI EPİGRAFİK ANITI, 2021
ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ’NİN MUHAKEME USULÜ, 2019
POPULIZM: KISA BİR GİRİŞ, 2019