Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
13 pages
1 file
Literatür, genel olarak laiklik ilkesinin öç teme! unsuru olduğunu kabul eder. İlk unsur din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması, ikinci unsur devlette egem enliğin kaynağının İlahî olm ayıp insan unsuru olmasıdır. Son olarak da vatandaşların din ve vicdan hürriyetlerine sahip olmasıdır. Osm anlı hukuk sistemi, şeri hukuk ve örfi hukuktan oluşmaktadır. Osm anlı Devletinde bir yanda Kur'an, sünnet, icma ve kıyas olm ak üzere dört ana kaynaktan ve birtakım tali kaynaklardan oluşan İslam hukuku uygulanm akta iken diğer taraftan padişahın iradesi ile ortaya konan, kanunnameler, ferm anlar şeklinde tezahür eden örfi hukuk merîdir. Laiklik ilkesinin unsurlarını Osm anlı hukuk uygulam ası açısından değerlendirdiğim izde şu tespitleri yapabiliriz. Örfi hukuk düzenlemelerinin insan aklına dayanm asını laikliğin "a k lilik unsuruyla bağdaştırabiliriz. Osm anlı idarecileri de şeri hukukun m üsaade ettiği alanlarda ve İslam hukukçuları arasında tartışmalı olan konularda hüküm ler koym aktan çekinmemişlerdir. Hatta koydukları norm ların İslam hukukuna aykırılığı, hem norm un yürürlükte olduğu dönem de tartışılmış hem de günüm üzde tartışılmaktadır. Kanaatimizce Osm anlı idarecileri, laiklik ilkesinde de yer alan egemenlikteki "insan unsuru" faktörünü pragm atik açıdan ele almış ve düzenlemeleri m üm kün olduğunca devlet lehine koymaya gayret etmişlerdir. Laikliğin diğer unsuru olan din ve vicdan hürriyeti açısından Osm anlı Devleti'ne baktığım ızda gerek zim m i gerekse M üslüm an tebaa açısından birtakım sınırlamaların getirildiğini ifade etm ek gerekir.
2006
Cumhuriyetin kuruluş sürecinin en belirgin özelliği, dönemin yazı ve söylevlerinde sıkça gündeme gelen harf, şapka, tarih, din… devrimleri gibi bir dizi radikal reformun ardı ardına yürürlüğe konulmasıdır. Devrimin önderi tarafından önceden kurgulandığına 1 inanılan bu kapsamlı projenin hayata geçirilmesinde yönetici elitler daha ziyade pragmatik bir tavır sergileyerek söz konusu değişim sürecinin düşünsel boyutlarına fazla ilgi göstermemişlerdir. Genellikle yasal düzenlemelerle ve « emrivakilerle » 2 yapılan devrimlerle birlikte bunları meşrulaştırmak, topluma yaymak ve benimsetmek amacıyla harekete geçen entellektüel bir çabadan söz edebiliriz. Bu çalışmada tek parti iktidarı devrinde yazılmış eserlerden hareketle devletin dinle ilişkilerinin ve laiklik meselesinin dönemin yöneticileri ve aydınları tarafından nasıl algılandığı ve yorumlandığını anlamayı deneyeceğiz.
Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 1989
Türkiye Cumhuriyeti'ne can veren siyasal felsefenin ana dayanaklarından biri hiç kuşkusuz laikliktir.
Ankara Üniversitesi Türk İnkilap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2009
Bu çalışma da 1936 Garmisch Parten-Kirchen IV. Kış Olimpiyat Oyunları'na Türkiye Cumhuriyeti'nin katılımı ve bu Olimpiyatlar da ki durumu dönemin gazete haberlerine dayalı olarak değerlendirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde ilk kez katıldığı Kış Olimpiyat Oyunları'nı, gidiş kararının alınmasını, karara ilişkin eleştirileri, milli takımların oluşturulması sürecini, elde edilen sonuçlar ve ülkeye kazandırdıklarını ortaya koymak üzere dönemin gazete haberleri içerik analizi yöntemi ile derlenmiş ve değerlendirilmiştir. Sonuç olarak; Türkiye'nin 1936 Kış Olimpiyat Oyunları'na katılımı, Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası spor alanlarında varlığını göstermesi ve ülkede kayak sporunun gelişmesi açısından son derece önemlidir.
Atatürk ve Laiklik
Akli düşünce ile dini düşüncenin ayrılması, devletin, ülkedeki mevcut dinlere karşı tarafsızlığı, tüm vatandaşların dini inançlarına saygı göstererek herhangi bir din ve mezhebin iç düzenine, ibadet, ahkâm ve erkânına müdahale etmemesi, dinin etkilerinin ulusal bilinç içinde eritilmesi olarak tanımlanan laiklik, ruhani olmayan kimse, düşünce, kurum anlamındaki Latince "laicus" kelimesinden türetilmiş ve Batı dillerindeki "laique" şeklinden Türkçeye girmiştir. Eski çağlarda bu söz, "rahipler sınıfı"na mensup olmayan anlamında kullanılmıştır. Hıristiyan âleminde de kilise adamlarına "clerici", bunların dışında kalan inananlar topluluğuna ise "laici" denilmekteydi. Zamanla kelime bir felsefi yaklaşımı veya devletle din arasındaki ilişkileri anlatmak için kullanılmaya başlanmıştır. Fransızcada "laicisme", İngilizcede "secularism" sözcükleriyle karşılanan kavram batı düşüncesinde kilise ile devlet arası ikilik, karşıtlık ya da ayrılık sorunlarıyla ilgili olarak kullanılmıştır. İnsanların toplum halinde yaşamaya başlamalarıyla birlikte yöneten-yönetilen ilişkilerinde iktidar olgusunun ortaya çıkması ve bu olgunun devlet düzenine dönüşerek devletin egemenliğinin kaynağının sorgulanmaya başlanması, laikliğin tarihsel sürecinde en önemli aşamayı oluşturmuştur.
Ankara Üniversitesi Türk İnkilap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2008
Türkiye'de Millî Şef İsmet İnönü dönemi özellikle İkinci Dünya Savaş›'n›n da etkisiyle s›k›nt›l› günlerin yaşand›ğ› bir süreçtir. Türkiye savaşa girmemesine karş›n, bu süreç, hemen her konuda olduğu gibi ülkenin iç güvenliğini de doğrudan etkilemiştir. Millî Şef yönetimi iç güvenliği sarsacak durumlara gücünü sarf etmeme ve mevcut enerjisini d›ş savunmaya yönlendirme düşüncesi ile, iç güvenlikle ilgili en ufak hareketlenmeye bile sert tepki vermiştir. Yönetim, bu endişelerin yan› s›ra, laikliğin ülkede kökleşmesi için yoğun bir çaba sarfetmiş, Cumhuriyet devrimleri için bir tehdit oluşturabilecek hareketlere karş› tavizsiz bir tutum sergilemiş ve savaş›n getirdiği tüm olumsuz şartlara rağmen bu konudaki en küçük oluşumlar› bile s›k› takip alt›na alm›şt›r. Bu konuda güvenlik güçlerine büyük bir sorumluluk düşmüştür. Bu makalede, Millî Şef döneminde Türkiye'deki laiklik uygulamalar›, devrimlere karş› tehdit oluşturabilecek oluşumlar, faaliyetler ve olaylar, yönetimin bunlar karş›s›ndaki tutumu, Emniyet Genel Müdürlüğü arşivlerinden al›nan bilgiler çerçevesinde incelenmeye ve olaylar 'polis ve güvenlik' boyutuyla ele al›nmaya çal›ş›lm›şt›r. ABSTRACT The reign of National Chief İsmet İnönü (Millî Şef) in Turkey is a troublesome period particularly due to World War II. Although Turkey did not participate in the War, the country faced many challenges to its homeland security as well as to other * 3. S›n›f Emniyet Müdürü, Eskişehir, [email protected] ALİ DİKİCİ 162
Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2020
Türkiye'de görev yapmış bazı Fransız gazetecilerin ve devlet adamlarının yanı sıra gezginlerin ve Türkiye uzmanlarının Atatürk ve Atatürk Türkiye'sine ilişkin kitap ve makaleleri yayınlanmıştır. Ağırlıklı olarak Atatürk döneminde Fransa'da yayınlanan bu yapıtlarda Atatürk'e ve Türk Devrimi'ne ilişkin önemli değerlendirmeler yapılmıştır. Bu çalışmalarda en çok dikkati çeken nokta, Türkiye'deki yeniden yapılanma sürecini yerinde izleyen Fransız aydınlarının, çağdaş ve uygar bir devlet ve toplum düzeni kurmak isteyen Atatürk'ün bu bağlamda Türkiye'yi modernleştirerek uygar dünyanın bir üyesi haline getirmek amacı taşıdığını çok iyi anlamış olmalarıdır. Diğer yandan Atatürk'ün önderliğinde ilk kez bir İslam ülkesinde laikliğin kabul edilmesi ve Türkiye'deki laiklik uygulamaları, Fransız aydınlarının eserlerinde en çok üzerinde durdukları ve Batı dünyasının dikkatini çekmeye çalıştıkları konulardı. Öyle ki, Atatürk döneminde devlet yönetiminde, sosyal yaşamda, hukuk, eğitim ve kültür alanlarında laikleşme çabalarına tanıklık eden Fransız aydınlarının büyük çoğunluğu, esin kaynağı Fransa olan bu devrimsel nitelikli atılımları gerçekçi ve tarafsız bir gözle değerlendirmişler ve Atatürk'ün önderliğinde gerçekleşen bu çağdaşlaşma devrimini alkışlamışlardır.
Laiklik kavramı, farklı dini gruplar arasındaki eşitliği ve devlet ile din arasındaki ayrımı vurguluyor. Mustafa Kemal tarafından kurulan Türkiye’nin laik sistemi dünyadaki diğer herhangi bir laiklik sistemden farklıdır. Türkiye’nin laiklikleri ve Adalet ve Kalkınma Partisi laiklik konusunda farklı anlayışları vardır.
Baskıcı Bir Laiklik Modeli Olarak Türk Laikliğinin Anatomisi, 2012
Turkiye uygulamis oldugu laiklik pratigi ile Islam dunyasinda benzeri olmayan bir ulkedir. Ancak Turkiye’de kurumsallasmis bulunan laiklik uygulamalari bu uygulamanin anavatani olarak gorulebilecek Bati toplumlarindaki uygulamalara da pek benzememektedir. Turk Laikligini mustesna kilan en temel unsur, onun dini toplum hayatindan tumden kaldirmak gibi aslinda laik bir devletin yapmamasi gereken bir misyonu kendisine hedef olarak secmesidir. Turkiye bunu yaparken de turlu celiskili durumlar icinde bulunmaktadir. Bir taraftan 1923 Lozan Antlasmasi ile ulkenin kimligini din uzerinden tanimlayarak adeta dinin belirleyici oldugu bir kurulus devresi yasayip din kurumunu denetim altinda tutan resmi din orgutlenmesini Devlet eli ile isletirken, 1937 yilina kadar devam eden bir dizi inkilâplar ile de dinin toplum nezdindeki etkisini azaltilmaya calisilmaktadir. Turkiye’de din, devletin butun agresif (assertive) laiklik uygulamalarina ragmen elini uzerinden butunu ile cekmeyi dusunmedigi dahasi dini yonlendirme ve sinirlama yetkisini her zaman elinde bulundurdugu bir eklektik laiklik uygulamasi hayatta olmustur. Bu yazida Turk Laikliginin gelisim sureclerinde onu dunyadaki tum uygulamalardan mustesna kilan belli basli unsurlar uzerinde durularak Turk Laiklik doktrininin yapi sokumu denemesinde bulunulacaktir.
Bu makale Creative Commons Attribution-NonCommercial License altında lisanslanmıştır. Bu makale en az iki hakem tarafından incelenmiş, iThenticate yazılımı ile taranmış, araştırma yayın ve etiğine aykırılık edilmemiştir. Araştırma & Yayın Etiği This article was reviewed by at least two referees, a similarity report was obtained using iThenticate, and compliance with research/publication ethics was confirmed.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Barış Araştırmaları ve Çatışma Çözümleri Dergisi, 2014
Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2017
Toplumsal Tarih, 2017
Türkiye’de Laiklik: Psikososyal Bir Yaklaşım, 2009
Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2017
Modern Türkiye Tarihi, 2014