Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2017, Toplum ve Demokrasi Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi
…
18 pages
1 file
Özet: Her yüzyılda ideal toplum kaygısı, düzenli, huzurlu ve eşit bir sistem düşüncesi var olmuştur. Kentsel formların şekillendiği süreç Rönesans Dönemi'nde belirginleşmiş ve diğer yüzyıllarda birbirlerinden etkilenerek günümüze kadar gelmiştir. Tarihsel süreçte kent vizyonları içinde önemli bir yere sahip olan ütopya kavramı, ideal kent kavramının şekillenmesini sağlamıştır. Ütopya ile hayali kentler yaratılıp, bu düşüncenin karşısında duran distopya ile bu düzenin yol açacağı olumsuzluklara karşı gelecek senaryoları yazılmıştır. Bu makalede, ütopya ve distopya kavramı ile bu kavramların alt türleri Rönesans, Aydınlanma, 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl dönemlerinden örneklerle birlikte kentsel ve mekansal nitelikte irdelenecektir. Ütopya anlayışının günümüz bakış açısı da değerlendirilecektir. Abstract: In every century, there has been concern for an ideal society, an idea for orderly, peaceful and equitable system. The process of formation of ideas from urban scale to housing planning has became apparent in Renaissance Period and after, it has evolved till today by interrelating to each other. The concept of utopia which has an important role in visions of the city at historical process has enabled the formation of the concept of the ideal city. Imaginary cities were created by utopian approaches and then future scenarios against the negativity of those systems were written by dystopian approaches which are to be against those utopian ideas. In this article, utopia and dystopia and sub-types of these concepts will be examined with urban and spatial characteristics with Renaissance, Enlightenment, 19th century and 20th century examples. Today's point of view of utopia will also be evaluated.
Toplum ve Demokrasi Dergisi http://www.toplumvedemokrasi.org.tr/index.php/tdd/issue/view/21, 2017
Özet Her yüzyılda ideal toplum kaygısı, düzenli, huzurlu ve eşit bir sistem düşüncesi var olmuştur. Kentsel formların şekillendiği süreç Rönesans Dönemi'nde belirginleşmiş ve diğer yüzyıllarda birbirlerinden etkilenerek günümüze kadar gelmiştir. Tarihsel süreçte kent vizyonları içinde önemli bir yere sahip olan ütopya kavramı, ideal kent kavramının şekillenmesini sağlamıştır. Ütopya ile hayali kentler yaratılıp, bu düşüncenin karşısında duran distopya ile bu düzenin yol açacağı olumsuzluklara karşı gelecek senaryoları yazılmıştır. Bu makalede, ütopya ve distopya kavramı ile bu kavramların alt türleri kentsel formlar üzerinde irdelenecektir. Abstract In every century, there has been concern for an ideal society, an idea for orderly, peaceful and equitable system. The process of formation of ideas from urban scale to housing planning has became apparent in Renaissance Period and after, it has evolved till today by interrelating to each other. The concept of utopia which has an important role in visions of the city at historical process, has enabled the formation of the concept of the ideal city. Imaginary cities were created by utopian approaches and then future scenarios against the negativity of those systems were written by dystopian approaches which are to be against those utopian ideas. In this article, subtypes of this concept with Utopia and dystopia will be discussed on urban forms.
Proceedings Article, 2021
It is thought that climate change will radically affect societies in the future, leading to radical changes in the structural and spatial mechanisms of cities. Today, most of the World, particularly 10% of the World's population living in settlements below the sea level are expected to be affected by extreme climatic conditions such as sea-level rise, change in ocean currents, destructive weather events and heat waves (IPCC, 2019). As discussed in the literature (see. Hjerpe & Linner, 2009; Foust, 2009), in this study, the most severe effects of climate change are described as a dystopian period. In this direction, the study aims to share and discuss the samples of futurist urban utopia thoughts for the environments such as floating, underwater/sub aqua, underground/subterranean and overhead/aerial (sky, space), which are considered as uninhabitable or difficult to live under normal conditions together with their structural and spatial properties, in order for societies to survive in the dystopia of climate change. In the context of climate change, the futurist urban utopias, which are envisaged for different environments, are analyzed through four variables; technological features, ways of obtaining resources, spatial and urban form conceptions, and their mutual evaluation has been determined as the method to be followed in the study.
Gazi University Journal of Science, 2004
In this study, it is tried to find out how it is shaped in utopias generally the city especially the residential areas. The impacts of utopias on housing typologies are argued as well. The study is undertaken in two major parts. Firstly, housing typologies which are proposed from different utopias are introduced then the utopias and the housing typologies which are generated especially for the city of Ankara are evaluated. As a result it is seen that the aim of utopias are to find out the ideal conditions for social, cultural and economical structure. In this context some clues are explored how utopias shape the cities and housing.
2017
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2016Bu çalışma, ütopyalarda mekânsal kurgunun genel kurguya nasıl hizmet ettiğini ve tüm ölçeklerdeki mekânsal ögelerin toplumsal anlamda nasıl işlevsel hale getirildiğini niteliksel olarak incelerken, bulguları niceliksel olarak da ifade etmeye yarayan bir veri (metin) görselleştirme yöntemi geliştirmeyi hedefler. Konu, ütopyada toplum ve mekan kavramları üzerinden mekan ve zaman diyalektiğiyle birlikte mekanın taşıyıcılığını yaptığı anlamları (ideoloji, üretim biçimi, mekan temsili ve temsil mekanı) irdeleyen bir bakış açısı çerçevesinde incelenmektedir. Literatür araştırması kapsamında Öncelikle 1. Bölüm’de “Kapsam” başlığı altında ütopyaların tarihsel süreç içerisinde nasıl bir değişim geçirdiği birçok örnek üzerinden detaylıca tartışılır. Bu tartışma aynı zamanda tezin oluşturma iddiasında bulunduğu yöntemin sın...
2017
İnsan zaman ve mekân algısıyla kuşatılmıştır. İnsan yapıp ettikleriyle mekânda kalıcı izler bırakmakta, zamanın aynasında bu izler takip edilmektedir. Mekân kurmanın ifade şekillerinden birisi olan kentleşme ve mekâna uygun davranış geliştirme anlamına gelen kentlileşme kavramları modernleşme ile birlikte dolaşıma giren kavramlardandır. Ülkemizdeki kentleşme ve kentlileşme pratiklerinden geleneğin şehirleri olumsuz bir biçimde etkilenmiştir. Öykü tür itibariyle insan gerçekliğini merkezine alır. Kentleşme ve kentlileşme de, modern insanın gerçekliğidir. Özellikle 1950’lerde başlayıp hız kesmeden devam eden kentleşme, kentlileşme hareketleri ve insanın durumu birçok öyküye konu olmuştur.Humanity is caught up in perception of time and space and it leaves permanent traces in space through his deeds and actions. These traces can be pursued via the mirror of time. Urbanization, which is a form of expressing creation of a space, and urbanizing, which means human beings’ developing new att...
Idil Journal of Art and Language, 2019
Sanat, sınırları zorlayan yapısıyla dünyayı işleyen, genişleten ve çoğaltan, geleceğe göndermelerde bulunan bir işleve sahiptir. Ütopyacı özü ve ütopyayla ilişkisiyle bize başka dünyaların mümkün olduğunu gösterir. Tarihsel süreçte ütopyacı itki her zaman sanatla ve duyusal formlarla ilişkili bir şekilde çalışmıştır. Tür açısından melez yapıda olan ütopyalar edebi olanla siyasi olanı kaynaştırır. Sanatın ütopyacı özü 19. yüzyılın toplumsal ütopyacılarının armonik toplum tahayyüllerinde de merkezi bir konumdadır. Ütopyacı düşünürler Fransız Devriminin vaatlerini gerçekleştirmeye çabalayarak hayatın sanata dönüştüğü armonik toplumlar ve ideal sistemler düşlemişlerdir. Tüm bu ütopyacı fikir ve girişimler, içinde oluştukları toplumun ihtiyaçlarına karşılık verme arzusundan doğmuş ve toplumun dönüştürülmesinde sanatın ve sanatçıların öncülük edeceğine inanmışlardır. Ütopyalarının asıl mirasçıları ise avangard sanatçılar olmuştur. Araştırmada ütopyanın bir anlatı türü olarak genel yapısı ortaya konulduktan sonra sanatın ütopyacı yönü ve ütopyayla olan ilişkisi, betimsel analiz yöntemiyle incelenmiştir. Sanat ve ütopya kavramlarının çok geniş bir kapsama alanına sahip olmaları nedeniyle araştırmada sınırlılık oluşturma gereği duyulmuştur. 19. yüzyılın Romantik ütopyalarında ve armonik toplum tasarılarında sanata ve sanatçıya merkezi bir rol veren ütopyacı düşünürler üzerinde durulmuştur. Romantik ütopyacı düşünürlerin ütopik toplum tahayyülleri, estetik tarihinde ve avangard hareketler üzerinde etkili olmuştur. Avangard sanatın bütün eleştirilerinin ve yıkıcılığının kaynağında "yeni bir toplum ve yeni bir insan" arzusu ile umudu ve ütopyacı itki vardır.
İMÜ Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dergisi, 2018
Kırsal alanlar ekonomik karakteri tarım olan, doğal yapı ile kuvvetli ilişkilere sahip, düşük nüfus yoğunluğu ve konut varlığı özellikleri taşıyan, homojen sosyo-kültürel dağılımın gözlendiği, birincil ilişkilerin yoğun, uzmanlaşmanın kısıtlı olduğu yerleşimlerdir. Kentsel alanlarda olduğu gibi, kırsal alanlar da mekânsal, sosyal, ekonomik gereksinimleri karşılayacak farklı mekânsal çözümlere ihtiyaç duyarlar. Türkiye'de kırsal alanlarda çeşitli etmenler nedeni ile tarımsal üretimin sona ermesi ya da biçim değiştirerek gücünün azalması kırsal yerleşmelerde ekonomik karakteri ve buna bağlı olarak mekânsal karakteri değiştirmektedir. Artan ve yoğunlaşan kent nüfusunun baskısına daha fazla maruz kalan kırsal alanlar hızla kimliksiz kentsel dokularla şekillenmektedir. İhtiyaca cevap veremeyen yerleşimlerin yeniden yapılandırılması yaşam standartlarını iyileştirmek, doğal-kültürel varlıkları geleceğe koruyarak aktarmak amacını taşıyan planlama disiplini açısından öncelikli konu haline gelmiştir. Gerçekleştirilmesi imkânsız tasarı veya düşünce olarak tanımlanan, mekân ve kentin ideal formu olarak da görülen ütopya (TDK, 2017), kentleşme baskısı ile negatif dönüşüm geçiren ve mekânsal ihtiyaçlarını karşılayamayan kırsal alanlar için tasarım modeli yaklaşımı olarak bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu amaçtan hareketle; Muğla, Merkez ilçesi, Yeniköy mahallesi uygulama alanı olarak seçilmiştir. Çalışmada saha araştırmaları doğrultusunda mekânsal okumalar gerçekleştirilmiş, mekânda görsel ve doğal sürdürülebilirlik, kompaktlık ve sağlıklı erişim tasarım ölçütlerini içeren mekânsal sistem kurgusu taşıyan ütopik bir form arayışı ile mekânsal sistem kurgusu ortaya konmuştur. Bu çalışmanın, kırsal yerleşmelerin fiziksel planlaması sürecinde tasarım politikalarının üretilmesi için bir model olarak kullanılacağı ve literatüre katkı sağlayarak, kent plancılar ve karar vericiler için fütüristtik bir bakış açısı kazandıracağı düşünülmektedir.
Istanbul University - DergiPark, 2011
Ozet: Korkut Tuna'mn $ehirlerin Ortaya C;lklfj ve Yaygmla~masl Uzerine Sosyolojik Bir Deneme ba'~hkh yah~maSI, bu yazmm ana konusudur. Sosyoloji biliminin kentl~ehir ile olan ili~kisi kurulu~undan beri siirmektedir. 19. YiizYlldan itibaren toplumlann sorunlanmn degi~mesi ile, kentl~ehirlerde goriiniir hale gelen bu sorunlara yonelik kuramsal ve ampirik yah~malar yaplldl. Tiirk sosyolojisinde de kentl~ehir yah~malan Bah'daki omeklerine benzer biyimde geli~ti. Kent, kentle~me, kentlile~me siireylerinin okunmasl 'modemle~me' temelinde yiiriidii. Tiirkiye'de kentl~ehir yah~malan ve ara~hrmalan farkh disiplinlerin konusu oldu. Bu farkhhk ve ye~itlenmenin yarattlgl bilgi birikiminin olumlu sonuylannm yam Slra yakla~lmlardaki ortakhk, Tuna'nm yah~maSml ozellikli kllar. Tuna'nm yah~maSI ~ehirlerin ortaya ylkl~ml tarihsel bir biitiinliik iyerisinde ele almaslyla farkhdlr. <;:ah~manm geni~ ozetinin verildigi bu yazl, onun 'sistemle~tirme denemesi'nin hatlrlanmasml ve ozgiin yerinin belirlenmesini amaylamaktadlr. Anahtar Kelimeler: Sosyoloji ve kent, Tiirk Sosyolojisi ve kent, tarihte ilk ~ehirler, Dogu ve Batl ~ehir orgiitlenmesi.
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2024
Disiplinler arası çalışmaların önemi son yıllarda giderek artmaktadır. Sosyal bilimler özelinde ise disiplinler arası geçişler ve etkileşimler güncel çalışmalarda daha fazla yer almaktadır. Modern dışı/öncesi toplulukları inceleyen antropoloji ile modern toplumları inceleyen sosyolojinin kesişim alanları en çok kent araştırmalarında kendisini göstermektedir. Sosyoloji açısından kent demografik, ekonomik, siyasi vb. yapısal açıdan ele alınırken, antropolojinin metoduyla kente yaklaşmak daha mikro alanların keşfedilmesine yol açmıştır. Bu makalenin amacı kent araştırmalarında antropolojik eğilimlerin yeni araştırma konuları (meseleler) ortaya çıkardığını böylece özgün yaklaşımlar sunulduğunu göstermektedir. Çağdaş kent toplumunu antropolojik yöntemlerle araştırmak, kente özgü keşfedilmemiş yeni alt kültür gruplarını veya insan ölçeğini merkeze alan gündelik rutinlerin keşfedilmesini sağlamıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Idealkent, 2021
THE TURKISH ONLINE JOURNAL DESIGN ART AND COMMUNICATION
Ege Coğrafya Dergisi
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
The New Blackwell Companion to the City, 2012
Istanbul University - DergiPark, 2020
International Journal of Scientific and Technological Research, 2019
Kent akademisi, 2019
İdealkent, 2022
Journal of International Social Research, 2017
İdealkent: Kent Araştırmaları Dergisi, 2019
İDEALKENT, 2019
Iconarp International Journal of Architecture and Planning, 2013
METU JOURNAL OF THE FACULTY OF ARCHITECTURE, 2015
Söylem Filoloji Dergisi
ARCHITECTURAL SCIENCES AND SUSTAINABILITY, 2021
Uluslararası Şehir ve Medeniyet Sempozyumu/Malatya, 2016