Academia.eduAcademia.edu

Turk Halk Bilimi Acisindan Gecmisi ve Ge

Abstract

Geçiş dönemlerinin Türk Halkbilimi çalışmaları içerisindeki yerinin ele alındığı bu bildiride öncelikle "geçiş dönemi" kavramı izah edilmiş daha sonra geçiş dönemlerini de içinde barındıran sosyal normlar gelenek, töre, ritüel kavramları bildirinin temel amacına uygun olarak açıklanmaya çalışılmıştır. Geçiş dönemlerine ilişkin tez düzeyindeki hemen her akademik çalışmada, teorik çerçeve çizilirken yazarın bakış açısına uygun bir biçimde ele alınan bu kavramlar geçiş törenlerine ilişkin daha sonraki tespitler için bir zihinsel altyapı oluşturmak bakımından önem taşımaktadır. Geçiş dönemi, kişinin mensubu olduğu sosyal çevreden köklü bir kopuşu ve yeni bir yaşamsal sürecin başlangıcındaki eşiği ifade eder. Geçiş dönemlerinde kişi, ne tam anlamıyla eski konumuna sahiptir ne de tam olarak yenidünyasına intibak etmiştir. Arnold Van Gennep tarafından ortaya konulduğu yüzyıl öncesinden bu güne antropologların ve halkbilimcilerin temel çalışma sahalarından biri olarak tebarüz eden "geçiş törenleri", bireye; tanımlanmış belirgin bir durumdan bir başkasına geçişte yardımcı olmak (Çobanoğlu 1999: 160), onu kutlamak, bu yeni durumu belirtmek ve eşikteki kişiyi yalnız bırakmamak (Örnek 2000: 131) amacıyla tatbik edilen ritüelleri ele almaktadır. Doğum, ölüm ve evlilik esnasında uygulanan pratiklerin yanı sıra diş hediği, sünnet, askere gitme gibi hayat safhaları ve çıraklık, ustalık, kalfalık gibi yetenek geliştirme ve ispatlama dönemlerinin de birer geçiş dönemi olarak değerlendirilmesi söz konusudur (Günay 1995: 2). Her geçiş döneminin kendine özgü tören ve âdetleri vardır. Bu pratiklerden yola çıkılarak o toplumun değer yargıları, kültürel birikimi ve zihin dünyası hakkında fikir edinilebilir.