Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
12 pages
1 file
Alanya, geniş plajları, tarihi eserleri, modern otel ve motellerin sayısız balık lokantaları, kafe ve barlarıyla mükemmel bir tatil merkezidir. Gelenleri ilk karşılayan, Alanya Yarımadası'nın üzerinde bir taç gibi kurulmuş olan ve 13. yüzyıldan kalma şahane Selçuklu Kalesidir. Etkileyici kalenin yanı sıra eşi benzeri olmayan tersanesi ve anıtsal güzellikteki sekizgen Kızıl Kule görülmeye değerdir. Limanı çevreleyen kafeler ve barlar akşam saatlerinde liman yolu boyunca el sanatları, deri, giysi, mücevherat, el çantaları ve yöreye özgü ilginç renklere bezeli su kabaklarının satıldığı butikler yer alır. Eğer mağaraları keşfetmekten hoşlanıyorsanız Damlataş Mağarası'nı gezmeniz gerekir. Mağara yakınında Etnografya Müzesi yer almaktadır. Tekneyle üç deniz mağarasına ulaşabilirsiniz: fosforlu kayalarıyla Fosforlu Mağara, korsanların kadın esirleri tuttukları Kızlar Mağarası ve Aşıklar Mağarası. Alanya'nın 15 km. doğusunda yer alan Dim Çağı Vadisi gölgelerin serinliğinde dinlenmek için ideal bir yerdir. Tüm sahillerinden denize girilebilen Alanya tam bir güneş, deniz, kum cennetidir. TARİHİ KIZIL KULE Limandadır. Beş yıl süren uzun bir kuşatmadan sonra Sultan Alaaddin Keykubat Alanya'yı ele geçirmiş ve kızıl kulenin inşa emrini Alanya tersanesini koruması için vermiştir. Kızıl kule, Alanya'yı temsil eden en önemli şehir markasıdır. 250.000 TL lik banknotlarının üzerine basılmıştır. Kentin sembolü olan sekizgen planlı yapı 13. yüzyıl yapımı, Selçuklu sanatının eşsiz örneklerinden biridir. 1226 yılında Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından Sinop Kalesi'ni yapan Halepli yapı ustası Ebu Ali Reha el Kettani'ye yaptırılmıştır. İnşaat sırasında belli bir yükseklikten sonra taş blokları kaldırmak güç olduğu için üst kısmı pişmiş kırmızı tuğlalarla yapılmış ve bu nedenle Kızılkule adını almıştır. Kule duvarlarında antik çağdan kalma mermer bloklar görülmektedir. Sekizgen planlı ve her bir duvarı 12.5 metre genişliğinde olan kulenin yüksekliği 33 metre, çapı 29 metredir. İçinde zemin dahil beş kat vardır. Kulenin üstüne yüksek aralıklı ve 85 basamaklı taş merdivenle çıkılır. Kulenin alt kısmında bulunan kesme taşların Dim Boğazı'nın doğusundan getirildiği bilinmektedir. Kızıl Kule'nin bulunduğu yer itibariyle
Sosyal Bilimler Dergisi, 2008
RM Riefstahl1 1931 yılında Kargı Han önemli bir Selçuklu hanıdır diye yazmıştı. 1940'da S. Fikri Erten Kargı Han Kesikbel Dağı'nın zirvesinde İbradı yolu üzerinde bulunmaktadır.2 Han 46 mx 50 m boyutlarındadır ve ortasında 29,40 mx 27,10 m ebatlarında bir avlusu vardır. ...
Paradigma Akademi, 2022
Türbe, yatır vb. ziyaret yerleri Anadolu’nun birçok yerinde karşımıza çıkan tarihî ve kültürel bir özellik gösteren dinî mekanlardır ve bunlar kültürün birçok unsuru gibi somut olmayan kültürel miras listesinde yer almaktadır. Listenin “Toplumsal Uygulamalar, Ritüeller ve Şölenler” başlıklı bölümü içinde “1c. Ziyaret Yerleri, Adak-Kurban Uygulamaları” olarak verilmiştir. Bu başlık dokuz alt gruba ayrılmıştır ve ilk grupta “Türbe-Yatır” maddesi bulunmaktadır (Oğuz, 2013: 158). Alanya yörük geleneği devam eden tarihî geçmişi son derece zengin bir Akdeniz kentidir. Alanya’nın geçmişte birçok medeniyete ev sahipliği yapması; ilim, kültür ve ticaret merkezi olması Alanya türbe ve ziyaret geleneğini de etkilemiştir. Türbe ve ziyaret yerlerinin büyük bir bölümünü İslamiyet’i yaymak için Alanya’ya gelen dervişler, devlet makamındaki tarihî şahsiyetler, kervan yollarında ticaret yapan tüccarlar, yazın yaylaya kışın sehile göç eden yörükler, çeşitli din büyükleri ve tarikat erbapları oluşturmaktadır. Alanya’da neredeyse her mahallede bir türbe veya ziyaret yeri bulunur. Bu nedenle de Alanya’nın türbe ve ziyaret yerleri bakımından zengin olduğu söylenebilir. Ayrıca uygulanan ritüeller de geçmişten günümüze canlı bir biçimde yaşamaktadır. Bunda Alanya halkının yörük geleneğini devam ettirmesi, özellikle şehirden uzak köylerde ve yaylalarda devam eden dışa dönük yaşam tarzı etkili olmuştur.
Osmaniye Araştırmaları III, 2023
Osmaniye (Cebel-i Bereket), Anadolu’nun güneyinde yer almakta olup, Adana, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Hatay illeri ile sınırlı Akdeniz ikliminin hâkim olduğu bir ildir. Bölge halkının yerleşik hayata geçmesinde pamuk üretimi etkili olmuş ve 19. yüzyılın ikinci yarısında bölgeye gönderilen Fırka-i İslahiye’nin marifetiyle bölgede yaşayan konar-göçer halk bölgeye iskân olunmuştur. Bölgenin iki vilayetin sınırında olması hasebiyle daha önceki yıllarına ait verilere ulaşmak ise tamamen bir muammadır. Şöyle ki şehir Halep ve Adana Vilayeti sınır bölgesindedir. Zaman zaman Halep kayıtlarında, zaman zaman ise Adana kayıtlarında bölge hakkında bilgilere ulaşmak mümkündür. 19. yüzyılın ikinci yarısında Cebel-i Bereket ismiyle maruf olan şehir Adana Vilayetine bağlı bir sancak haline getirilmiştir. Ancak sancak merkezi ile ilgili de önce Payas merkez iken, sonra Yarpuz, daha sonra da Osmaniye’nin sancak merkezi olduğu görülmektedir. 1924 yılında Cebel-i Bereket Sancağı il merkezine dönüştürülmüş ve bu durum 1933 yılına kadar devam etmiştir. 1933 yılında ilçe haline getirilen Osmaniye, Adana iline bağlanmış 1996 yılında ise yeniden il olmuştur . Alanyazın ve literatür ile ilgili çalışmalar son yıllarda bibliyometrik inceleme konusu olarak karşılaşılan çalışmalar içinde yer almaya başlamıştır. Bibliyometri “yayınların ya da belgelerin yazar, konu, yayın bilgisi, atıf yapılan kaynaklar vb. özelliklerinin niceliksel analizidir” şeklinde tanımlanmaktadır. Biblio kitap, metric ise ölçüm anlamına gelmektedir . Özellikle bir dizin, veri tabanı ya da toplu kataloglardan yapılan taramalar ile konuyla ilgili çalışmalar bir araya getirilmeye çalışılarak aslında konunun ne kadar çalışıldığı, hangi açılardan incelendiği ortaya koyulmaya çalışılmaktadır. Bibliyometrik çalışmaların yapıldığı mecralar günümüz teknolojisinin ilerlemesi neticesinde Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Ulusal Tez Veri Tabanı, TO-KAT Ulusal Toplu Katalog, YÖK Akademik, TR Dizin, www.google.akademik, www.academia.edu ve www.dergipark.org.tr gibi elektronik veri tabanlarıdır. Çalışma tarama modeline dayalı nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme yöntemi ile yapılmıştır. Araştırmanın evreni Yükseköğretim Kuruluna bağlı internet sitelerinden YÖK Ulusal Tez Veri Tabanı, YÖK Akademik, TR Dizin, TO-KAT Ulusal Toplu Kataloğu ile akademik yayınların yer aldığı www.google.akademik, www.academia.edu ve www.dergipark.org.tr elektronik sayfalarında arama bölümünde “Osmaniye” ve Cebel-i Bereket” yazılmış ve elde edilen veriler üzerinden inceleme yapılmıştır.
T.C. ALANYA ALAADDİN KEYKUBAT ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI, 2022
1932-1951 yılları arasında faaliyet gösteren Halkevleri, Cumhuriyet rejiminin benimsetilmesi noktasında halka ulaşmak gayesiyle 1930’lu yıllardaki sosyoekonomik ve sosyokültürel durumunun bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Halkevleri, faaliyetlerini bünyesinde kurulan Dil, Tarih, Edebiyat, Güzel Sanatlar, Temsil, Spor, İçtimai Yardım, Halk Dershaneleri ve Kurslar, Kütüphane ve Neşriyat, Köycüler ve Müze ve Sergi şubeleri aracılığıyla yürütmüştür. Antalya Halkevi’nin çıkardığı “Türk Akdeniz” dergisi, yayımlandığı 1936-1944 yılları arasında Antalya ve ilçelerinin tanıtımında önemli görev üstlenmiştir. İki ayda bir yayımlanan dergi, Antalya ve ilçelerinin kültür ve eğitim hayatına canlılık kazandırmak amacıyla çıkarılmıştır. Dergi, otuz dördüncü sayısıyla yayın hayatına veda etmiş ve Halkevlerinin istediği çizgide, yerel kültürün incelenmesi yolunda çalışmıştır. Bu doğrultuda ‘Türk Akdeniz’in tüm sayıları nitel araştırma tekniklerinden olan ‘doküman inceleme modeli’ ile incelenmiş ve dergideki Alanya teması çıkarılmaya çalışılmıştır. Dergi, ‘Şirin’ olarak nitelendirdiği Alanya’ya büyük önem vermiş, bazı sayıların kapaklarını Alanya fotoğraflarıyla süsleyerek övgü dolu cümleler kurmuştur. Alanya’nın Roma İmparatorluğu döneminden Anadolu Selçuklu Devletine kadar tarihsel süreci görsel anlatımlarla geniş bir biçimde ele almıştır. Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarları Alaaddin Keykubat ve Kılıçarslan hakakında makalelerin de yer aldığı dergide, Alanya tarihi etraflı bir biçimde ele almaya çalışmıştır. Bu çerçevede dergide yayımlanan makalelerle başta Alanya kalesi olmak üzere tarih eserler incelenmiş ve güzel tanıtımlar yapılmıştır. Alanya tarihinin yanı sıra coğrafyası ve doğal güzellikleri de okuyuculara görsel destekli anlatımlarla sunulmuştur. Alanya’da yetiştirilen tarım ürünleri hakkında geniş bilgiler vererek ve övgü içerikli yazılara yer verilmiştir.
Erdem (Ankara), 2001
Biz bu bildirimizde, benzerlerinde olduğu gibi Türk halk inançlarında önemli bir yer tutan kilit-bağ bağlantısı üzerinde duracağız. Bu kültür kotu etrafında Türk dünyasını dolaşmaya çalışırken, Alanya halk inançlarında odaklanmaya çalışacağız. Konuya dair derlediğimiz bilgi fişlerinin tümünü bu bildirimize aktaramadık. Alanya'dan yaptığımız tespitleri tamamen bildirimize aktarma cihetine de gitmedik. Keza konuya dair yapılmış başka çalışmaları da uzun boylu zikretme cihetine gitmedik. Zira o takdirde bildiri kitaba dönüşecek ve Alanya halk inançları arka plana itilmiş olacaktı. ' ASAM Kafkasya Ülkesi Başkanı.
800. Fetih Yılının Eşiğinde Alanya/Alaiye ve Alaaddin Keykubat Sempozyumu, 2022
Osmanlı Devlet yapısı içerisinde şehir halkından ayrı olarak diğer bir üretici sınıf da köylüler yani çiftçilerdir. İmparatorluğun ekonomik yapısı zirâate dayandığından, bu işle meşgul köylülerin devlet açısından ne kadar önemli olduğu aşikârdır. Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemindeki genel yapısı, Osmanlı toplumunun diğer bir unsuru olan konar-göçerleri ziraat sahalarında (mezra) küçük çapta tarımla uğraşmaya zorlarken, bir yandan da onların köy ler kurarak yerleşik vaziyete geçmelerine zemin hazırlamıştır. Bu durumun doğal bir sonucu Anadolu ve Rumeli'de şehir iskânından farklı olarak sadece tarım ile uğraşanların ve geçimlerini buradan temin edenlerin oluşturdukları küçük iskân birimleri olarak köyler kurulmuştur. Bazı köylerde değirmen ve tahînhâne gibi küçük işletmelerde bu lunmaktadır. Bu durum bize köylerin kendi ihtiyaçlarını karşılayacak kadar da olsa sanayi tesislerine de sahip olduğunu göstermektedir. Şehir hayatının pek yaygın olmadığı klasik dönemde, köylerde çiftçiliğin dışında halkın hayatını idâme ettirebilmek için bazı ek işlere yönelmiş olduğu da sıkça görülen bir konudur. Köylüler arasında imam, şeyh, bakırcı, demirci, semerci, hallaç gibi meslek sahibi çiftçiler olduğu gibi; vergiden tamamen veya kısmen muaf olan kale mülâzımları, sayyâdân denilen kuşçular, küreci denilen madenciler, devlet adına pirinç eken çeltükçüler, önemli yollar üzerinde geçitlerin güvenliğini sağlayan derbentçiler, cami mülâzımları ve zâviyedårlar bulunmaktadır. Vergi defterlerinde bazen bir köyün tamamı veya önemli bir kısmı cemaat-1 ulemå veya záviyedar olarak yazılmış, vergilerden de muaf tutulmuşlardır. Osmanlı Devleti köy ünitesini önemsediği için, köylerde sağlam bir teşkilatlanma söz konusu olmuştur. Ülke topraklarını özel mülkiyete vermeksizin, kamu adına elinde tutan ve devlet indinde tarımsal üretimin temel unsuru olan köylü/çiftçinin, vergi ödeyen ve ödediği bu vergi ile de kapıkulu ocakları hariç bütün devlet bürokrasi sini besleyen bir konumu vardır. Bu bakımdan, devlet-toplum ilişkileri bağlamında köylünün konumu vazgeçilmez bir nitelik taşır. Fakat konar-göçerlerin hareketleri, nüfusun arttığı ve devlet otoritesinin zayıfladığı dönemlerde, yerleşik köylü yerini ve yurdunu terk etmiştir. Nüfusun fazla olmadığı ve tarım alanının görece geniş olduğu ilk devirlerde, devlet otoritesi de güçlü olduğundan, konar-göçerlerin hareketleri bir sıkıntı oluşturmazken, ne yazık ki sonraki dönemler de işler değişmiştir. Yerleşik köylü, eşkıya baskını ve konargöçerlerin ekinlerine zarar vermesi ile mücadele etmekten se, kolay olanı tercih ederek yerini yurdunu terk etmişlerdir. Tüm bunların sonucu XIX. yüzyılın sonlarına doğru, XVI. yüzyılda önemli bir üretim merkezi olan köylerin yok olduğunu görüyoruz. Bu çalışmamızda bu köyleri tespit etmeye çalışacağız.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Alanya - Kadim Medeniyetler Kalesi, 2023
Journal of International Social Research, 2016
Kent Guvenliginde Dilenciligin Etkisine Bir Örnek: Alanya
Uluslararası Ticaret ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2017
Lüks Kampçılık (Glamping) Turizmine Yönelik Bir Alanyazın İncelemesi, 2024
International journal of Science Culture and Sport, 2014
Doğu Coğrafya Dergisi
Helal Turizmin Yerli Alanyazındaki Dayanaklarının Tartışılması, 2019
Uluslararası sosyal ve eğitim bilimleri dergisi, 2022
DergiPark (Istanbul University), 2023
Livre de Lyon, 2023
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute
iibf.sdu.edu.tr
Karamanoğlu mehmetbey üniversitesi sosyal ve ekonomik araştırmalar dergisi, 2011
Medeniyet Eğitim Araştırmaları Dergisi, 2023
17. Ulusal Turizm Kongresi, 2016