Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
25 pages
1 file
Dağlık Karabağ; Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde Azerbaycan’a bağlı özerk bir bölgeydi, 1991 yılında SSCB’nin dağılması akabinde uluslararası bir krizin konusu oldu. Rusya’nın ermeni nüfusunu yapay olarak artırdığı dağlık karabağ , ermeni halkının ve daha sonraki yıllarda kurulacak olan Ermenistan devletinin gündemine girdi. bir çok develetten oluĢan SSCB döneminde ve öncesinde karabağ azerbaycana aitti. Bölge nufusuda Azerilerden oluĢuyordu. Ama daha sonrasında SSCB nin sürgün ve ayrıĢtırma politikalarından dolayı bölgedeki ermeni nüfusu yapay olarak artmıĢtır.SSCB nin dağpılmasında sonra bölge hukuki olarak bölge Azerbaycan toprağıdır..Lakin Ermenistan burada hak idda etmiĢtir.Bu ortam çok geçmeden bir savaĢı doğurmuĢtur. BaĢlayan bu savaĢı adı tarihe karabağ savaĢı olarak geçecek ve tarihte derin izler bırakan bir olaya neden olacaktı HOCALI KATLĠAMI na neden olacaktı.SavaĢta ermeniler rusya ordusu tarafından desteklenmiĢti 366. Rus motorize alayı tarafından desteklenen ermeni birlikleri 26 subat 1992de kutĢatma altında tutukları hocalıya girdi. Tarihte eĢine az rastlanır bir vahĢet yaĢandı azerbaycanın o küçük kasabsında. 1300 kiĢi Canice ve vahĢice öldürüldü.1275 kiĢi insanlık dıĢı koĢullarda esir alındı. 25 çocuk o gün hem öksüz hem yetim , 130 çocuğunda ya öksüz yada yetim kaldığı bir katliam gerçekleĢti.Bu insanlık dıĢı olayın adı Hocalı katliamı olarak kaldı. 26.yılına girilen hocalı katliamının , halen daha hukuken Azerbaycan topraklarının 5 te 1 ermenistan iĢgali altındadır. Ve ne üzücü ki hala daha bu katliamın sorumluları bir cezai süreç tabi değiller.iĢgal altındaki vatanlarında uzaklaĢtırılan 1milyona yakın Azeri yurtlarında uzaktalar. 150 ye yakına azerinin akıbeti hâlâ daha belli değil.Bu çalıĢma bu olaylar silsilesini daha iyi anlatmak için derlenmiĢtir.
Rus askerlerinin desteğiyle Hocalı'ya (Xocalı) ulaşan gözü dönmüş Ermeni askerler "katliam"a başlamışlardı. 25 ve 26 Şubat 1992'de öldürülen bebekler, yaşlılar ve ırzına geçilen genç kızların, kadınların canhıraş feryatları Xocalı sokaklarında yankılandı. Çıkarlarının olduğu coğrafyalar için tüm olanaklarını seferber edenlerin sesi bu kez çıkmadı ve sadece seyrettiler! Hayali nükleer, kimyasal silahlar bahanesiyle ve yerel halka "huzur" vaadiyle çok büyük ordularını seferber eden büyük devletler sessizce beklediler.
Tarih Kültür Dergisi, 2005
Dağlık değil bağlık Karabağ! Azerbaycan'ın 44 gün savaşın ardından (2 bin 700 şehit asker, 90 savunmasız sivilin ölümü) işgalden kurtardıkları Dağlık Karabağ 6 ilden ibarettir. Karabağ, genel görünüşüyle orman ve yaylalardan ibarettir. Buraya "dağlık" denilmesi politiktir. Dağlık kelimesi, eski Sovyetler Birliği (SSCB) acısından stratejik öneme haiz yerler için, bir küçültme ve bölge halkının gözünden düşürme aracı olarak kullanılmıştır. Hem “dağlık” hem “bağ” (!) dağda, bağın bulunması dünyanın neresinde görülmüştür. Karabağ’da altın dahil önemli maden yatakları bulunmaktadır. Karabağ’da iki bin bitki çeşidi vardır. Çok çeşitli ağaçların olduğu orman arazi ve av hayvanları bakımından oldukça zengindir. Karabağ dağlıktan ziyade bağlıktır.
25. YILINDA HOCALI SOYKIRIMI ULUSLARARASI SEMPOZYUMU E-KİTABI, 26 ŞUBAT, 2017
Hocalı Katliamı (soykırımı), 20. yüzyılın sonunda başlayan küresel terörün ilk işaretlerinden biri olmuştur. Hocalı soykırımını, sözde Dağlık (Yukarı) Karabağ’ın işgalinden ve aslında uzak tarihinden farklı düşünmek mümkün değildir. Zira Karabağ meselesi, genelde Güney Kafkasya’nın ve elbette Azerbaycan’ın işgal ve talanını, özelde ise Hocalı Soykırımı’nı çağrıştırır. Bu da sözde Dağlık Karabağ’ın işgalini ve dayandığı arka planı iyi anlamayı gerektirmektedir. Hocalı Soykırımı, sözde Dağlık Karabağ’ın 1550’den beri işgal edilme planlarını perçinleyen ve kadim topraklarını Türksüzleştiren son darbe olmuştur.
Bu çalışmanın amacı 1992 yılında yaşanan Hocalı katliamının hangi gerekçelerle ve hangi amaç doğrultusunda gerçekleştiğini araştırmak ve vurgulamaktır. Yunanlıların, Samsun'dan İskenderun'a kadar çekilecek çizginin batısında kalan bölge ile Türkiye ve Yunanistan'ın etrafındaki tüm adaları, günümüz Makedonya devleti ile Arnavutluk'u içine alan topraklar üzerinde Bizans Devletini yeniden kurmayı hedefleyen, adına Megali İdea dedikleri Büyük Ülkülerinin bir benzeri de Ermenilerde bulunmaktadır. Adına Büyük Ermenistan veya Birleşik Ermenistan dedikleri toprakların bir kısmını Türkiye'nin doğu bölgesi, bir kısmını da şimdiki Ermenistan sınırları içinde yer alan topraklar oluşturmaktadır. Yaklaşık son 3 yüz yıldır sürdürülen bu iddia ve yaşama geçirilmek istenen bu ülkü, sayıları milyonları bulan yöre insanının kan ve gözyaşının akmasına neden olmuştur ve halen de neden olmaktadır. Rus Çarı I. Petro'nun 18. yüzyılda ortaya koyduğu sıcak denizlere inmek politikası, şekil değiştirmiş olsa da halen daha farklı bir şekilde ve yöntemle devam etmektedir. Rusya Federasyonu'nun 2008 yılında Kuzey Gürcistan'da yer alan Osetya ve Abhazya'yı işgal etmesi ve Kırım Parlamentosunun aldığı katılım kararı ile Ukrayna'nın bir parçası olan Kırım'ı kendi yönetimi altına alması, Rus Çarı I. Petro'nun yüzyıllar önce ortaya attığı sıcak denizlere ulaşmak fikrin gerçekleştirilmesi yönündeki adımlardır. Sıra artık Türkiye'den toprak koparmak aşamasına gelmiştir. 8 Haziran 1945 tarihinde Türkiye'den Kars ve Ardahan'ı resmen talep etmek cüretini gösteren dönemin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği yöneticileri şimdi artık hayatta olmasalar bile, kendilerinden sonra iktidara gelenler halen daha Ermenilerin bu taleplerine sıcak bakmaktalar ve desteklemektedirler.,
II. ULUSLARARASI DEVELİ - ÂŞIK SEYRÂNÎ VE TÜRK KÜLTÜRÜ KONGRESİ, 2019
www.develi.bel.tr Bu kitapta yer alan yazı, makale, fotoğraf ve tasarımların elektronik ortamlar da dâhil olmak üzere çoğaltılma hakları yalnızca Develi Belediyesi'ne aittir. Yazılı izin olmadıkça makul alıntılar dışında bir kısmının ya da tamamının çoğaltılması yasaktır. Yayımlanan yazıların hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.
ÖZET Fert ve toplum hayatında barışın mı yoksa savaşın mı hâkim olacağını belirleyen şartlar sadece politik, ideolojik, ekonomik ve askeri değildir. Bu soru askeri, ekonomik ve politik olduğu kadar, kültürel ve ahlakidir de. Fert ve toplumun kültür ve ahlakını belirleyen en önemli unsurlardan biri de sanattır. Bütün yazılı, sözlü ve görsel biçimleriyle sanat, toplumun kültürel ve ahlaki kodlarının belirlenmesinde ve dönüşmesinde önemli roller üstlenmektedir. Bu rol, ekonomi ve politikanın aksine kendini pek toplumsal hadiselerin yüzeyinde göstermemektedir. Bilakis sanat fert ve toplumun en ücra hücrelerine kadar işleyen bir nüfuz gücüyle süren hayatın solumalarına sessizce eşlik etmekte, gizlice akışı yönlendirmektedir. Bu çerçevede çalışma özellikle Batı'nın masal, tiyatro, roman ve sinema kültürüne hâkim olan dram sanatının hakikatle ilişkisini ve toplumsal hayat üzerindeki muhtemel etkisini sorgulamaktadır. Anahtar kelimeler: sanat, hakikat, özgürlük, savaş, barış. ABSTRACT/ ABSTRAKT Die Bedingungen, welche die Dominanz der Friede oder des Kriegs über das individuelle und gemeinschaftliche Leben bestimmen, sind nicht nur die Politischen, Ideologischen, Wirtschaftlichen und Militärischen. Das ist nicht nur die Frage des Militärischen, Ökonomischen und Politischen, auch des Kulturellen und Moralischen. Einer der wichtigsten Faktoren, welche die Kultur und Moral der Gesellschaft bestimmen, ist die Kunst. Mit allen schriftlichen, mündlichen und visuellen Formen spielt die Kunst wichtige Rollen bei der Bestimmung und Transformation der kulturellen und moralischen Codes der Gesellschaft. Im Gegensatz zu Wirtschaft und Politik zeigt sich diese Rolle nicht so sehr auf der Oberfläche von gesellschaftlichen Ereignissen. Im Gegenteil begleitet die Kunst mit ihrer die entlegensten Zellen der Gesellschaft und des Individuums wirkende Durchschlagskraft ruhig die Atmungen des dauernden Lebens und lenkt heimlich den Strom. In diesem Rahmen inquiriert die Arbeit die Beziehung des Dramas zur Wahrheit und die vermutliche Wirkung auf gesellschaftliches Leben, welches die westliche Kultur des Märchens, Theaters, Romans und Kinos dominiert.
Milli Lider Haydar Aliyev'e 91. Yıl Armağanı, 2014
Öz: Bu makalede Alman filozof G.W. F. Hegel'in politik felsefesinde savaşın anlamı ve yeri tartışılacak ve volksgeist (Ulus Ruhu) ile savaşın arasındaki ilişki ortaya konularak, Hegel tarafından savaşın Ulus ve devlet olma ile ilintisinin nasıl konumlandırıldığı tartışılacak ve 20. yy. Alman milliyetçiliğinin oluşumunda Hegel'in savaş kavramsallaştırmasının etkisi ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu bağlamda realist bir yaklaşımı benimseyen Hegel'in, uluslararası ilişkiler kuramı çerçevesinde devletler arası savaşın kaçınılmazlığı görüşü çerçevesinde, liberal yaklaşımı eleştirisi açıklanmaya çalışılacaktır. tartışılacak ve volksgeist (Ulus Ruhu) ile savaşın arasındaki ilişki ortaya konularak, Hegel tarafından savaşın Ulus ve devlet olma ile ilintisinin nasıl konumlandırıldığı tartışılacak ve 20. yy. Alman milliyetçiliğinin oluşumunda Hegel'in savaş kavramsallaştırmasının etkisi ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu bağlamda realist bir yaklaşımı benimseyen Hegel'in, uluslararası ilişkiler kuramı çerçevesinde devletler arası savaşın kaçınılmazlığı görüşü çerçevesinde, liberal yaklaşımı eleştirisi açıklanmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler : Egemenlik, savaş hakkı, ulus-devlet, volksgeist, milliyetçilik, sömürgecilik
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
IV. ULUSLARARASI TÜRKLERİN DÜNYASI SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU, 2020
Atatürk Stratejik Araştırmalar Enstitüsü-(ATASAREN)- Bülten, 2021
CAHİLİYE DEVRİNDE ARAPLARDA KEHÂNET VE KÂHİNLİK, 2018
Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi
Geleneksel Boşnak Kapıları ve Kapı Halkaları, Prof. Dr. Hidayet Kemal Bayatlı Hatıra Kitabı, Kerkük Vakfı Yay., İstanbul, 2019., 2019
ULUSLARARASI ÇOBAN MUSTAFA PAŞA VE KOCAELİ TARİHİ-KÜLTÜRÜ SEMPOZYUMU IV BİLDİRİLERİ, 2018
ANADOLU’DA İNANÇ TURİZMİ: FENOMENLER, EFSANELER, KİŞİLER VE MEKÂNLAR, 2020
Journal of Turkish Language and Literature, 2016
Dirençli Şehirler İçin VİZYONER YÖNETİM Kartepe Zirvesi 2022, 2022
The Journal of Academic Social Sciences, 2019
The Journal of Academic Social Science Studies,, 2020