Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
11 pages
1 file
ÖZ Ötanazi etik ve tıp alanında tartışılan önemli konulardan biridir. Özellikle tıp alanında sıklıklar tartışılıp etik alanına gelindiğinde bir kopukluk yaşanmaktadır. Oysaki sorun etik alanda uzlaştırıldığında özellikle değerler felsefesi etiği ile ötanazi tartışmalarına ışık tutulacağı söylenebilir. Bu çalışmanın amacı; ötanazinin ne olduğunu ve nasıl bir konumda olduğunda etik açıdan uygunluğu ya da uygun olmadığı Aristoteles'in etik görüşü bağlamında ortaya koymaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, ilk olarak ötanaziden ne anlaşıldığı, ötanazi türlerinin neler olduğunu üzerinde durulmuştur. Daha sonra Aristoteles'in etiği bağlamında ötanazinin yeri irdelenmeye çalışılmıştır. Anahtar Sözcükler: Ötanazi, Etik, Aristoteles Etiği GİRİŞ Etik bütün çağlarda üstünde durulan önemli konulardan biridir. Etik günümüze gelene kadar çeşitleri artarak geniş kapsamlı bir alana yayılmıştır. Medya etiği, kamu etiği, tıp etiği, çevre etiği, polis etiği gibi alanların içinde de bulunmaktadır. Günümüzde meslek etiği özellikle tıp etiği, etik alanında tartışılan en önemli konular arasındadır. Tıp etiğinde en çok tartışılan konu ise ötanazi konusudur. İnsanın yaşamının tıp aracığı ile uzatılabilmesi, insanları ötanaziyi tartışmaya itmiştir.
Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2023
Ötanazi Antik Yunanca iyi ölüm ifadesinden türeyen ve günümüzde etik, tıp ve hukuk gibi disiplinlerce ölme veya öldürme izni anlamlarında kullanılan bir problemi kapsamaktadır. Klasik veya güncel etik kuramları tarafından, özellikle de uygulamalı etik ve tıp etiği tarafından tartışılan problem birçok felsefi meseleye ve tartışmaya da sebep olmaktadır. Bu çalışma uygulamalı etiğin temel problemi olan ötanazi meselesini Aristotelesçi ahlak öğretisi perspektifinden değerlendirmeyi, ötanaziyi erdem etiğinin temel ilkeleri ve kavramları üzerinden analiz etmeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla ilk olarak ötanazinin türleri aracılığıyla mahiyeti ve neden güncel bir problem olduğu tartışılacaktır. İkinci olarak ise Aristotelesçi ahlak öğretisinin temel kavramı olan eudaimonia üzerinden erdem etiğinin temel ilkeleri ele alınacaktır. Bu değerlendirme tercih ve isteme kavramları üzerinden yapılacaktır. Kısacası bu çalışma temel olarak ötanazi probleminin Aristotelesçi erdem etiğinin temel ilkeleri, mutluluk, eylem ve tercih etme üzerinden değerlendirilmesi bu uygulamalı etik meselesine önemli bir alternatif oluşturmasını amaçlamaktadır. Aristoteles tarafından insanın rasyonel bir varlık olarak tanımlanması, aklı başında olması ve kendi eylemlerini tercih ederek karar verebilme ayrıcalığı ötanazi için temel olarak değerlendirilecektir. Bu sebeple istemli
Türk halk kültürünün yazılı ve sözlü edebiyatının önemli vesikaları olan atasözleri, zamanla kazanılmış tecrübe ve deneyimlerin kısa, özlü ve derin manalar içeren sözlere yansımasıdır. Atasözleri eğitimden öğretime, tarımdan halk takvimine, tabiattan kâinata, edebiyattan sanata, açlıktan tokluğa, yiğitlikten korkaklığa, cömertlikten cimriliğe, her konuda söylenmiş yol gösterici, eğitici, uyarıcı, öğretici veciz kalıplaşmış ifadelerdir. Gerek sözlü edebiyatımızda gerek yazılı edebiyatımızda millî kültürümüzün bir parçası sayılan atasözleri zengin bir kullanıma sahiptir. Metinlerle takip edebildiğimiz ilk örneklerini Orhun Kitabeleri'nde ve Dîvânu Lugâti't-Türk'te görebildiğimiz atasözleri, varlığını ve tesirini kullanım alanını genişleterek, günümüzde de canlılığını korumaktadır. Atasözleri ve deyimler kalıplaşmış ifadelerdir; ancak çeşitli sebeplerden dolayı bu kalıp ifadelerin bazısının kelimesi değişmiş, bazıları bölgesel özellik gösteren kelimelerle zenginleşmiş, bazı atasözleri de günümüzde unutulmuş olabilir. Az sözle çok şey söyleme kudreti bulunan atasözleri sözlü ve yazılı edebiyatımızın, söz varlığımızın en zengin kaynakları arasına girmektedir. Makalede atasözleri hakkında bilgi verildikten sonra bu ifadelerin bireylerin duygu, düşünce ve yaşantısına yansıtmakta olduğu benzer sözler üzerinden örnekler verilecektir. Bir sonraki aşamada ise Antalya'da kullanılmakta olan ve yazılı kaynaklardan tespit edilen atasözlerinin tematik tahlili yapılacaktır. Ayrıca elde edilen bulgular analiz yöntemi ile varyantlaşma, tema, işlev, konu, eş mana yönleri bağlamında değerlendirilerek Türk atasözleri içindeki durumu ortaya konacaktır.
Takvim-i Vekayi, 2019
ABSTRACT The horse has a very important place in all aspects of the lives of Azerbaijan Turks, who have a rich oral literature. Accordingly, the horse, which is a mount, is used in the epics, fables, proverbs, and products of national folklore. In particular, the horse has gained a significant sense of meaning by taking its place in the proverbs reflecting the Azerbaijani people and their national elements. In this study, proverbs about horses in Azerbaijan Turkish were searched and examined. In this study, based on books “Azerbaycanca-Rusca Rusca-Azerbaycanca Atasözləri və Zərbi- Məsəllər Lüğəti” by Ilyas Hamidov, BehruzAhundov and Leyla Hamidova and "AtalarSözü" by Celal Beydili and İsrafil Abbaslı, general information about "horse" themed proverbs were given; the subjects such as the definition of proverb, the themes of proverbs and the general subjects they discussed were mentioned, and following this, the general characteristics of the Azerbaijani proverbs related with horses are classified to give a semantic and syntactic explanation of the proverbs about horse.
ASEAD 7. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU BİLDİRİLER KİTABI, 2021
Can Birvar, “Aristoteles’in Mülkiyet Anlayışı”, ASEAD 7. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu Bildiriler Kitabı, ed. İrfan Türkoğlu, Astana Yayınları, Ankara 2021, ss. 72-83.
2400’üncü Yılında Aristoteles ve Aristoteles’in Dünya Tefekküründeki Yeri
Evrendeki cisimlerin daha küçüğe bölünmeyen parçalardan meydana geldiğini iddia eden atomculuk görüşü, felsefe tarihinin en eski madde teorilerinden biridir. Sokrat öncesi dönemde Leukippos ve Demokritos gibi materyalist filozoflar tarafından savunulan bu görüş, XVIII. Yüzyıla gelinceye kadar birçok filozof ve teolog tarafından eleştirildi. Ancak bunlar içinde en etkili ve kapsamlı olanları, kuşkusuz Aristo’nun atomculuğa yönelttiği eleştirilerdir. Onun bu eleştirileri, atomculuğun Ortaçağ boyunca gözden düşmesine neden olduğu gibi, diğer taraftan süreç içerisinde teorinin kendini yenileyip belli bir şekil almasına da katkı sağladı...
ULUSLARARASI SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ, 2019
Atinalı Solon M.Ö. 640-560 yılları arasında yaşamış devlet adamı ve şairdir. Çağında yaşanan sınıfsal kavgaları sonlandırmak için arabulucu olarak Atina Arkhonluğuna getirilmiştir. Atina’da süregelen iki uç sosyo-ekonomik sınıf ile yeni yükselen tüccar sınıfının birbiriyle çatışmasını ve yaşanan iktidar darbesi girişimlerini önleyip barış sağlaması için sınırsız yetkilerle donatılmış, bu amaçla yeni yasalar yapması için görevlendirilmiştir. Çağın değişen şartlarıyla farklı sınıfların talep ve değerlerini tarafsız bir şekilde gözlemlemiş, yasalarını herkesi memnun etmeye yönelik yapmıştır. Şiirlerinde ölçülülüğü, adaleti, erdemi ve bilgeliği övmüş, Atina halkının yaşama tarzı ve ahlaki tercihlerindeki aşırılıkları eleştirmiştir. Köleliği kaldırarak yurttaşlık sıfatını tabana yaymış, aristokrasidemokrasi dengesini kurmaya çalışmıştır. Yasaların içeriklerini halkın tutumlarını dengeleyecek şekilde hazırlamış, Atina’ya adil bir anayasa sunmuştur. Aristoteles (M.Ö.384-322), insanı ruh ve bedenden oluşmuş bileşik bir varlık olarak ele almış, onun ruhundaki akıllı yanın izinden giderek erdemlere ve bir etkinlik tarzı olarak mutluluğa nasıl ulaşabileceğinin analizini yapmıştır. İnsanın doğası gereği akıllı bir varlık olmasının yanı sıra politik olması da onun başkalarıyla birlikte yaşamasını gerekli kılar. Bu ayırt edici özellik dolayısıyla insanın en temel erdemini adalet olarak belirler. Bu erdem hem insanın hem de devletin yapısında bulunmalıdır. Böylece süreklilik ve mutluluk sağlanabilir. Adalet aynı zamanda yasalarda ve anayasada bulunmalıdır. Eşitler arasında eşit pay, eşit olmayanlar arasında eşit olmayan pay ilkesini göz önünde bulunduran adalet, devlette de kimlerin eşit olacağına karar verilmesiyle ya da hangi anayasanın yürürlükte kalacağıyla ilgili olarak değişime uğrar. Anayasanın uygulanabilme kriteri bağlı olduğu toplumun huy, tutum ve alışkanlıklarıyla uyumlu olmasında yatar. En iyi anayasa ise, orta huylara sahip olan erdemli kişilerin yönetimde olduğu devlette ortaya çıkacaktır.
OTAM 16.SAYI , 2004
Felsefe tarihinin en önemli sistem filozoflarından biri olan Aristoteles'in özellikle etiği, politikası ve ontolojik kuramı arasında sıkı bir bağ vardır. Bu bütüncül yapıda ise siyaset ve Etik disiplinleri, O'nun politik kuramında girift bir görünüm arz etmektedir. Ele aldığı konunun nesnelerini karanlıkta kalmayacak şekilde kategorileştirme yöntemiyle analiz eden Aristoteles, insan için iyi bir yaşamın nasıl olanaklı olabileceği sorusunun cevabını politikada daha doğrusu erdeme endekslenmiş politikada bulur.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Gazi Türkiyat, 2013
VII. Uluslararası Türk Dili Kurultayı 24-28Eylül 2012 II.Cilt, TDK. Yay., 2020