Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
20 pages
1 file
2019
Bu çalışmanın amacı, bir taşra kentinde eşraf olarak bilinen kişilerin bir statü grubu olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine bakmak ve ayrıca toplumsal hiyerarşideki sosyal konumları açısından "eşraf"ı kavramlaştırmaktır. Çalışmanın bir diğer amacı da Türkiye'de yapılmış olan taşra çalışmalarına sosyolojik açıdan katkı sağlamaktır. Eşraf olma kavramı genel tanımlarından da yola çıkıldığında içerisinde göreli bir seçkinlik hali barındırmaktadır. Bu nedenle "eşraf" olarak araştırmaya katılan kişilerin kendilerini diğerlerinden ayırma hali dikkat çekicidir. Yapılan derinlemesine görüşmeler sırasında katılımcılar eşraf olarak sahip oldukları statünün altını çizmişler ve bu statü konumu ile edindikleri toplumsal hiyerarşideki yerlerini belirtmişlerdir. Ayrıca bu toplumsal konumu sürdürmek ve sahip oldukları statüye uygun olarak davranışlarını ve tercihlerini belirlemek durumunda olduklarını dile getirmişlerdir. Bu noktada kent içinde uzun süredir aynı yerde yaşayan ailelerin ekonomik, toplumsal, kültürel ve sembolik sermaye açısından var olan birikimleri statü konumlarını belirlemede oldukça etkilidir. Çünkü bu belirtilen dört sermaye türü açısından birikimleri, eşrafın statü konumunu sürdürmelerinde de önemlidir. Eşraf, sahip oldukları sermaye ile tercihler yapmakta ve bu tercihler ile "eşraf" olduklarını diğerlerine sunmaktadırlar. Katılımcılar "bize yakışan", "dengimiz olan", "bizden beklenen" gibi söylemler ile statü konumlarını göstermek ve sürdürmek için çabaladıklarını açıkça ortaya koymuşlardır. Yaşamlarını taşrada sürdürmeyi tercih etme nedenlerden biri olarak da bu kentin eşrafı olmanın onlara sağladığı toplumsal konumun ne kadar önemli olduğunu dile getirmişlerdir. Bu durum "eşraf olma" haline yükledikleri anlamı göstermektedir.
2014
Sozlukte disarlik, bir ulkenin baskenti ve onemli sehirleri disindaki yerleri ifade eden tasra, Divan siirinde farkli bircok kullanimla karsimiza cikar. Tasra gitmek, tasra cikmak, tasra dusmek ve tasra ufurmek Divan siirinde karsilastigimiz deyimlerdir. Bu deyimler daha cok tasavvufi bir soylem icinde, mutasavvif sairlerce kullanilmistir. Mutasavvif sairler kendi sembolik dilleri icinde kalbi, hakikatin merkezi olan bir saraya benzetirken tasrayi hakikat alani olan bu sarayin disi seklinde ifade etmislerdir. Bu sairlere gore tasrada olus, hakikati kendi icinde degil, disarida bir yerlerde arama halini ifade eder. Merkeziyetci idare altinda, her turlu sanat gibi divan siiri de istikameti merkez olan ve daima merkez etrafinda sekillenmis bir siirdir. Şairin siirini ispat ettigi ve takdirini almaya calistigi yer payitahttir. Divan sairi icin payitaht bir tanrisallik icerirken kenar ifadesiyle isaret edilen tasra cehaletin ve degersizligin temsili olmustur. Tasrali olsun ya da olmasin ...
Öz Osmanlı padişahının kapıhalkından olup onun bulunduğu yer ile mukayyed bir teşkilata sahip olan Dersaadet müteferrikaları, 16. yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte, hükümdardan uzakta, taşraya yayılmaya başlamışlardı. Timarlı olan bu müteferrikalar, taşrada sosyo-ekonomik bir taban elde etmeye başlamışlar ve hatta yerli bir takım kişiler müteferrika zümresi arasına girmişti. Seçkin bir bürokratik zümre olan müteferrikalar, bu sefer de şehrin seçkinleri arasına girerek ayânlaşıyorlardı. Çiftliklerinde tarım ve hayvancılık yapan müteferrikalar, bir takım patronaj ilişkileri çerçevesinde bulundukları yerde kökleşmeye çalışıyorlardı. Bu makalede şer'iye sicilleri kaynaklı olarak Dersaadet müteferrikalarının Trabzon'daki faaliyetleri incelenerek, bürokrasinin yerelleşmesine dair örnekler sıralanmıştır. Bu şekilde, bürokrasideki yerelleşmenin anlamlandırılmaya çalışıldığı " Osmanlılaşma " kavramının muhtevasını detaylandırılabilmek amaçlanmıştır. Abstract The " Dersaadet Muteferrika " s belonged to the Sultan's household and traditionally were located at the same place as the Sultan. Starting from the second half of the 16 th century, they began to spread to the countryside far from the sultans. Being a part of the " timâr " system, they achieved a socioeconomic base in the provinces and even some local people entered to the community of the " Dersaadet Muteferrika " s. The " Dersaadet Muteferrika " s, who formed an elite bureaucratic community, entered among the notables of the city and became " ayân " s. Being engaged with activities in agriculture and livestock farms, they were trying to nestle
Journal of Turkish Research Institute, 2003
Alaattin UCA• ÖZET Bu araştırmada, "Delikli Taş" etrafında gerçekleştirilip, Anadolu'nun muhtelif yerlerinde yaşatılan, ancak günümüzde unutulmuş, bazı örf, adet ve tedavi yöntemleri üzerinde durulmaktadır. Halk hekimli~inin bir uygulaması olarak görülüp, gelenek halini alan bu inanç ve egzersizler folklorumuzun önemli degerlerindendir. rihte ve günümüzde, taşın toplumlar üzerinde etkili oldugu ilinmektedir.Tarihe malolmuş bir çok toplulukta oldugu gibi, günumüzde yaşayan pek çok toplumda da taşlarla ilgili inançlara ve "Taş kültli"ne rastlanınaktadır. Taş kültü gibi, halk hekimliginin de kaynagı insanlık tarihi kadar eskidir. Bu iki tarihi unsur, zaman zaman iç içe girmiş ve birbirini tamamlamıştır. Yani, insanlar hastalıktan, ugursuzluktan, büyüden, kısacası olumsuzluklardan kurtulmak için taşlara yönelmişlerdir.
Kesit Akademi
Mamak and Yenimahalle districts. It is crucial to analyze the flood situation of the basin and take precautions in line with this analysis, since it passes through the most crowded Ankara's district centers and floods have occurred since past periods. Field studies were carried out in different periods between 2019-2022 in the basin. The data needed for the study were obtained from the relevant institutions and organizations. Geographic Information Systems techniques, satellite images and statistical methods were used at every stage of the study. Quadratic Trend Analysis was applied to reveal the precipitation and temperature status of the basin in the coming years. Flood susceptibility analysis of the basin was performed using Analytic Hierarchy Process (AHP) and Morphometric Analysis methods with ArcGIS of Desktop 10.5 program. According to the findings obtained as a result of the study, it was determined that 63% of the basin has high and very high flood sensitivity. Approximately 85% of the settlements in the basin are located in areas with high and very high flood susceptibility. In addition, it has been determined that one of the most important problems in the basin is incorrect land use. In the last stage of the study, a flood planning map was produced for the next years of the basin, taking into account the current situation assessments in the basin and the results of the analyzes made.
Taşrada Soylulaştırma: Sivas İşhanı Köyü Eğri Köprü Mahallesi Örneği, 2019
oylulaştırma olgusu, günümüzde kent ve kentle ilgili disiplinler tarafından sıklıkla incelenen bir araştırma konusudur. Özellikle post-endüstriyelleşen kentler üzerinden tartışılan olgu Türkiye’de sınırlı bir çerçevede ve büyük kentler üzerinden incelenmektedir. Bu çalışmada ise henüz büyük şehir statüsü kazanamamış, sanayileşme basamaklarını tamamlayamamış, Sivas ili özelinde, bir köy örneğinden hareketle, soylulaştırmanın işleyiş biçimi ve gündelik hayattaki karşılığı betimlenmeye çalışılmaktadır. Çalışmanın inceleme alanı olarak Sivas İşhanı Köyü seçilirken sürecin açıklanması için Philip Clay’in (2008) dörtlü basamaklandırmasının yanı sıra, iletişim sürecinin çözümlenmesi için Yılmaz Bilecen’in (2019) onlu kodlamasından faydalanılmıştır. İşhanı Köyü’nde soylulaştırma süreci, köyün ekenek alanı olan, tepe kısmında TOKİ’lerin yapılması ile son birkaç yıl içerisinde başlamaktadır. İşhanı Köyü’nün ekenek alanı olmaktan çıkan araziler günümüzde “lüks konutların” yer aldığı bir semte dönüşmüştür. Beyaz yakalı ve orta sınıfta yer alan kişilerin yaşamayı tercih ettiği mahallenin üst kısmı, ilk kez oturuma 2007 yılında yoksul aileler için yapılan TOKİ konutlarıyla birlikte açılmıştır. Soylulaştırmada öncü rolü üstlenen akademisyenler çevredeki diğer sitelere doğru yayılım gösterirken farklı gelir grupları aynı alan içerisinde birlikte yaşamaya başlamış ve akademisyenler kültürel dönüşümü hızlandırmıştır. Çalışmada bu dönüşüm gündelik hayata yansımaları ile birlikte tartışılmaktadır. Çalışmada yöntem olarak son on yıldır mahallede yaşanarak gerçekleştirilen doğrudan gözlemin yanı sıra, yüz yüze gerçekleştirilen mülakatlarla; köylüler, mahallede yaşayanlar ve muhtarlarla görüşülmüş ek olarak Sivas Belediyesi’ne ait faaliyet raporları ve mahallede yer alan duvar yazıları incelenmiştir. Görüşmeler yarı yapılandırılmış mülakat tekniği ile gerçekleştirilirken diğer materyaller niteliksel metin analizinden hareketle incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda görülmüştür ki, hızla gerçekleştirilen soylulaştırma Clay’in soylulaştırma modeli uyumlu bir şekilde hareket edilmekte ve Yılmaz Bilecen’in geliştirdiği kodlarla uyumlu sonuçlar içermektedir. İşhan Köyü’nde soylulaştırma süreci, köyün ekenek alanı olan, tepe kısmında TOKİ’lerin yapılması ile son birkaç yıl içerisinde başlamaktadır. İşhan Köyü’nün ekenek alanı olmaktan çıkan araziler günümüzde “lüks konutların” yer aldığı bir semte dönüşmüştür. Beyaz yakalı ve orta sınıfta yer alan kişilerin yaşamayı tercih ettiği mahallenin üst kısmı, ilk kez oturuma 2007 yılında yoksul aileler için yapılan TOKİ konutlarıyla birlikte açılmıştır. İlk dönemlerinde alt yapı ve ulaşım sorunlarının yaşandığı mahalleye KARDEŞLER TOKİ ya da İŞHAN TOKİ olarak hitap edilmiş ve lokasyon konutlar üzerinden tanımlanmıştır. Siteye bir yıl sonra yeni blokların, çarşının eklenmesi ve ardından üniversiteye yakınlığından dolayı Akademisyenler Sitesi ve villalarının, bekarlar için sadece kiralama yoluyla ikamet edile bilinen stüdyo tipi dairelerin yapılması ve öğrenciler için yurt açılması gibi etmenlerle soylulaştırma süreci hızlanmıştır. Saçaklanarak yerleşim alanın altına ve üstüne doğru ilerleyen konut stoku TOKİ’leri çevreleyip, ekenek alanı tahrip ederken, mahallede konut fiyatları ve kiralar yükselmiş özellikle, on yılını dolduran kiracılar için süreç sorunları da beraberinde getirmiştir. Soylulaştırmada öncü rolü üstlenen akademisyenler çevredeki diğer sitelere doğru yayılım gösterirken farklı gelir grupları aynı alan içerisinde birlikte yaşamaya başlamış ve akademisyenler kültürel dönüşümü hızlandırmıştır. Çalışmada bu dönüşüm gündelik hayata yansımaları ile birlikte tartışılmaktadır. Çalışmada yöntem olarak son on yıldır mahallede yaşanarak gerçekleştirilen doğrudan gözlemin yanı sıra, yüz yüze gerçekleştirilen mülakatlarla; köylüler, mahallede yaşayanlar ve muhtarlarla görüşülmüş ek olarak Sivas Belediyesi’ne ait faaliyet raporları ve mahallede yer alan duvar yazıları incelenmiştir. Görüşmeler yarı yapılandırılmış mülakat tekniği ile gerçekleştirilirken diğer materyaller niteliksel metin analizinden hareketle incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda görülmüştür ki, hızla gerçekleştirilen soylulaştırma Clay’in soylulaştırma modeli uyumlu bir şekilde hareket edilmekte ve Yılmaz Bilecen’in geliştirdiği kodlarla uyumlu sonuçlar içermektedir.
Sabit Fikir, 2025
Mustafa Kutlu biz okuyucularını şaşırttı ve yaklaşık altı yıl aradan sonra tabiri caizse hikâye orucunu bozdu ve “Başkanın Adamları” adlı yeni hikâyesiyle karşımıza çıktı. Birinci baskısını Mayıs 2024’te yayımlanan bu kitap, Kutlu'nun Dergâh Yayınları’ndaki 50. kitabı olma özelliğini taşıyor. Daha önce “Tufandan Önce” hikâyesinden tanıdığımız belediye başkanı Şemsettin Bilen ve çevresindekilerin siyasetin ortasında arayışlarını, hayal kırıklıklarını, aşklarını ve sevinçlerini merkezine alırken, taşra siyaseti, kasaba sosyolojisi ve yerel halkın samimi yaşamına odaklanıyoruz.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Abant Sosyal Bilimler Dergisi, 2024
Sanat Tarihi Dergisi, 2024
Uluslararası İnsan Çalışmaları Dergisi, 2019
Paradigmaakademi, 2021
Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2021
Kent Akademisi, 2021
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 2023
Çeşm-i Cihan (Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi) E-Dergisi, 2021
Sonçağ Yayıncılık, 2021
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2023
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2022
Hasan Kaplan-Necmiye Özbek Arslan-Fazile Eren Kaya (2024). Bir Taşlıcalı Yahyâ Meselesi, İstanbul: DBY Yayınları.
BENGİ Dünya Yörük-Türkmen Araştırmaları Dergisi, 2022
Kapitalizm ve Türkiye I: Kapitalizm, Tarih ve Ekonomi içinde, Ed: Fuat Ercan ve Yüksel, Akkaya, Dipnot Yayınları, 2005
XVIII. Türk Tarih Kongresi1-5 Ekim 2018 , 2022
978-625-396-442-9, 2024
International Journal of Academic Value Studies (JAVStudies), 2019