" Tarih Tasarımı " isimli eserinde R.G. Collingwood, felsefi sorunların ve onlara verilen yanıtların tarihsel olarak değiştiğini ortaya koyar. 2 Değişen ekonomik ve toplumsal koşullar, yeni sorunlar ve sorular doğurur, yeni yanıtların bulunmasını zorunlu kılar. Yine de toplumsal ve ekonomik koşulların sürekli bir değişim içerisinde olması bu değişim içinde büyük ölçüde " aynı " kalmayı başaran birtakım ilkelerin olmadığı anlamına gelmez. Buna " değişimin içindeki değişmeyen ilke " arayışı da denebilir. Bir yandan toplumsal ve ekonomik koşullardaki değişimin peşinden gitmek, eski ve yeni arasındaki farklılıkları keşfetmek, bir yandan da bu değişimin düşünce dünyasındaki değişimle karşılıklı etkileşimini araştırmak ve bütün bu değişimler içerisinde değişmeyen birtakım ilkelerin varlığını keşfetmek herhalde bir sosyal bilimcinin en çok heyecan duyduğu noktalar olsa gerek. Bir sanatçı, fakat aynı zamanda siyasi bir düşünür de olduğu görülen Ambrogio Lorenzetti'nin, Belediye Sarayı'nın Dokuzlar Odasının duvarlarına bu evrensel ilkeleri nakşederken benzer bir heyecanı duymuş olması pek muhtemeldir. 14. yüzyıl Siena'sında yaşamış olan Lorenzetti, Belediye Sarayı'nın Dokuzlar Odası'nın (Sala dei Nove) duvarlarına iyi ve kötü yönetim alegorisini içeren freskler yapmıştı. Duvardaki freskler iyi yönetimi; kentin içinin de dışının da güvenlikli, imar edilmiş, herkesin işini gücünü, eğlencesini, eğitimini sürdürdüğü bir yer olarak tasvir ederken kötü yönetim olarak görülen despotluk altında ise yoksulluk, mahrumiyet, zulüm ve ölüm hüküm sürüyordu. Siena'da var olan zengin tüccarlara dayanan cumhuriyetçi yönetimin övgüsünü yapan Lorenzetti esasında, kent yöneticilerinin halka karşı sorumluluklarını yerine getirmediklerinde ya da halk kendi temsilcilerini izleyip gerektiğinde uyarmadığında doğabilecek kötü sonuçları hem yurttaşlara hem de yöneticilere hatırlatmaktadır. Bunun da ötesinde Dokuzlar Odasının kuzey duvarlarını süsleyen muhteşem fresklerde " iyi yönetim istiaresi " bölümünün baş figürü olan " filozof-kral " , " Tommasocu-Aristotelesçi anlamda bonum commune'nin (ortak iyi) cisimleşmiş hali " dir. 3 Merkeze yerleştirilmiş bu filozof-kral figürü bize iyi yönetimin lütuflarından yararlanabilmek için " ortak iyinin başat konuma gelmesi gerektiğini " söylemektedir. İşte bu freskin " iyi ve kötü yönetimlere " dair vurgusu, tüm çağları kapsayan ilkeleri taşımaktadır. Cumhuriyetçi bir yönetimde erdemli yurttaşlar kamusal yaşama katılarak, yöneticilerini seçerken ve yönetilirken belirli bir bilinçle hareket edip, " ortak iyi " nin oluşumuna aktif bir şekilde katılarak her türlü " yozlaşma " tehlikesine karşı uyanık olurken erdemli yöneticiler de halka karşı sorumluluklarını yerine getirip ortaya çıkan " ortak iyi " nin yerine getirilmesi görevini üstlenmelidirler. Aziz Augustinus'un " geçmişin şimdiki zamanı " gibi bu ilkeler de yüzyıllar boyunca değişen onca şeye rağmen değişmeden devam etmektedirler. İşte elinizdeki çalışma cumhuriyetçi siyasal düşünce geleneği içindeki değişmeyen ilkelerden biri olan " ortak/kamusal iyi " nin modern cumhuriyetçi düşüncenin fikir " babalarından " Machiavelli özelinde ele alınışına odaklanmıştır. Machivaelli'in cumhuriyetçi bakış açısı büyük ölçüde antik döneme ilişkin yaptığı okumalara dayanmaktadır. Bu çerçevede antik mirası iki başlık altında ele aldığı söylenebilir: İ.Ö. 4. ve 5.